8. Hukuk Dairesi 2018/2608 E. , 2018/17111 K.

Başlatan İçtihat, 04 Nisan 2021, 04:28:11

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat
8. Hukuk Dairesi         2018/2608 E.  ,  2018/17111 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 19/09/2017 gün ve 2015/592 Esas, 2017/5962 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davalı ... vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:


K A R A R

Dava ve birleştirilerek görülen dava, ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Asıl ve birleşen davanın davacısı ..., davaya konu 684 nolu parsel ile 683 nolu parseldeki 44 adet bağımsız bölümün davalılar ... ve ......Alpay tarafından kiraya verilmek suretiyle tasarruf edildiğini, kendisinin faydalanamadığını ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., bahse konu 44 adet bağımsız bölümün küçük küçük bağımsız bölümler olduğunu, satın aldıktan sonra onarımlar yaptığını belirterek davanın reddini savunmuş; birleşen 2013/114 esas sayılı davanın ise mükerrer açıldığını bildirip derdestlik itirazında bulunmuştur.
Davalı ..., taşınmazları kendisinin tasarruf etmediğini ve kira geliri almadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazların davalılar tarafından kiraya verilerek kullanıldığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne; birleşen davanın ise derdestlik nedeniyle reddine karar verilmiş; hükmün davalıların temyizi üzerine, 1. Hukuk Dairesi'nin 2015/5962 Esas 2017/4404 Karar ve 19.09.2017 tarihli ilamı ile davalı ...'in temyiz itirazlarının reddine, davalı ... yönünden ise, dava konusu taşınmazları davalı ... ile birlikte tasarruf edip etmediği yönünden yapılan araştırmanın hükme yeterli olmadığı, davalı ...'in çekişmeli taşınmazlar üzerinde bizzat ya da davalı ... ile birlikte bir tasarrufunun bulunup bulunmadığının araştırılması, gerektiğinde bu yöndeki taraf tanıklarının tekrar dinlenmesi, delillerinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Davalı ... vekili tarafından karar düzeltme istemi üzerine dosya yeniden incelendi.
1-Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, Yargıtay ilamında açıklanan gerektirici nedenlere ve HUMK'nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı ... vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarına gelince;
Davalının öteki karar düzeltme itirazlarına gelince, davacının ecrimisil talebi yönünden yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.
Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır.
Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.


Somut olaya gelince; 02.10.2007 başlangıç tarihi itibariyle yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde ecrimisil bedeli hesaplanarak dava tarihi olan 23.02.2012 tarihine kadar her yıl için Üretici Fiyat Endeksi ( ÜFE ) uygulanmak suretiyle toplam ecrimisil miktarının hesaplanması gerekirken, Yargıtay ve Dairemizin kökleşmiş uygulamalarına aykırı olarak 23.02.2012 dava tarihi itibariyle ecrimisil miktarının belirlenip başlangıç tarihi olan 02.10.2007 tarihine kadar geri gitmek suretiyle hesaplama yapılmış 05.07.2013 tarihli bilirkişi raporunun esas alınması doğru olmamıştır. Temyiz ve karar düzeltme itirazında bulunan davalı ...'nun usuli kazanılmış hakkı da gözetilerek yukarıda yazılı ilke ve esaslara göre yeniden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan sebeple davalı ... vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile 1. Hukuk Dairesi'nin 2015/5962 Esas 2017/4404 Karar ve 19.09.2017 tarihli bozma ilamının davalı ...'nun temyiz itirazlarının reddine ilişkin 7. bendinin ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile 1. Hukuk Dairesi'nin 2015/5962 Esas 2017/4404 Karar ve 19.09.2017 tarihli davalı ... yönünden bozma kararına yukarıda açıklanan nedenlerin de bozma sebebi olarak eklenmesi suretiyle BOZULMASINA; davalı ... vekilinin diğer karar düzeltme taleplerinin yukarıda (1) nolu bentte gösterilen sebeplerle REDDİNE, istek halinde peşin harcın karar düzeltme isteyene iadesine, 10.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)