Taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluna ilişkin ilamsız takiplerde İİK. mad. 147 göndermesi ile uygulanması gereken İİK. mad. 62 ila 72 gereğince, süresi içinde yapılan itiraz ile takibin duracağı, yapılan takiple birlikte rehinli aracın kaydı üzerine rehinli takibe başlandığına dair şerh verilmesi mümkünse de; İİK. mad. 150/d'deki, satış hazırlıkları başlıklı kıymet taktiri ile ilgili hükmün, gayrimenkuller için uygulanacak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takiplere ilişkin olduğu, müşterek hükümler arasında yer almadığı, İİK.nun 150/h maddesinden 153. maddeye kadar müşterek hükümler arasında belirtilen hususun düzenlenmediği, paraya çevrilme usulüyle ilgili atıf yapılan ve kıyasen uygulanacak hükümlerin de açıkça düzenlendiği ve İİK. mad. 150/g'de, İİK. mad. 150/d'nin kıyasen uygulanacak hükümler arasında bulunmadığı, kıyasen uygulanacağı belirtilen İİK. mad. 92 de dahil diğer maddelerin ancak takibin kesinleşmesinden sonraki safhada uygulanabileceği, itiraz üzerine durması gereken takiplerde icra müdürlüğünce takiple birlikte kıymet taktiri için veya başka gerekçelerle rehin konusu aracın yakalanıp muhafaza altına alınması yönünde tedbirlerin uygulanamayacağı, belirtilen tedbirlerin ancak takibin rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip olması halinde uygulanabileceği ve ilamsız takipte takip kesinleşmeden rehinli menkulün muhafazaya alınmayacağı.
Şikayetçi borçlu vekili tarafından; Kadıköy 7. İcra Müdürlüğü'nün 2012/19470 Esas sayılı dosyası ile borçlu aleyhine taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takipte bulunulduğunu, borçlu Ö.S.'nin takipten önce öldüğünü, ölü kişi aleyhine takip yapılamayacağını, asıl borçlu hakkında takibe girişilemediği müddetçe rehin verildiğini kabul etmemekle beraber rehin veren aleyhine de takip yapılmayacağını, İcra Müdürlüğü'ne bu sebeplerle ve borca, ferilerine, faize, rehin hakkına, rehin sözleşmesine, yetki, imza ve yazıya itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğunu, fakat araç üzerindeki yakalama şerhinin kaldırılmadığını, takip kesinleşmeden araç üzerine yakalama şerhi konulduğunu belirterek takibin iptalini ve yakalama şerhinin kaldırılmasını talep etmiştir
Mahkemece, borçlunun icra takibinden önce takip borçlusu Ö.S.ile ilgili mirasın reddinin tespiti için dava açtığı ve mirasın reddedildiğinin tespiti kararının kesinleştiği, bu nedenle Ö.S.'nin mirasını reddeden davacının ölü kişi aleyhine takip yapılamayacağından bahisle takibin iptalini talep etme sıfatı bulunmadığından ve davacı takip borçlusunun itirazı üzerine davacı yönünden takip olduğu yerde duracağından yakalama şerhinin kaldırılması talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğünün vermiş olduğu kararda yasaya aykırılık bulunmadığı belirtilerek şikayetin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlamsız takipte her türlü itiraz İcra Müdürlüğü'ne yapılabileceğinden ve bu itirazlar hakkında alacaklı talep ettiği takdirde itirazın kaldırılması ve itirazın iptali yargılaması sırasında inceleme yapılabileceğinden sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İcra dosyasının incelenmesinde takibin, taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip olduğu, 20.09.2012 tarihinde aracın kaydına yakalama şerhinin konulmasına karar verildiği ve yakalama şerhinin işlendiği anlaşılmıştır .
Taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluna ilişkin ilamsız takiplerde İİK.nun 147. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı Yasanın 62 ila 72. maddelerine göre süresi içinde yapılan itiraz ile takip durur, yapılan takiple birlikte rehinli aracın kaydı üzerine rehinli takibe başlandığına dair şerh verilmesi mümkün ise de; İİK'nun 150/d maddesindeki, satış hazırlıkları başlıklı kıymet taktiri ile ilgili hükmün, gayrimenkuller için uygulanacak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takiplere ilişkin olduğu, müşterek hükümler arasında yer almadığı, İİK.nun 150/h maddesinden 153. maddeye kadar müşterek hükümler arasında, belirtilen hususun düzenlenmediği, paraya çevrilme usulüyle ilgili atıf yapılan ve kıyasen uygulanacak hükümlerinde açıkça düzenlendiği, İİK.nun 150/g maddesinde, İİK.nun 150/d maddesinin kıyasen uygulanacak hükümler arasında bulunmadığı, kıyasen uygulanacağı belirtilen İİK.nun 92. madde de dahil diğer maddelerin ancak takibin kesinleşmesinden sonraki safhada uygulanabileceği, itiraz üzerine durması gereken takiplerde icra müdürlüğünce takiple birlikte kıymet taktiri için veya başka gerekçelerle rehin konusu aracın yakalanıp muhafaza altına alınması yönünde tedbirler uygulanamayacağı, belirtilen tedbirlerin ancak takibin rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip olması halinde uygulanabileceği ve ilamsız takipte takip kesinleşmeden rehinli menkul muhafazaya alınmayacağından şikayetin bu yönden kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin tümden reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle, İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 02.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 8. HD. 02.04.2013 T. E:178, K:4852
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/4007
K. 2012/20704
T. 14.06.2012
DAVA :
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR :
Borçlu vekilinin, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe itiraz ettikleri halde alacaklı vekilinin talebi ile rehinli araç kaydına haciz konularak muhafaza altına alınmasına karar verildiğinden bahisle icra müdürlüğü işleminin kaldırılması ve aracın teslimi talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece talebin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Taşıt rehni, tescile tabi olduğundan diğer menkul rehinlerinden ayrılarak ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin takiple benzer özellikler taşımaktadır. İİK'nun 150/d maddesi, müşterek hükümlerden hemen önce ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin düzenlemeler içinde yer almış ise de; İİK'nun I50/g maddesi ile birlikte değerlendirilmesi halinde, İİK'nun I50/d maddesinin taşıt rehinlerinde de kıyas yolu ile uygulanması gerekecektir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, taşıt rehninden dolayı rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, borca itirazın, takip talebi ile birlikte takibin kesinleşmesi beklenmeksizin, taşıtın yakalanıp kıymet takdirinin yapılmasına engel teşkil etmeyeceği dikkate alınarak, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ :
Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/28145
Karar: 2010/9248
Karar Tarihi: 15.04.2010
ŞİKAYET DAVASI - REHNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP - REHNİN KALDIRILMASI İSTEMİ BULUNMADAN YAKALAMA KAYDININ KALDIRILMASINA KARAR VERİLMİŞ OLDUĞU - BORÇLUNUN YALNIZCA BORCA İTİRAZ ETMİŞ OLDUĞU - MÜDÜRLÜĞÜN İŞLEMİNİN İSABETSİZLİĞİ
ÖZET: Borçlunun yalnızca borca itiraz ettiği, icra memurluğunca re'sen yakalama kaydının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Taşıt rehninde takip talebi ile birlikte takibin kesinleşmesi beklenmeksizin, taşıtın yakalanıp kıymet takdirinin yapılmasında yasaya aykırı bir durum olmadığından, icra müdürlüğünün <yakalama çıkarılmasına ilişkin> işlemi yerinde olmasına rağmen, borçlunun borca tamamen itiraz ettiği gerekçesi ile aynı müdürlüğün bir önceki kararını nakzeden yakalama şerhinin kaldırılmasına ilişkin kararı yerinde değildir.
(2004 S. K. m. 150, 366) (1086 S. K. m. 428)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Alacaklı vekili şikayetinde; kredi sözleşmesinden kaynaklı borçlu aleyhine rehnin paraya çevrilmesi yolu ile girişilen takipte rehinli aracın takip sırasında yakalanması için 09/01/2009 tarihinde talepte bulunduklarını, icra memurluğunca da bu talep kabul edilmesine rağmen, rehnin kaldırılmasına yönelik bir talep olmadığı halde aynı memurluk tarafından bu defa 12/02/2009 tarihinde yakalama kaydının kaldırılmasına karar verdiğini, İİK'nun 150/d maddesinin menkul rehininin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerde de uygulanması gerektiğini belirterek memurluk işleminin kaldırılmasını şikayet yoluyla talep etmiştir. Mahkemece borçlunun borca itiraz ettiğini, İİK'nun 150/d maddesinin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerde uygulanabileceğini, takip kesinleşmeden bu maddenin kıyas yolu ile uygulanmasının olanaklı olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir.
İİK'nun 150/d maddesi, müşterek hükümlerden hemen önce ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin düzenlemeler içinde yer almış ise de; İİK'nun 150/g maddesi ile birlikte değerlendirilmesi halinde, İİK'nun 150/d maddesinin taşıt rehinlerinde de kıyas yolu ile uygulanması gerekecektir.
Somut olayda; Takip dosyası incelendiğinde borçluya örnek 8 numaralı ödeme emrinin 22.01.2009 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yalnızca borca itiraz ettiği, icra memurluğunca re'sen 22.02.2009 tarihinde yakalama kaydının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Taşıt rehninde takip talebi ile birlikte takibin kesinleşmesi beklenmeksizin, taşıtın yakalanıp kıymet takdirinin yapılmasında yasaya aykırı bir durum olmadığından, icra müdürlüğünün 09.01.2009 tarihli işlemi yerinde olmasına rağmen, borçlunun borca tamamen itiraz ettiği gerekçesi ile aynı müdürlüğün bir önceki kararını nakzeden yakalama şerhinin kaldırılmasına ilişkin kararı yerinde değildir.
O halde; mahkeme tarafından şikayetin açıklanan nedenlerle kabulü yerine, yasal olmayan gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 15.04.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18261
KARAR NO: 2014/21440
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi E.Ö. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından menkul rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi başlatılarak borçluya örnek 8 numaralı ödeme emri tebliğ edildiği ve rehinli araç hakkında yakalama kararı verilerek, kıymet takdir işlemi yapıldığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusu üzerine mahkemece icra işlemlerinin iptali ile haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İcra takibi rehnin paraya çevrilmesi yoluyla olup, takip şekline göre haciz safhası olmadığından ve icra müdürlüğünce yapılmış bir haciz işlemi bulunmadığından, haczin kaldırılması isteminin konusu yoktur.
Öte yandan taşıt rehni, tescile tabi olduğundan diğer menkul rehinlerinden ayrılarak ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin takiple benzer özellikler taşımaktadır. İİK'nun 150/d maddesi, müşterek hükümlerden hemen önce ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin düzenlemeler içinde yer almış ise de; İİK'nun 150/g maddesi ile birlikte değerlendirilmesi halinde, İİK'nun 150/d maddesinin taşıt rehinlerinde de kıyas yolu ile uygulanması gerekecektir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, taşıt rehninden dolayı rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, borca itirazın, takip talebi ile birlikte takibin kesinleşmesi beklenmeksizin, taşıtın yakalanıp kıymet takdirinin yapılmasına engel teşkil etmeyeceği dikkate alınarak, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.