Tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı hâkimin reddi isteminin süresi
MADDE 25. - (1) Tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı bir hâkimin reddi, ilk derece
mahkemelerinde sanığın sorgusu başlayıncaya, duruşmalı işlerde bölge adliye mahkemelerinde inceleme
raporu ve Yargıtayda görevlendirilen üye veya tetkik hâkimi tarafından yazılmış olan rapor üyelere
açıklanıncaya kadar istenebilir. Diğer hâllerde, inceleme başlayıncaya kadar hâkimin reddi istenebilir.
(2) Sonradan ortaya çıkan veya öğrenilen sebeplerle duruşma veya inceleme bitinceye kadar da
hâkimin reddi istenebilir. Ancak bu istemin, ret sebebinin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde
yapılması şarttır.
Ret isteminin usulü
MADDE 26. - (1) Hâkimin reddi, mensup olduğu mahkemeye verilecek dilekçeyle veya bu hususta
zabıt kâtibine bir tutanak düzenlenmesi için başvurulması suretiyle yapılır.
(2) Ret isteminde bulunan, öğrendiği ret sebeplerinin tümünü bir defada açıklamak ve süresi içinde
olguları ile birlikte ortaya koymakla yükümlüdür.
(3) Reddi istenen hâkim, ret sebepleri hakkındaki görüşlerini yazılı olarak bildirir.
Hâkimin reddi istemine karar verecek mahkeme
MADDE 27. - (1) Hâkimin reddi istemine mensup olduğu mahkemece karar verilir. Ancak, reddi
istenen hâkim müzakereye katılamaz. Bu nedenle mahkeme teşekkül edemezse bu hususta karar
verilmesi,
a) Reddi istenen hâkim asliye ceza mahkemesine mensup ise bu mahkemenin yargı çevresi içerisinde
bulunan ağır ceza mahkemesine,
b) Reddi istenen hâkim ağır ceza mahkemesine mensup ise o yerde ağır ceza mahkemesinin birden
fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için (1)
numaralı daireye, o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde ise, en yakın ağır ceza
mahkemesine,
Aittir.
(2) Ret istemi sulh ceza hâkimine karşı ise, yargı çevresi içinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi ve
tek hâkime karşı ise, yargı çevresi içerisinde bulunan ağır ceza mahkemesi karar verir.
(3) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin başkan ve üyelerinin reddi istemi, reddedilen başkan ve
üye katılmaksızın görevli olduğu dairece incelenerek karara bağlanır.
(4) Ret isteminin kabulü halinde, davaya bakmakla bir başka hâkim veya mahkeme görevlendirilir.
Ret istemi üzerine verilecek kararlar ve başvurulacak kanun yolları
MADDE 28. - (1) Ret isteminin kabulüne ilişkin kararlar kesindir, kabul edilmemesine ilişkin kararlara
karşı itiraz yoluna gidilebilir. İtiraz üzerine verilen ret kararı hükümle birlikte incelenir.
Reddi istenen hâkimin yapabileceği işlemler
MADDE 29. - (1) Reddi istenen hâkim, ret hakkında bir karar verilinceye kadar yalnız gecikmesinde
sakınca olan işlemleri yapar.
(2) Ancak, hâkimin oturum sırasında reddedilmesi hâlinde, bu konuda bir karar verilebilmesi için
oturuma ara vermek gerekse bile ara vermeksizin devam olunur. Şu kadar ki, 216 ncı madde uyarınca
tarafların iddia ve sözlerinin dinlenilmesine geçilemez ve ret konusunda bir karar verilmeden reddedilen
hâkim tarafından veya onun katılımıyla bir sonraki oturuma başlanamaz.
(3) Ret isteminin kabulüne karar verildiğinde, gecikmesinde sakınca bulunan hâl nedeniyle yapılmış
işlemler dışında, duruşma tekrarlanır.
Hâkimin çekinmesi ve inceleme mercii
MADDE 30. - (1) Hâkim, yasaklılığını gerektiren sebeplere dayanarak çekindiğinde, merci, bir başka
hâkimi veya mahkemeyi davaya bakmakla görevlendirir.
