8. Hukuk Dairesi 2018/12115 E. , 2018/19430 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :...... Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece 20602 ve 20603 seri numaralı iş ......leri yönünden davanın kabulüne,...... seri numaralı iş ......leri yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalı alacaklı vekili tarafından istenmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27.11.2018 ...... günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı alacaklı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı 3. kişi vekili Avukat...... Yayla geldiler. Başka gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 3. kişi vekili, ... 7. ...... Müdürlüğünün 2012/8994 sayılı takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, ... ...... Müdürlüğünün 2013/25 sayılı talimat dosyasında yapılan 07.02.2013 günlü hacze konu iş ......lerinin tescile tabi araçlardan olduğunu ve üçüncü kişi şirket adına tescil kaydının yapıldığını, hacizli ......lerin borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, resmi kayıtların aksinin kanıtlanamadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, İİK'nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunu, borçlunun da 04.02.2013 tarihli evrakta ......lerin kendisine ait olduğunu kabul ve beyan ettiğini, kaldı ki hacizden haberdar edildikten sonra da bir itirazda bulunmadığını, ispat yükü altında olan 3. kişinin taşınmazları leasing yolu ile elinde bulundurduğunu beyan ettiğini, dolayısıyla mülkiyet hakkını kanıtlayamadığını, sonradan ......leri dava ve takip dışı bir şirkete sattıklarını, ancak fatura düzenlenmediğini, mülkiyeti davacıda olmadığı için tescil de yaptırılamadığını, borcun doğumundan sonra yapılan tescil işleminin ise muvazaaya dayandığını, davacının ......lerin haciz mahallinde bulunma nedenini açıklayamamasının da bunu kanıtladığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı 3. kişi vekilince temyizi üzerine, Dairemizin 22.01.2015 tarih ve 2014/20615 Esas 2015/1413 Karar sayılı ilamı ile, dava konusu iş ......lerinin ikisinin istihkak iddiası ile aynı gün, iki iş ......sinin ise 2012 yılında borcun doğumundan sonra davacı adına tescil ettirildiği, davacının, bunları ......Sözleşmesi uyarınca aldığını bu nedenle geç tescil yaptırdığını iddia ettiği, temyiz incelemesi aşamasında getirtilen ...... Satış Sözleşmelerinin ve kiralayan şirketin 06.08.2014 tarihli yazı cevabının bunu doğruladığı, ticaret sicil kayıtlarına göre davacı ve borçlu şirketler arasında organik bağ olmadığı gibi muvazaalı olarak istihkak iddiasında bulunulduğu yönünde delil de bulunmadığı, bununla birlikte davacının mahcuzların borçlunun elinde bulunma nedenini açıklayamadığı gibi buna ilişkin delilleri de sunamadığı, borçlu şirketin ise mahcuzların kendilerine ait olmadığını savunmakla birlikte oturumlara katılmadığı, iş ......lerinin zilyetliklerinde bulunma nedenini ve buna ilişkin delilleri bildirmediği, davalı alacaklının dayandığı 05.05.2012 tarihli adi nitelikteki satış protokolüne konu iş ......lerinin şase seri numaralarının mahcuzlara uyduğu, ne var ki buradaki satıcı firmanın üçüncü kişi ya da ......Sözleşmesindeki kiralayan şirket olmadığı, Mahkemece anılan şirketin (............ Şti.nin) ve borçlunun iş ortağı olan ...... ünvanlı şirketin ticaret sicil kayıtları getirtilip incelenerek davacı şirket ile organik bağ içinde olup olmadıklarına bakılması, gerçek bir satışın yapılıp yapılmadığının ticaret sicil kayıtları üzerinden yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi (satış tarihi, ödeme hususlarına özellikle bakılması), bundan sonra borcun doğum tarihinden sonra alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yapılıp yapılmadığı hususunun değerlendirilerek toplanacak delillere göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile karar bozulmuş; Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda hüküm kurmaya elverişli kabul edilen bilirkişi raporu doğrultusunda 20602 ve 20603 seri numaralı iş ......leri yönünden davanın kabulüne, 20598 ve 20597 seri numaralı iş ......leri yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3. kişinin İİK'nin 96 vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; uyulmasına karar verilen bozma ilamında davacı 3. kişinin, davalı borçlu şirketin ve dava dışı ............ Şti.nin ticari defterleri üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen Mahkemece, sadece davacı 3. kişi şirketin kapanış tasdikleri bulunmayan ticari defterleri üzerinde yapılan ve bozma ilamında değinilen hususların hepsini karşılamayan bilirkişi incelemesi ile yetinilerek karar verildiği anlaşılmıştır.
O halde, öncelikle davalı alacaklı vekilinin aşamalardaki beyanlarında dava konusu iş ......lerinin borçlu şirketin ihale ile iş gördüğü ...-......inde haczedildiğini, delil olarak ibraz olunan 07.02.2012 ve 05.05.2012 tarihli satış protokollerinin borçlu şirketçe ...-......i ...... Müdürlüğüne ibraz edildiğini beyan ettiği anlaşılmakla bu hususta ilgili ...... Müdürlüğünden alınacak yazı cevabından sonra, HMK'nin 221. maddesi de nazara alınarak borçlu şirket ve dava dışı ... ...... Şirketinin ticari defterleri getirtilerek, dosyanın yeniden mali müşavir bilirkişiye tevdii ile; ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı, alacaklı tarafın dayanağı satış protokolleri ve bu protokoller uyarınca kararlaştırılan bedel ödemelerine ilişkin kayıt bulunup bulunmadığı (...... vs.), hacizli malların demirbaş olarak kayıtlı olup olmadığı, leasing borcunun ödenmesi hususunda kayıt bulunup bulunmadığı hususlarında rapor aldırılması, bu rapor ve dosya içerisindeki tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekmektedir.
Belirtilen hususlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
Kabule göre de; Mahkemece her ne kadar bir kısım mahcuzlar yönünden İİK'nin 97/10. maddesi uyarınca bedele hükmedilmiş, bir kısım mahcuzlar yönünden ise başka bir takip dosyasından haczedilerek satışlarının yapıldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de satış ve bedele ilişkin takip dosyaları getirilip incelenmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nin 366 ve 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti'nin 3.kişiden alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan alacaklıya verilmesine, taraflarca İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 28.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.