-2
ÖZET: Yerel Mahkemece verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, başka
bir suçtan tutuklu veya hükümlü olarak ceza infaz kurumunda bulunan sanığa 'İlgi sayılı yazınız ile
tebliğ edilmesi istenilen karar hükümlü/tutuklu K.A.ya almak suretiyle tebellüğ ettim.' ibarelerini
taşıyan tutanak ile tebliğ edilmesi, tebliğe ilişkin tutanakta kararın sanığa okunup anlatıldığına
ilişkin bir ibarenin bulunmaması karşısında, sanığa CMKnın 35/3. maddesine aykırı şekilde yapılan
tebliğ işleminin usulsüz olduğu, bu nedenle sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararının kesinleşmediği kabul edilmelidir.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken
uyuşmazlıklar,
A- Dosya içerisinde onaysız fotokopisi bulunan ve hükme esas alınan bir kısım evrakın aslının ya da
onaylı örneğinin getirtilmesi,
B- Tanık dinlenilmesi,
Hususlarında eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulup kurulmadığı, eksik araştırmaya dayalı
olarak hüküm kurulmadığı sonucuna ulaşılması hâlinde,
1) CMKnın 231. maddesi uyarınca hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen
sanığın, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle hüküm açıklanırken, önceki
hükmün aynen açıklanmasının gerekip gerekmediği, buna bağlı olarak hükmolunan hapis cezasının adli
para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği,
2) Temel hapis ve para cezaları alt sınırdan belirlenmesine rağmen hüküm fıkrasında 'takdiren ve
teşdiden' ibaresine yer verilmesinin çelişki oluşturup oluşturmadığı,
3) Gün adli para cezası, adli para cezasına çevrilirken TCKnın 52/2. maddesinin gösterilmemesinin
kanuna aykırılık oluşturup oluşturmadığı,
Hususlarının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle,
a) Yokluğunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın ceza infaz kurumunda
başka suçtan tutuklu/hükümlü olarak bulunan sanığa tebliğinin usulüne uygun olarak yapılıp
yapılmadığının, buna bağlı olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşip
kesinleşmediğinin,
b) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmediği kabul edilirse, sonraki kararların
hukuki değerden yoksun olup olmadığının ve buna bağlı olarak dava zamanaşımının gerçekleşip
gerçekleşmediğinin,
Değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından,
Sanık hakkında 14.03.2008 tarihinde işlediği iddia olunan 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan
açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucu, A. (Kapatılan) . . Sulh Ceza Mahkemesince 20.05.2010
tarih ve...-... sayı ile, sanığın yokluğunda 6136 sayılı Kanunun 15/1, 5237 sayılı TCKnın 62/1-2 ve 54.
maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 400 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve müsadereye, 5271
sayılı CMKnın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl süre ile denetim
süresine tabi tutulmasına karar verildiği, bu kararın başka bir suçtan tutuklu/hükümlü olarak ceza infaz
kurumunda bulunan sanığa, 'İlgi sayılı yazınız ile tebliğ edilmesi istenilen karar hükümlü/tutuklu K.A.nın
almak suretiyle tebellüğ ettim.' ibarelerinin yer aldığı tutanak ile 19.08.2010 tarihinde tebliğ edildiği ve
Yerel Mahkemenin sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını 14.09.2010
tarihinde kesinleştirdiği,
Sanık hakkında 08.02.2011 tarihinde işlediği hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından
açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, A. Asliye Ceza Mahkemesince 16.03.2011 tarih
ve ...-... sayı ile, sanığın hırsızlık suçundan TCKnın 142/2-b, 168/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 15
gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan aynı Kanunun 116/1
ve 62. maddeleri uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, her iki hüküm açısından
hak yoksunluğuna ve cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği,
bu hükümlerin temyiz edilmediklerinden bahisle 24.03.2011 tarihinde kesinleştirildiği ve hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren Yerel Mahkemeye bildirimde bulunulduğu,
Bu bildirim üzerine, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını ele alan A. (Kapatılan) Sulh
Ceza Mahkemesince 12.11.2012 tarih ve ...-... sayı ile, sanığın deneme süresi içerisinde yeni bir suç
işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına, sanığın 6136 sayılı Kanunun 15/1, TCKnın 62/1-2, 50/1-a,
52/4 ve 54. maddeleri uyarınca hapisten çevrilen 3.000 TL ve doğrudan verilen 400 TL adli para cezası ile
cezalandırılmasına ve müsadereye karar verildiği,
Bu kararın, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince
07.05.2013 tarih ve 3935-13947 sayı ile, eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması isabetsizliğinden
bozma kararı verildiği,
Bozmadan sonra yapılan yargılamada, A. (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesince 27.11.2013 tarih ve ......
sayı ile, bozma kararına direnildiğinden bahisle sanığın 6136 sayılı Kanunun 15/1, TCKnın 62/1-2, 50/1a,
52/4 ve 54. maddeleri uyarınca hapisten çevrilen 3.000 TL ve doğrudan verilen 400 TL adli para cezası
ile cezalandırılmasına ve müsadereye karar verildiği, bu kararın Cumhuriyet savcısınca temyiz edildiği,
Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 812-1808 sayı ile, 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320
sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca gönderilen dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince
06.07.2017 tarih ve 421-8823 sayı ile, dosyanın Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verildiği,
Sanığın sorgusunun 13.01.2010 tarihinde yapıldığı,
Anlaşılmaktadır.
