-2
ÖZET: Yetişkin sanıklarla birlikte suç işleyen çocuk sanık hakkında soruşturmanın ayrı
yapıldıktan sonra yargılama sırasında davaların birleştirilmesine karar verilen olayda, davaların
birlikte görülmesinde umulan fayda ile çocuğun koruması ihtiyacı ortadan kalkmadığından CMKnın
185. maddesinin amir hükmü uyarınca tüm sanıklar bakımından duruşmanın kapalı yapılması usul
ve kanuna uygundur.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken
uyuşmazlık, çocuk sanıklarla yetişkin sanıkların davalarının birleştirilerek birlikte görülmesi durumunda
duruşmanın kapalı mı yoksa açık mı yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından,
Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan ve yetişkin sanıklar ile birlikte şikâyetçiye karşı yağma ve kişiyi
hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işleyen sanık M.Ç. hakkındaki soruşturmanın 5395 sayılı Çocuk
Koruma Kanunu gereğince yetişkin sanıklar hakkındaki soruşturmadan ayrı yürütüldüğü, ancak kamu
davası açıldıktan sonra davaların birleştirilmesine karar verildiği, Yerel Mahkemece sanıklardan M.nin
yargılama sırasında 18 yaşından küçük olması nedeniyle CMKnın 185. maddesi uyarınca tüm sanıkar
bakımından duruşmanın kapalı yapılmasına karar verilerek bütün oturumlar kapalı yapılıp hükmün
de kapalı oturumda açıklandığı, bozmadan sonra ise sanık M.Ç.nin 18 yaşını doldurması nedeniyle
duruşmanın açık yapıldığı anlaşılmaktadır.
5271 sayılı CMKnın 'Duruşmanın açıklığı' başlıklı 182. maddesi,
'(1) Duruşma herkese açıktır.
(2) Genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, duruşmanın bir kısmının
veya tamamının kapalı yapılmasına mahkemece karar verilebilir.
(3) Duruşmanın kapalı yapılması konusundaki gerekçeli karar ile hüküm açık duruşmada açıklanır.',
Aynı Kanunun 'Açıklığın kaldırılması hakkında karar' başlıklı 184. maddesi,
'(1) 182 nci maddede gösterilen hâllerde, açıklığın kaldırılması istemine ilişkin olarak yapılacak duruşma,
istem üzerine veya mahkemece uygun görülürse kapalı yapılır.',
'Zorunlu kapalılık' başlıklı 185. maddesi:
'(1) Sanık, onsekiz yaşını doldurmamış ise duruşma kapalı yapılır, hüküm de kapalı duruşmada açıklanır.',
'Kapalılık kararının ve nedenlerinin yazılması ' başlıklı 186. maddesi ise,
'(1) Açıklığın kaldırılması kararı, nedenleriyle birlikte tutanağa geçirilir.', şeklinde düzenlenmiştir.
Uyuşmazlık konusuyla ilişkili olan 5395 sayılı Çocuk Korumu Kanununun 'iştirak hâlinde işlenen
suçlar' başlıkılı 17. maddesinde de,
' (1) Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturma ayrı yürütülür.
(2) Bu hâlde de çocuklar hakkında gerekli tedbirler uygulanmakla beraber, mahkeme lüzum gördüğü
takdirde çocuk hakkındaki yargılamayı genel mahkemedeki davanın sonucuna kadar bekletebilir.
(3) Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi hâlinde, genel mahkemelerde, yargılamanın
her aşamasında, mahkemelerin uygun bulması şartıyla birleştirme kararı verilebilir. Bu takdirde birleştirilen
davalar genel mahkemelerde görülür.' şeklinde düzenlemeler yer almaktadır.
Kanuni düzenlemelerden de açıkça anlaşılacağı üzere kural olarak duruşmalar herkese açık
yapılmalıdır. 'Aleniyet' yahut 'duruşmanın açıklığı' bir usul ilkesi olup, gizlilikse istisnadır. Aleniyet,
Duruşmada zorunlu olarak bulunması gerekenler dışındaki kişilerin de bulunması anlamına gelmekte
olup duruşmanın kamuya açık olmasını ifade etmektedir. (Doğrudan aleniyet) Aleniyet ilkesi yargılama
işlemleri açısından getirilmiş olup insanların gizli olarak yargılanmasının engellenmesi, işlemlerin kanuna
uygun yapılmasının denetlenmesi, adil yargılama ve mahkemelere güvenin sağlanmasına katkıda
bulunması nedeniyle demokratik rejimlerin olmazsa olmazlarındandır.
