Maddi ve Manevi Tazminata İlişkin Bir Karar

Başlatan Özgür KOCA, 22 Eylül 2022, 12:41:36

« önceki - sonraki »
avatar_Özgür KOCA
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO   : 2020/1705
KARAR NO: 2022/1662
TARİHİ  : 24/06/2020



Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden 6100 Sayılı HMK'nun 353/1-b-1-son cümle uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;

G E R E Ğ İ     D Ü Ş Ü N Ü L D Ü

DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilini araba park yerini bahane ederek yol içinde eşinin ve çocuklarının yanında küçük düşürecek küfürler ettiğini, üzerine yürüdüğünü, taş attığını, 3 kademeli çelik cop ile kafasından  3 yerden yaraladığını, burnunu kırdığını, müvekkilinin yaşanan bu olay nedeniyle 10 günlük rapor aldığını, özel bir bankada müdür yardımcısı pozisyonunda çalıştığından performansının  işten rapor alması sebebi ile düşük çıktığını, savunma yazmak zorunda kaldığını, ayrıca 180,00-TL sınav ücreti yatırdığı halde yaralandığı için SPK sınavına katılamadığını, bu olay nedeniyle gözünde takılı olan rayban marka numaralı 600,00-TL bedelli güneş gözlüğünün kırıldığını, Özel .... Hastanesinde darp sonucu burun kırıklığı sebebiyle ameliyat yapıldığını, ameliyat masrafının 1.442,45-TL olduğunu, ilaç kullanmak zorunda kaldığını 20.19 TL  ilaç bedeli , 65.00 TL ulaşım ücreti ödediğini , davalı hakkında B. 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2016/*** Esas sayılı dosyası ile hakaret, kasten yaralama ve mala zarar verme suçlarından kamu davası açıldığını, müvekkilinin davada vekil ile temsil ettirdiği için 5000.00 TL vekalet  ücreti ve 83.71 TL noter masrafı ödediğini, davalının müvekkilinin kişilik haklarına, yaşam hakkına saldırdığını, müvekkilinin haksız saldırıdan canı yandığını, onuru incindiğini büyük üzüntü yaşadığını, ailesinin çocuklarının kendisine acıyan bakışlarından üzüntü duyduğunu, yüzü sargılı olduğundan günlerce dışarıya çıkamadığını, müvekkilinin yaşamış olduğu üzüntülerin bir nebze olsun giderilebilmesi için manevi tazminat talep etme zorunluluklarının doğduğundan bahisle , fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile, 7.390,25-TL maddi ve 15.000,00-TL manevi tazminatın 04/06/2016 tarihinden itibaren faiziyle beraber davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 19/02/2020 tarihli dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin talebini 200.00 TL artırmıştır.

DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının inatla ve ısrarla müvekkilinin işyeri önüne arabasını park etmekten dolayı çıkan kavgada yaralandığını, olayın oluşunda davacının kusurlu olduğunu, müvekkilinin senelerdir o semtte otel işletmeciliği yaptığını, en az davacı kadar saygınlığının olduğunu, aynı olayda müvekkilinin de davacı tarafından darp edildiğini, davacının yargılanmasının sınava girmesine engel olmadığını, kırılan gözlüğün 600,00-TL olmasının mümkün olmadığını, davacı vekilinin duruşmada davacının akrabası olduğunu beyan ettiğini, akrabadan dava dilekçesinde belirtilen böyle bir ücretin alınamayacağını, maddi ve manevi zarar taleplerinin fahiş olduğunu, açılan davanın reddine, masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER                                :
B. 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2016/*** esas sayılı  dosyası,  tedavi evrakı  tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını gösterir araştırma tutanakları,07/02/2020 havale tarihli bilirkişi raporu,   tüm dosya kapsamı.

