SIRA CETVELİNE İTİRAZ ÜZERİNE

Başlatan By-leyl-i Lal, 04 Temmuz 2015, 13:38:33

« önceki - sonraki »
avatar_By-leyl-i Lal
Sıra cetveline karşı koymak isteyen alacaklı, (bu husustaki takip hukuku kurallarının yanlış uygulandığını iddia etmeyip) sıra cetveline alınmış olan bir alacaklının alacağına veya onun sırasına (veya hem alacağına hem de sırasına) itiraz etmek istiyorsa, o zaman sıra cetveline karşı, mahkemede itiraz yoluna başvurması, yani o alacaklıya karşı genel mahkemede dava açması gerekir (m. 142); ÖRNEĞİN:

"Davacı alacaklı, davalı alacaklının alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürdüğünden bu itiraz alacağın esasına yapılan itiraz niteliğinde olup, mahkeme (asliye hukuk mahkemesi) görevlidir" .

"Davacı ipotekli alacaklı davalı lehine tesis edilen ipoteğin faizsiz olduğu halde % 79 faiz yürütülerek davalıya fazla pay ayrıldığını ileri sürmüştür. Bu itiraz davalı alacaklının alacağının miktarına yönelik olup uyuşmazlığın dava yoluyla görülmesi gerekir" .

"Davacı davalı bankanın sıra cetvelinde belirtilen meblağ kadar alacaklı bulunmadığını ileri sürdüğüne göre, alacak miktarına yönelik bu itirazda genel mahkeme görevlidir" .

"Davacının itirazı, alacak miktarının noksan olarak sıra cetvelinde yer aldığına ilişkin olduğundan, icra mahkemesi değil, genel mahkeme görevlidir" .

Hem sıraya hem de esasa itiraz edilmesi halinde, genel mahkeme görevlidir .

Sıra cetveline itiraz davasında, davacı, sıra cetveline alınmış olan alacaklının alacağına veya sırasına itiraz eden alacaklıdır . Eğer, itiraz eden alacaklı, kendisine daha önce o alacağa karşı itiraz etme imkanı verildiği halde, itiraz etmemişse, mesela m.128'e göre mükellefiyetler listesine itiraz etmek imkanı verildiği halde bu hakkını kullanmamışsa, artık, bu alacaklının, sıra cetveline itiraz yolu ile o alacaklının alacağına itiraz etmek hakkı yoktur . Sıra cetveline itiraz davasında davalı, alacağına veya sırasına itiraz edilen alacaklıdır .

"Sıra cetveline itiraz davalarında her alacaklı, aynı veya kendisinden önceki derece veya sıraya dahil alacaklar hakkında itirazda bulunabilir. Bir alacaklının, kendisinden sonraki derece veya sıradaki alacak hakkında dava açmasında kural olarak hukuki yararı yoktur" .

Sıra cetveline itiraz davasının konusu, davalı olarak gösterilen alacaklının hiç veya sıra cetvelinde yazılı miktarda alacağının bulunmadığı veya ona tahsis edilen sıranın ona ait olmadığıdır. Yetkili mahkeme, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesidir (m. 142). Görevli mahkeme, genel mahkemelerdir :

a) 1.10.2011 tarihinden önce açılan sıra cetveline itiraz davalarında görevli mahkeme, dava konusu yapılan alacağın miktarına göre değil, o alacağa sıra cetveline göre düşen hissenin miktanna göre belirlenir. Buna göre, davalının alacağının tamamının mevcut olmadığı iddia ediliyorsa, görev sınırı, sıra cetveli gereğince davalının alacağına isabet eden para miktarına göre belirlenir (HUMK m.8/1). Bir alacağın sıra cetvelinde yazılı miktarda olmadığı hakkında dava açılmakta ise, görev sınırı, davalının davayı kazanması halinde alacağı hisse ile davayı kaybetmesi halinde alacağı hisse arasındaki farka göre belirlenir. Davanın konusu, davalı alacaklının sırasının değiştirilmesi ise, görev sının, davalının dahil edildiği sırada o alacağa düşecek hisse ile davacının iddia ettiği sırada o alacağa düşecek hisse arasındaki farka göre belirlenir.

b) 1.10.2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkeme, (alacağa sıra cetveline göre düşen hissenin miktarına bakılmaksızın) asliye hukuk mahkemesidir (HMK m.2).

