Facebook'da Paylas
Twitter'da Paylas
Tebliğ işlemi şeklen Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine uygun ise de; borçlunun nerede olduğu bilgisini veren ve haber bırakılan komşunun şikayete konu taşınmazda birinci ve sekizinci sırada iki ayrı takip dosyasından konulmuş haczi bulunması nedeniyle, ilanın adı geçen komşu ...’a ilgili sıfatıyla da tebliğ edilmesinin, taraflar arasında, şikayete konu ihaleden önce açılmış ve sonuçlanmış itirazın iptali ve yönetim planının iptali konulu iki adet dava bulunması sebepleriyle satış ilanı tebligatının, hasma tebliğ yasağına ilişkin Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olduğunun kabulü gerekeceği-
• 12. HD. 22.10.2020 T. 6858/9008
İcra hukuk mahkemesince verilen kararının borçlular vekilinin yüzüne karşı verilmesi üzerine, borçlular vekilince kararın istinaf edildiğine ilişkin süre tutum dilekçesinin yasal 10 günlük süre içerisinde sunulduğu, gerekçeli istinaf dilekçesinin ise verilmediği görülmekle beraber, "muhatabın geçici mi yoksa daimi olarak mı adreste olup olmadığı" ve "geçici bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği" hususu tevsik edilmeden yapılan gerekçeli kararın tebliğinin usulsüz olduğu (Teb. K. 21/)- Süresi içerisinde süre tutum dilekçesi sunarak istinaf talep eden borçlular vekiline gerekçeli kararın tebliği usulsüz olduğundan, borçlular vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin, ayrıntılı istinaf nedenleri olarak kabulü ile istinaf incelemesi yapılması gerektiği-
• 12. HD. 14.10.2020 T. 5647/8608
Öncelikle bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 Sayılı Kanun'a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklandığından, en son bilinen 17 No’lu adrese kıymet takdiri ya da satış ilanı tebliğe çıkarılmadan farklı adres olan 15 No’lu adrese tebliğ yapılmasının TK.'nun 10. ,21/1. ve Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddelerine göre usulsüz olduğu-
• 12. HD. 06.10.2020 T. 5677/8153
Beyanda bulunan komşunun açık kimliğinin tebliğ mazbatasında gösterilmediği durumda, tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği fakat bulamadığı hususunun belgelenmediği, yapılan işlemin tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kaldığı bu haliyle sanıklara yapılan tebligatın usulsüz olduğu cihetle sanıklar vekilinin öğrenme üzerine vermiş olduğu bila tarihli dilekçenin süresi içerisinde kabul edilip itirazın esasına ilişkin karar verilmesi gerektiği-
• 12. HD. 06.10.2020 T. 4673/8144
Davada taraf teşkilinin, dava koşulu olduğu gibi, dava dilekçesinin yasaya uygun biçimde davalıya tebliğ edilmemesinin, savunma hakkını ortadan kaldıracak nitelikte bir usul hatası olduğu- Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre bilinen son adrese tebligat çıkarılıp, tebliğin yapılamaması halinde Tebligat Kanunu’nun 21/son maddesi gereğince tebliğin yapılması gerekmekte olup, mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmişse de yargılama sırasında davalıya daha önce Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereğince tebligat çıkartılmadığı, doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi ve gereğince tebligat çıkarıldığı, taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapıldığı, bu suretle davalının hukuki dinlenilme hakkı ihlal edildiği, bu nedenle mahkemnin esasa iişkin karar vermesinin hatalı olduğu-
• 15. HD. 24.09.2020 T. 1483/2569
Tebligat Kanunu, yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra; gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yolun benimsendiği, bu değişikliğe göre; muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca, doğrudan tebligat yapılmasının mümkün olmadığı, muhataba çıkarılan ilk tebligatın, bilinen veya gösterilen adresine yapılacağı, buna göre; ilk defa bildirilen adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark olmadığı, her iki adresin de Tebligat Kanunu'nun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adres olduğu, bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde; Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligatın çıkarılacağı- Davalılara yapılan gerekçeli karar tebligatlarının, ilke ve kurallara aykırı olarak, Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle, davalıların adreste bulunma sebebi yazılmadan ve yasal şartları oluşmadan ilk seferde doğrudan doğruya Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğundan; Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği sağlanarak ve yasal temyiz süresi beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere, dosyanın mahalline iade edilmesi gerektiği-
• 14. HD. 21.09.2020 T. 17588/5151
Gerekçeli karar tebligatlarının, Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle, davalıların adreste bulunma sebebi yazılmadan ve yasal şartları oluşmadan ilk seferde doğrudan doğruya Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılmasının usulsüz olduğu-
• 14. HD. 21.09.2020 T. 17580/5149
Borçlunun ödeme şartını ihlal suçundan sanığın mernis adresine çıkarılan tebliğ muhtara teslim edilmiş ancak mazbatada ihbarnamenin en yakın komşu, kapıcı ya da yöneticiye haber verildiğine dair bilgi bulunmuyorsa sanığa yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Takip kesinleşmeden ve de yasal sürelerden feragat edilmeden düzenlenen taahhütün de geçerli olmayacağı-
• 12. HD. 15.09.2020 T. 4650/6954
Önce bilinen en son adres esas alınarak Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adrese; tebligata, Tebligat Kanunu’nun 23/1-8 ve yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği-
• 19. CD. 15.09.2020 T. 13664/10879
Davalıya yapılan gerekçeli karar tebliğinin TMK.m.21/1 uyarınca yapılmış olmasına rağmen muhatabın işte olduğu bilgisi alınan komşunun ismi tebligat parçasından anlaşılamıyorsa usulsüz olduğu- Diğer davalılara yapılan gerekçeli karar tebliğinin yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı olarak TK'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek doğrudan doğruya TK'nun 21/2. maddesine göre yapılmasının usulsüz olduğu-
• 14. HD. 10.09.2020 T. 17509/4827
... İcra Müdürlüğünün ........ E. sayılı takip dosyasına ilişkin olarak İcra Hukuk Mahkemesi'nin alacaklının da taraf olduğu icranın geri bırakılması ilamında borçlu ...'nun adresinin "... mah. ... sok. .... Konutları No:1 Blok D/3 " olarak belirtildiği, bu durumda borçlunun bilinen en son adresinin bu adres olduğu anlaşılmakla, bu adrese tebligat çıkartılmadan, diğer adreslerin bilinen son adres olduğu varsayılarak mernis adresine Tebligat Kanunun 21/2 maddesine göre tebligat yapılmasının usulsüz olduğu-. Mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine ve borçlunun sair şikayetlerinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
• 12. HD. 09.07.2020 T. 13252/6809