(2) Hâkim, tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci çekinmenin
uygun olup olmadığına karar verir. Çekinmenin uygun bulunması halinde, davaya bakmakla bir başka
hâkim veya mahkeme görevlendirilir.
(3) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde yapılan işler hakkında 29 uncu madde hükmü uygulanır.
Ret isteminin geri çevrilmesi
MADDE 31. - (1) Mahkeme, kovuşturma evresinde ileri sürülen hâkimin reddi istemini aşağıdaki
durumlarda geri çevirir:
a) Ret istemi süresinde yapılmamışsa.
b) Ret sebebi ve delili gösterilmemişse.
c) Ret isteminin duruşmayı uzatmak amacı ile yapıldığı açıkça anlaşılıyorsa.
(2) Bu hâllerde ret istemi, toplu mahkemelerde reddedilen hâkimin müzakereye katılmasıyla, tek
hâkimli mahkemelerde de reddedilen hâkimin kendisi tarafından geri çevrilir.
(3) Bu konudaki kararlara karşı itiraz yoluna başvurulabilir.
KARARLAR
-1
ÖZET: Hâkimin reddi talebinin geri çevrilmesine ilişkin ara karara CMKnın 31/son maddesi
uyarınca itiraz edilmesi mümkün olduğu hâlde, sanık müdafisine Kanunda düzenlenen itiraz hakkını
kullanma imkânı verilmeden nihai hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Sanık F.Ö. hakkında kasten öldürme ve kasten öldürme suçuna teşebbüsten kurulan mahkûmiyet
hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup, inceleme direnme kararına konu edilen
hükümler ve temyizin kapsamına göre sanık M.S. hakkında kasten öldürme ve kasten öldürme suçuna
teşebbüse azmettirmeden, sanık T.S. hakkında kasten öldürme ve kasten öldürme suçuna teşebbüse
yardımdan kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken
uyuşmazlık, sanıkların kasten öldürme ve kasten öldürme suçuna teşebbüse iştirak derecelerinin
belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, hâkimin reddi
talebinin geri çevrilmesine ilişkin karara, itiraz hakkını kullanma imkânı verilmeden nihai hüküm
kurulmasının isabetli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından,
Sanıklar M.S ve T.S. hakkında kasten öldürme suçuna teşebbüs ve kasten öldürme suçlarından açılan
kamu davasında, B. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamanın 29.04.2015 günlü oturumunda, sanık
M.S. müdafiince, 'heyet üyelerinin ön yargılı ve tarafsızlığını yitirmiş oldukları' gerekçesiyle heyet başkan ve
üyeleri hakkında ret talebinde bulunulduğu,
B. Ağır Ceza Mahkemesince, 'duruşmayı uzatmak amacıyla yapıldığı açıkça anlaşılan talebin CMKnın
31/1-b-c maddeleri uyarınca geri çevrilmesine' bu karara karşı itiraz süresi ve mercii de gösterilmek
suretiyle karar verildiği,
Karara itiraz edilmesi üzerine itiraz mercii olan B. Ağır Ceza Mahkemesince itirazın reddine karar
verildiği,
13.05.2015 günlü oturumda sanık M. S. müdafiince verilen aynı günlü dilekçede, mahkeme başkanı
H.Ö., üyeler G.T. ve Ö.Y. aleyhine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde 2015/29 esas sayılı ve manevi tazminat
talepli dava açıldığı, isimleri belirtilen heyet üyeleri hakkında Hâkimler ve Savcılar Kuruluna şikâyette
bulunulduğu, Anayasa Mahkemesine konu ile ilgili olarak bireysel başvuru yapıldığı, uzun süredir
yargılamayı bitiremeyen, savunma ve taleplerini dikkate almayan mahkeme heyetinin tarafsızlığını
yitirdiği, açılan dava ile aralarında bu şekilde husumet oluştuğu ileri sürülerek hâkimin reddi talebinde
bulunulduğu, bu gerekçelere ilişkin başvuru evrakının da ibraz edildiği,
Bu talep üzerine Yerel Mahkemece,
'1- Kamu davasının açıldığı tarih, yargılama süreci, mahkememizce verilen kararlar, temyiz süreci,
