YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 28.04.2015 tarihli ve 462-135 sayılı

Başlatan İçtihat, 04 Şubat 2021, 20:43:55

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_İçtihat

-2
ÖZET: Sanığa isnat olunan uyuşturucu madde ticareti suçunun 'örgüt faaliyeti çerçevesinde
işlenmemiş olması' nedeniyle Mahkemece CMK’nın 139. maddesi uyarınca 'gizli soruşturmacı'
görevlendirilmesine karar verilmesi isabetli olmayıp, alıcı rolüne girerek sanıktan uyuşturucu madde
satın alan görevlilerin gizli soruşturmacı değil gizli soruşturma yapan adli kolluk görevlileri olarak
kabul edilmeleri gerekir. Bu görevlilerin ancak 'suça azmettirmeden veya teşvik etmeden' elde
ettikleri deliller hukuka uygun olacaktır.
Sanık R.A. hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü temyiz
edilmeksizin kesinleşmiş olup, itirazın kapsamına göre inceleme, sanık V.A. hakkında uyuşturucu madde
ticareti suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca
çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, uyuşturucu madde ticareti suçundan sanık hakkında 5237 sayılı
TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının isabetli olup olmadığının
tespitine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle suç işlemek için
kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmediği anlaşılan uyuşturucu madde ticareti suçuna
ilişkin olarak 5271 sayılı CMK’nın 139. maddesi uyarınca 'gizli soruşturmacı' görevlendirilmesinin mümkün
olup olmadığı, bu kapsamda somut olayda kolluk görevlilerinin statülerinin ne olduğu hususlarının
değerlendirilmesi, buna bağlı olarak uyuşturucu madde ticareti suçundan sanık hakkında zincirleme suç
hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından,
Kolluk görevlilerince, D.’nin çeşitli mahallelerinde uyuşturucu madde ticareti yapan kişilere yönelik
olarak yapılan çalışmalarda, bu kişilerin uyuşturucu madde satışı yaparken yakalanmayı zorlaştırmak
amacıyla uyguladıkları yöntemler nedeniyle, normal polisiye önlemler ve teknik tedbirlerle suçun
açığa çıkarılmasının mümkün olmadığının tespit edilmesi üzerine, D. 4. Sulh Ceza Mahkemesince
06.02.2012 gün ve 2 sayı ile, uyuşturucu madde ticareti yapan kişilerin tespit edilebilmesi ve suçun
açığa çıkarılabilmesi için 5271 sayılı CMK’nın 139. maddesi uyarınca SKG. sorumluluğunda GS., GS., GS.
ve GS. aidiyet numaralı görevlilerin gizli soruşturmacı olarak görevlendirilmesine, gizli soruşturmacılara
uyuşturucu madde satma isteminde bulunulması halinde teknik araçlarla görüntülerin kayıt altına
alınmasına ve söz konusu uyuşturucu maddelerin delil toplama kapsamında şüpheli şahıslardan alınarak
elkonulmasına karar verildiği,
Gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin talep yazısı ve gizli soruşturmacı görevlendirilmesine
ilişkin kararda, uyuşturucu madde ticareti suçunun, suç işlemek için kurulmuş bir örgütün faaliyeti
çerçevesinde işlendiğine ilişkin bir iddianın ileri sürülmediği,
13.06.2012 tarihinde alıcı rolündeki görevlilerin araçla Eskihisar Mahallesine geçiş yapılan cadde
üzerinde beklemekte olan sanık V.’nin yanına yanaştıkları, sanığın 'söyle ağam, söyle' diye seslenmesi
üzerine alıcı görevlinin '2 tane dayı' dediği, sanığın 'yirmilik mi' diye sorduğu, alıcı görevlinin 'he yirmilik'
şeklinde cevap verdiği, sanığın 'ver bakalım' diyerek görevlinin uzattığı 20 Lirayı aldıktan sonra ikametine
giderek oradan getirdiği bir paket halindeki 0,9 gram esrarı görevliye verdiği,
14.06.2012 tarihinde aynı görevli tarafından bu kez sanığın ikametine gidildiği, evde bulunan sanığa
alıcı görevli tarafından 'biraz erken oldu ama işim vardı' denildiği, sanığın 'söyle' demesinden sonra
görevlinin 10 Lirayı uzattığı, parayı alan sanığın eşi R.’ye 'on liralık al gel ordan' demesi üzerine, R.’nin
içeriye girip bir süre sonra bir paket halindeki 0,5 gram esrarı avluda oturmakta olan sanığa attığı ve
sanığın da bu esrarı görevliye verdiği,
12.03.2013 tarihinde sanığın evinde yapılan aramada, herhangi bir uyuşturucu veya uyarıcı madde
ele geçirilmediği,
İ. Kriminal Polis Laboratuvarının 22.06.2012 gün ve 5608 sayılı ekspertiz raporunda, alıcı görevlilerce
sanıktan 13.06.2012 tarihinde alınan maddenin, esrar ihtiva eden ve esrar elde etmede kullanılan hint
keneviri bitkisi uç kısımları olduğu, net 0,9 gram esrar içerdiğinin ifade edildiği,
İ. Kriminal Polis Laboratuvarının 05.11.2012 gün ve 6722 sayılı ekspertiz raporunda, alıcı görevlilerce
sanıktan 14.06.2012 tarihinde alınan 0,5 gram ağırlığındaki maddenin, esrar ihtiva eden ve esrar elde
etmede kullanılan hint keneviri bitkisi uç kısımları olduğunun belirtildiği,
Anlaşılmaktadır.