Tebliğ memurunun, ilgilinin adreste bulunmadığını tahkik etmekle kalmayıp bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu'nun 23/7 ve Tebligat Yönetmeliğinin 35/f bendi gereğince tebliğ evrakına yazacağı ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacağı- Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebileceği- Dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren davetiyenin ve diğer tebligatların tebliği işleminde doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesinin uygulanmasının usulsüzlüğe yol açacağı-
• 8. HD. 09.07.2020 T. 4862/4726
Borçlu şirketin ticaret sicilindeki adresine, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre “Tevziat saatlerinde gösterilen adrese gidildi. Muhataba adreste rastlanmadı. Tebliğ imkansızlığı nedeni ile TK 21 gereği kapısına 2 nolu haber kağıdı asıldı. En yakın komşusuna ...(isim yok) haber verildi. Muhtarlık olmadığından evrak ... Emniyete sevk edildi” şerhi ile ödeme emrinin tebliğ edildiği, ancak haber bırakılan komşunun ad ve soyadının bulunmadığının anlaşıldığı, ayrıca her ne kadar tebliğ evrakının emniyete bırakılması mümkün ise de TK’nun 21/1. maddesindeki sıraya uyulmaksızın, önce 2 nolu haber kağıdının yapıştırılıp ardından tebliğ evrakının Emniyet’e bırakılmasının usulsüz olduğu- Şikayete konu tebliğ evrakında, evrakın teslim edildiği memurun imzasının bulunmadığının görüldüğü, dolayısıyla bu yönden de tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı-
• 12. HD. 01.07.2020 T. 11933/6164
Davacının duruşmada bildirdiği adres “Bilinen son adres” olduğuna göre, kararın bu adres yerine, mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebliğinin usulsüz olduğu ve kesinleştirme işlemi geçersiz olduğundan, davacının temyiz talebinin süresinde olduğu- Anlaşmalı boşanmaya ilişkin kararın dokuz yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra davalı tarafından tebliğe çıkarılmasının dürüstlük kuralına aykırı ve "hakkın kötüye kullanılması" niteliğinde olduğu-
• 2. HD. 30.06.2020 T. 2268/3491
Ödeme emri tebliğinde, “adreste kimse bulunmadığı” şerh edildiğinden, yapılan tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu’nun 20. maddesine göre yapıldığı söylenemeyeceği- Ödeme emri tebligat usulsüz olsa da, borçlunun aynı takiple ilgili icra mahkemesine imzaya itiraz davası açtığı tarihte usulsüz tebligatı öğrenmiş sayılacağı ve bu tarihi itibarıyla da usulsüz tebligata ilişkin yapılan şikayetin yasal sürede olmadığından, istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
• 12. HD. 29.06.2020 T. 5521/5860
Davalı tüzel kişi olmadığı, gerçek kişi olduğu için Tebligat Kanunu m.35'e göre tebligat yapılamayacağı- Bu sebeple öncelikle davalının bilinen son adresine,bu adreste tebligat yapılamaması halinde ise mernis adresinin tespit edilip o adrese tebligat yapılması gerektiği-
• 10. HD. 24.06.2020 T. 2675/3809
Takip dosyasına vekalet sunulmasa da, kıymet takdirinin icra emrine itiraz eden vekile tebliğ edilmesi gerektiği- Taşınmazların satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmış olsa da, kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olduğundan ve borçlu, satış ilanının tebliği üzerine yasal sürede hazırlık aşamasında kıymet takdir raporuna itiraz ettiğinden, mahkemece, borçlunun fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazları incelenerek, taşınmazların (icra müdürlüğünce, kıymet takdir tespitinin yaptırıldığı tarihteki) tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
• 12. HD. 15.06.2020 T. 1607/4600
Borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebliğ mazbatasında, haber bırakılan komşunun kim olduğuna dair hiçbir bilgi bulunmuyorsa tebligatın usulsüz olacağı- Borçlu vekili tarafından UYAP üzerinden sunulan vekaletname icra müdürlüğü tarafından onaylandıktan sonra borçlu vekili Uyap sorgu sisteminde bulunan tüm evraklara erişim imkanı elde edeceğinden, ıttıla tarihinin, borçlu vekili tarafından sunulan vekaletnamenin, icra müdürlüğünce onaylandığı tarihi olarak kabulü gerektiği- Usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde yapılması gerektiği-
• 12. HD. 01.06.2020 T. 11629/3376
Takibe konu senet kambiyo senedi vasfını taşımadığından takibin iptaline karar verilmişse de, kıymet takdir raporunun ve satış ilanının tebliğine ilişkin yurtdışı tebligatı usulüne uygun yapılan davacı takip borçlusunun, satış tarihinden önce icra dosyası ile satıştan haberdar olmasına karşın ihalenin feshi davası açmaması nedeniyle satışın kesinleşmesine neden olduğundan, zararın doğmasında ağır kusurunun bulunduğu ve bu durumda, artık icra memurunun hatalı eylemi ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağı kurulamayacağı ve maddi tazminata hükmedilemeyeceği- Usulsüz tebligat üzerine kesinleştirilen icra takibi sonucunda dava konusu taşınmazının icra yoluyla satışına neden olunması nedeniyle icra memurlarının kötüniyetli olduğu hususu ispat edilmediğinden manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
• 4. HD. 04.03.2020 T. 944/1070
6183 s. K. uyarınca gönderilen ödeme emrinin "usulsüz" tebliğ edilmesi halinde, bu konuda, İİK.'da olduğu gibi, tebligata dair şikâyeti imkanı bulunmayan borçlunun "ödeme emrinin iptali" için açtığı davanın hak düşürücü sürede olduğunun kabulü gerektiği- Usulsüz tebligatın mahkemece re'sen dikkate alınmaması durumunda, adil yargılanma hakkının ihlal edilmiş olacağı-
• . HGK. 18.02.2020 T. 21-1177/182
Başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya Tebligat Kanunu m. 21/2'e göre tebligat çıkartılmasının ve bu hükme göre tebliğ edilmesinin muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağı- Gerekçeli karar tebligatının davalılardan birinin bilinen en son adresine çıkarılması, bu adreslerin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edilip tebligatın buraya yapılması gerektiği-
• 14. HD. 08.01.2020 T. 14295/196
Sanığa gönderilen icra emri tebliğ mazbatasında sanığın işe gittiğini beyan eden 3. kişinin isminin ve imzasının bulunmaması karşısında yapılan bu tebligatın geçerli sayılmayacağından cihetle suçun kanuni unsurlarının oluşmadığı- İcra dairesinden tanzim edilen tutanaklar, sanığın çocuk teslimine ilişkin yükümlülüğünü yerine getirdiğini gösteriyorsa, kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği- Sanığın 6 aya kadar hapsen tazyikine karar verilmesi yerine kararda belli bir süre öngörülmesinin, yaptırımın niteliğine aykırı olacağı-
• 12. HD. 26.11.2019 T. 12797/17037
Sanığın bilinen adresinden farklı bir adres olan mernis adresine doğrudan 7201 s. K. mad. 21/2 gereğince yapılan tebligat geçerli sayılamayacağından, sanık tarafından verilen itiraz dilekçenin süresinde verildiğinin kabul edilmesi gerektiği-
• 12. HD. 26.11.2019 T. 12803/17043
Borçlunun bilinen en son adresine çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade gelmesinden sonra, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebligat yapılması gerekirken, ödeme emrinin usulüne uygun bir şekilde tebliğinin yapılmaması halinde icra takibinin kesinleşmeyeceği- Ödeme taahhüdünde tebligat gideri, tahsil harcı ve peşin harcın ayrı ayrı rakamsal olarak gösterilmemesi halinde taahhüdü ihlâl suçunun oluşmayacağı-