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun ve süreç içerisinde verdiği kararlar sonrasında
mahkememizce son verilen karar üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin bozma kararı sonrasında değerlendirme
yapılıp nihai karar verileceği aşamada yargılama sürecince mahkememizin tarafsızlığını ve güvenilirliğini
olumsuz etkileyecek hiçbir durumun yaşanmadığı, bu aşamada sanık M. S. müdafiinin hukuki dayanaktan
yoksun bulunan mahkeme heyetinin reddine ilişkin talebinin de yasal süreç takip edilerek değerlendirilip
kesin olarak reddine itiraz merciince karar verildiği, aynı nedenle talepte bulunmanın hukuken ve açıkça
kabul edilebilir nitelikten yoksun olduğu, bu yöndeki talebin nihai karar ile birlikte üst mercii tarafından
değerlendirilebilir nitelikte olduğundan,
2- Yine sanık M.S. müdafiinin mahkememiz heyeti hakkında Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde 2015/29 esas
sayılı tazminat istemli dava açtığı belirtilmiş olup her ne kadar 6545 sayılı 70. maddesiyle değişik CMKnın 141.
maddesi ve ek düzenlemeler karşısında bu davaların devlet aleyhine açılıp gerektiğinde yasal süre içerisinde
ilgililerine rücu edilebileceği düzenlemesine gidilip bu davaların da genel yetkiye bakılarak adli yargıda
ve ilgili ağır ceza mahkemeleri nezdinde görülmesi gereken davalar olduğuna dikkat çekilerek bu hususun
dahi sonradan oluşturulmaya çalışılan ve mahkememiz heyetinin davadan çekilmesini sağlamaya yönelik
husumet oluşturma çabaları olduğu bu nedenle kabul edilebilir nitelikte bulunmadığı ve bekletici mesele
sayılmasının gerekmediği,
3- Sanık M.S. müdafiinin hak ihlâli iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmasının
mahkeme heyetinin vereceği kararın niteliği de dikkate alındığında bekletici mesele yapılmasını gerektirir bir
husus içermediği ve bu nitelikte olmadığından,
4- Sanık M.S. müdafiinin mahkememiz heyetini Hâkimler ve Savcılar Kuruluna şikâyet etmiş olmasının 1
no.lu paragrafta da açıklandığı üzere oluşturulmaya çalışılan ve gerçekte var olmayan bir şüphe olgusuna
dayandırılmaya çalışıldığı, bu şikâyetin yasal bir hak olup ayrı prosedüre tâbi olduğu, bekletici mesele
sayılmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından bu yöndeki taleplerin tamamının resen ve oybirliği ile reddine
karar verildi. Okundu. Açık yargılamaya devam olundu.' şeklinde ara karar kurulduktan sonra hazır bulunan
sanıklardan son sözlerinin sorulduğu ve hükmün tefhim edildiği,
Anlaşılmaktadır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 'Hâkimin reddi sebepleri ve ret isteminde bulunabilecekler'
kenar başlıklı 24. maddesi,
'(1) Hâkimin davaya bakamayacağı hâllerde reddi istenebileceği gibi, tarafsızlığını şüpheye düşürecek
diğer sebeplerden dolayı da reddi istenebilir.
(2) Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık veya bunların müdafii, katılan veya vekili, hâkimin reddi isteminde
bulunabilirler.
(3) Bunlardan herhangi biri istediği takdirde, karar veya hükme katılacak hâkimlerin isimleri kendisine
bildirilir.',
Aynı Kanunun 'Tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı hâkimin reddi isteminin süresi'
kenar başlıklı 25. maddesi,
'(1) Tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı bir hâkimin reddi, ilk derece mahkemelerinde
sanığın sorgusu başlayıncaya, duruşmalı işlerde bölge adliye mahkemelerinde inceleme raporu ve Yargıtayda
görevlendirilen üye veya tetkik hâkimi tarafından yazılmış olan rapor üyelere açıklanıncaya kadar istenebilir.
