8. Hukuk Dairesi 2016/13609 E. , 2018/1695 K.

Başlatan İçtihat, 04 Nisan 2021, 01:03:17

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat
8. Hukuk Dairesi         2016/13609 E.  ,  2018/1695 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06.02.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi ve karşı taraftan davalılardan Belediye vekili Avukat... geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili; 241 ada 9 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağında babası ...'nun zilyetliğinde olduğunun tespit edildiğini, taşınmazın kullanıcıları olan bir kısım kişilere ... tarafından sözde ihale yoluyla satıldığının haricen öğrenildiğini, vekil edeni ve kız kardeşi dışındaki tüm mirasçıların ihaleye katıldıklarını ve belediyece belirlenen bedel üzerinden gayrimenkulden pay satın aldıklarının anlaşıldığını, ihalenin gerçek bir ihale olmadığını, aslında Belediye'nin bir satışının söz konusu olduğunu,dava tarihinde tapu intikallerinin ihale alıcısı olan davalılar (...-... ) adına henüz yapılmadığını ancak yapılması için işlemlerin başladığını, tescil işleminin yapılması halinde ise davanın tapu iptali ve tescil davasına dönüşeceğinin açık olduğunu belirterek davalılar lehine tescil edilecek olan vekil edeninin miras hissesine düşen 475 m² lik kısmının vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili , yapılan ihalelerin kanuna ve ihale yasasına uygun olduğunu tüm belgeleri dosyaya sunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Diğer davalılar ... ve ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı belediyenin taşınmaz mal satışına ait ihale kararının usulüne göre alınıp ilan edildiği, diğer başka kişinin yanında davalılarında ihaleye katılarak gerekli işlemleri tamamlayarak sonuçta ihale yoluyla dava konusu taşınmazdan arsa payı satın aldıkları, bu ihalenin davalılar gibi davacı ve başka şahıslara da açık olduğu gerekçesi ile davacının sabit olmayan davasının reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yazılı yargılama usulüne (HMK. md. 118-186) tabidir. Dava dilekçesinin davalılara tebliğinden (HMK. md. 122) sonra hangi usuli işlemlerin yapılacağı 6100 sayılı HMK'nun 122 vd. maddelerinde; yargılamadaki dilekçelerin değişimi (HMK. md. 126-136), ön inceleme (HMK. md. 137-142) kesitleriyle ilgili usulü işlemlerin tamamlanması, varsa dava şartları ve ilk itirazlar hakkında bir karar verilmesi (HMK.md.138), yoksa tahkikat aşamasına (HMK. md. 143 vd.) geçilerek sonucuna göre karar verilmesi şeklinde gösterilmiştir. 6100 sayılı HMK'da kesitli yargılama öngörülmüş olup, ön inceleme duruşması ile tahkikat aşaması kesitleri ayrı belirlenerek, ön inceleme ve tahkikat duruşmasının bir arada yapılması koşulları yine yasada gösterilmiştir.
6100 sayılı HMK'na göre, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra, ön inceleme yapılması zorunludur (m. 137/1). Mahkeme, HMK'nun 140 ncı maddesi uyarınca ön inceleme aşamasında dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerin sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir,tutanağın altı taraflarca imzalanır. Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez (m. 137/2). Şu halde, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verilmesi mümkün ise de, bu yönlerden yapılan inceleme tamamlandıktan sonra tahkikat için duruşma günü tebliğ edilip, taraflara bildirilmesi usulen zorunludur. Çünkü tahkikat, tarafların ön inceleme duruşmasında anlaşamadıkları hususlar esas alınarak yürütülecektir (m. 140/3).
Somut olaya gelince; mahkemece 20.01.2015 tarihinde tensip tutanağı düzenlenmiş, 07.07.2015 tarihinde öninceleme duruşmasına geçilmesine karar verilmiş, taraflara duruşma günü tebliğ edilmiş, 12.11.2015 tarihinde tarafların katılımı ile ön inceleme duruşması yapılmış ve aynı oturumda davanın reddine karar verilmiştir. Ancak,mahkemece yapılan ön inceleme duruşması usulüne uygun olarak yapılmamıştır. Şöyle ki, az yukarıda bahsi geçen HMK 140 ncı maddesi uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tek tek tespit edilmemiş, tarafların anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilmemiş, tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanmamış, taraf delillerinin toplanması için taraflara süre verilmemiş, ön inceleme duruşmasına ilişkin işlemler yerine getirilmeden doğrudan tahkikat aşamasına geçilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece az yukarıda belirtilen usuli işlemler tamamlanmadan karar verilmesi bahsi geçen kanun maddelerine açıkça aykırılık teşkil etmektedir.
O halde, mahkeme yapılacak iş; ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti, HMK'nun 140 ncı maddesi uyarınca ön inceleme aşamasında yapılması gereken tüm usuli işlemlerin tamamlanması, taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği taktirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen deliller toplanıp, birlikte değerlendirilerek bir sonuca ulaşmaktan ibarettir. Açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin yargılama yapılıp karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacı'ya verilmesine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)