NAFAKA ALACAĞI TBK 100. MADDE UYGULANIR

Başlatan Deniz034, 09 Nisan 2019, 23:30:21

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034
8. Hukuk Dairesi 2014/24943 E. , 2016/6561 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İcra Emrine itiraz


Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:



K A R A R

Borçlu aleyhine velayetin değiştirilmesi ve nafaka ilamı ile hükmedilen iştirak nafakası alacağının tahsili amacıyla ilamlı takip başlatılmış, borçlu vekilinin ödeme itirazı üzerine; Mahkemece, borçlu vekili tarafından dosyaya ibraz edilen ... ödeme belgelerinde, nafakaya ilişkin olduğuna dair herhangi bir ibare olmadığı, ödemelerin büyük bir kısmının takip tarihinden sonra olduğu, ibraz edilen belgelerden, bir kısmının takip konusu alacağa ilişkin olduğunun ispatlanamadığı gerekçesi ile itirazın reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu, yeni uygulamalarla objektif kriterlerle yumuşatılmış olup; Dairemizin son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Aksi düşünce, aşırı şekilcilik olup, hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağından kabulü mümkün değildir. Bunun dışında ödemenin okul ücreti vs gibi açıklamalar ile yapılması halinde ise ahlaki bir vecibenin yerine getirilmesi olarak kabul edilmesi gerektiğinden nafakaya mahsup edilemez.
O halde; Mahkemece, yapılan kısmi ödemelerin hesaplanmasında, dosya arasında nafakaya mahsuben yapılmış ödemelerden takip konusu aylara ilişkin (18/01/2011,25/02/2012 gibi) ödemelerin mahsubu gerektiği gibi dayanak 15/12/2010 tarihli ilamda velayetin değiştirilmesine karar verildiğinden bu tarihten itibaren nafaka alacağı doğmayacağından devam eden tarihlerdeki nafakaya dair ödemelerin dosya borcuna mahsup edilmesi gerekir. Anılan belgelere dayalı ödemelerin talep edilen nafakalar yönünden, TBK.100 (BK.84) maddesine göre yapılan ödemeler olarak kabul edilip, istenilebilecek alacak miktarının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi isabetsizdir
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUM'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 11.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)

2665

Yanıtlar: 0
Gösterim: 4517