Toplu rehin - ipotek -zorunlu takip arkadaşligi

Başlatan Deniz034, 23 Aralık 2016, 07:55:38

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034

Toplu rehin - ipotek - arsa payının kat mülkiyetine dönüşmesi -
Özet:
Uygulama ve öğretide yer alan tanımlamaya göre, bir tek alacak için birden fazla taşınmaz üzerinde, her biri alacağın tamamına teminat (güvence) teşkil etmek üzere, rehin yükü taşınmazlar arasında paylaşılmadan kurulan rehine, toplu rehin (kollektif rehin - müşterek rehin, birlikte rehin = Gesaptpfand) denilmektedir (Köprülü-sınırlı-haklar-İstanbul 1982- 1983,2.bası sh.291 vd.).

Yine aynı Kanun'un 873/3. maddesinde ise; aynı alacak için birden çok taşınmazın rehnedilmiş olması halinde, rehnin paraya çevrilmesi isteminin, taşınmazların tamamı hakkında yapılacağı  düzenlemesi  mevcuttur. Buna  göre, toplu rehin  durumunda, ipotek  alacaklısı, alacağı gününde ödenmemişse, açıklanan yasa hükmü gereği, üzerinde toplu (birlikte) rehin kurulmuş olan taşınmazların her birinin aynı zamanda satılmasını talep etmek zorundadır. Bu zorunluluk, alacaklının istediği taşınmazı sattırarak keyfi davranmayı önlemeye yöneliktir (HGK.27.11.2002. T, 12-823/1020 K.).

Somut olayda, 1497 ada 266 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazda 07.06.2006 tarihinde kat irtifakı kurulduğu ve N...... Ltd. Şti.nin hissesine isabet eden bağımsız bölümler üzerine, 27.04.2006 tarihinde tesis edilen ipoteğin aynen taşındığı, ancak, şikayete konu ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibin, yalnızca, şikayetçi borçlunun sahip olduğu 1497 ada 266 parselde bulunan A2 Blok 5 nolu bağımsız bölüme karşı (305.000 TL asıl alacak 152.366,30 TL işlemiş faiz talep edilmek suretiyle) yapıldığı anlaşılmıştır.

O halde, mahkemece, TMK'nun 873/3. maddesi gereği, 1497 ada 266 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ipotek yükünün dağıtıldığı tüm bağımsız bölümler aleyhine takip yapılmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.



Yazdır  Favorilere Ekle  Favori İçtihatlarım


Kanun No:2004   Madde No:148   Fıkra:Tümü-0




T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi

Esas No:2015/33029
Karar No:2016/1905

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklı tarafından borçlular aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı takipte, şikayetçi borçlu K. icra mahkemesine başvurusunda, sair şikayetinin yanı sıra, ipoteğin, 1497 ada 266 parsel sayılı taşınmaz üzerine kurulduğunu, daha sonra taşınmaz üzerinde kat irtifakı kurulmasıyla ipotek yükünün tüm kat irtifaklarına geçtiğini, ancak takibin, sadece kendi taşınmazı aleyhine yapılmasının doğru olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep etmiş, mahkemece, borçlu K.'ın, ipotek borcunun tamamından değil, sadece bağımsız bölüm hissesine isabet eden oranda borçlu olduğu gerekçesiyle bunu aşan kısım yönünden takibin iptaline karar verilmiştir.

Şikayet ve takip dosyasının incelenmesinde; N... Ltd.Şti.nin 757500/876025 hissesine sahip olduğu 1497 ada 266 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazda SS. G.... Konut Yapı Koop. lehine 27.04.2006 tarihinde 305.000 TL bedelli ipotek tesis edildiği, Süleymanpaşa Tapu Müdürlüğü'nün 19.01.2015 tarihli cevabında belirtildiği üzere, (1497 ada 266 parsel sayılı) taşınmaz üzerinde 07.06.2006 tarihinde kat irtifakı kurulduğu ve N....Ltd. Şti.'nin hissesine isabet eden bağımsız bölümler üzerine 27.04.2006 tarihinde tesis edilen ipoteğin aynen taşındığı belirtilmiş, tapu kayıtlarının incelenmesinde ise; SS. G.... Konut Yapı Koop. lehine tesis edilen ipoteğin, her bir bağımsız bölüm üzerinde 305.000 TL bedelle devam ettiği, şikayetçi borçlunun takip konusu edilen 5 nolu bağımsız bölümü 15.08.2008 tarihinde satın aldığı görülmüştür.

TMK'nun 889/1 maddesi; ".... ipotekli taşınmazın bölünmesi halinde, aksine bir anlaşma yoksa, rehin taşınmazlara, değerleri oranında tapu idaresince re'sen dağıtılır" hükmünü içermektedir. Buna göre, ipotekli taşınmazın bölünmesi halinde, ipotekten kaynaklı yükümlülüğün, yeni parsellere değerleri oranında geçeceği belirtilmiştir.

Uygulama ve öğretide yer alan tanımlamaya göre, bir tek alacak için birden fazla taşınmaz üzerinde, her biri alacağın tamamına teminat (güvence) teşkil etmek üzere, rehin yükü taşınmazlar arasında paylaşılmadan kurulan rehine, toplu rehin (kollektif rehin - müşterek rehin, birlikte rehin = Gesaptpfand) denilmektedir (Köprülü-sınırlı-haklar-İstanbul 1982- 1983,2.bası sh.291 vd.).

Yine aynı Kanun'un 873/3. maddesinde ise; aynı alacak için birden çok taşınmazın rehnedilmiş olması halinde, rehnin paraya çevrilmesi isteminin, taşınmazların tamamı hakkında yapılacağı  düzenlemesi  mevcuttur. Buna  göre, toplu rehin  durumunda, ipotek  alacaklısı, alacağı gününde ödenmemişse, açıklanan yasa hükmü gereği, üzerinde toplu (birlikte) rehin kurulmuş olan taşınmazların her birinin aynı zamanda satılmasını talep etmek zorundadır. Bu zorunluluk, alacaklının istediği taşınmazı sattırarak keyfi davranmayı önlemeye yöneliktir (HGK.27.11.2002. T, 12-823/1020 K.).

Somut olayda, 1497 ada 266 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazda 07.06.2006 tarihinde kat irtifakı kurulduğu ve N...... Ltd. Şti.nin hissesine isabet eden bağımsız bölümler üzerine, 27.04.2006 tarihinde tesis edilen ipoteğin aynen taşındığı, ancak, şikayete konu ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibin, yalnızca, şikayetçi borçlunun sahip olduğu 1497 ada 266 parselde bulunan A2 Blok 5 nolu bağımsız bölüme karşı (305.000 TL asıl alacak 152.366,30 TL işlemiş faiz talep edilmek suretiyle) yapıldığı anlaşılmıştır.

O halde, mahkemece, TMK'nun 873/3. maddesi gereği, 1497 ada 266 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ipotek yükünün dağıtıldığı tüm bağımsız bölümler aleyhine takip yapılmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, alacaklının temyiz itirazlarının reddine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)