..::Forum Adalet::..

GENEL İÇTİHAT PAYLAŞIMLARI => Yargıtay Kararları => Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararları => Konuyu başlatan: İçtihat - 04 Şubat 2021, 20:52:50

Başlık: YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 30.04.2019 tarihli ve 40-354 sayılı
Gönderen: İçtihat - 04 Şubat 2021, 20:52:50

-2
ÖZET: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının uyuşmazlığa konu olan 28.09.2016 tarihli yazısının
konusu açıkça 'Kanun yararına bozma' olarak gösterilmiş olup talep kısmında da buna uygun
biçimde '5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması
lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 19.0..2016 gün ve ...2016-kyb sayılı
yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur.' denilmiş, yazı içeriğinde ise İ. 1.
İnfaz Hâkimliğinin 15.07.2015 tarihli disiplin cezasının onaylanmasına ilişkin kararına vaki itirazın,
disiplin cezasının infaz edilme tarihinin öne çekilmesine karar verilmesi yönünden kabulü yerine
reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı belirtilmiş olup, aleyhine kanun yoluna başvurulan
kararın İ. 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.08.2015 tarihli kararı olduğunda kuşku bulunmamaktadır.
Şu hâlde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin kanun yararına bozma talebinin reddine dair 21.06.2016 tarihli kararına
karşı CMK’nın 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulması talebinin sehven kanun
yararına bozma talebi olarak değerlendirilip İ. 2. Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın reddi kararına
karşı mükerrer olarak CMK’nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu,
ortada Ceza Genel Kurulunca incelenmesi gereken bir itiraz olmadığı kabul edilmelidir.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi
gereken uyuşmazlık, 5275 sayılı Kanun’un 47. maddesinde düzenlenen disiplin cezalarına ilişkin süreye
riayet edilmeden disiplin soruşturmasına geç başlanmasının hücre cezasının geç infaz edilmesine neden
olduğu durumda, cezanın silinmesi için gereken sürenin uzamasından dolayı oluşacak mağduriyetin,
mahkemesince disiplin cezasının infaz edilme tarihinin öne çekilmesi suretiyle giderilmesinin mümkün
olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de öncelikle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca incelenmesi
gereken bir Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazı bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından,
Hükümlü A.Ç. hakkında B. Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğu sırada 15.05.2015
tarihinde firar ettiği gerekçesiyle İ. Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığınca 15
gün süreyle hücreye koyma cezası verildiği,
Bu karara karşı hükümlünün itirazı üzerine İ. 1. İnfaz Hâkimliğince 15.07.2015 tarih ve .../... sayı ile
itirazın reddine ve disiplin cezasının infazına başlanmasının onaylanmasına karar verildiği,
Hükümlünün bu karara da itiraz etmesi üzerine itirazı inceleyen İ. 2. Ağır Ceza Mahkemesince
08.08.2015 tarih ve ... değişik iş sayı ile itirazın reddine kesin olarak karar verildiği,
İ. 2. Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın reddi kararına karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel
Müdürlüğünün 15.03.2016 tarihli yazısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.03.2016 tarihli
ihbarnamesi ile kanun yararına bozma olağanüstü kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 1. Ceza
Dairesince 21.06.2016 tarih ve 2431-3185 sayı ile talebin reddine karar verildiği,
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce 19.0..2016 tarihli yazı ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin
21.06.2016 tarihli ve 2431-3185 sayılı kanun yararına bozma talebinin reddi kararına karşı 5271 sayılı
CMK’nın 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulması amacıyla talepte bulunulması üzerine
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 28.09.2016 tarihli, 348052 sayılı ve 'Kanun yararına bozma' konulu
yazıyla,
'Hırsızlık suçundan 3 yıl 28 ay 1 gün hapis cezasından hükümlü A.Ç.’nin, açık ceza infaz kurumunda
bulunduğu sırada çalıştırılmak üzere götürüldüğü mezarlıktan kaçarak firar ettiği gerekçesiyle 5275 sayılı
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 44/3-ı. maddesine aykırı hareket etmekten ‘15 gün
süre ile hücre hapsi’ disiplin cezası ile cezalandırılmasına dair İ. Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu
Başkanlığının 27.05.2015 tarihli ve .../... sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ve söz konusu cezanın
onaylanmasına ilişkin İ. 1. İnfaz Hâkimliğinin 15.07.2015 tarihli ve .../... esas, .../... sayılı kararına karşı yapılan
itirazın reddine dair İ. 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.08.2015 tarihli ve .../... sayılı kararına yönelik 5271 sayılı
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca yapılan kanun yararına bozma talebinin Yargıtay
1. Ceza Dairesinin 21.06.2016 tarihli ve 2016/2431 esas, 2016/3185 sayılı ilamı ile reddine karar verildiği
anlaşılmakla,
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un ‘Disiplin soruşturması’ başlıklı 47.
maddesinin 2. fıkrasının ‘Hükümlülerin diğer disiplin cezalarını gerektiren eylemlerinin öğrenilmesinden