• 12. HD. 26.11.2019 T. 12796/17050
Dava dilekçesi ve duruşma gününün 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2.maddesi gözardı edilerek davalıya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya mernis adresi olduğu da belirtilmek suretiyle tebliğe çıkartıldığının ve bu tebligatın usule aykırı bir tebligat olduğunun görüldüğü, bu nedenle usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan, savunma hakkı kısıtlanarak davanın esası hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı-
• 8. HD. 06.11.2019 T. 5542/9979
B.sine başvurulan komşusunun ismi yazılmadığından tebligat usulsüz olup TK'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihinin tespitiyle, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin bu tarihe göre düzeltilmesine, usulüne uygun olarak 89/1 haciz ihbarnamesi çıkarılmadan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağından veya çıkarılmış olsa bile hükümsüz sayılacaklarından 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
• 12. HD. 23.10.2019 T. 10908/15528
Takip dayanağı belgelerin incelenmesinde, şikayetçilerin kredi sözleşmesinde ve ipotek akit tablosunda bildirilen adreslerine hesap kat ihtarının tebliğe çıkarıldığı, şikayetçiye çıkarılan kat ihtarı tebliğinde Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine uygun şekilde muhatabın, adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı ve tevziat saatlerinden sonra tebligat adresine dönüp dönmeyeceği tespit edilmediği gibi, beyanı alınan komşunun, isim ve imzadan imtina eden komşunun ismi de belirlenmediğinden anılan tebliğ işleminin usulsüz bulunduğu, hal böyle olunca, ihtarname tebliğinin usulsüz olduğundan, hukuki sonuç doğurmayacağı, bu durumda; usulüne uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından, şikayetçi hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılmasının mümkün olmadığı, bu durumda mahkemece, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince icra emri gönderilmesi koşulları oluşmadığından, davanın şikayetçi-ipotek veren adına düzenlenen örnek 6 icra emrinin iptali gerekeceği-
• 12. HD. 22.10.2019 T. 10674/15505
Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu, mahkemece, şikayetin kabulü ile, ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
• 12. HD. 15.10.2019 T. 11513/14937
Tebligat parçasında yazılı olan hususun aksi her türlü delille ispatlanabileceğinden, borçlunun ödeme emri tebliğ tarihi itibariyle tebligat mazbatasında beyanı alınan ve haber verildiği yazılan adı geçen gibi bir komşusunun bulunup bulunmadığının tarafların delilleri toplanarak ve gerektiğinde zabıta araştırması da yapılarak incelenmesi gerektiği-
• 12. HD. 10.10.2019 T. 1063/14550
Dosya kapsamından, dava dilekçesi ve duruşma günü tebligatlarının doğrudan doğruya mernis adresine TK'nin 21/2 maddesi hükmüne göre, yapılmış olup yurt dışı tebligatlarının da iade edildiği anlaşıldığına göre davalının karar öncesi duruşmaya usulüne uygun olarak davet edildiğinden bahsedebilme olanağının bulunmadığı, hal böyle olunca, davalının duruşma gününden usulüne uygun olarak haberdar edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
• 8. HD. 01.10.2019 T. 4850/8365
Usulüne uygun bir tebligatın kişiyi aleyhine açılan davadan haberdar etmek, dolayısıyla kendisini ilgilendiren yargılamadan tam olarak bilgi sahibi olmasını sağlamak, açıklamada bulunmak ve ispat hakkını kullanmasına imkan vermek amacını taşıdığı- Davalının memis adresine, öncelikle memis kaydı düşülmeden normal tebligat çıkarılması, bu şekilde tebliğin gerçekleşmemesi halinde, memis adresine Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre tebligatın çıkarılması gerektiği- Muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre yapılan dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebligatın usulsüz olduğu ve bu durumda davalının cevap dilekçesi süresinde olduğundan, cevap dilekçesinde bildirilen tanıkların usulünce çağırılıp dinlenmesi gerektiği-
• 2. HD. 04.07.2019 T. 4126/8249
Tebliği işleminde, "muhatabın adreste bulunmadığı" tespit edilmişse de, tebliğ zarfında ismi geçen ve komşusu olduğu belirtilen şahsın imzası alınmadığından, mahalle muhtarlığına yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerektiği- Aynı adreste davalının kızına tebligat yapılmış ise de bu tarihten önce, davalı yanca sunulan cevap dilekçesinin kabulüyle davalının savunmaları da değerlendirilmek suretiyle davanın esası hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği-
• 8. HD. 04.07.2019 T. 56/7009
Davacı/borçluya gönderilen satış ilanı tebligatının iade edildiği, borçlunun .... adresine çıkarılan tebligatın ise 29.06.2017 tarihinde iade olduğu, son olarak davacı/borçlunun mernis adresine TK 21/2 uyarınca çıkartılan tebligatta, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine ilişkin mernis şerhinin yeterli olduğu, Tebligat Kanunu'nun anılan maddesinde aranan şartların oluştuğu ve dolayısıyla tebligatın usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı-
• 12. HD. 26.06.2019 T. 7789/11217
Mahkemece davanın ikinci kez takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiği duruşma gününden davacı yanın usulünce haberdar edilmediği gözetilerek yeni bir duruşma gününün tebliğ edilmesi gerekli iken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
• 23. HD. 17.06.2019 T. 7328/2741
• 23. HD. 17.06.2019 T. 7253/2742
Satış ilanı borçluya 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, ayrıca aynı kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılması lüzumu olmadığından, bu maddeye göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olmasının da sonuca etkisinin bulunmadığı, bu durumda, borçlunun satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair iddiasının yerinde olmadığı anlaşıldığına göre, ilk derece mahkemesince, şikayet dilekçesinde ileri sürülen diğer fesih iddiaları tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun da esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
• 12. HD. 17.06.2019 T. 8013/10331
Şikayete konu tebligatta, kanun ve yönetmeliğe uygun olacak şekilde, tebliğin, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre yapılacağına ilişkin usulüne uygun meşruhat bulunduğu nazara alındığında tebliğin usule uygun yapıldığının anlaşıldığı, tebligatın açık mavi zarfla yapılmasının aranmasının ise, aşırı şekilcilik olduğunun, icra dairelerinde mavi renkli zarf bulunmaması halinde, beyaz renkli zarfa usulüne uygun şekilde söz konusu şerhin yazılması halinde, salt zarfın beyaz renkli olması nedeniyle usulsüz olduğu sonucuna varılamayacağının kabulü gerekeceği-
• 12. HD. 23.05.2019 T. 6004/8960
Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca çıkartılan tebligatlarda tebligat zarfları üzerinde ''mernis adresidir '' ibaresi ile birlikte tebliğ işleminin TK'nun 21/2. maddesine göre yapılacağına dair tebligatı çıkaran mercii tarafından Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verildiğinin, dolayısıyla, tebliğ memurunca, şikayetçi borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işlemlerinin TK'nun 21/2. maddesine göre usulüne uygun olarak yapıldığının görüldüğü, başkaca fesih nedeni de olmadığından Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca şikayetçi borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
• 12. HD. 16.05.2019 T. 5966/8305
2. HD. 16.05.2019 T. E: 1981, K: 6237-
• 2. HD. 16.05.2019 T. 1981/6237
Tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği ve fakat bulamadığı belgelenmemiş, yapılan işlem tebliğ memurunun soyut ve daha önce hazır olan kaşesindeki beyandan ibaret kalmış olması durumunda tebligatın usulüne uygun olduğunun kabul edilemeyeceği- Gerekçeli kararın tebliğ işleminin usulsüz olması halinde, vekilin beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabulü ile süresinde yapılan istinaf başvurusunun incelenmesi gerektiği-
• 20. HD. 14.05.2019 T. 1727/3450
2. HD. 13.05.2019 T. E: 2018/6106, K: 5815-
• 2. HD. 13.05.2019 T. 6106/5815
Dava tarihinden önce yapılan ödeme mahsup edilmek sureti ile sonuca gidilmesi gerektiği- Davalı borçlu lehine itirazında haklı çıktığı miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
• 8. HD. 09.05.2019 T. 2817/4825
Davalıya dava dilekçesi tebligatının “Konak Köyü Halfeti/Şanlıurfa” adresine gönderildiği, gönderilen tebligatın “...Halfeti'ye bağlı böyle bir köy yoktur. Alıcı tanınmıyor.” şeklindeki şerh ile iade edildiğinin, daha sonra tebligatın “Karaotlak Mah. 8 Küme Evleri No : 47 Halfeti/Şanlıurfa” adresine çıkarılması üzerine tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapıldığının, akabinde aynı adrese yapılan duruşma gününü bildirir tebligatın “Adreste soruldu tanınmıyor..” şerhi ile tekrar iade edildiğinin, dosya kapsamından karar öncesi bir tebligat parçasına ulaşılamadığının, karar sonrası gerekçeli kararın da doğrudan “Mernis Adresidir” denilerek “Almaşar Mah. Almaşar Sk. No: 27 Bilecik/Şanlıurfa” adresine tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda, davalının karar öncesi duruşmaya usulüne uygun olarak davet edildiğinden bahsedebilme olanağının bulunmadığı-
• 8. HD. 08.05.2019 T. 2648/4766
2. HD. 02.05.2019 T. E: 2018/5073, K: 5190-
• 2. HD. 02.05.2019 T. 5073/5190
Üst sınır ipoteğine dayalı olarak yapılan takipte, borçluların usulüne uygun hesap kat ihtarı tebliğ edilmediğinden icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayetlerinde, takip borçlularından ikisine çıkarılan ihtarnamenin Tebligat Kanunu’nun 21/1 maddesine uygun olarak tebliğ edilmediği, diğer borçlu şirkete çıkarılan tebligatın ise Tebligat Kanunu’nun 12. ve 13. maddelerine aykırı olarak şirket yetkilisi yerine çalışana tebliğ edildiği, bu durumda usulüne uygun hesap kat ihtarı tebliğ edilmediğinden örnek 9 ödeme emri tebliği gerekirken icra emri tebliği usulsüz olup icra emrinin iptali gerekeceği-
• 12. HD. 29.04.2019 T. 1433/7048
"Muhatabın dışarıda olduğu" bilgisini veren komşunun açık kimliğinin tespit edilmediği görüldüğünden, bu hâliyle yapılan işlemin tebligat memurunun soyut beyanından ibaret kaldığı ve tebliğin usulsüz olduğu-
• . HGK. 18.04.2019 T. 2-2210/483
Borçluya çıkartılan satış ilanı tebligatının 09.11.2016 günü, muhatabın adresten taşındığından bahisle iade edildiği, alacaklı vekilinin 17.11.2016 tarihli talebi üzerine borçlunun mernis adresine, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca çıkartılan tebligatta Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine ilişkin mernis şerhinin yeterli olduğu, Tebligat Kanunu'nun anılan maddesinde aranan şartların oluştuğunun ve dolayısıyla tebligatın usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca şikayetçi borçlunun istinaf başvurusunun da esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
• 12. HD. 17.04.2019 T. 720/6603
Duruşma davetiyesi tebligatının, en son bilinen adrese yapılmasının mümkün olmaması halinde, tebligatın sanığın MERNİS adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre yapılmasının gerektiği- Hakkında mahkumiyet hükmü kurulan sanığa, şikayetçinin feragat etmesi veya borcun itfa edilmesi durumunda dava ve bütün neticeleriyle beraber cezanın düşeceği ihtarında bulunulması sırasında İİK’nın 354. maddesinin gösterilmesinin gerektiği-
• 12. HD. 16.04.2019 T. 1938/6509
Borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin, muhatabın adreste tanınmadığından bahisle iade edilmesi üzerine, alacaklı vekilinin talebi üzerine borçlunun mernis adresine çıkarılan tebliğ zarfının üzerinde bulunan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine ilişkin mernis şerhinin yeterli olduğu, Tebligat Kanunu'nun anılan maddesinde aranan şartların oluştuğu ve dolayısıyla tebligatın usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği-
• 12. HD. 16.04.2019 T. 4113/6420
Tebliğ memurunun, muhatabın adreste bulunmama sebebini, adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden ve en yakın komşu durumdan haberdar edilmeden gerekçeli kararı muhtara tebliğ etmesi ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamlaması halinde, yapılan tebliğin usulsüz olduğu- İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı istinaf edene usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden, istinaf talebinin süresinde olduğu-
• 8. HD. 04.04.2019 T. 1871/3726
506 ve 5510 s. Kanunlardan kaynaklanan ve dolayısıyla iş mahkemesinde görülmesi gereken prim alacağına ilişkin uyuşmazlıklarda 7201 s. Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanması ve prim alacağına ilişkin olarak yapılan takipler nedeniyle düzenlenecek ödeme emirlerinin 7201 s. Kanun hükümlerine göre tebliğ edilmesi gerektiği- Kanun veya Tüzüğe uygun düzenlenmeyen veya tebliğ edilmeyen tebligat usulsüz tebligat olduğu- Davacı adına babasına yapılan ödeme emri tebligatında babasının davacı ile birlikte aynı konutta oturup oturmadığının belirtilmemiş olması karşısında tebligatın usulsüz olduğu (7201 s. K. mad. 16)- Usulüne uygun bir tebligat yapılmadığından, ödeme emirlerinin iptaline ilişkin olarak açılan davanın 6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde açıldığının kabulü gerektiği-
• . HGK. 21.03.2019 T. 21-781/338
Dava konusu haczin gerçekleştirildiği ve davacının işyeri adresi olarak kullandığına dair vergi levhası sunduğu adres başka bir adres olmasına karşın,Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre işlem yapılarak davacı üçüncü kişinin mernis adresine takibin devamıbna ilişkin kararın tebliğ edildiğinin görüldüğü, ayrıca, tebliğ olunacak evrakı tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnamenin binanın kapısına yapıştırılmadığının da görüldüğü, buna göre, davacının bilinen adresine, daha önceden çıkarılmış ve tebliğ edilemeden iade edilmiş bir tebligat olmadığından, söz konusu adres mernis adresi de olsa doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre işlem yapılamayacağından tebligatın usulsüz olduğu- Bu durumda, davanın süresinde açıldığı kabul edilerek davanın kaldığı yerden devamı ile tarafların iddia ve savunmaya ilişkin delilleri toplanarak sonucuna göre davanın esasına ilişkin hüküm kurulması gerekeceği-
