YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2013/11865
Karar No : 2013/14563
MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ
NÜFUS BİLGİLERİNİN İSTEM DIŞI İCRA DOSYASINDA KULLANILMASI
BORÇ VE İCRA TEHDİDİ VE BASKISI ALTINDA OLMA
DAVA : Davacı S. T. vekili tarafından, davalı B. S. vd. aleyhine 28.5.2010
gününde verilen dilekçeyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece
yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 12.02.2013 tarihli
kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde
istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik
hakimi tarafından hazırlanan raporla dosya içerisindeki kağıtlar
incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dava kişilik haklarına saldırı sebebiyle tazminat ödetilmesi
istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; karar
davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, 2008 yılında İzmire tayin olduğunu, yerleşim yeri adresini İzmir'e
naklettiğini, aynı zamanda 1994 yılından beri de davalı Türksat Uydu
Haberleşme Kablo T.V. ve İşletme A.Ş. nin abonesi olmasından dolayı kimlik
bilgilerinin davalı kurumun bilgisi dahilinde bulunduğunu, kuruma borçlu
olmamasına rağmen davalı kurumun diğer davalı avukatına kimlik bilgilerini
verdiğini, onunda borçlu bir abone hakkında 2007 yılında başlattığı icra
takip dosyasında kendisine ait kimlik bilgilerini rızası dışında
kullanarak adresine borçlunun ismiyle ödeme emri gönderdiğini, tebligatı
almadığını, ne var ki kimlik bilgilerinin rızası dışında icra dosyasında
kullanılmış olduğunu, adresine icra dosyasından ödeme emri çıkartılmasının
toplum içindeki kariyerine zarar verdiği gibi kişilik haklarına da saldırı
niteliğinde bulunduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi
isteminde bulunmuştur.
Davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, Borçlar Kanunu'nda manevi tazminat ödetilmesi gerekli hallerin
sayılı olduğu, davacının adresine onun adına olmayan bir icra tebligatı
gönderilmesinin manevi tazminat ödetilmesini gerektirmediği kanaatiyle
davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacının, davalı kurumun abonesi
olduğu ancak kuruma borçlu olmadığı konusunda taraflar arasında ihtilaf
bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda davalı kurumun, borçlu
abonelerinin icra yoluyla takibi için kimlik bilgilerini avukatıyla
paylaştığı, ancak kuruma borçlu olmayan davacının kimlik bilgilerini de
davalı avukatıyla paylaşmasından dolayı onun kimlik bilgilerinin rızası
dışında kullanılmasında kusuru bulunduğu sonucuna varılmalıdır. Davalı
avukat, davacıyla gerçek borçlunun soy isimlerinin benzerliğinden dolayı
kimlik bilgisini icra dosyasına zabıt katiplerinin hataen girmiş
olabileceğini kabul etmiş ise de, 5490 Sayılı Nüfus Kanunu 9. maddesi
uyarınca nüfus bilgileri gizli olduğundan davacıya ait gizli nüfus
bilgilerinin rızası dışında hiç ilgisi bulunmayan bir icra dosyasında
kullanılmış bulunmasından dolayı kusurludur. Davacının, gizli nüfus
bilgilerinin rızası dışında bir icra takip dosyasında kullanılmasından
dolayı bir borç ve icra tehdidi altında olabileceği endişesi yaşadığı,
kariyeri gereği bu endişenin kendisini fazlasıyla rahatsız ettiği iç
huzurunu kaçırdığı anlaşılmaktadır.
Şu durumda, davalıların birlikte kusurlarıyla davacıya ait nüfus
bilgilerinin onun rızası dışında icra takip dosyasında kullanılmasına
neden olarak davacının kişilik haklarına saldırıda bulundukları sonucuna
varılarak uygun tutarda bir tazminat ödetilmesi gerekirken istemin tümden
reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA ve
peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, 19.09.2013 tarihinde
oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici
nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik
görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul
ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun
bozma kararına katılmıyorum.