İDM KARARININ ÖZETİ       :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; B. 4. Asliye Ceza mahkemesinde davalı aleyhinde dava açıldığını , mahkemece yapılan yargılamada davalının hakaret, kasten yaralama ve mala zarar verme eylemlerinden  mahkum olduğunu, kararın  kesinleştiği,  davacının bu olaylar nedeniyle burun ameliyatı olduğunu  bunun için 1442,45 TL ameliyat gideri, 20.19 ilaç bedeli, 65,00 TL ulaşım gideri olmak üzere toplam 1.507,64 TL masraf yaptığını ,  hükme esas alınan bilirkişi raporu itibariyle davacının haksız fiil tarihi itibariyle davalı tarafından kırılan güneş gözlüğü nedeniyle uğramış olduğu zararın 600,00 TL olarak belirtildiğini, davacının davalıdan talep edebileceği maddi zararının toplam 2.107,64 TL olduğunu, manevi tazminat talep etme koşulları gerçekleştiğinden, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminatın zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşıdığı, manevi tazminatın bir ceza olmadığı, Mamelek Hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını hedeflemediği, zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi ilkeleri dikkate alınrak 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğini , davacının kendi vekili ile yaptığı ve sadece akdeden tarafları bağlayan nitelikteki ücret sözleşmesi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelden, eldeki tazminat davasında davalının sorumlu tutulmasının doğru olmadığını  ayrıca ceza mahkemesince davacı yararına vekalet ücretine de hükmedildiğinden  bu talebin yerinde görülmediğini davacının spk sınav ücreti talebi ile noter ücreti talebinin  de gerçek zarar olarak değerlendirilmediğinden bu talebin  de yerinde görülmediğinden bahisle 2.107,64-TL maddi tazminatın , 10.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 04/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İSTİNAF NEDENLERİ            :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kırılan gözlük camının numaralı olduğunu, gözlük için bilirkişi raporunda belirlenen değer üzerinden ıslah dilekçesi verildiğini, Mahkemece gözlüğün değerinin 600.00 TL kabul edilip, ıslah dilekçesi dikkate alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, hüküm altına alınan tazminatların toplamında hata yapıldığını, toplamın 1527.64 TL olduğunu, manevi tazminat yönünden davacının isteminin fahiş olmadığını, davalının otel işlettiğini, gelirinin davacının gelirinden yüksek olduğunu, SPK sınav ücreti ve noter ücretinin de gerçek zarar kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, davalının kusurlu ve hukuka aykırı fiili sonucunda davacının beraat etmekle birlikte noter ücreti ve avukatlık ücreti ödemek zorunda kaldığını, gerçek zarar kapsamında kaldığını, ceza yargılamasında ödenmesine karar verilen vekalet ücretinin karşı yan vekalet ücreti kapsamında kaldığından bahisle kararın kaldırılarak ıslah talebi ile birlikte davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

İSTİNAFA CEVAP                   :
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalının kiralık bir otel işleticisi iken otelinden de tahliye edildiğini, şu anda herhangi bir otel işletmeciliği sıfatı  olmadığını, kararda herhangi bir yasaya aykırılık olmadığından bahisle  istinaf talebinin reddine karar verilmesini  talep etmiştir.

G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, kasten yaralama ve hakaretten  kaynaklanan haksız eylem nedeniyle maddi ve  manevi tazminat isteğine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince yukarıda yazılan gerekçeler ile  maddi ve manevi  tazminat isteminin kısmen  kabulüne  karar vermiştir. Bu karara karşı davacı  vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

6100 sayılı HMK'nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilir;  HMK'nun 357. Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." maddeleri çerçevesinde inceleme yapılmıştır.

Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK. 49.  maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür.  6098 Sayılı TBK'nun 50/1 fıkrası gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.6098 Sayılı TBK 56/1 maddesine göre hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini gözönünde tutarak zarar görene uygun biçimde paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. 6098 Sayılı TBK 58 fıkra gereğince kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören uğradığı manevi zarara karşı manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.