• 8. HD. 20.03.2019 T. 9962/2961
Tebliğ memurunun, muhatabın adreste bulunmama sebebini, adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden ve haber bırakılan kişinin kim olduğu belirtilmeden, muhtara tebliğ ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamlamasının usulsüz olduğu- İhale günü, ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmazların diğer hissedarları ile birlikte anlaşma yapılmak üzere gelindiği belirtilmiş ise de; söz konusu beyanlarda ihale yapılacağının öğrenildiği bilgisine yer verilmediğinden ve şikayetçinin muttali olduğunu beyan ettiği tarihten önce ihaleyi öğrendiği, yazılı delille de ispatlanamadığından istemin süresinde olduğu, tanık beyanlarına dayalı olarak istemin süreden reddedilemeyeceği-Taşınmaz satışlarında, borçluya, alacaklıya ve taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan ilgililerine satış ilanının tebliğ edilmemiş olmasının veya usulsüz tebliğ edilmesinin; başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerektiği-
• 12. HD. 07.03.2019 T. 13353/3801
Önceki adresinde bulunamayan sanığın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi olup olmadığının araştırılarak MERNİS adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesine göre tebliğ yapılması gerektiği, ancak MERNİS adresinin olmadığının tespiti halinde 35. maddeye göre eski adrese tebliğ işlemi yapılabileceği- Duruşma davetiyesinin sanığın yetkilisi olduğu anlaşılan borçlu şirketin ticaret sicilinde müseccel adresine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre usulsüz tebliği ile sanığın yokluğunda yargılama yapılarak savunma hakkının kısıtlanmasının hatalı olduğu- Sanığın yetkilisi olduğu borçlu şirketin müseccel adresinde yapılan zabıta araştırmasında, firmanın adreste bulundığu ve 2015 yılı içinde adresten ayrıldığı, Vergi Dairesi’nin müzekkere cevabına göre borçlu şirket hakkında re’sen terk işlemi uygulandığı buna rağmen şirketin ticaret sicilindeki kaydının faal göründüğü gözetilerek, sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken, haciz işlemi uygulanmadığından bahisle beraat hükmü kurulmasının isabetsiz olduğu-
• 12. HD. 26.02.2019 T. 1777/3353
Dava dilekçesi, davalının "mernis" adresine tebliğe çıkarılmış olup bu adreste tanınmadığı belirtilerek evrakın muhtara teslim edildiği, davalının aynı tarihte hükümlü olarak cezaevinde bulunduğu, vasiye yapılması gereken tebligatın asile yapılmasının usulsüz olduğu- Öninceleme duruşma günü tebliğinin, davalı asılın tahliye olması nedeniyle usule uygun olmadığı -Yargılamanın devam eden aşamalarında davalı asıl adına tebligatların usule aykırı şekilde doğrudan mernis adresine yapılmaya devam edilmesinin hukuki dinlenilme hakkına aykırılık teşkil ettiği-
• 2. HD. 26.02.2019 T. 889/1680
Davalıya usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalının savunma haklarını kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
• 17. HD. 18.02.2019 T. 4870/1588
Dava dilekçesinde, davalının adresinin "Gürcistan Konsolosluğu" olarak gösterilmesi nedeniyle, davalının tebligata yarar açık adresine öncelikle tebligat çıkarılıp; tebliğ edilememesi halinde; açık adresin araştırılmasının, adresin bulunamaması halinde, ilanen tebliğin düşünülmesinin ve bunun sonucuna göre hüküm kurulmasının gerektiği-
• 2. HD. 07.02.2019 T. 2671/730
Bölge Adliye Mahkemesince, Uyap sistemi üzerinden taranan tebliğ evrakının incelenmesi üzerine, takip dosyasında iade edilmiş tebligat bulunmadan doğrudan borçlunun mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı gerekçesi ile istinaf istemi kabul edilmiş ise de; Dairemizin kararı üzerine borçlunun bilinen (aynı zamanda mernisi olan) adresinden iade edilen tebligat evrakı aslının takip dosyası içerisinde mevcut olduğu anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca şikayetçi borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
• 12. HD. 07.02.2019 T. 33/1550
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adres olarak kabul edileceğine ve tebligatın burada yapılacağına ilişkin kuralın, adresin aynı davada "Hasım" olan diğer tarafın adresi olmaması halinde uygulanacağı- Davalı babanın babası kayyım olduğu gibi davalı oğulun da velayeti altında bırakıldığı, davaya konu çocuğu davada temsil etmek üzere yeni bir kayyım atanması için yetkili vesayet makamına ihbarda bulunulması gerektiği-
• 2. HD. 07.02.2019 T. 8211/679
Borçluya ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, alacaklı tarafından yasal sürede haciz talep edildiği ve borçlu adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydına haciz şerhinin işlendiği, alacaklı tarafından süresinde haciz talep edilmiş olmakla, borçlunun İİK'nun 78/4. maddesine dayalı dosyanın işlemden kaldırılması gerektiğine yönelik talebi yerinde olmadığı, mahkemece, istemin şikayet olarak nitelendirilerek yerinde olmadığından reddi gerektiği-
• 12. HD. 04.02.2019 T. 12164/1116
Borçluya yapılan satış ilanı tebliğ belgesinin incelenmesinde; satış ilanının “Muhatabın adresinin kapalı olması sebebi ile C.Ş.’den sorulmuş, muhatabın işe gittiği sözlü/imzalı beyan edilmiş imzadan imtina edilmiştir. Tebligat, Çakmak mahalle muhtarı imzasına teslim edilmiş olup 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırılmıştır. Ayrıca en yakın komşu/yönetici /kapıcıya haber verilmiştir.” şerhiyle tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, tebligat parçasında, haber verilen komşunun adı bulunmadığından, satış ilanı tebliğinin, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi uyarınca usulsüz olduğu-
• 12. HD. 24.01.2019 T. 8927/1091
Mahkeme gerekçesinden gösterilen adrese tebligat yapılamaması üzerine TK'nin 21/2. maddesine göre tebligat yapıldığı belirtilse de, dosya ve uyapta yapılan incelemede, tebligat mazbatasına rastlanılmadığı, bilinen adresine tebligat çıkartılmadan doğrudan TK'nin 21/2 maddesine göre tebligat çıkarıldığı, daha önceden tebligat çıkarıldığı kabul edilse bile tebligat zarfı üzerine ''Mernis adresi'' ibaresi yazılarak çıkarıldığı, bu adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğunun ve TK'nin 21/2. maddesine göre tebligat yapılması gerektiğine ilişkin şerhin yazılmamış olduğu, tebliğ memuru tarafından; "Muhatap verilen adreste ismen tanınmadığından adres sistemdeki kayıt adresi olup Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre mahalle muhtarı .....'ye 29.04.14 tarihinde imzasına tebliğ edilerek 2 nolu örnek kapısına bırakılarak komşular evde olmadığından ...tahin edilemedi” şerhi verilerek 29.04.2014 tarihinde tebliğ işleminin tamamlandığı görüldüğünden, tebliğ zarfının üzerine, tebligatı çıkaran mercii tarafından Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; tebliğ memurunun tebliğ işlemini TK'nin 21/2. göre yapmasının değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu, bu nedenle icra emrinin tebliğine ilişkin tebligatın usulsüz olduğu, tebligattan daha önce haberdar olduğuna dair bir delil olmadığından, kendinin beyan ettiği gibi 14.12.2015 tarihinde öğrendiğinin kabulünün gerektiği, bu tarihten itibaren 7 gün içinde borca itirazda bulunduğu, dolayısıyla borca itirazın süresinde olduğu-