Aleniyet duruşma salonun elverdiği ölçüde isteyen herkesin duruşmaya katılması, yargısal faaliyeti
izlemesi anlamına geldiği kadar gördüklerini ve duyduklarını başkalarına duyurabilmesi anlamına da
gelmektedir. (Dolaylı aleniyet) Ancak aleniyet duruşmanın alenen yayınlanması demek olmayıp CMKnın 183.
maddesi uyarınca istisnalar dışında adliye binası içerisinde ve duruşma başladıktan sonra duruşma salonunda
her türlü sesli veya görüntülü kayıt veya nakil olanağı sağlayan aletlerin kullanılması yasaklanmıştır.
Ceza muhakemesinin temel ilkelerinden olan duruşmanın aleni olması ilkesi anayasa ile de güvence
altına alınmış olup Anayasanın 141. maddesinde:
'Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı
yapılmasına ancak genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir.
Küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel hükümler konulur.' şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
Ayrıca İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 6/1. maddesinde de yargılamanın açık yapılıp hükmün
de açık oturumda verilmesi gerektiği ancak genel ahlak, kamu düzeni ve ulusal güvenlik yararına,
küçüklerin korunması veya davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde veya davanın
açık yapılmasının adaletin selametine zarar verebileceği özel durumlarda mahkeminin zorunlu gördüğü
ölçüde tamamen veya kısmen basına ve dinyeyicilere kapalı olarak yapılabileceği düzenlenmiştir.
Duruşmaların açıklığı ilkesinin ihlali CMKnın 289. maddesinde sayılan 'hukuka kesin aykırılık
halleri'nden olup, açık yapılması gereken duruşmanın kapalı yapılması durumunda yapılan hukuka
aykırılığın telafisi için hükmün bozularak kapalı yapılan duruşmaların açık yapılması gerekmektedir.
Mevzuatımıza göre kural olarak açık yapılması gereken duruşma ancak iki halde kapalı yapılabilir,
1-İhtiyari kapalılık, kamu güvenliği ve genel ahlakın gerekli kıldığı durumlarda duruşmaların bir
kısmı veya tamamının kapalı yapılmasına karar verilebilir. Duruşmanın açık yapılması durumunda genel
ahlakın ve kamu güvenliğinin kesin biçimde zarar göreceğinin kabul edildiği durumlarda kapalılık kararı
verilmelidir. Bu iki nedenle duruşmanın kapalı yapılmasına mahkemece gerekçeli olarak açık duruşmada
karar verilir. Bununla birlikte kapalılık kararının verilmesini gerektiren nedenlerin açık duruşmada
tartışılmasının dahi kamu güvenliği ve genel ahlakı tehlikeye düşürme ihtimalinin bulunduğu durumlarda
resen veya istem üzerine kapalılık kararının kaldırılmasına ilişkin duruşma kapalı oturumda yapılabilir
ancak karar her halde açık duruşmada tefhim edilmelidir.
2-Zorunlu kapalılık, Kanun koyucu çocukların korunması amacıyla genel kurula bir istisna getirmiş ve
çocuklara ilişkin yapılan duruşmanın zorunlu olarak kapalı yapılmasını düzenlemiştir. Bu düzenleme İnsan
Hakları Avrupa Sözleşmesinin 6/1. maddesine de uygundur. Zorunlu kapalılık durumunda duruşmalar
mutlaka kapalı oturumda yapılıp, kararın da kapalı oturumda verilmesi gerekmektedir. Kanun koyucu
bu konuda hakime takdir hakkı tanımamıştır. Ancak yargılama sırasında sanık 18 yaşını doldurması
durumunda ihtiyarı kapalılık gereğince mahkeme tarafından verilmiş bir karar bulunmaması halinde
genel kural gereğince duruşmanın açık yapılması gerekmektedir.
Bunun dışında alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis olan suçlarda devlet sırrı niteliğinde bilgilerle ilgili tanıklıkta
CMKnın 47/2. maddesi uyarınca sadece tanıklığın yapıldığı kısım bakımından dinlemenin gizli yapılması
zorunludur. Bu halde tanık mahkeme hakimi veya heyeti tarafından zabıt katibi dahi olmaksızın dinlenir.