Ön sorunların görüşülmesine geçilmeden önce kısaca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
kurumunun hukuki niteliğinden, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi hâlinde sanığın
tabi tutulacağı denetim süresinin ne zaman başlayacağından ve açıklanması geri bırakılan hükmün ne
zaman açıklanması gerektiğinden bahsedilmesinde fayda vardır.
Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve
doğurduğu sonuçlar itibarıyla karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması
kararı, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması
hâlinde ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMKnın 223/8. maddesi uyarınca düşmesine
karar verilecek, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine
ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması hâlinde ise mahkeme hükmü açıklayacaktır.
5271 sayılı CMKnın 231. maddesinin 8. fıkrasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı
verilmesi hâlinde sanığın beş yıl süreyle denetime tâbi tutulacağı, bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak
üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilebileceği,
denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı, 10. fıkrasında, sanığın denetim süresi içinde kasten
yeni bir suç işlememesi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranması
hâlinde açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesi kararı verileceği, 11.
fıkrasında ise denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin
yükümlülüklere aykırı davranması hâlinde mahkemece hükmün açıklanacağı öngörülmüştür.
CMKnın 231/12. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.
İtiraz durumunda merci tarafından itirazın kabul edilerek kararın kaldırılması her zaman mümkündür.
Bu nedenle denetim süresinin başlayabilmesi ve denetimli serbestlik tedbiri olarak öngörülen
yükümlülüklerin yerine getirilmesinin istenebilmesi için kararın kesinleşmiş olması gerekir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi ile kovuşturma geçici olarak durmakta
olup ancak denetim süresinin sonunda yahut denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya
denetimli serbestlik tedbiri olarak öngörülen yükümlülüklere aykırı davranılması hâlinde hükmün
açıklanmasının geri bırakılması kararı ortadan kaldırılarak hüküm kurulabilmektedir.
a- Yokluğunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın ceza infaz kurumunda
başka suçtan tutuklu/hükümlü olarak bulunan sanığa tebliğinin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı,
buna bağlı olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşip kesinleşmediği,
Bu aşamada hâkim veya mahkeme kararlarının, serbest olmayan kişilere veya tutuklulara tebliği
usulünün incelenmesi gerekmektedir.
5271 sayılı CMKnın 'Kararların Açıklanması ve Tebliği' başlıklı 35. maddesi,
'(1) İlgili tarafın yüzüne karşı verilen karar kendisine açıklanır ve isterse kararın bir örneği de verilir.
(2) Koruma tedbirlerine ilişkin olanlar hariç, aleyhine kanun yoluna başvurulabilecek hâkim veya
mahkeme kararları, hazır bulunamayan ilgilisine tebliğ olunur.
(3) İlgili taraf serbest olmayan bir kişi veya tutuklu ise tebliğ edilen karar, kendisine okunup anlatılır.'
şeklinde düzenlenmiştir.
Görüldüğü üzere, yoklukta verilen hâkim veya mahkeme kararlarının, ceza infaz kurumunda tutuklu
veya hükümlü olarak bulunan kişiye bizzat tebliği yeterli olmayıp, kararın ayrıca kendisine okunup
anlatılması da zorunludur. Bu durumda, tebliğe ilişkin belgede, kararın okunup anlatıldığına dair bir ibare
bulunmaması hâlinde, yapılan tebligat işlemi usulsüz olacaktır.
Bu açıklamalar ışığında ilk ön sorun değerlendirildiğinde,
Yerel Mahkemece verilen 20.05.2010 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin
kararın, başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü olarak ceza infaz kurumunda bulunan sanığa 'İlgi sayılı
yazınız ile tebliğ edilmesi istenilen karar hükümlü/tutuklu K.A.nın almak suretiyle tebellüğ ettim.' ibarelerini
taşıyan tutanak ile tebliğ edilmesi, tebliğe ilişkin tutanakta kararın sanığa okunup anlatıldığına ilişkin bir
ibarenin bulunmaması karşısında, sanığa 5271 sayılı CMKnın 35. maddesinin 3. fıkrasına aykırı şekilde
yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu, bu nedenle sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararının kesinleşmediği kabul edilmelidir.
8
...
YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 04.10.2018 tarihli ve 952-403 sayılı