• 12. HD. 24.12.2018 T. 15509/14042
Şikayetçi borçluya Teb. Kanunu 21/1'e göre yapılan satış ilanının tebliğinde tebligat parçasının aksinin her türlü delille ispatlanabileceğinden, borçlunun satış ilanı tebliğ tarihi itibariyle tebligat mazbatasında beyanı alınan ve haber verildiği yazılan H. C... isimli bir komşusunun bulunup bulunmadığının tarafların delilleri toplanarak ve gerektiğinde zabıta araştırması da yapılarak incelenmesi ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
• 12. HD. 19.12.2018 T. 981/13784
Taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin İİK. m.127 gereğince borçluya tebliğ edilmesi gerektiği- Borçluya satış ilanı tebliği usulsüz olsa bile; borçlunun satış gününden makul süre önce satışı öğrenmiş olması halinde, öğrendiği tarihin kendisine satış ilanı tebliğ edilen tarih olarak kabul edilmesi gerektiği ve bu durumda salt tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile ihalenin feshi yoluna gidilemeyeceği- İcra takip dosyası aslı içinde bulunmayan fakat taranarak Uyapa kaydedilen ve borçlunun satış ilanı tebliği dahil dosya fotokopisini aldığına dair dilekçenin değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
• 12. HD. 12.12.2018 T. 15143/13312
Mahkemece haberdar olmaya esas sayılan tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri nazara alındığında usulsüz olduğu zira, tebliğ memuru tarafından borçlunun nerede olduğunun araştırılmadığı, sorulması gereken kişilerden sorulmadığı, muhatabın tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği hususunun tespit edilmediği anlaşıldığından, şikayet eden borçlunun, hakkındaki takipten daha evvel haberdar olmuş sayılamayacağı nazara alınarak şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
• 12. HD. 10.12.2018 T. 11257/13134
Mahkemece, borçlu adına çıkarılan duruşma davetiyesine ilişkin tebligatın incelenmesinde muhatabın çarşıda olduğu şerhi düşülerek tebligatın muhtarlığa yapıldığı ancak, tebliğ memuru tarafından tebligat mazbatasına, borçlunun çarşıda olduğuna ilişkin beyanda bulunan kişinin adı ve soyadının yazılmadığı, kim olduğuna dair hiçbir bilginin belirtilmediği anlaşılmakla tebligatın bu haliyle Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri gereğince usulsüz olduğunun anlaşıldığı, o hade borçluya usulüne uygun duruşma günü tebliği bulunmadığından mahkemece, borçlunun duruşmada hazır olmadığından bahisle dosyanın işlemden kaldırılması ve devamında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
• 12. HD. 06.12.2018 T. 844/13053
"Muvakkaten başka yere gitme" kanunlarda ya da Yönetmelikte düzenlense dahi ne kadar süre ile ayrılmanın geçici ayrılma olarak kabul edileceğine ilişkin bir düzenleme olmadığı- Doktrin ve Yargıtay anlık, saatlik ayrılmaları değil de (hastaneye yatış, tatil, başka bir kente çalışmaya gitme gibi) bir iki günlük, haftalık, aylık ayrılmaları" geçici olarak ayrılma şeklinde yorumladığı- Somut olayda dava dilekçesinin davalı -karşı davacıya Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre yapıldığı ancak tebliğin geçersiz olduğu, davalıya verilen 30 günlük ek süre karşısında yetki itirazının süresinde yapıldığı belirtilmiş ise de, tebliğ evrakında muhatabın tatile gitmiş olduğu tespit edildiğine göre "muhatabın adresten muvakkaten ayrılması" hâli söz konusu olup bu durumda Tebligat Kanununun 21. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı- Tebligat Kanunu 20. maddeye göre tebligat yapılabilmesi için de adreste Tebligat Kanununun 13, 14, 16, 17, 18. maddesinde yazılı kişiler (tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden biri; askeri bir birlik içindeki erbaş ve erlere yapılacak tebliği almaya yetkili kişiler kıta komutanı ve kurum amiri gibi en yakın üstü; tebliğ yapılacak adresin "konut" olması durumunda muhatap adına tebliğ almaya yetkili kişi aynı konutta oturan ehil, görünüş itibariyle 18 yaşını doldurmuş kişiler veya hizmetçileri; belli bir yerde meslek ve sanatını icra edenlerin o yerde bulunmaması halinde tebliğ almaya yetkili kişiler o yerde sürekli çalışan memur veya müstahdemleri, onlarda yoksa aynı konutta sürekli oturan kişileri veya hizmetçileri; muhatabın otel, hastane, pansiyon, fabrika, istirahat evi, öğrenci yurdu gibi içine serbestçe girilmeyen veya aranılanın kolayca bulunması mümkün olmayan bir yerde bulunması halinde de tebliğ almaya yetkili kişiler; o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri ) tarafından muhatabın muvakkaten başka yere gittiğinin belirtilmesi gerektiği ancak Kanunda bu kişiler arasında "komşu" sayılmadığından eldeki davada dava dilekçesinin tebliğine ilişkin işlem usulsüz olup geçersiz olduğu-
• . HGK. 06.12.2018 T. 2299/1853
Borçlunun adresine Tebligat Kanunun 10. maddesine göre tebliğ edilen bir tebligat olmadan doğrudan satış ilanının muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu- İİK.127 maddesinde satış ilanının taşınmazın tapu sicilinde kayıtlı ilgililere nasıl tebliğ edileceğini düzenlediği; bu düzenlemenin borçluyu kapsamadığı- Satış ilanı tebliğ edilememesi halinde ihalenin feshi şikâyet süresinin hükmü ıttıla tarihinden başlayacağı, bu sürenin ihaleden itibaren bir seneyi geçemeyeceği- Şikayetçi tüm tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürdüğünden usulsüz tebligat ile şikâyetçinin ihaleye muttali olduğu ve bu tarihten itibaren şikâyet süresinin başladığı-
• . HGK. 29.11.2018 T. 12-829/1795
Dava dilekçesine ilişkin tebligat dava dilekçesinde davalı adresi olarak gösterilen adresinde aynı iş yerinde personel olan kişi imzasına tebliği edilmiş ise de, davalı iş veren temsilcilerinin tebliğ yapıldığı anda iş yerinde bulunup bulunmadıkları, bizzat tebligatı alamayacak durumda olmaları halinde kendilerinden sonra gelen kimsenin bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, duruşma günü usulüne uygun tebliğ edilerek, tarafların varsa sunacakları delillere göre bir karar verilmesi gerektiğinden, dava dilekçesi davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden yargılamaya devam edilerek hüküm verilemeyeceği-
• 22. HD. 26.11.2018 T. 7555/25468
Tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerektiği, davalı adına çıkartılan isticvap davetiyesinin Tebligat Kanunun 21/2 maddesine göre yapıldığına dair tebligata şerh verillmişse de, tebligat parçası incelendiğinde, komşunun ad ve soyadının söz konu tebligat parçasında yer almadığı anlaşıldığından, isticvap davetiyesinin usulsüz olduğu- 01.04.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde, TBK. mad. 344/1 ve 2 gereğince bu sözleşmede belirlenen aylık 265 TL’lik kira bedelinin yıllık ÜFE oranında arttırılması gerektiğinin de gözetilmesi gerektiği- Mahkemece, davalıya çıkartılan isticvap davetiyesinin usulsüz olduğu görüldüğünen, davalı tarafa usulüne uygun isticvap davetiyesinin sağlanması, taraflar arasındaki kira ilişkisi çerçevesinde gerekli beyanlarının alınması, kira sözleşmesinde belirlenen aylık 265 TL’lik kira bedelinin de 12 aylık ortalama ÜFE oranında artırılması gerektiği de gözetilmek suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi gerektiği-
• 3. HD. 19.11.2018 T. 4360/11698
Borçluya yapılan satış ilanı tebliğ belgesinin incelenmesinde; tebligat parçasında, haber verilen komşunun adı bulunmadığından, satış ilanı tebliğinin Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre usulsüz olduğu- İİK. mad. 127 gereğince taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olmasının veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
• 12. HD. 15.11.2018 T. 12385/11592
İlamlı takipler bakımından, kural olarak, ilamın kesinleşmesinin gerekmediği; ancak bazı istisnai durumlarda, ilamın kesinleşmedikçe icraya konulamayacağı- Menfi tespit konulu ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağı; menfi tespit isteminin yargılama aşamasında istirdat davasına dönüşmesi halinde de kesinleşme şartının aranacağı-
• 12. HD. 15.11.2018 T. 4613/11588
Davalıların, şirkette yönetici, denetim kurulu üyesi, ortak ve hizmet akdi ile çalışan personel oldukları ileri sürülerek davanın açıldığı gözetildiğinde öncelikle davacıdan, kendilerine usulüne uygun olarak tebligatın yapılmadığı davalıların T.C. kimlik numaralarını tespite yarar bilgilerin istenmesi, yerleşim yeri adreslerinin belirlenmesi, adresleri bu yolla tespit edilemeyen davalıların zabıtadan, resmi ve hususi müesseselerden adreslerinin tespitine çalışılması, ayrıca dosyada geçerli vekaletnamesine rastlanmayan davalılar adına tebligatın yapıldığı vekiller için düzenlenmiş vekaletnamelerinin ibrazının sağlanması, aksi halde tebligatların davalılar adına gönderilmesi gerektiği-
• 11. HD. 12.11.2018 T. 12665/6960
Davalının dava dilekçesinde gösterilen adresine tebliğe çıkarılan dava dilekçesinin ve ön inceleme duruşma gününü içeren tebligatın davalının adreste tanınmadığı gerekçesiyle tebliğ edilemediği, aynı adrese tebliğe çıkarılan gerekçeli kararın da aynı nedenle tebliğ edilemeden iade gelmesi üzerine bu kez davalının Mernis Adresine usulüne uygun tebliğ edildiği, davalının gerekçeli kararın tebliği ile davadan haberdar olduğu ve süresi içerisinde temyiz kanun yoluna başvurduğu anlaşılmakla, dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edilmesi, davalıya beyan ve itirazlarını sunabilmesi açısından imkan tanınması, bildirdiği delillerin toplanması, ondan sonra işin esası hakkında bir hüküm tesis edilmesi gerektiği-
• 1. HD. 17.10.2018 T. 2199/13596
Dava dilekçesi tebliği, ilk olarak davalı yüklenici şirketin dava dilekçesinde bildirilen adresine yapılmış olup, tebligat evrakı iade edildikten sonra doğrudan Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından bildirilen adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunun 35. maddesine göre usulsüz yapıldığından, mahkemece, öncelikle davalı şirketin dava dilekçesinde belirtilen adresine tebligat çıkarılması, bu adreste bulunmadığının tespit edilmesi halinde, davalı şirketin ticaret sicil müdürlüğünden kayıtlı adresi sorulması ve tebligat bildirilen bu adrese yapılması gerektiği- Bu şekilde de davalı şirkete tebliğ yapılamadığı takdirde, Tebligat Kanununun 35. maddesine göre işlem yapılmak suretiyle taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği- Diğer davalının ise mernis adresi “Almanya Federal Cumhuriyeti” olarak görünmesine karşın yurt dışı adresi araştırılmaksızın ilanen tebliğ yapılmak sureti ile davanın görülmesinin usul ve yasaya aykırı olup taraf teşkili tam olarak sağlanmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
• 13. HD. 10.10.2018 T. 17056/9210
Şikayetçi üçüncü kişi adına çıkarılan haciz ihbarnameleri tebliğlerinin "7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinin 2. fıkrası muhatabın mernis adresi olup evrak mahalle muhtarlığına tebliğ edildi. 2 nolu örnek yazılarak adresin dış kapısına yapıştırıldı” şerhi ile tebliğ edildiği, tebliğ zarflarında "mernis adresi" olması dışında, usulünce düşülmüş bir şerh bulunmadığı, bu nedenle de tebliğ memurunca, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, tebligatların usulsüzlüğü kabul edildiğine göre, TK'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihinin tespitiyle, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin bu tarihe göre düzeltilmesine, usulüne uygun olarak 89/1 haciz ihbarnamesi çıkarılmadan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağından veya çıkarılmış olsa bile hükümsüz sayılacaklarından 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
• 12. HD. 09.10.2018 T. 4131/9480
Adres araştırmasına ilişkin Ticaret Sicili Müdürlüğünün davalı şirket adresini içeren yazısını dikkate almadan, taraf teşkilini sağlamadan davalı tarafın yokluğunda yargılama yaparak karar vermesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
• 22. HD. 04.10.2018 T. 12915/20994
Tebligatta, muhatabın işte olduğunu beyan eden komşusunun denetime elverişli şekilde adı ve soyadının tespit edilmediği ve tebliğ mazbatasına yazılmadığı görüldüğünden, yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği-
• 12. HD. 01.10.2018 T. 7695/8904
Borçluya çıkartılan kıymet takdiri raporu ve satış ilanının “(Mernis Adresi) Konak Mahallesi Yeşil (120) Sk. No:26 İç Kapı No:1 N./Bursa” adresinde Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, adresin başında sadece “mernis adresi” ibaresinin yazılı olduğu, bu şerh dışında tebligatı çıkaran mercii tarafından tebliğ zarfı üzerine, Tebligat Kanunu’nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri kapsamında; “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, bu adrese Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılacağına dair” meşruhata yer verilmediğinin anlaşıldığı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 127. maddesi uyarınca satış ilanının bir suretinin borçluya tebliğ edilmesinin zorunlu olduğu, davacı-borçluya satış ilanının açıklandığı üzere usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
• . HGK. 25.09.2018 T. 12-764/1345
Davacı ile davalının baba-oğul olduğu, dava dilekçesinde davalının gösterilen adresine tebliğe çıkarılan dava dilekçesinin davalının il dışında olduğundan bahisle Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, ancak bu adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olmadığı, duruşma günü ve bilirkişi raporlarını içeren tebligatların muhatap il dışında olduğundan bahisle aynı adreste davacı babaya yapıldığı, menfaat çatışması bulunan babaya yapılan tebligatların da usulüne uygun olduğunu söyleyebilme olanağının bulunmadığı- En son gerekçeli kararın davalının Mernis Adresine usulüne uygun tebliğ edildiği ve davalının süresi içerisinde temyiz kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edilmesi, davalıya beyan ve itirazlarını sunabilmesi açısından imkan tanınması gerektiği-
