8. Hukuk Dairesi 2018/10984 E. , 2018/18079 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili ile davalılar ...... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacılar vekili, dava konusu 699, 1473, 1602 ve 1613 parsel sayılı taşınmazların davacılar ve davalılara murislerinden kaldığını, taşınmazları davalıların kullandığını, davacılara herhangi bir pay verilmediğini, sadece davalılardan ...... tarafından davacı ...'e kendi kullandığı ...... için 2012 yılında 5.000 TL ödeme yapıldığını belirterek 699 parsel için 18.12.2008 tarihi ile dava tarihi arasında, diğer taşınmazlar için ise taşınmazlardan kullanma isteğinin bildirildiği 31.05.2009 tarihi ile dava tarihi arasında işleyen, (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) davacı ...'nın miras payına düşen 1.000,00 TL, davacı ...'in miras payına düşen 1.000,00 TL ecrimisil bedelinin davalı ...'a ödenen 5.000,00 TL gözetilerek davalıların taşınmazlardaki kullanım alanlarına göre tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu 699, 1473, 1602 ve 1613 parseller yönünden davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş; 1473 parsel yönünden davacıların ecrimisil taleplerinin davalı ... ve diğer davalılar, 1602 parsel yönünden davalılar ... ve ..., 1613 parsel yönünden ise davalı ... aleyhine 31.05.2009 tarihinden itibaren ecrimisile hükmedilmiştir.
Dava, çaplı taşınmazda ......lar arasında ecrimisil talebine ilişkindir.
1. Taraf vekillerinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmemiştir.
2. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar ......tırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan ......, engel olan öteki ...... veya ......lardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de ......lardan biri öteki ......ların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o ......ın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren ......ın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe ......lar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı ......ın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı ......a bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (...... gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden ......ın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin ......lığını inkar etmesi, ......lar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her ......ın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer ......lar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine ......lar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her ......ın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı ...... tarafından davalı ...... aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 günlü ve 2002/3-131 E 2002/114 K sayılı kararı).
Öte yandan; bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı ...... Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK'nin 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 Sayılı kararı). 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay ...... Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nin 266. vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle, eğer arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince; davacılar ve davalıların murisi olan ... 18.12.2008 tarihinde vefat etmiştir. Dava konusu 1473 ve 1613 nolu parsellerde murisin tam malik olduğu, 699 (yeni 161 ada 8 parsel) parsel sayılı taşınmazda murisin 288/2016 hissedar ve geri kalanının dava dışı ......lara ait olduğu, 1602 ...... ise evvelinde murise ait iken 07.06.2017 tarihli miras taksimi ile dava dışı mirasçılar Tülay ve Günay adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Davacılar ...... tarafından davalılara ...... Noterliğinden 311 yevmiye nolu, 12.07.2010 tarihli ihtarname gönderilmiş ve ihtarname ile muristen kalan tüm taşınmazları ve mirasçıları kapsayacak şekilde taksim anlaşmasının yapılmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla işlemiş 20.000,00 TL ecrimisilin ihtarnamenin tebliğinden itibaren on gün içinde ödenmesi talep edilmiş ve ihtarname tüm davalılara tebliğ edilmiştir.
Mahkemece dinlenen tanık beyanlarından, tarafların iddia ve savunmalarından 1602 parseli davalı ..., 1613 parseli ise davalı ... ve ......'in kullandığı anlaşılmasına rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hatalı olarak 1602 parseli davalı ... ve ......'in, 1613 parseli ise davalı ...'in kullandığı yönünde tespit yapılarak buna göre ecrimisil hesap edilmiştir. Yine raporda, 1473 parselde davalı ...'in kullandığı ev dışındaki diğer evlerle ilgili olarak dosya kapsamından davalı ... ve ......'ın kullanımları olmadığı ve kiraya da vermedikleri belirlendiğine göre, davacılara bu evlerin ne şekilde kullandırılmadığı, kullanımlarına engel olunup olunmadığı üzerinde durularak bu konuda bir değerlendirme yapılmadan davalı ... ve ...... aleyhine ecrimisile hükmedilmesi doğru değildir.
Diğer taraftan, portakal bahçesi vasfındaki 699 parsel bakımından 18.12.2008 tarihinden itibaren ecrimisil hesap edilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; 1473, 1602 ve 1613 parseller yönünden davacılarca 12.07.2010 tarihinde ihtarname gönderilerek davalılar intifadan men edildiklerine göre davacıların taşınmazları kullanma talebinin davalılara ne şekilde ulaştığı belirlenip delillendirilmeden ecrimisil hesabında 31.05.2009 tarihinin esas alınması hatalıdır.
O halde; mahkemece, 1602 ve 1613 parsellerdeki kullanım durumlarına ilişkin çelişkinin giderilmesi, 1473 parselde, davalılar ...... ve ...... aleyhine ecrimisil hesaplanan evlerle ilgili davacıların kullanımlarına engel olunup olunmadığının araştırılması gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir. Ayrıca; 1473, 1602 ve 1613 parsellerde ecrimisil hesabının 31.05.2009 tarihinde intifadan men koşulunun ne şekilde gerçekleştiği dosya kapsamı ve tanık beyanlarından anlaşılamadığına göre; bu hususun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, aksi halde ihtarnamenin davalılara tebliğinden itibaren on günlük sürenin bitiminden başlamak üzere ecrimisil hesap edileceğinin düşünülmesi gerekir.
SONUÇ: Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 Sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 05.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.