Adi Ortaklığa Ait Alacak Üzerine Haciz Konulamaz

Başlatan Özgür KOCA, 17 Eylül 2014, 14:08:25

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Özgür KOCA
Yargıtay 21. hukuk Dairesinin 2003/11642 E. 2003/14344 Karar sayılı kararında; "İcra Müdürlüğü'nce borçluların kurdukları adi ortaklık niteliğindeki ortak girişimin Karayolları Genel Müdürlüğü nezdinde tahakkuk ettiği iddia edilen istihkakları üzerine 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğine karar verilmiştir. Borçlar Kanunu'nun 522 ve 523. maddeleri gereğince adi ortaklıkta her ortak şirketin iştirak hakkına sahip olduğundan ortağın kişisel alacaklıları borçlu ortağın şirketteki kar payının İİK. nun 89. maddesine göre haczettirebilirler. Ayrıca adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. Somut olayda, doğrudan istihkak alacağı üzerine haciz ihbarnamesi usulsüz olduğundan mercice şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir."

Danıştay 4. Dairesinin 2006/5341 E. 2007/352 K. sayılı Kararında; " ... olayda, ortağın kişisel borcu için adi ortaklığın istihkakına ortaklıktaki payı oranında haciz konduğu, ortağın şahsi alacaklılarının ancak şerikin, tasfiye sonundaki payından faydalanabilecekleri, ortaklığa ait malları haczedemeyecekleri, aksi halde ortaklığın giderlerini yapamaz hale gelmesine veya tüm maliyet masraflarının tek ortak tarafından karşılanmasına neden olunacağı, bu durumda ortaklığın iş göremez duruma geleceği gerekçesiyle haciz işleminin iptaline karar vermiştir. Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, Ankara 1. Vergi Mahkemesinin 7.6.2006 günlü ve E: 2006/439, K: 2006/951 sayılı kararının onanmasına 14.02.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi. "

Yargıtay 21. hukuk Dairesinin 2004/6297 E. 2004/7333 Karar sayılı kararında; "Adi ortaklıkta, ortağın alacaklıları ancak ortağın tasfiye payını haczettirebilir. Alacaklı, ortaklığın malı üzerine haciz koyduramaz. Dosya kapsamından ortaklığa ait işyerinde haciz yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda adi ortaklığın istihkak davasının kabulü gerekirken reddi isabetsizdir. B.K.'nun 534. maddesine göre bir ortağın alacaklıları haklarını ancak ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler. Alacaklı ortaklığa ait bir mal üzerinde haciz koyduramaz."

T.C.
YARGITAY                                 
12. Hukuk Dairesi                                              
                                          
ESAS NO   : 2013/23119
KARAR NO: 2013/32371

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi Gülşen Tombuloğlu tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Borçlu vekili, müvekkilinin borcundan dolayı adi ortaklığın alacaklarına haciz konulamayacağından bahisle haciz işleminin iptalini talep etmiş, mehkemece istemin reddine karar verilmiştir.

Türk Borçlar Kanunu'nun 622 ve 623 ( Mülga 818 sayılı BK 522 ve 523.) maddeleri gereğince adi ortaklıkta her ortak şirketin iştirak hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklıları borçlu ortağın şirketteki, yıl sonunda bilançonun düzenlenmesi ile ortaya çıkan, kar payını haczettirebilirler. Ayrıca, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. Adi ortaklıklarda, ortaklardan birinin kişisel borçlarından dolayı hakkında takip yapılması halinde, adi ortaklığın istihkakına haciz konulamaz.

Somut olayda, borçlu şirket aleyhine yürütülen genel haciz yoluyla takipte, borçlu şirketin istihkak ve hak edişlerine haciz konulması için, icra müdürlüğünce 3.kişi Başbakanlık TOKİ Başkanlığı'na  haciz müzekkeresi yazıldığı, ancak adı geçen üçüncü kişi ile borçlu şirketin de ortağı olduğu adi ortaklık arasında sözleşme ilişkisi olup, istihkak ve hakedişlerin adi ortaklığa ait olduğu görülmektedir.

Bu durumda mahkemece, şikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (10)