Sanık V.A. soruşturma aşamasında, görevlilere esrar sattığını kabul etmiş,
Mahkemede, içici olduğunu, kimseye esrar satmadığını, polislerin suçu kabul ettiği takdirde eşinin
yargılanmayacağını söyledikleri için soruşturma aşamasında suçu kabul ettiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık konularının sırasıyla irdelenmesi ve değerlendirilmesinde,
1- Suç işlemek için kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmediği anlaşılan uyuşturucu
madde ticareti suçuna ilişkin olarak 5271 sayılı CMK’nın 139. maddesi uyarınca 'gizli soruşturmacı'
görevlendirilmesinin mümkün olup olmadığı, bu kapsamda somut olayda kolluk görevlilerinin
statülerinin ne olduğu hususlarının değerlendirilmesinde:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 'Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi' başlıklı 139. maddesinin suç
tarihinde yürürlükte bulunan hali,
'1) Soruşturma konusu suçun işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka surette
delil elde edilememesi halinde, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı kararı
ile kamu görevlileri gizli soruşturmacı olarak görevlendirilebilir.
2) Soruşturmacının kimliği değiştirilebilir. Bu kimlikle hukukî işlemler yapılabilir. Kimliğin oluşturulması ve
devam ettirilmesi için zorunlu olması durumunda gerekli belgeler hazırlanabilir, değiştirilebilir ve kullanılabilir.
3) Soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin karar ve diğer belgeler ilgili Cumhuriyet Başsavcılığında
muhafaza edilir. Soruşturmacının kimliği, görevinin sona ermesinden sonra da gizli tutulur.
4) Soruşturmacı, faaliyetlerini izlemekle görevlendirildiği örgüte ilişkin her türlü araştırmada bulunmak ve
bu örgütün faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili delilleri toplamakla yükümlüdür.
5) Soruşturmacı, görevini yerine getirirken suç işleyemez ve görevlendirildiği örgütün işlemekte olduğu
suçlardan sorumlu tutulamaz.
6) Soruşturmacı görevlendirilmesi suretiyle elde edilen kişisel bilgiler, görevlendirildiği ceza soruşturması
ve kovuşturması dışında kullanılamaz.
7) Bu madde hükümleri ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir:
a) Türk Ceza Kanunun’da yer alan,
1. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
2. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde 220),
3. Silahlı örgüt (madde 314) veya bu örgütlere silah sağlama (madde 315).
b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12)
suçları.
c) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar'
şeklindedir.
06.03.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürülüğe giren 6526 sayılı Kanun’un 13. maddesi
ile CMK’nın 139. maddesinin birinci fıkrası 'Soruşturma konusu suçun işlendiği hususunda somut delillere
dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka surette delil elde edilememesi hâlinde, kamu
görevlileri gizli soruşturmacı olarak görevlendirilebilir. Bu madde uyarınca yapılacak görevlendirmeye ağır
ceza mahkemesince oy birliğiyle karar verilir. İtiraz üzerine bu tedbire karar verilebilmesi için de oybirliği
aranır.' şeklinde değiştirilmiş, altıncı fıkrasına ise 'Suçla bağlantılı olmayan kişisel bilgiler derhâl yok edilir.'
cümlesi eklenmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonunca kanuna eklenen madde gerekçesinde 'Kışkırtıcı
ajan kullanılmasının hukuk devleti ilkesi bakımından büyük sorunlar yaratması karşısında, batı ülkelerinde
giderek artan ve buna paralel olarak da toplum hayatında tamiri kabil olmayan yaralar açan organize
suçlulukla mücadelede gizli soruşturma yapan bir görevliden yararlanma düşüncesi ortaya çıkmıştır. Gizli
soruşturmacı, kışkırtıcı ajan değildir. Bunun kışkırtıcı ajandan en önemli farkı, gizli soruşturmacının hiç bir
zaman azmettiren durumunda bulunamamasıdır.
Gizli soruşturmacı, görevi sırasında suç işlemeyecektir.
Gizli soruşturmacının, içine girdiği örgüt içerisinde uzun süre kalabilmesi, onun ‘uydurma kimlik’ sahibi
olması ve bu kimlik altında bazı işlemlerde bulunabilmesine de bağlıdır.
