..::Forum Adalet::..

GENEL İÇTİHAT PAYLAŞIMLARI => 8. Hukuk Dairesi => Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları => Yargıtay Kararları => 2018 Yılı Kararları => Konuyu başlatan: İçtihat - 04 Nisan 2021, 00:37:09

Başlık: 8. Hukuk Dairesi 2017/16747 E. , 2018/140
Gönderen: İçtihat - 04 Nisan 2021, 00:37:09
8. Hukuk Dairesi         2017/16747 E.  ,  2018/140 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


KARAR

Davacı 3. kişi vekili, 05.07.2012 tarihli haciz esnasında mülkiyeti müvekkiline ait yetişmemiş mahsulün haczedildiğini ileri sürerek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, haczin 3. kişinin paydaşı olduğu tarlada yapıldığı ve tarlada ekili bulunan ayçiçeklerinin haczedildiği, mahkemede dinlenen davalı tanıklarının beyanlarına göre, tarlada ekili bulunan ayçiçeklerin %50 hissesinin borçluya, %50 hissesinin ise dava dışı ...'ye ait olduğu, her ne kadar davacı tarafından borçlu ...'in işçilik bedelini alarak tarlanın sürme işi ile ayçiçeği ekim işini yaptığı ileri sürülerek yapılan bu işlerin karşılığının ödendiğine dair şahit ...ve davalı borçlunun imzalarını taşıyan 2 adet belge ibraz edilmiş ise de, ibraz edilen belgelerin her zaman düzenlenebilecek belgelerden olup tek başına istihkak iddiasını ispatlayacak nitelikte belgeler olmadığı, İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, davacı 3. kişinin bu yasal karinenin aksini kesin ve güçlü delillerle ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 09.01.2015 tarihli ek karar ile, kararın miktar itibarıyla kesin olduğu, temyiz kabiliyetinin bulunmadığından bahisle temyiz talebinin reddine karar verilmiş, bu kez ek karar davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK'nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; davaya konu mahcuzların kıymet takdirinin yapılmadığı görülmekle birlikte,yetişmemiş mahsul niteliğindeki mahcuzların kendisine satış yetkisi verilen yediemin tarafından 16.08.2012 tarihinde 13.684,00 TL'ye satıldığı, davacı 3. kişinin tüm mahsul üzerinde istihkak iddiasında bulunduğu nazara alındığında mahcuzların değerinin karar tarihi olan 2014 yılının temyiz sınırı olarak belirlenen 5.440,00 TL'nin üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu sebeple; ... 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09/01/2015 tarihli ve 2012/535 Esas, 2014/715 Karar sayılı temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, davacı 3. kişi vekilinin 11.12.2014 tarihli asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi;

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, haczin yapıldığı adresin borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adres olmadığı, haciz esnasında borçlunun haciz mahallinde hazır olmadığı, yine yetişmemiş mahsul haczinin yapıldığı ... İli ... İlçesinde ... 1122 parsel sayılı taşınmazda 3. kişinin paydaş olduğu dikkate alındığında, İİK 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin davacı 3. kişi yararına olduğu, alacaklı tarafından sunulan delillerle karinenin aksinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde ispat edilemediği, kaldı ki haciz esnasında beyanları alınan bilahare mahkemede tanık olarak dinlenen... ve ...'un görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, haciz yapılan tarladaki mahsulün borçlu ile birlikte kendisine ait olduğunu iddia eden tanık ... tarafından ibraz edilen, borçlu ile tanık arasında imzalanan, haciz yapılan taşınmaza ilişkin olup olmadığı anlaşılamayan ve kiralayanın imzasını taşımayan adi nitelikteki kira sözleşmesinin karinenin aksini ispatlamaya elverişli olmadığı dikkate alınmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan hukuki ve maddi olgulara göre, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 09.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.