8. Hukuk Dairesi 2015/15593 E. , 2018/23 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Borçlu vekili, takibe dayanak ilamda hükmedilen 18.508,30 TL alacağın 09.10.2012 tarihinde alacaklı vekilinin borçlu idareye yaptığı başvuruda bildirdiği hesaba yatırıldığı halde, anılan borç miktarı bakımından takip başlatılmasının yasaya aykırı olduğunu açıklayarak icra emrinin iptalini istemiştir.
Mahkemece, takibe konu ilamda hükmedilen alacağa ilişkin 18.508,30 TL'nin 11.10.2012 tarihinde, icra emrinin tebliğinden sonra alacaklının borçlu idareye bildirdiği hesaba yatırıldığı gerekçesiyle takip talebi ve icra emrinde talep edilen 18.508,30 TL asıl alacak kısmına ilişkin itfa nedeniyle İİK'nun 33/2 maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
6098 sayılı T.B.K'nun 100. maddesinde, ''Borçlu faiz veya masrafları tediyede gecikmiş değil ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir.'' hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, takip dayanağı ... 2.Vergi Mahkemesi'nin 2012/28 Esas 2012/1596 Karar sayılı ilamına göre 08.10.2012 tarihli takip talepnamesi ile 18.508,30 TL asıl alacak, 600,00 TL ilam vekalet ücreti, 55,00 TL yargılama gideri, 877,00 TL faiz ve 382,80 TL faiz olmak üzere toplam 20.423,10 TL talep edilmiştir. İcra emri borçlu vekiline 10.10.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. HSBC'nin dosya içerisinde yer alan müzekkere cevabına göre 18.508,30 TL alacaklı hesabına 11.10.2012 tarihinde gönderilmiştir. Bu durumda alacaklı takip tarihinde ödemeden haberdar olmadığından takibinde haklıdır. Bu halde TBK 100. maddesine göre, yapılan ödemenin öncelikle takip masrafları (icra vekalet ücreti dahil) ve faize mahsup edileceği göz önünde bulundurularak, bakiye alacağın belirlenmesi gerekirken asıl alacağın itfa nedeniyle geri bırakılmasına karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 08.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.