8. Hukuk Dairesi 2018/2098 E. , 2018/17433 K.

Başlatan İçtihat, 04 Nisan 2021, 04:33:08

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat
8. Hukuk Dairesi         2018/2098 E.  ,  2018/17433 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.10.2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacılar adına gelen olmadı. Karşı taraftan davalı ... vekili Avukat Damla Ertekin geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacılar, kendilerinin ve mirasbırakanlarının maliki olduğu 128 ada 43, 45, 50 parsel sayılı taşınmazlar ile 110 ada 2 parsel sayılı taşınmaza davalı şirketlerin iletişim direkleri dikmek ve bu faaliyetleri kapsamında tarla niteliğindeki taşınmazlardan yol geçirmek suretiyle müdahalede bulunduklarını ileri sürerek ecrimisile ve taşınmazlara verilen zararların tazminine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil ve taşınmaza verilen zarar bedeline ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli 128 ada 43, 45 ve 50 parsel sayılı taşınmazların tarla niteliğinde mirasbırakan adına kayıtlı olduğu, 110 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise davacılar adına paylı mülkiyet hükümlerine göre kayıtlı bulunduğu, davanın 15.09.2008 tarihinde değer belirtilmeden açıldığı, davacı vekilinin açıklamalı dilekçesinde her bir davalı için 1200TL talep ettiklerini belirttikten sonra bilirkişi raporu uyarınca 08.12.2014 tarihinde tarlaya verilen zarar ve kullanım bedelinden bahsetmek suretiyle; ecrimisil alacağı için 10.900TL, zarar bedeli için 77.380TL üzerinden davanın ıslah edildiği, ıslahın harçlandırıldığı, fen bilirkişisinin 13.12.2010 günlü raporuna göre 43 parsel sayılı taşınmaz üzerinde baz istasyonlarının bulunduğu, Mahkemece Aşkale Belediye Başkanlığı, ... ve Kule Hizmet ve İşletmecilik A.Ş.'nin de davaya dahil edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince, davacıların paydaşı oldukları taşınmazlara baz istasyonu yapmak ve bunun inşası için yol açmak suretiyle zarar verildiği ileri sürülerek talep edilen ecrimisil Mahkemece, yukarıdaki ilkeler gözardı edilerek 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.
Hal böyle olunca; davalıların zamanaşımı savunması dikkate alınarak, haksız işgali ve süresi tespit edilen/edilecek davalı şirketler aleyhine yukarıdaki ilkeler uyarınca belirlenecek ecrimisile karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Ayrıca, dava dilekçesi ile davacılar çekişmeli taşınmazlara zarar verildiğini ileri sürdüklerine göre taraf delillerinin eksiksiz toplanarak taşınmazlara davalılar tarafından zarar verilip verilmediğinin tespit edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 16.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)