8. Hukuk Dairesi 2015/22679 E. , 2018/17741 K

Başlatan İçtihat, 04 Nisan 2021, 04:38:16

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat
8. Hukuk Dairesi         2015/22679 E.  ,  2018/17741 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


... A R A R

Davacı alacaklı vekili, 15.09.2008 tarihinde haczedilen malların takip borçlusuna ait olduğunu, borçlu şirketin borcun doğumundan sonraki bir tarihte ... 1. Noterliğinin 5717 yevmiye nolu devir senedi ile tüm mallarını davalı 3. kişiye devrettiğini, bu devrin şirket devri olduğunu ve borçlardan 3. kişinin de sorumlu olduğunu belirterek davanın kabulü ile 3. kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı 3. kişi vekili, haczedilen malların müvekkili şirkete ait olduğunu, müvekkilinin bu malları daha önce aynı yerde faaliyet gösteren borçludan aldığını, borçlu ile müvekkili şirket arasında hukuki ilişki bulunmadığını, borçlu şirketin kaydının halen devam ettiğini ve herhangi bir devir işleminin olmadığını, haciz yapılan adres ile borçlu şirketin adresinin farklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; haciz yapılan işyerinin içindeki eşyalar ile birlikte ... 1. Noterliğinin 21.06.2007 tarih ve 5717 yevmiye nolu devir senedi ile borçlu tarafından istihkak iddiasında bulunan davalı 3. kişiye devredildiği, ancak İcra ve İflas Yasası'nın 44. maddesi uyarınca yapılan devrin ticaret siciline bildirilmediği, mal beyanında bulunulmadığı gibi ticaret sicil gazetesinde de ilan edilmediği, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 179. maddesi hükmüne göre de usulüne uygun devir yapılmış olsa bile ihbar veya gazete ilanı tarihinden itibaren devralan kişinin işletmenin borçlarından sorumlu olacağı, sonuç olarak haczedilen eşyaların borçluya ait olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine, haczin devamına karar verilmiş; hüküm, davalı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK'nin 99. maddesine dayalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere, her ne kadar Mahkemece davanın kabul gerekçesi İİK'nin 44. maddesi ve 818 sayılı eski Borçlar Kanunu'nun 179. maddesine dayandırılmışsa da Dairemizin yerleşik uygulamasına göre devredilen işletmede haciz yapılabilmesi, devrin muvazaalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlıdır. Muvazaa iddiasının bulunmaması halinde alacaklının, tasarrufun iptali davası açarak alacağına kavuşma imkanı bulunduğu gibi, TBK ve TTK hükümlerine göre açılacak davalarda da devri yargılama konusu yapabilir.
Ayrıca; İİK'nin 44. maddesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi işletmenin devrini sakatlamaz. Anılan hükmün yalnız cezai yaptırımı vardır. (İİK 337/a) Aktiflerin devredenin malvarlığından çıkmamış kabul edilmesini, yani haczedilmesini sağlayacak tek yol, muvazaanın iddia ve ispat edilmesidir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, göre, davalı 3. kişi şirketin borcun doğumundan sonra kurulduğu, ... isimli kişinin 20.02.2008 tarihine kadar 3. kişi şirketin ortağı olduğu anılan kişinin 03.10.2003 tarihinden itibaren takip boçlusu şirketin hakim ortağı konumunda bulunduğu 21.06.2007 tarihli devreden ve devralan sıfatlarıyla 3. kişinin ve borçlunun taraf olduğu noterde düzenlenen devir senedinde, 3. kişi şirketi müdür sıfatıyla İsmail Akça'nın temsil ettiği ve bu tarihte aynı zamanda borçlu şirketin de hakim ortağı olduğu, bu doğrultuda davalı 3. kişi şirket ile davalı borçlu şirket arasında organik bağın mevcut olduğu ve neticede davalılar arasındaki işlemlerin muvazaalı olduğu anlaşıldığından, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi doğru değil ise de, karar sonuç itibariyle doğru olup, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1086 sayılı Kanun'un 438/son maddesi uyarınca kararın gerekçesi düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, taraflarca İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)