8. Hukuk Dairesi 2018/2131 E. , 2018/17033 K.

Başlatan İçtihat, 04 Nisan 2021, 04:26:53

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat
8. Hukuk Dairesi         2018/2131 E.  ,  2018/17033 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.10.2018 ...... günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacılar vekili Avukat ... geldi, başka gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacılar, mirasbırakandan kalan 562 ada 11 parsel sayılı taşınmazda 3 adet dükkan bulunduğunu, iki tanesini davalı ...'in kiraya vermek suretiyle, diğerini ise davalı çocukları......... ile birlikte dükkan olarak işletmek suretiyle kullandıklarını, dükkanın ......... kaydının önceden davalı ... adına olmasına rağmen sonradan diğer davalı ... adına olduğunu ileri sürerek davalılar ......... hakkında elatmalarının önlenmesine, birlikte kullandıkları dükkan için tüm davalılar hakkında, kiraya verilerek kullanılan dükkanlar içinse davalı ... hakkında ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, intifadan men şartının yerine getirilmediğini belirterek, ayrıca davalı ..., dükkanlardan alınan kira gelirlerinin annelerine verildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davalılar ......... bakımından paya vaki elatmalarının önlenmesine, davalı ...'ya açılan elatmanın önlenmesi isteğinin reddine, ecrimisil isteğinin kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
1- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar ......... aleyhine açılan paya vaki elatmalarının önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesi doğrudur, buna yönelik davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2- Davalılar vekilinin ecrimisil isteğine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli 562 ada 11 parsel sayılı kargir fırın nitelikli taşınmazda davacılar ............, davalı ... ve dava dışı ............'nın elbirliği halinde malik oldukları, taşınmazın üçe bölünmek suretiyle ikisinin davalı ... tarafından kiraya verildiği diğerinin ise davalılar tarafından işyeri olarak kullanıldığı, davalı ...'in diğer davalılar.........'nın babası olduğu, ......... Dairesi Müdürlüğünün 09.07.2015 günlü cevabından davalı ... için adı geçen dükkandan dolayı ......... kaydının 31.12.2014 tarihinde sonlandığı davalı ...'ın ise 01.01.2015 tarihinden itibaren mükellef olduğu, davalı ...'nın dava tarihinde taşınmazı kullanmadığı, davalılar.........'nın kullanımlarının babaları ......'e teban olduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (......... gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ......, toplanan ......... yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Somut olaya gelince; yukarıda yazılı ilkeler uyarınca, kiraya verilmek suretiyle kullanılan iki dükkan için intifadan men şartının aranmayacağı açık ise de davalı ... ve ona tebaan kullanan diğer davalılar için intifadan men şartının yerine getirilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; davalı pay maliki ......'in diğer paydaşların hakkını inkar etmediği, hak iddiasında da bulunmadığı gözetilerek intifadan men şartı yerine getirilmediğinden davalıların işyeri olarak kullanımında olan dükkan için ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
3- Davacılar vekilinin temyiz itirazına gelince;
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun taleple bağlılık ilkesini düzenleyen 26. maddesi; “......, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.(2) ......in, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.' şeklindedir.
Somut olayda; davacılar, dava dilekçesi ile davalılar ......... hakkında elatmalarının önlenmesine, birlikte kullanılan dükkan için davalılar aleyhine ecrimisile ve kira bedelleri alınan iki dükkan için ise davalı ... bakımından ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
O halde; dava dilekçesindeki beyana göre, davalı ... hakkında elatmasının önlenmesi isteği olmadığı halde adı geçen davalı hakkında elatmasının önlenmesi talebinin reddine karar verilerek davacılar aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalılar vekilinin bu kısma yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenle davalılar vekilinin, (3) numaralı bentte yazılı nedenle davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 09.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)