Hacizlik olan lüks otomobilleri alacaklıdan kaçırmak için 'yeni bir formül' geliştirildi. Haczedilen otomobil sahibi tarafından özenle parçalara ayrılıyor; değerli parçalar saklanıyor.(http://memurlar.net/common/news/images/470378/headline.jpg)
Daha sonra alacaklı tarafa haber verilerek başlarına böyle bir durumun geldiği bildiriliyor. Kısa süre sonra kaba iskelet haldeki otomobil icradan satışa konuluyor. Borçlu taraf bir yakınını ihaleye koyarak otomobili alıyor; daha önceki parçalar yeniden birleştiriliyor. Bir tür 'sektör' haline getirilen bu uygulama ile ilgili ilk kez bir mahkeme, borçlunun bilinçli olarak otomobili parçalara ayırdığı gerekçesiyle 3 yıl hapis cezası ve 200 bin TL de para cezası verdi.
Antalyalı işadamı Hakan K. özel bir bankanın kredisi ile aldığı lüks otomobilin ödemelerini yapamadı. Banka avukatları otomobile ilişkin icra takibi başlattı. Otomobil, Antalya İcra Müdürlüğü kararı ile haczedildi; ve yeddi emin olarak bir otoparka bırakıldı. Hakan K. icra kararına itiraz ederek otomobilin kendisine teslim edilmesini istedi.
Otomobilin satışı için işlemler yürütülürken, Hakan K. bankayı arayarak otomobilin parçalanmış halde olduğunu, bu durumdan kendisinin de haberinin olmadığını söyledi. Yapılan ilk incelemede otomobil parçalara ayrılmış en önemli parçalar ise götürülmüştü. Geçtiğimiz yıl 10 Aralık'ta hazırlatılan bilirkişi raporu, otomobilin en değerli parçalarının alındığını ortaya koydu. Rapora göre otomobilin, anahtarı, plakası, 4 kapısı, motor kaputu, ön koltukları, ön konsol, beyni, arka tampon, motor ve şanzıman gibi bir çok parçası alınmıştı. Raporda, parçalama işleminin profesyonelce yapıldığına işaret etti.
DEĞERİ 35 BİN LİRAYA DÜŞTÜBanka avukatları, otomobilin bilerek parçalatıldığını, yapılan işlemin bankayı zarara uğratma amaçlı olduğuna işaret ederek Antalya İcra Ceza Mahkemesi'ne başvurdu. Avukatlar normal fiyatı 100 bin TL olan otomobilin parçalanarak 35 bin TL değere getirildiğini söyledi.
Hakan K. ise mahkemede yaptığı savunmada, otomobili kendisinin parçalamadığını, alacaklı olan çalışanlarının parçaladığını savundu. Hakan K. olaydan da haberi olmadığını söyledi.
3 YIL HAPİS CEZASIAntalya 1. İcra Ceza Mahkemesi geçtiğimiz 8 Mayıs'ta yaptığı duruşmada kararını açıkladı. Mahkeme, savunmalarına itibar etmediği Hakan K.'ye 3 yıl hapis cezası ve 200 bin TL adli para cezası verdi. Öte yandan Hakan K. hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı da 'muhafaza görevini kötüye kullanma' suçlaması ile dava açtı. Antalya Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülecek davanın ilk duruşması 18 Haziran'da yapılacak.
YENİ BİR SEKTÖR OLDUBanka avukat Naciye Çidam Görüşü, benzer olaylara ilişkin son dönemlerde artış olduğunu söyledi. Av. Görüşü yapılan suç duyuruların çoğunlukla takipsizlik verildiğini ifade ederek, Antalya mahkemesinin verdiği kararın bir ilk olma özelliği taşıdığına işaret etti.
