Taşınmaz ihalesinde muammen bedelin üzerinde satış yapılmış ise zarar unsuru oluşmadığından haciz ilgililerine kıymet takdiri raporunun tebliğ edilmemesi tek başına ihalenin feshi nedeni kabul edilemez
T.C.
BURSA
6. İCRA HUKUK MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/304
KARAR NO : 2017/377
DAVALI : TÜRKİYE VAKIFLAR BANKASI T.A.O
DAVA : İhalenin Feshi
DAVA TARİHİ : 17/03/2017
KARAR TARİHİ : 18/04/2017
İCRA DOSYASI : 13. İC. 2015/14371
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/04/2017
Ön inceleme tensip zaptı ekli meşruhatlı davetiyenin davacı vekiline 30/03/2017 tarihinde, ön inceleme tensip zaptı ve dava dilekçesi ekli meşruhatlı davetiyenin davalı vekiline 29/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği, iki haftalık kanuni süreleri içinde davacı vekilinin yeni delil ibraz etmediği, davalı vekilinin 27/03/2017 tarihinde cevap dilekçesi ibraz ettiği anlaşılmakla yapılan tahkikat duruşması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili aracılığıyla mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkillinin gayrimenkülünün Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2015/14373 esas sayılı dosyasından satışa çıkartıldığını, alacağa mahsuben satışı yapılan taşınmazın kıymet taktir raporunun tüm ilgililerine tebliğ edilmediğini, bilirkişi raporunun alacaklı, borçlu ya da borçlularara yada tapu sicilindeki ilgililerine tebliğ edileceği, satış ilanı ve şartmamesinin ilgililere ve gayrimenkül üzerindeki haczi bulunan üçücü şahıslara tebliğ edilmediğini, ihalenin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili iştirak ettiği celsede cevap dilekçesini tekrarla; Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını beyan ederek 12. Hukuk Dairesinin emsal karar özetlerini sunması yanında taşınmaz satış ilanının ilgililere tebliğ edildiğini, kıymet taktir raporunun Bursa 5. İcra Hukuk Mahkemesinin ilamı ile kesin olarak tespit edilmiş olduğunu, açılan davanın reddini talep etmiştir.
Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2015/14373 sayılı takip dosyasının tetkikinde; İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile davacının da aralarında bulunduğu gerçek ve tüzel kişiler aleyhine takip safahatında alacağa mahsuben taşınmazın satışına karar verildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı vekili tarafından satış ilanı ve kıymet taktir raporu tüm ilgililere tebliğ edilmediğinden ihalenin feshinin gerektiği iddia edilmiş ise de; satış ilanı ve kıymet taktir raporunun davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, takip dosaysındaki tebligat parçalarından anlaşılmaktadır. Sair ilgililere kıymet taktiri ve satış ilanının tebliğ edilip edilmediği hususu ilgiler tarafından ileri sürülmesi gereken hususlar olup davacı tarafından ileri sürülmesi hukuken ihalenin feshi sebebi sayılmaz. İhalenin feshi talebinin reddi ile davacının ihale satış bedelinin %10'u olan 25.500,00 TL. Para cezasınına makum edilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda izah edilen sebep ve gerekçelerle;
Açılan davanın reddine, davacının ihale bedelinin %10 u oranında para cezasına mahkum edilmesine,
Alınması gerekli harç ret harcını karşıladığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
HMK 297/ç ve 333.maddeleri gereğince davacı tarafça yatırılan 165,00 TL gider avansından 22,00 TL iki adet davetiye gideri ile 22,00 TL. İki adet gerekçeli karar tebliğ masrafı düşüldükten sonra kalan 121,00 TL gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 660,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
HMK 6100 sayılı uygulamasına dair yönetmeliğin 58/1.maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı, kanun yolları gösterildi. 18/04/2017
---------------------------------------
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1191
KARAR NO : 2017/1344
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
MAHKEMESİ : BURSA 6. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2017
NUMARASI 2017/304 Esas 2017/377 Karar
DAVANIN KONUSU : İhalenin Feshi
KARAR TARİHİ : 10/10/2017
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 18/10/2017
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin gayrimenkülünün Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2015/14373 Esas sayılı dosyasından satışa çıkartıldığını, alacağa mahsuben satışı yapılan taşınmazın kıymet takdir raporunun tüm ilgililerine tebliğ edilmediğini, bilirkişi raporunun alacaklı, borçlu ya da borçlulara ve tapu sicilindeki ilgililerine tebliğ edilmesi gerektiğini, satış ilanı ve şartnamesinin ilgililere ve gayrimenkül üzerindeki haczi bulunan üçüncü şahıslara tebliğ edilmediğini bildirmiş, ihalenin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiş,
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, taşınmazın muhammen değerinin üzerinde bir bedelle ihale edilmiş olduğunu, davanın HMK.nun 115/2. maddesinde yer alan hüküm gereğince Usulden Reddine karar verilmesi gerektiğini, bu konuda Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin emsal karar özetlerini sunduklarını, taşınmaz satış ilanının ilgililere tebliğ edildiğini, kıymet takdir raporunun haciz alacaklılarından Bursa 10.İcra Müdürlüğünün 2016/7535 Esas sayılı dosyası alacaklısı vekili Avukat Özlem Balıkdere'ye tebliğ edilmediğini, bunun da sebebinin taşınmazların kıymet takdirlerinin Bursa 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/1321 Esas, 2016/1611 Karar sayılı ilamı ile kesin olarak tespit edilmiş olması olduğunu ve tüm ilgililere tebliğ edildiğini, kararın kesin olması nedeniyle satış işlemlerine başlanıldığını, biran için aksi kabul edilse dahi mahkeme kararı ile kesinleşmiş kıymet takdir raporunun haciz alacaklısı vekiline tebliğ edilmemiş olmasının ihalenin feshini gerektirmeyeceğini, satış ilanının borçlulara, borçlu vekiline ve tüm haciz alacaklılarına tebliğ edildiğini bildirmiş, açılan davanın dava şartı yokluğunda reddine, işin esasına girilmesi halinde ise davanın esastan reddine, davacının İİK.nun 134/2 maddesi hükmü gereğince ihale bedelinin %10'u oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile davacının da aralarında bulunduğu gerçek ve tüzel kişiler aleyhine takip safahatında alacağa mahsuben taşınmazın satışına karar verildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı vekili tarafından satış ilanı ve kıymet taktir raporu tüm ilgililere tebliğ edilmediğinden ihalenin feshi gerektiği iddia edilmiş ise de; satış ilanı ve kıymet taktir raporunun davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, takip dosyasındaki tebligat parçalarından anlaşılmaktadır. Sair ilgililere kıymet taktiri ve satış ilanının tebliğ edilip edilmediği hususu ilgiler tarafından ileri sürülmesi gereken hususlardan olup davacı tarafından ileri sürülmesi ihalenin feshi sebebi sayılmaz. İhalenin feshi talebinin reddi ile davacının ihale satış bedelinin %10'u olan 25.500,00 TL. para cezasına mahkum edilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçe ile,