Kural olarak, 6098 Sayılı TBK. 74. maddesi gereğince ceza mahkemesince verilen kararlar hukuk hakimi bakımından bağlayıcı değildir. Ancak, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir, ceza mahkemesince fiilin hukuka aykırılığına yönelik kesinleşen maddi olgular hukuk hakimi bakımından da bağlayıcı olup, taraflar yönünden de kesin delil niteliği taşımaktadır (Hukuk Genel Kurulunun 17/09/2008 Tarih, 2008/4/564 esas, 2008/536 karar).  Ancak, maddi olgunun belirlenmesi bakımından HAGB kararı kesinleşmiş bir ceza hükmü olmadığından, ceza miktarı yönünden verildiği anda kesin olan kararlar maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımadığından hukuk hakimi bakımından bağlayıcı olmadığının kabulü gerekir.

B. 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin  21/03/2017 tarih  2016/*** Esas 2017/*** karar sayılı dosyasında " Tarafların aynı sokakta ikamet ettikleri, aralarında önceye dayalı araç park etme yüzünden husumet bulunduğu, olay günü katılan sanık Altan' ın eşinin düğüne gitmek için kuaförden gelip aracı park etmesi üzerine katılan sanık Serhat' ın katılan sanık Altan' ın araca yöneldiği sırada tartışma çıktığı, bu karşılaşmada Serhat' ın Altan' a 'ananı sinkaf ederim' demek suretiyle ve Altan' ın yüzüne tükürmek suretiyle hakaret ettiği, sanık Serhat' ın katılan sanık Altan' ın yüzüne tükürdüğünü kabul ettiği, eylemin hem tükürmek hem de hakaret sözü kullanılarak alenen  gerçekleştirildiği,   sanık Serhat' ın bu eylemin devamında avuç büyüklüğünde silahtan sayılan taşı atmak ve sallandığında açılan demir jop ile katılan Altan' ı kafasından yaralamak suretiyle üzerine atılı kasten yaralama suçunu işlediği,  bu yaralanma sonucunda katılan Altan' da kırık oluştuğu, bu nedenle sanık hakkında TCK' nun 87/3 maddesinin uygulandığı, aynı olayda katılan Altan' ın güneş gözlüğünün yere düştüğü, sanık Serhat' ın bunu ayağı ile ezdiği ve üzerine atılı Mala Zarar Verme suçunu işlediği, Mala Zarar Verme suçu yönünden zarar giderme bulunmadığından sanık Serhat hakkında hagb hükümlerinin uygulanmadığı, her ne kadar katılan sanık Altan  hakkında katılan sanık Serhat'a yönelik Hakaret ve  Basit Yaralama suçundan kamu davası açılmış ise de; hakaret suçu yönünden  delil yetersizliğinden,  basit yaralama suçundan hakkında meşru müdafaa hükümlerinin uygulanması gerektiğinden " bahisle katılan Sanık Serhat'ın hakaret suçundan TCK'nın 125/1, 125/4, maddeleri gereğince 3.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ,üzerine atılı kasten yaralama suçundan TCK'nın 86/1, 86/3-e, 87/3, 62, 53 maddeleri gereğince  2 yıl 2 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ,  mala zarar verme suçundan TCK'nın 151/1, 62, 52 maddeleri gereğince 2000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına , katılan Sanık Altan'ın üzerine atılı hakaret ve kasten yaralama suçlarından beraatine karar verildiği , kararın sanık Serhat tarafından istinaf edilmesi üzerine  İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi'nın 07/06/2017 tarih ve 2017/1498 Esas 2017/1475 Karar sayılı ilamı ile son sözün katılan sanıklar müdafiilerine verilmesi sebebiyle bozulduğu, bozma sonrasında  B. 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2017/*** Esas, 2017/*** Karar sayılı dosyasında karar verildiği,  kararın sanık Serhat tarafından istinaf edilmesi üzerine  İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi'nın 05/12/2017 tarih ve 2017/2848 Esas 2017/ 2780  Karar sayılı ilamı ile "Dairemizin 07/06/2017 tarihli bozma kararında belirtildiği üzere katılan sanık Altan B.'ın, dosya içerisinde mevcut B. İlçe Devlet Hastanesinin 04.06.2016 tarihli raporunda, çehrede sabit eser yönünden KBB uzmanından rapor alınmasının gerektiğinin belirtildiği, 06.06.2016 tarihinde KBB uzmanı tarafından düzenlenen kat'i raporda, çehrede sabit eser hususunda görüş belirtilmediği anlaşılmakla; katılan sanık Altan B.'ın tüm tıbbi evrakları temin edilerek Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılmamış ise de; istinafa başvuranın sanık olması karşısında bu husus aleyhe istinaf sebebi olarak kabul edilmemiştir. Katılan sanık Serhat G. hakkında TCK'nın 86/1 maddesinde belirtilen kasten yaralama suçundan kurulan hükümde hesap hatası yapıldığı anlaşılmış ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, " bahisle düzeltilerek esastan reddine , mala zarar verme suçundan verilen cezanın kesin olması ve hakaret suçundan HAGB kararı verilmesi nedeni ile istinaf başvurusunun reddine karar verildiği görülmüştür.