Çocuklar ile yetişkin sanıkların birlikte suç işlemesi durumunda, soruşturmanın ve kovuşturmanın
kural olarak ayrı yürütülmesi gerekmekte olup davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu olduğu hallerde
ise genel mahkemelerde, yargılamanın her aşamasında birleştirme kararı verilebilir. Birleşen davaların
genel mahkemelerde görülmesi gerekmekte olup bu durumda her ne kadar genel mahkemelerde
duruşma açık yapılmakta ise de davaların birlikte görülmesinden umulan fayda ile çocukların korunması
ihtiyacı ortadan kalkmadığından duruşmanın kapalı yapılmasının gerektiği kabul edilmedir. Bu yorum
ceza yargılamasının genel ilkelerinden olan duruşmanın açık yapılması kuralına çocukların korunması
ve yargılamadan etkilenmemesi amacıyla istisna getirerek çocuklar hakkındaki duruşmaların kapalı
yapılmasını düzenleyen kanun koyucunun amacına da uygun düşmektedir.
Nitekim Ceza Genel Kurulunun 08.10.2002 gün ve 22-342 sayılı kararında da aynı sonuca ulaşılmıştır.
Öğretide de bu konuya ilişkin olarak, 'Çocukların korunması gizliliği gerektirir (Any. 141/2). 18 yaşını
henüz bitirmemiş olanlara ait duruşmalar mutlaka kapalı yapılır, hüküm dahi kapalı duruşmada açıklanır'
(Feridun Yenisey, Ayşe Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku Ders Kitabı, Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları,
İstanbul, 2014, s. 891), 'Sanık 18 yaşını doldurmamış ise duruşma kapalı yapılır, hüküm de kapalı oturumda
açıklanır (CMK m.185). Bu halde mahkemenin, kapalılık kararı verip vermeme konusunda takdir hakkı
bulunmamaktadır. Bu durum zorunlu kapalılık olarak da adlandırılmaktadır. Sanığın, duruşma devam
ederken onsekiz yaşını tamamlaması halinde, tekrar aleniyete dönülecektir' (Nur Centel/Hamide Zafer, Ceza
Muhakemesi Hukuku, 11. Bası, İstanbul, 2014, s. 665 ), 'Duruşmanın kapalı yapılması esasen mahkemenin
takdirinde olmakla beraber kanunumuzun bunu zorunlu kıldığı hal de vardır. Buna göre, sanık, on sekiz
yaşını doldurmamış ise duruşma kapalı yapılır ve hatta hüküm de kapalı duruşmada açıklanır (CMK 185). On
sekiz yaşından küçük sanıklar hakkındaki duruşmaların kapalı yapılması zorunludur' (Yener Ünver/Hakan
Hakeri, Ceza Muhakemesi Hukuku II Cilt, 7. Baskı, Ankara, 2013, s. 72), 'Sanık onsekiz yaşını doldurmamış
ise duruşma mutlaka kapalı yapılır ve bunlurla ilgili hüküm de kapalı duruşmada açıklanır (m. 185). Kanun
bu durumdan zorunlu kapalılık olarak söz etmektedir. Çocuğun yetişkinlerle birlikte suç işlemesi halinde,
çocuğa yönelik soruşturma ve kovuşturma yetişkinlerden ayrı yürütülmektedir. (ÇKK m. 17/1). Davaların
birleştirilmesinin zorunlu görüldüğü hallerde, davalar genel mahkemelerde görülecektir (ÇÇK m.17/3). Ancak
bu durumda da duruşmanın gizli yapılması gerekir' (Cumhur Şahin/Neslihan Göktürk, Ceza Muhakemesi
Hukuku II, 2. Baskı, Ankara, 2012, s.99) şeklinde görüşler bulunmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde,
Yetişkin sanıklarla birlikte suç işleyen çocuk sanık hakkında soruşturmanın ayrı yapıldıktan sonra
yargılama sırasında davaların birleştirilmesine karar verilen olayda, davaların birlikte görülmesinde
umulan fayda ile çocuğun koruması ihtiyacı ortadan kalkmadığından CMKnın 185. maddesinin amir
hükmü uyarınca tüm sanıklar bakımından duruşmanın kapalı yapılması usul ve kanuna uygundur.
Bu itibarla Yerel Mahkeme direnme gerekçesinin isabetli olduğuna, dosyanın bozmaya uyulan
yönlerinin incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 13.10.2015 tarihli ve 221-310 sayılı