itibaren derhal ve en geç iki gün içinde kurum en üst amirince atanan bir görevli tarafından soruşturmaya
başlanır.’, aynı maddenin 3. fıkrasında ‘Soruşturma en geç yedi gün içerisinde tamamlanır ve düzenlenen rapor
ve ekleri disiplin kuruluna sunulur. Soruşturma süresi eylemin ve soruşturmanın niteliğine göre infaz hâkiminin
yazılı onayı ile yedi güne kadar uzatılabilir.’ ve yine aynı maddenin 5. fıkrasında da ‘Disiplin cezaları disiplin
kurulunca evrak üzerinden görüşülerek en geç üç gün içinde karara bağlanır.’ düzenlemelerin yer aldığı ve söz
konusu bu sürelerin idarenin söz konusu işlemlere bir an önce başlamasını teşvik edici nitelikte düzenleyici
süreler olduğu ve hak düşürücü süre olarak değerlendirilemeyeceği, hükümlünün firar eylemini 15.05.2015
tarihinde yapmış olmasına rağmen, iki günlük süreye riayet edilmeyerek muhakkik görevlendirilmesinin
27.05.2015 tarihinde yapıldığı, hükümlü hakkında disiplin soruşturmasının aynı tarihte bitirildiği, yalnızca
disiplin soruşturmasına başlanma konusunda bir gecikme yaşandığı ancak anılan Kanun’un 47. maddesindeki
diğer sürelere riayet edilerek bitirildiği için bu durumun disiplin cezasının sıhhatine engel olmayacağı, bununla
birlikte disiplin soruşturmasına geç başlanmasının hücre cezasının geç infaz edilmesine neden olacağı,
bu gecikmenin de hükümlüden kaynaklanmadığı için ona yükletilemeyeceği, dolayısıyla mahkemesince
disiplin soruşturmasına başlama süresindeki bu gecikmenin disiplin cezasının infaz edilme tarihinin öne
çekilmesi suretiyle giderilmesi gerektiği anlaşılmakla, yapılan itirazın bu yönden kabulü yerine reddine karar
verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu
Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 19.0..2016 gün ve ...-2016-Kyb sayılı yazılı istemlerine
müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur.' şeklindeki talep eki dosya ile birlikte Yargıtay 1. Ceza
Dairesi Başkanlığına sunulduğu,
Bu talebin CMK’nın 308. maddesi uyarınca itiraz mahiyetinde olduğunu kabul eden ve inceleme yapan
Yargıtay 1. Ceza Dairesince 17.01.2017 tarih ve 5079-26 sayı ile itiraz nedeninin yerinde görülmediğinden
bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi, 5271 sayılı CMK’nın olağanüstü kanun yollarının yer
aldığı 'Altıncı Kitap','Üçüncü Kısım', 'Birinci Bölüm'de 308. maddede,
'(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re’sen veya istem
üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir.
Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir, görmezse dosyayı
Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir' şeklinde düzenlenmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi, Yargıtay Ceza Daireleri kararlarına karşı başvurulan
olağanüstü bir kanun yolu olup, bu yetki sadece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına aittir. Yargıtay
Cumhuriyet Savcıları Yargıtay Kanunu’nun 28. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı adına bu
yetkiyi kullanır.
İtiraz, daire kararında gerek maddî ve gerek usul hukukuna aykırı olduğu saptanan hususlara yönelik
olabilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı itiraz yasa yoluna başvurusunu 'itirazname' denilen belgeyi
düzenleyerek yapar. İtiraz başvurusunda itiraz nedenlerinin açık ve gerekçesiyle birlikte yazılı olarak
bildirilmesi gerekir.
Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının uyuşmazlığa konu olan 28.09.2016 tarihli ve 348052 sayılı
yazısının konusu açıkça 'kanun yararına bozma' olarak gösterilmiş olup talep kısmında da buna uygun
biçimde '5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu
Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 19.0..2016 gün ve ...2016-kyb sayılı yazılı istemlerine
müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur' denilmiş, yazı içeriğinde de İzmir 1. İnfaz Hâkimliğinin
15.07.2015 tarihli ve .../... sayılı disiplin cezasının onaylanmasına ilişkin kararına vaki itirazın, disiplin
cezasının infaz edilme tarihinin öne çekilmesine karar verilmesi yönünden kabulü yerine reddine karar
verilmesinde isabet bulunmadığı belirtilmiş olup, aleyhine kanun yoluna başvurulan kararın İ, 2. Ağır Ceza
Mahkemesinin 08.08.2015 tarih ve ... değişik iş sayılı kararı olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Şu hâlde
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün Yargıtay 1. Ceza
Dairesinin kanun yararına bozma talebinin reddine dair 21.06.2016 tarihli ve 2431-3185 sayılı kararına
karşı CMK’nın 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulması talebinin sehven kanun yararına
bozma talebi olarak değerlendirilip İ. 2. Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın reddi kararına karşı mükerrer
olarak CMK’nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu, ortada Ceza Genel
Kurulunca incelenmesi gereken bir itiraz olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Ceza Genel Kurulunca CMK’nın 308/3. maddesi uyarınca incelenmesi gereken bir itiraz
bulunmadığından dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz mahiyetinde olmayan talebi
hakkında bir karar verilmesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
   YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 30.04.2019 tarihli ve 40-354 sayılı