Maddi tazminat istemi yönünden,  hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Zarar ; kişinin isteği dışında gerek malvarlığında ve gerekse kişi varlığında meydana getirilen bir eksilmedir. Miktarı ise malvarlığında hukuka aykırı tecavüzün meydana gelmeden önceki ve sonraki durumları arasındaki fark olarak tanımlanabilir. Malvarlığındaki eksilmenin saptanması için zarar bırakıcı eylemden sonra meydana gelen durum ile bu davranış yapılmasa idi gösterecek olduğu durumun karşılaştırılması gerekir. Zararın varlığı ile tutarının belirlenmesi tazminatın saptanmasından önceki bir evredir ve onun dayanağını oluşturur. Tazminat miktarı hiçbir zaman meydana gelen gerçek zarar tutarını aşmamalıdır. Zarar gören oluşan zararın üstünde bir yarar sağlayamaz. Haksız eylem sonucunda zarar görenin kurtulduğu giderler ve harcamalar doğrudan doğruya ve kendiliğinden oluşan yarar niteliğinde olup tazminat hesabında dikkate alınmalıdır.

Somut olayda davacının  kırıldığını belirttiği gözlüğü kullanılmış eşya niteliğindedir. Bilirkişi; görme bozukluğunun düzeltilmesi amaçlı kullanılan güneş gözlüğünün kullanılmış eşya değerini değil , perakende satış fiyatını  tespit etmiştir. Mahkemece  davacının oluşan gerçek zarar kapsamında bilirkişi marifetiyle saptanacak kullanılmış eşya değerinin ödetilmesine karar verilmesi  gerekirken ,  davacının  edindiği tarihteki satış fiyatı dikkate alınarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun değil ise de , kullanılmış eşya değeri,  kabul edilen değerin altında olacağından istinaf edenin sıfatı dikkate alındığında davacı  vekilinin gözlük bedelinin düşük kabul edildiği ve ıslah isteminin dikkate alınmadığına  yönelen istinaf istemi yerinde görülmemiştir.  Yine sınav  ücreti yönünden   ileri sürülen zarar  dolaylı olup gerçek zarar niteliğinde olmadığı,  katılan sanık sıfatındaki dosyada  vekili ile aralarındaki iç ilişki gereğince vekiline ödediği ücretin gerçek zarar kapsamında  olmayıp davalıdan tahsiline karar verilmesinin  tazminat hukukunun genel ilkeleriyle bağdaşmayacağı , noter ücretinin de vekaletname tanzimi yönünde ödenen ücret olduğundan  sunulduğu dosyada  yargılama gideri kapsamında değerlendirileceği dikkate  alındığında  , ilk derece mahkemesinde  maddi  tazminat  olarak istenen kalemlerden bir kısmına ilişkin istemin reddi kararı usul ve yasaya uygun olup , maddi tazminat bakımından   hüküm altına alınan miktarın toplamının hatalı yazılması maddi  kapsamında düzeltilerek  davacı vekilinin  maddi tazminata ilişkin   istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Davacının manevi tazminat miktarına yönelik istinaf itirazı bakımından yapılan incelemeye göre ise ;  6098 Sayılı TBK un 56 ıncı ve 58 inci maddesi uyarınca mahkeme manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nesafetle) karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.

