Davaya yeniden bakacak mahkemenin hak ve mecburiyetleri
MADDE 326 (3206 sayılı Kanun ile değişik) Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya
yeniden bakacak mahkeme, ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar.
Sanık veya müdahil ve vekillerine davetiye tebliğ olunamaması veya davetiye tebliğ olunmasına
rağmen duruşmaya gelmemeleri nedeniyle bozmaya karşı beyanları tespit edilmemiş olsa dahi
duruşmaya devam edilerek dâva gıyapta bitirilebilir. Ancak sanık hakkında verilecek ceza, bozmaya konu
olan cezadan daha ağır ise herhalde dinlenilmesi gerekir.
Yargıtaydan verilen bozma kararına mahkemelerin ısrar hakkı vardır. Israr üzerine Yargıtay Ceza Genel
Kurulunca verilen kararlara uymak mecburidir.
Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 291inci maddede gösterilen
kimseler tarafından temyiz edilmişse yeniden verilen hüküm, evvelki hükümle tâyin edilmiş olan cezadan
daha ağır olamaz.
KARARLAR
-1
ÖZET: Aleyhe olan bozmaya karşı, sanığa bozmada belirtilen ve aleyhine sonuç doğurabilecek
olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkânı
tanınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizdir.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken
uyuşmazlık, TCKnın 85/2. maddesi gereğince 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasını gerektiren suçta temel
cezanın 2 yıl 6 ay olarak tayin edilmesinin isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay
İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, aleyhe olan bozma kararına karşı sanığın beyanı
alınmadan direnme kararı verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından,
Yerel Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada, duruşma günü davetiyesinin sanık ve
müdafisine tebliğ edildiği, tebliğe rağmen duruşmaya gelmeyen sanığa aleyhine olan bozma kararına
karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verildiği anlaşılmaktadır.
1412 sayılı CMUKun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması
gereken 326/2. maddesine göre, hükmün aleyhe bozulması hâlinde davaya yeniden bakacak
mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunludur. Aynı kurala 5271 sayılı CMKnın
307/2. maddesinde de yer verilmiş olup anılan bu Kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen
ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki
delillerini sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine
dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı
sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden, sair yönleri
incelenmeksizin bozulmasına, dosyanın öncelikle inceleme dışı sanık S.T. hakkındaki beraat hükmüne
yönelik temyiz incelemesi yapılması için Özel Daireye gönderilmesi, temyiz incelemesinden sonra da
mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesine karar verilmelidir.
YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 15.01.2019 tarihli ve 1102-7 sayılı