Diğer hâllerde, inceleme başlayıncaya kadar hâkimin reddi istenebilir.
(2) Sonradan ortaya çıkan veya öğrenilen sebeplerle duruşma veya inceleme bitinceye kadar da hâkimin
reddi istenebilir. Ancak bu istemin, ret sebebinin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılması şarttır.',
Kanunun 'Ret isteminin usulü' kenar başlıklı 26. maddesi,
'(1) Hâkimin reddi, mensup olduğu mahkemeye verilecek dilekçeyle veya bu hususta zabıt kâtibine bir
tutanak düzenlenmesi için başvurulması suretiyle yapılır.
(2) Ret isteminde bulunan, öğrendiği ret sebeplerinin tümünü bir defada açıklamak ve süresi içinde
olguları ile birlikte ortaya koymakla yükümlüdür.
(3) Reddi istenen hâkim, ret sebepleri hakkındaki görüşlerini yazılı olarak bildirir.',
Kanunun 'Ret isteminin geri çevrilmesi' kenar başlıklı 31. maddesi ise,
'(1) Mahkeme, kovuşturma evresinde ileri sürülen hâkimin reddi istemini aşağıdaki durumlarda geri
çevirir:
a) Ret istemi süresinde yapılmamışsa.
b) Ret sebebi ve delili gösterilmemişse.
c) Ret isteminin duruşmayı uzatmak amacı ile yapıldığı açıkça anlaşılıyorsa.
(2) Bu hâllerde ret istemi, toplu mahkemelerde reddedilen hâkimin müzakereye katılmasıyla, tek hâkimli
mahkemelerde de reddedilen hâkimin kendisi tarafından geri çevrilir.
(3) Bu konudaki kararlara karşı itiraz yoluna başvurulabilir.' şeklinde düzenlemeler içermektedir.
Ön sorun bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde,
Sanıklar M.S ve T.S. hakkında kasten öldürme suçuna teşebbüs ve kasten öldürme suçundan açılan
kamu davalarının görüldüğü B. 10. Ağır Ceza Mahkemesinde, 13.05.2015 tarihinde yapılan üçüncü
oturumda sanık M.S. müdafiince verilen aynı tarihli dilekçede, mahkeme başkanı H.Ö., üyeler G.T ve Ö.Y.
aleyhine ... esas sayı ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde manevi tazminat talepli dava açıldığı, isimleri belirtilen
heyet üyeleri hakkında Hâkimler ve Savcılar Kuruluna şikâyette bulunulduğu, Anayasa Mahkemesine
konu ile ilgili olarak bireysel başvuru yapıldığı, uzun süredir yargılamanın bitirilemediği, savunma ve
taleplerinin dikkate alınmadığı, bu şekilde tarafsızlığını yitiren heyetle aralarında husumet oluştuğu ileri
sürülerek hâkimin reddi talebinde bulunulduğu, bu gerekçelere ilişkin belge ve başvuru evrakının da
dilekçe ekinde ibraz edildiği, Yerel Mahkemece talebin davayı uzatmaya matuf olduğu ve nihai karar
ile birlikte üst mercii tarafından değerlendirilebilir nitelikte olduğundan bahisle geri çevrilmesine karar
verilip, nihai hükmün tefhim edildiği anlaşılan olayda, hâkimin reddi talebinin geri çevrilmesine ilişkin
13.05.2015 günlü ara karara 5271 sayılı CMKnın 31/son maddesi uyarınca itiraz edilmesi mümkün olduğu
halde, sanık Mustafa Sevimli müdafiine Kanunda düzenlenen itiraz hakkını kullanma imkânı verilmeden
nihai hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Bu itibarla, Yerel Mahkeme direnme hükümlerinin, saptanan bu usuli nedenden dolayı direnmeye
konu her iki sanık yönünden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 12.12.2017 tarihli ve 351-537 sayılı