Avukat Av. Bülent Yümüç ise, borçlu durumdaki otomobillerin parçalanmasının bir 'sektör' haline geldiğine işaret ederek "Özellikle lüks otomobillerde bunu görüyoruz. Ayda 200-300 otomobil bu şekilde parçalanıyor. Borçlu, otomobili parçalıyor, değerini çok düşürerek icradan satışa koyuyor. İcra ihalesine de bir yakınını koyarak otomobili alıyor. Daha sonra 8-10 bin TL vererek bu parçaları yeniden toplatıyor. Bu durumda hem alacaklı hem kamu zarara uğruyor" dedi.
MASERATİ'Yİ PARÇALADIGeçtiğimiz yıl Türkiye'de 40 adet satılan Maserati marka bir otomobil de parçalanmış durumda olan hacizli araçlardan biri. Borçlu İ.A.'nın banka kredisi ile aldığı 2009 model otomobilin ödenmeyen kredileri için icra takibi geçtiğimiz 15 Mart'ta yapıldı. Otomobil sahibine ulaşılmıyor; 300 bin lira değeri olduğu ifade edilen Maserati ise parçalanmış halde Ankara'da bulundu. Bilirkişinin hazırladığı rapora göre otomobilin değeri 80 bin TL seviyesine gerilemiş. Otomobil sahibi hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulacağı öğrenildi.
(http://www.memurlar.net/global/images/news/providers/6.png)
İcra Müdürü olarak bizim şikayet etme yetkimiz yokmu? Biz şikayet edemiyormuyuz? Bu tarzdaki sökme işleminden devlette zarar görüyor çünki. Örnekte anlatıldığı gibi 100.000,00 TL ye satılması beklenen araç 35.000 TL ye satılıyor. (belkide satılmıyor. ) KDV %18 den hesap etsek 18.000,00 TL kdv yerine 6.300,00 TL KDV alınıyor. (diğerlerini hesap etmiyorum.) Bu olaydan devletimiz 11.700,00 TL zarar ediyor. Biz bunun önüne geçemezmiyiz?
bu tip araçları hurda olarak haczini yaparsak daha etkili olmaz mı? onlar aracı tekrar trafiğe çıkabilir moduna getirebilmek için baya bi uğraşacaklar. buradaki hurda en son çıkan ilgili yasa ile alakası yok. bildiğimiz demir yığını olarak haczi yaparız. bu yöntemle alacaklılar resmen bizi kullanmış, enayi yerine koymuş oluyorlar. tabi böyle bir şeye taraf olmak istemeyiz ama açık açık yapılan yanlışa da göz yummamız zoruma gitmiyor değil
Bu araçları hurda olarak haciz edersek bir daha bu yola tevessül edilmez. Son zamanlarda biz bu şekilde işlem yapmaya başladık. Bir anda bu tür araçlarla ilgili talepler kesildi.
Saygılarımla.
Bu gibi araçları Trafik kanunun 27. ve 30 maddelerine görebilirkişi raporu veya Trafik tescile sorarak hurda olarak satıyoruz.
Bu işlerle artık sürekli karşılaşır olduk, burada öncelikle bilirkişi incelemesi yapılmalı, bilirkişi incelenmesi tamamlandıktan sonra alınacak rapora göre İİK 331. Maddesinde belirtilen şartların oluşması durumunda Madde 331 - (Değişik madde: 17/07/2003 - 4949 S.K./89. md.;Değişik madde: 31/05/2005-5358 S.K./1.mad) Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu suçlar alacaklının şikâyeti üzerine takip olunur." burada 331. madde de alacaklının şikayeti üzerine takip olunur dediği için araç üzerinde rehin ve haciz sahibi üçüncü kişilerin de zararlarına sebebiyet verilmemesi açısından ilgililere bu hususun bildirilmesi gerekmektedir. Eğer aracın esaslı aksamında motor, motor beyni, gösterge panelleri, torpido gözleri, şanzıman v.s. özellikleri yok ise Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkında Yönetmeliğin 8., Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 65. maddeleri, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 32. maddesi uyarınca işlem yapılmalı, bu hususun da satış istendiği zaman esas icra tarafından dikkate alınması lazım... saygılarımla