-9
ÖZET: 1412 sayılı CMUKun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla
uygulanması gereken 326. maddesinin ikinci fıkrasına göre, hükmün aleyhe bozulması hâlinde
davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup
müdafinin dinlenilmesi ile de yetinilemez. Aynı kurala 5271 sayılı CMKnın 307/2. maddesinde de
yer verilmiş olup anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde
sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki
delillerini sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine
dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır. Bu zorunluluk beraat
hükmünde direnilmesi hâlinde de geçerlidir.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken
uyuşmazlıklar, sanıkların sorguları yapılmadan beraat kararı verilmesinin isabetli olup olmadığının
belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle,
...
2- Diğer iki sanık yönünden, aleyhe olan bozma kararına karşı sanıkların beyanları alınmadan direnme
kararı verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi,
Gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından,
E. Cumhuriyet Başsavcılığınca, fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden sanıklar M.G., H.B. ve S.B.nin
kendilerini farklı isimlerle tanıtıp, kiraladıkları bir iş yerine B. Tekstil ve T. Tekstil isimli şirket tabelalarını
astıkları, katılan Ö. D. Suni D. Tekstil San. ve Tic. A.Şden kısa zaman aralığında ve değişik tarihlerde aldıkları
465.000 TL tutarındaki suni derileri değerinin altında piyasaya sattıktan sonra iş yerini boşaltıp ortadan
kayboldukları, böylece paravan olarak kurdukları şirket vasıtasıyla oluşturdukları itimat neticesinde kendi
menfaatlerine ve katılan şirket zararına haksız kazanç temin ettikleri iddiasıyla haklarında dolandırıcılık
suçundan kamu davası açıldığı,
Yerel Mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılamada, sanıklar adına Yargıtay bozma ilamı ile
duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin sanık S.B.ye tebliğ edildiği, diğer sanıklar M.G. ve H.B.ye
çıkarılan tebligatların iade edilmesi üzerine başkaca herhangi bir araştırma ve tebligat yapılmadan
yokluklarında yargılamaya devam edilerek sanıklardan aleyhe olan bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan
direnme kararı verildiği,
...
Anlaşılmaktadır.
...
Sanıklar M.G. ve H.B. yönünden aleyhe olan bozma kararına karşı sanıkların beyanları alınmadan
direnme kararı verilip verilemeyeceği,
1412 sayılı CMUKun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması
gereken 326. maddesinin ikinci fıkrasına göre, hükmün aleyhe bozulması hâlinde davaya yeniden
bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup müdafinin dinlenilmesi
ile de yetinilemez. Aynı kurala 5271 sayılı CMKnın 307. maddesinin ikinci fıkrasında da yer verilmiş olup
anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan
hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkânı tanınmalıdır.
Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk
bulunan emredici kurallardandır.
Bu zorunluluk beraat hükmünde direnilmesi hâlinde de geçerlidir. Zira Ceza Genel Kurulunca
yapılacak inceleme sonucunda Özel Dairenin aleyhe bozması isabetli bulunup Yerel Mahkeme
hükmünün bozulması mümkündür. 1412 sayılı CMUKun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca
karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326. maddesinin üçüncü fıkrasına göre ısrar üzerine Yargıtay
Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak mecburidir. Bu durumda sanıktan aleyhe bozmaya karşı
diyeceği sorulmadan beraat hükmünde direnilebileceğinin kabulü savunma hakkının kısıtlanması
sonucunu doğurabilecektir. Savunma hakkı sanığın en önemli hakkı olup bu hakkın sınırlanması 1412
sayılı CMUKun 308. maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca mutlak bozma nedenidir. Nitekim Ceza Genel
Kurulunun duraksamasız uygulamaları da ısrar edilen önceki hüküm beraat dahi olsa sanıktan aleyhe
bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verilemeyeceği yönündedir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemece verilen sanıklar M.G. ve H.B. hakkındaki direnme kararına konu
hükümlerin, aleyhe olan bozmaya karşı sanıkların beyanları alınmadan yargılamaya devam edilerek
hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 12.02.2019 tarihli ve 3-94 sayılı