Açılan davanın reddine, davacının ihale bedelinin % 10'u oranında para cezasına mahkum edilmesine dair karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; Yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen hususlarda araştırma yapmadığını, kıymet takdir raporunun tüm ilgililere tebliğ edilmemesi, satış ilanı ve şartnamenin ilgililere, gayrimenkul üzerinde haczi bulunan 3. şahıslara tebliğ edilmediği hususları ve sair hususların davanın niteliği gereği yerel mahkemece re'sen de araştırılması gereken hususlardan olmasına rağmen gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan daha ilk celsede davanın reddine karar verildiğini bildirmiş, izah ettikleri sebeplere binaen ve kamu düzeninden olan hususlar da dikkate alınarak yerel mahkeme tarafından verilen hükmün kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davanın konusunu oluşturan Bursa ili Nilüfer ilçesi Görükle- Dumlupınar Mah. 5547 ada 1 parselde bulunan B blok 3. Kat 8 nolu dubleks meskenin değerinin 21/11/2016 tarihinde yapılan kıymet takdirinde 250.000 TL olduğu tespit edilmiş, satış işlemi bu değer üzerinden yapılmıştır. Açık artırma 14/03/2017 tarihinde yapılmış olup taşınmaz 255.000 TL.ye alacağa mahsuben alacaklıya ihale edilmiştir. Borçlu kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebligatının tüm ilgililere tebliğ edilmediğini iddia ederek ihalenin feshine karar verilmesini istemiş, mahkemece davacı adına çıkartılan tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, sair ilgililere tebligat yapılmamasının davacı tarafından ileri sürülmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine ve para cezasına hükmedilmiştir.
İİK'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, ihale konusu taşınmazın muhammen bedelinin 250.000,00 TL olmasına rağmen birinci artırmada muhammen bedelin üzerinde bir rakam olan 255.000,00 TL'ye satıldığı-ihale olunduğu ve dolayısıyla satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu görülmektedir. Bu durumda zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur. Mahkemece istemin zarar unsurunun bulunmaması nedeniyle reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi yerinde değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden red kararı sonucu itibariyle doğrudur. Ancak, İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca ihalenin feshi isteminin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi halinde işin esasına girilmemiş olunacağından borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesi yerinde değildir.
Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, davanın reddi kararı sonuç itibariyle doğru olduğundan HMK'nun 353- (1) b) 2) maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK'nun 353- (1) b) 2) maddesi gereğince Bursa 6. İcra Hukuk Mahkemesi 2017/304 Esas 2017/377 Karar sayılı kararının düzeltilerek, yeniden esas hakkında;
1- Açılan davanın reddine,
-Zarar unsurunun oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verildiğinden, bu nedenle işin esasına girilmediğinden davacı aleyhine İİK.nun 134/2. maddesi gereğince para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına,
2- İlk derece yargılaması nedeniyle;
-Alınması gereken 31,40 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
-Sarf edilmeyen gider avansı artığının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3- İstinaf başvurusu nedeniyle;
-Alınması gereken istinaf kanun yoluna başvurma ve karar harçları peşin alındığından yeniden tahsiline yer olmadığına,
-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 117,10 TL istinaf harcı, 11,00 TL tebligat ücreti, 27,40 TL dosya gidiş-dönüş ücreti toplamı 155,50 TL yargılama giderinin, kabul ve red oranı gözetilerek 1/2'si olan 77,75 TL'sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
-Sarf edilmeyen istinaf gider avansı artığının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere neticesinde, H.M.K'nun 361/1. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.10/10/2017
----------------------------
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2017/8916
KARAR NO : 2018/10463
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 10/10/2017
NUMARASI : 2017/1191-2017/1344
DAVALI : Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Büşra Canan Tosun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
26.9.2004 tarih ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanuna paralel olarak, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümlerinde değişiklik yaparak istinaf ve temyiz ile ilgili hükümleri yeniden düzenleyen 18.3.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun ile İcra İflas Kanunu'na eklenen geçici 7. maddeye göre, 5311 sayılı Kanun hükümleri Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında uygulanır.
Somut olayda, davacının icra mahkemesine başvurduğu, Bursa 6. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 18/04/2017 tarih ve 2017/304 E. 2017/377 K. sayılı kararı ile talebin reddine karar verildiği, davacı tarafından, talebin reddine dair ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nin 10/10/2017 tarih ve 2017/1191 E. 2017/1344 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp yeniden esas hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
SONUÇ : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 35,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 23/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.