Limit İpoteği Dışındaki Alacak İçin faiz istenemez

Başlatan Deniz034, 11 Nisan 2016, 21:53:12

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

avatar_Deniz034
12. Hukuk Dairesi         2007/2670 E.  ,  2007/5834 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/06/2006
NUMARASI : 2005/2005-2006/617

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
1-İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK'nun 438. ve İİK' nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;
2-Sair temyiz itirazları (İİK 167/1 madde hükmüne göre) yerinde değil ise de;
Alacaklının takibine dayanak yaptığı ipotek akit tablosunun incelenmesinde; kurulan ipoteğin limit ipoteği niteliğinde kurulduğu görülmüştür. İİK.nun 150/1. maddesi koşullarından borçlulara hesap özetinin gönderilmesi ipotek nevini değiştirir nitelikte bir unsur olmayıp sadece alacaklıya 151(6) örnek icra emri tebliği suretiyle takip yapma hakkını bahşeder. Hal böyle olunca da faiz, masraf vs. tüm eklentilerin akitte gösterilen ipotek limiti dahilinde gösterilerek talep edilmesi gerekir. Borçluların faiz istenemeyeceğine ilişkin itirazlarının (HUMK.nun 76. maddesi gereğince hukuki tavsif hakime ait olacağından) limitin aşıldığı hususunu da içereceğinin kabulü gerekir. Zira takipte 23.520,00 YTL asıl alacak dışında işlemiş faiz adı altında 62.966,58 YTL.nin de talep edilmesi ipoteğin limit ipoteği olması nedeniyle mümkün değildir. (Bu eksiklik kamu düzenine ilişkin olup süresiz şikayete konu edilebilir) .
Öte yandan incelenen ipotek akit tablosunda faize ilişkin açık bir hüküm bulunmadığından borçluların ihtarla temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren (limit dahilinde kalınarak) faiz isteyebileceği tartışmasızdır. İpotek akit  tablosunda yer alan cezai şart ile ilgili alacağının tahsil edilip edilmeyeceği veya ve ne miktar üzerinden tahsil edilebileceği yargılama sonucunda belirleneceğinden bu hükme dayanılarak faiz istenmesine de yasal imkan yoktur.
İcra mahkemesince borçluların itirazlarının yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda sonuçlandırılması gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ :Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentde yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (4)