12. Hukuk Dairesi 2020/3117 E. 2020/10837 K.

Başlatan İçtihat, 28 Şubat 2021, 20:28:08

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat
12. Hukuk Dairesi         2020/3117 E.  2020/10837 K.

'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Alacaklılar tarafından borçlu ... ... 1. Bölge Müdürlüğü hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takibe karşı ...’nün icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takipte borçlu olarak gösterilen ... 1. Bölge Müdürlüğü’nün tüzel kişiliği olmadığı, bu nedenle adı geçene yapılan tebliğlerin de usulsüz olduğunu belirterek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini, ödeme emrinin ve takibin iptalini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesi’nce şikayetin kısmen kabulüne ve tebliğ işleminin iptali ile ödeme emri tebliğ tarihinin 18.6.2018 olarak düzeltilmesine hükmedildiği, şikayetçinin istinaf talebi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
6100 sayılı HMK’nun 33. maddesi uyarınca, Türk hukukunu resen uygulamakla yükümlü olan hâkim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup, onların hukuki nitelendirmesi ile bağlı değildir. 04.06.1958 tarih, 1958/16-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda da kabul edildiği gibi, taraflarca ileri sürülen iddia ve maddi olayların hukuki tavsifini yapmak mahkemeye ait olup, hakim olaya uyan ilgili yasa maddelerini re’sen gözetmek, bulmak ve uygulamak zorundadır. Eş anlatımla, olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi mahkeme hakimine aittir.


Somut olayda; 20.6.2018 tarihli şikayet dilekçesinde her ne kadar şikayetin nedeni usulsüz tebligat olarak belirtilmiş ise de; şikayet dilekçesinin içeriğinde takip borçlusunun tüzel kişiliği bulunmadığı, bu nedenle takip ehliyeti olmadığından bahsedildiği ve takibin iptalinin istendiği anlaşılmaktadır.
Şikayet dilekçesi içeriği ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, şikayetin takip borçlusunun tüzel kişiliğinin bulunmaması nedenine dayalı husumet ehliyetine ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Husumet ehliyetine ilişkin şikayet, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re'sen dikkate alınır ve İİK.nun 16/2. maddesi uyarınca süreye tabi değildir.

O halde İlk Derece Mahkemesi’nce, şikayetin kabulü ile takip borçlusunun pasif husumet ehliyeti bulunmadığından takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ve kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi'nce başvurunun esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nin 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 19.11.2019 tarih ve 2019/575 E.- 2019/2216 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 13.11.2018 tarih ve 2018/163 E. - 2018/259 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 16/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)