• 1. HD. 20.09.2018 T. 15808/12644
İcra emri tebliğ mazbatasının incelenmesinde, haber bırakılan komşunun kim olduğuna dair hiçbir bilginin bulunmadığı, haber bırakılan komşunun ismi şerh edilmeden, tebliğ tutanağında “komşusu imzadan imtina etmiştir” şeklinde şerh mevcut ise de, bu şerhin, yapılan tebligatı usulüne uygun hale getirmeyeceği, söz konusu tebligatın bu hali ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüz olduğu, 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği, muhatabın bildirdiği bu tarihin aksinin karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği-
• 12. HD. 20.09.2018 T. 3540/8445
Mahkemece, davalıya bilinen en son adresi itibariyle çıkarılan tebligatın iade edilmesi üzerine davalının adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi itibariyle Tebligat Kanunu 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkarılmaksızın karar verilmek suretiyle davalının savunma hakkı kısıtlandığından, mahkemece; davalıya usulüne uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliği, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği taktirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen deliller toplanıp, birlikte değerlendirerek bir sonuca ulaşılması gerekeceği-
• 3. HD. 18.09.2018 T. 3921/8676
Mahkemece bozma ilamı sonrasında bozmaya uyulmak suretiyle yargılama devam edilmiş ve davalı adına yemin davetiyesi tebliğ edilmiş,davalının duruşmaya gelmeyerek yemin etmemesi nedeniyle de çeyiz senedine konu ziynet eşyalarının uhdesinde kaldığını kabul ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; yargılama sürecinde davalının dosyaya sunduğu hakim havalesini içerir dilekçesinde adresinin '' Paşacık mahallesi,40 no'lu sokak,no:2 '' olduğunu bildirmesine rağmen mahkemece hatalı şekilde '' Paşacık mahallesi 40 no'lu sokak,no:3'' adresine tebligat yapıldığı ve söz konusu bu adresin davalının mernis adreslerinden birisi de olmadığı dikkate alındığında davalıya yapılan yemin davetiyesi tebliğinin usulsüz olduğu anlaşıldığından, mahkemece; davacının güncel ikamet adresinin tespiti ile bu adrese usulüne uygun şekilde yemin davetiyesinin tebliğinin sağlanması suretiyle sonucuna uygun şekilde hüküm tesisi gerekeceği-
• 3. HD. 10.09.2018 T. 22299/8224
Tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmemesi durumunda, dağıtıcının tebliğ işlemini kendiliğinden Teb. K. mad. 21/2 uyarınca yapmasının kanuna aykırı olduğu-
• 12. HD. 04.07.2018 T. 5630/7294
• 12. HD. 28.02.2018 T. 28393/2091
Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hakkında uygulanacağı, yabancı uyruklu kişiler hakkında adrese dayalı kayıt sistemine ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı- Yabancı uyruklu borçlunun ilamda yazılı adresine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılmasında (icra emri gönderilmesinde) yasaya aykırılık bulunmadığı-
• 12. HD. 04.07.2018 T. 3071/7283
Dahili davalı ......’a (Dava D.çesi ve Dahili Dava D.çesi ekli) duruşma gününü bildirir tebligatın dahili dava dilekçesinde belirtilen “Talatpaşa Mah. 1052 Sokak No:22-24 D:8 E.yurt ” adresine gönderildiği, gönderilen tebligatın “...adreste ..... imzadan imtina edip vermiş olduğu sözlü beyanında muhatabı adreste oturmadığı açık adresinde tespit edilemediği..” şeklindeki şerh ile iade edildiği, dosya kapsamından karar öncesi bir tebligat parçasına ulaşılamadığı, karar sonrası gerekçeli kararın yine aynı adrese tebliğe çıkarılması üzerine tanınmadığından bahisle tekrar iade edildiği, akabinde yerleşim adresi olduğu anlaşılan “Sübyan Mektebi Sok. Yeşilköy Mah. No : 3 İç Kapı:8 Bakırköy/ İstanbul” adresine gerekçeli kararın tebliğe çıkarıldığı ve 7201 sayılı Yasa’nın 21. maddesine göre tebligatın yapıldığı anlaşıldığından, dahili davalının karar öncesi duruşmaya usulüne uygun olarak davet edildiğinden bahsedebilme olanağının bulunmadığı-
• 8. HD. 04.07.2018 T. 53/14919
İhtarnamenin tebliğ tarihi ile dava tarihi arasındaki süre bakımından davacının ecrimisil hakkı doğduğundan, o halde; intifadan men olgusunun oluştuğu tarihten dava tarihine kadar ecrimisil hesaplanması yapılması gerekeceği-
• 8. HD. 02.07.2018 T. 6158/14680
Mernis adresine öncelikle mernis adresi şerhi düşülmeden normal tebligat çıkarılması gerektiği- Usulüne uygun olarak ön inceleme duruşması yapılmadan hüküm tesisinin hukuki dinlenilme hakkının (HMK. m. 27) ihlali niteliğinde olduğu-
• 2. HD. 25.06.2018 T. 20505/8052
Davalı erkeğe dava dilekçesi tebliğine ilişkin mazbatada, tebligattan haberdar edilen kişi sadece imzadan imtina etme hakkına sahipken isim vermekten de imtina ettiğinden dava dilekçesi tebliğinin usulsüz olduğu, davalının savunma hakkının kısıtlandığı-
• 2. HD. 20.06.2018 T. 20218/7689
Haber bırakılan komşunun imzadan imtina edebileceği ancak isimden imtina edemeyeceği için davalı erkeğe dava dilekçesi tebliği usulsüz olduğu- Dava dilekçesinin davalı erkeğe usulüne uygun tebliği ile, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması ve ön inceleme duruşmasına taraflar usulünce davet edilip ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra tahkikata geçildiği bildirilip, taraflarca gösterildiği takdirde delillerinin toplanması ve gerçekleşecek sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerektiği-
• 2. HD. 20.06.2018 T. 20476/7727
Usulüne uygun olarak ön inceleme duruşması yapılmadan hüküm tesisinin hukuki dinlenilme hakkının (HMK. m. 27) ihlali niteliğinde olduğu-
• 2. HD. 25.06.2018 T. 20500/8048
• 2. HD. 19.06.2018 T. 20061/7527
• 2. HD. 02.05.2018 T. 17624/5906
Gecikmiş itirazın ön koşulunun usulüne uygun bir tebligat olduğu- Borçlu dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullansa da, borçlunun başvurusunun tebligat usulsüzlüğü şikayet olarak değerlendirilmesi gerektiği (HMK. mad. 33)- Tüzel kişiye ait adreste borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğu, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan tarih olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği- İlamsız icra yolu ile takipte borca itirazların icra dairesine yapılması gerektiği, icra mahkemesine yapılan borca itirazların reddi gerektiği-
• 12. HD. 06.06.2018 T. 2102/5903
Tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından" tebligatın Teb. K.'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair bir şerh verilmemesi durumunda, dağıtıcının tebliğ işlemini kendiliğinden Teb. K. mad. 21/2 uyarınca yapmasının kanuna aykırı olduğu- Tebliğ işleminin usulsüz olması durumunda, tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
• 12. HD. 06.06.2018 T. 996/5974