İlk Derece Mahkemesince; "Davanın kabulü ile 18.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," karar verilmiştir.
Verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; İcra memurunun kusuru bulunmadığını, TMK m 110 kapsamında tapu müdürlüğüne haczin bildirilmesinin kurucu değil bildirici işlem olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava; İİK m 5 kapsamında tazminat davasıdır.
4721 sayılı yasanın 1010. maddesine göre; "Aşağıdaki sebeplere dayanan tasarruf yetkisi kısıtlamaları, tapu kütüğüne şerh verilebilir: ..., Haciz, iflâs kararı .., Tasarruf yetkisi kısıtlamaları, şerh verilmekle taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir."
2004 sayılı yasanın Mahcuz malları muhafaza tedbirleri ara başlıklı 88 ve devamı maddelerinden taşınmazlar hakkındaki 91. maddesine göre de;" Sicile kaydedilmek üzere haciz keyfiyeti, ne miktar meblağ için yapıldığı ve alacaklının adı ile tebliğe yarar adresi icra dairesi tarafından tapu siciline bildirilir. " denilmektedir. Yasanın 91. maddesi emredici bir hükümdür.
Türk Medeni kanunun 1010. maddesi tapuya şerh edilebilecek tasarruf kısıtlamalarını düzenlemiş, İcra İflas Kanununun 91. maddesi de haczolunan taşınmazın paraya çevrilmesinden önce alınması gereken tedbirler kapsamında icra dairesi tarafından haczin tapuya tescil edilmesini emretmiştir.
Somut olayda icra müdürlüğünce taşınmazın haczine karar verilmiş buna karşın alacaklının talebine rağmen haciz tapuya şerh edilmemiş ve haciz tarihinden sonra taşınmaz üçüncü kişiye satılmıştır. Bu durumda takip alacaklısı, haciz tapuya şerh edilmediği için taşınmazı sonradan devralan üçüncü kişiye karşı haczi ileri süremeyecektir. Dosyada takip borçlusunun haczi kabil başka mal varlığı bulunmadığı da dikkate alındığında takip alacaklısının alacağını tahsil edememesine icra memurunun 2004 sayılı yasanın 91. maddesinin yukarıda yer verilen emredici hükmüne aykırı eylemi sebep olmuştur. Davalı vekilinin icra memurunun kusuru bulunmadığı ve haczin tescilinin zorunlu olmadığı yönündeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir (İstanbul BAM 4. HD. T:06/11/2024, E:2023/1634, K:2024/3920).