Karşılaştırmalı hukukta, bu tedbirler vasıtasıyla bireyin temel hak ve özgürlüklerine ağır biçimde müdahale
edilmesi nedeniyle, tedbire karar verme yetkisi konusunda özel yetki kuralları öngörülmüştür' denilmektedir.
Ceza Muhakemesi Kanunun’da Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi,
Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin, 'Tanımlar'
başlıklı 4. maddesinin (ç) bendinde gizli soruşturmacının, 'Gerektiğinde örgüt içine sızmak, gözetlemek,
izlemek, örgüte ilişkin her türlü araştırmada bulunmak ve örgütün işlediği suçlarla ilgili iz, eser, emare ve
delilleri toplamak ve muhafaza altına almakla görevlendirilen kamu görevlisini,' ifade ettiği belirtilmiştir.
5271 sayılı CMK’nın 139. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları ile Ceza Muhakemesi Kanunun’da
Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı ve Teknik
Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin, 4. maddesinin (ç) bendi içeriği
birlikte değerlendirildiğinde gizli soruşturmacının sadece 5271 sayılı CMK’nın 139. maddesinin yedinci
fıkrasında belirtilen suçların, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmeleri şartıyla görevlendirilebileceği kabul
edilmelidir. Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmeyen suçlar için gizli soruşturmacı görevlendirilemez.
Nitekim öğretideki hakim görüş de CMK’nın 139/7. maddesinde belirtilen suçların ancak bir örgüt
faaliyeti kapsamında işlenmesi halinde gizli soruşturmacı kullanılabileceği yönündedir. (Necati Meran,
İletişimin Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı ve Teknik Takibin Hukuki Boyutu, Adalet Yayınevi, Ankara
2013, 2. Bası, s.362-364, Ersan Şen, Türk Hukuku’nda Telefon Dinleme-Gizli Soruşturmacı-X Muhbir,
SeçkinYayınevi, Ankara, 2013, 6. Bası, s.236, Bahri Öztürk-Behiye Eker Kazancı-Sesim Soyer Güleç, Ceza
Muhakemesi Hukukunda Koruma Tedbirleri, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2013, 1. Bası, s.244, V... Özer Özbek,
Türk Hukuku’nda Gizli Soruşturmacının Ceza Sorumluluğu, Ceza Hukuku ve Kriminoloji Dergisi, Adalet
Yayınevi, Ankara, 2014, Cilt.2, Sayı.1-2, s.147-148)
Ancak kolluk görevlilerinin, CMK’nın 160 ve devamı maddeleri uyarınca Cumhuriyet savcısının emri
doğrultusunda ve genel yetkileri ile görevleri kapsamında, suç ve failini belirlemek ve suçla ilgili delilleri
toplamak amacıyla, alıcı rolüne girerek, suça azmettirmeden veya teşvik etmeden şüpheliden uyuşturucu
madde satın alması mümkündür.
Bu durumlarda adli kolluk görevlisinin 5271 sayılı CMK’nın 139. maddesi uyarınca değil, 160 ve
devamı maddeleri uyarınca görevlendirilmesi yeterlidir. (Yener Ünver-Hakan Hakeri, Ceza Muhakemesi
Hukuku Ders Kitabı, 9. Bası, Adalet Yayınevi, Ankara, 2014, s.474,)
Gizli görevlinin işlenen veya işlenmek üzere olan suçu ortaya çıkartmak için şüphelilerle temas kurarak
suçüstü yakalanmalarını sağlaması Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesine uygun bulunmuştur. (AİHM’nin Ludi/İsviçre, 15.06.1992 gün ve 12433/1986 sayılı kararı)
Ancak görevlinin suç işlemeye niyeti olmayan kişileri suç işlemeye teşvik ve azmettirmesi AİHS’nin ihlali
olarak kabul edilmiştir. (AİHM’nin Teixeira de Castro/Portekiz, 09.06.1998 gün ve 25829/94 sayılı kararı)
Somut olayda, sanık V. A.’ye isnat olunan uyuşturucu madde ticareti suçunun 'örgüt faaliyeti
çerçevesinde işlenmemiş olması' nedeniyle, mahkemece 5271 sayılı CMK’nın 139. maddesi uyarınca
'gizli soruşturmacı' görevlendirilmesine karar verilmesi isabetli olmayıp, alıcı rolüne girerek sanıktan
uyuşturucu madde satın alan görevlilerin gizli soruşturmacı değil gizli soruşturma yapan adli kolluk
görevlileri olarak kabul edilmeleri gerekir. Bu görevlilerin ancak 'suça azmettirmeden veya teşvik
etmeden' elde ettikleri deliller hukuka uygun olacaktır.
...
   YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 28.04.2015 tarihli ve 462-135 sayılı

Benzer Konular (10)