8. Hukuk Dairesi 2017/9228 E. , 2018/17285 K.

Başlatan İçtihat, 04 Nisan 2021, 04:31:07

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat
8. Hukuk Dairesi         2017/9228 E.  ,  2018/17285 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
İLGİLİ : ...
DAVA TÜRÜ : Vakıf Senedi Tescili İstemli

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Dava dilekçesinde, vakfın tescili istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 101 ve devamı maddeleri kapsamında yeni kurulacak vakfın kuruluşuna ilişkin düzenleme şeklindeki noter senedinin tescili istemine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 101. maddesinde, vakfın, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluğu olduğu, aynı kanunun 102. maddesinde ise vakıf kurma iradesinin, resmi senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanacağı, vakfın, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanacağı, resmi senetle vakıf kurma işleminin temsilci aracılığıyla yapılması, temsil yetkisinin noterlikçe düzenlenmiş bir belgeyle verilmiş olmasına ve bu belgede vakfın amacı ile özgülenecek mal ve hakların belirlenmiş bulunmasına bağlı olduğu, mahkemeye başvurma, resmi senet düzenlenmiş ise vakfeden tarafından yapılacağı şeklinde düzenlenmiştir.
Öncelikle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114. Maddesinde dava şartları arasında sayılan; taraf ve dava ehliyeti, dava takip yetkisi, davada temsil kavramları üzerinde durulmalıdır:
Taraf ehliyeti, davada taraf olabilme ile ilgili olup, 6100 sayılık Hukuk Muhakemeleri Kanununun 50. maddesi gereği medeni haklardan istifade hakkı bulunan her gerçek ve tüzel kişi bir davada taraf olabilme ehliyetine de sahip olup gerçek kişi sağ doğmak şartı ile ana rahmine düştüğü andan başlayarak ölünceye kadar taraf ehliyetine sahiptir.
Dava ehliyeti ise kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir vekil aracılığı ile bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme yetkisi olup, HMK'nin 51. maddesi gereği dava ehliyeti medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirlenecektir. Buna göre medeni hakları kullanma (fiil, eylem) ehliyetine sahip olan bütün gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
Davayı takip yetkisi, HMK'nin 53. maddesi gereği, davayı yürütebilme ve talep sonucunda belirtilen hakkın ya da hukukî ilişkinin esası hakkında hüküm alabilme yetkisini ifade etmekte olup, kanunda belirtilen istisnaî durumlar dışında, maddî hukuktaki tasarruf yetkisine göre kişinin davayı takip yetkisi olup olmadığı belirlenecektir. Kişi kendi adına dava açtığında yani dava konusu hak ya da hukuki ilişkinin tarafı olduğunu iddia ettiği anda davayı takip yetkisine de sahip olacaktır. Ancak kendi adına değil de bir üçüncü kişi adına hak talep ettiğinde davayı takip yetkisi olmayacaktır.
Dava takip yetkisi taraf sıfatından farklı olup sıfat, tarafın maddi hukukta düzenlenen alacaklı, mirasçı, malik olma niteliğine ilişkindir. Buna karşılık dava takip yetkisi yargılamanın kim tarafından yürütüleceği sorusunun yanıtıdır. Bu bakımdan, davanın yürütülmesi ve karara ulaşılmasındaki süreç dava takip yetkisini, bu sürecin sonucunda maddî hukuka yönelik sonuç sıfatı karşılar. Yani, dava takip yetkisi usûlî, sıfat ise maddî hukukla bağlantıyı ifade eder. (Pekcanıtez H., Atalay, O./Özekes, M.: Medeni Usûl Hukuku, ... 2011, s.211).
Dava da temsil, HMK'nin 71. maddesi gereği dava ehliyeti bulunan herkes, davasını kendisi veya tayin ettiği vekil aracılığıyla açabilir ve takip edebilir. Temsilci davanın tarafı olmayıp taraf adına hareket eden kişidir. HMK 52. maddesi gereği medenî hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanlar (kısıtlılılar, küçükler vs.) davada kanuni temsilcileri, tüzel kişiler ise yetkili organları tarafından temsil edilebilecek olup iradi temsil olarak adlandırılan vekil aracılığı ile temsilde ise davanın tarafı seçtiği bir vekil aracılığı ile dava açabilir ve davayı takip edebilir. Kendisine vekalet verilecek kişiler 1136 sayılı Avukatlık Kanunun 35. maddesi gereği baroda kayıtlı avukatlardır.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde, tescili talep edilen vakıf senedine göre vakıf kurucuları ......ve ...... olup davayı açıp takip eden ...... ......, senedin Geçici 2.maddesi gereği vakfın tescili için gerekli tüm işlemleri yapmak üzere yetkili kılınan kişilerden olduğu, adı geçenin baroda kayıtlı avukat olduğuna dair herhangi bir bilgi belgenin mevcut olmadığı, bu kişiye verilen temsil yetkisinin TMK'nin 102/2.maddesi gereği sadece resmi senedin noterde düzenlemesi ile sınırlı olduğu, aynı maddenin 3. fıkrası gereği vakıf kuruluş senedi için dava açma ve takip etmenin ancak vakfeden tarafından yapılabileceği, dava açıp takip etmenin HMK'nin 53. maddesi kapsamında dava takip yetkisi, davada temsilin ise 71. madde gereği iradi temsil olduğu, dava takip yetkisi ile davada temsilin aynı kanunun 114. maddesi 1. fıkrasının 'e' ve 'f' bentleri gereği dava şartlarından olup, 115. madde gereği yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Bu sebeple davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken esasının incelenerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: ... vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, yerel mahkeme hükmünün, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)