Bu ilkeler kapsamında, olayın gerçekleşme şekli, yeri, zamanı, manevi tazminatın sebepsiz zenginleşme ve fakirleşme aracı olmaması, davacının yaralanma derecesi,  yaralama kullanılan araç, olayın başlangıcında   davalının davacıya  küfür niteliğinde sözler sarf etmesi ve yüzüne tükürerek hakaret etmesi, ceza yargılamasında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmadığına ilişkin istinaf isteminin yerinde görülmeyerek reddedilmiş olması,  tarafların sosyal ekonomik durumları, hak ve nesafet kaideleri ve yukarıda açıklanan ilkeler kapsamında değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesince, manevi tazminat istediğinin   tam kabulüne karar verilmesi ulaşılmak istenilen  manevi tatmin (doyum) için yeterli olacağı halde 10.000 TL olarak kabul edilmiş olması yerinde görülmediğinden, davacı  vekilinin  bu yöne değinen istinaf  başvurusu yerinde  bulunmuştur.

Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; maddi tazminat istemi yönünden ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacı vekilinin toplama işleminde maddi  hata yapıldığına yönelen istinaf istemi dışında tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK'nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine, manevi manevi tazminat talebi yönünden vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nun 353/1. fıkrası (b-2) bendi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kabul edilen istinaf nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek suretiyle davanın kısmen kabulü ile 2.127,64-TL maddi tazminatın olay tarihi olan 04/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 15000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 04/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine  karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H  Ü  K  Ü  M      : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin toplama işleminde maddi  hata yapıldığına yönelen istinaf istemi dışında maddi tazminata ilişkin  tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK'nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin manevi  tazminat talebi yönünden istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK'nun 353/1. fıkra (b-2) bendi gereğince KABULÜNE, 
3-İlk Derece Mahkemesi olan Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/110 Esas - 2020/165 Karar sayılı 24/06/2020
 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
4-Düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle;
5-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
a) 2.127,64-TL maddi tazminatın olay tarihi olan 04/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
b) 15.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 04/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
c) Davacı tarafından peşin yatırılan 382,37-TL peşin harç ile 3,82-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 386,19-TL'den alınması gereken 1.169,99-TL karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 783,80-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, mahsubuna karar verilen 386,19-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ç) Davacı tarafından yapılan 346,50-TL yargılama giderinden, davanın kabul oranı olan %76'ya göre hesaplanan 263,34-TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
d) Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
e) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; kabul edilip hüküm altına alınan manevi tazminat tutarı üzerinden  9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; kabul edilip hüküm altına alınan maddi tazminat tutarı üzerinden  2.127,64 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
 g) Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; reddedilen maddi tazminat tutarı üzerinden 2.127,64  TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 148,60-TL istinaf yoluna başvurma harcının mahsubuyla Hazineye gelir kaydına, 206,78-TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine,
7-Davacı tarafından yapılan 251,40-TL istinaf yargılama giderinden, davanın kabul oranı olan %76'ya göre hesaplanan 191,06-TL kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan istinaf gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Artan gider avanslarının yatıranlara iadesine,
10-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç tahsil / iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi'nce yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 14/09/2022  tarihinde, 6100 Sayılı HMK'nun 362. Maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.
Hepsihukuk: Mobil Hesapmatik: Profesyonel hesaplamalar ve içtihat programı

İcra HesapMax: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (10)