Sıra cetveline itiraz davası açma süresi, yedi gündür (m.142,1) . Bu süre (yedi gün), sıra cetvelinin itiraz eden (davacı) alacaklıya tebliğinden (m. 141) itibaren işlemeye başlar (m. 142,1). Bu yedi gün içinde hiçbir sıra cetveline itiraz davası açılmazsa, sıra cetveli kesinleşir.

Sıra cetveline itiraz davası, basit yargılama usulü (HMK m.316 vd) ile görülür (m. 142,II) .

"Aynı sıra cetveline yönelik olarak birden çok itiraz davası açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece bu davaların bir bütün halinde ele alınması ve gerekirse birleştirilmesi (HMK m. 166) düşünülmeli ve verilecek hükmün, diğer davalarda verilecek hükümlerle çelişmemesi sağlanmalıdır" .

Sıra cetveline itiraz davasında ispat yükü, kural olarak davalıya düşer. Yani, davalı, alacağının mevcut olduğunu ispat etmekle yükümlüdür ; misaller :

"Sıra cetveline itiraz davalarında kural olarak, alacağın varlığını kanıt yükü davalı alacaklıya aittir.

"Davalının hiçbir belgeye dayalı olmaksızın ilamsız icra yolu ile takibe giriştiği ve borçlunun da tüm kanunî sürelerden feragat etmesi sebebiyle takibin kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının alacağının muvazaalı olmadığını, gerçek olduğunu usulen kanıtlaması gerekmektedir. Bu yön gözetilmeden davanın reddine karar verilmesi doğru değildir" .

"Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklı da olup, davalı alacağının varlığını ve miktarını usulüne uygun delillerle ispatlamak zorundadır" .

"Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. - Davalı vekili, davacı yanın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin diğer davalı borçlunun yanında plasiyer olarak çalıştığını ve yaptığı ciro karşılığında prim aldığını, borçlunun ödeyemediği hak edişlere karşılık bono verdiğini, muvazaa kastı olmadığından derhal takibe girişilmediğini, takibin hızlandırılması için girişimde bulunulmadığını, borçlunun başka araçlarına da haciz konulduğunu ve satış istendiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. - Mahkemece, davalı yanın takibinin usulüne uygun olduğu, davalı ile borçlu arasındaki borç ilişkisinin, bonoların tanzim tarihinin ve takip tarihinin davacının takip tarihinden önce olduğu ve bu nedenle sıra cetvelinde hukuka aykırı yön bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. - Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklı üzerindedir. Davalı, alacağının varlığını ve miktarını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Her zaman düzenlenmesi mümkün olan bono, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli değildir. Bu durumda mahkemece, davalı alacaklının borçlu ile aralarındaki alt ilişkiyi belgelendirmesi, satış tutarları ve prim oranlan konusundaki delillerinin ibrazı sağlanarak, gerekirse davalı borçlunun buna ilişkin ticari kayıtlarının da incelenmesi, davalı yanın takibine dayanak kıldığı bononun keşide ve vade tarihi itibariyle HUMK'nun 299. maddesi çerçevesinde değerlendirmesi ve varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir" .

"Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Somut olayda davalı ile borçlu arasında geçmiş tarihli bir cari hesap ilişkisi olduğu savunulmuş, davalı yanca keşide edilen protestonun ve girişilen takibin tarihinin (14.11.2001), davacının takip dayanağı kıldığı çekin ibrazından (25.01.2002) ve takibe giriştiği tarihten önce olduğu da dosya kapsamı ile belirlenmiştir. Bu durumda HUMK'nun 299. maddesi de gözetilerek davalı alacağının muvazaalı biçimde oluşturulduğunu kabule yasal olanak bulunmamaktadır" .

"Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, alacağına itiraz edilen alacaklıya aittir. Alacaklı alacağının gerçek bir hukuki ilişkiye dayandığını takipten önce düzenlenmiş ve birbirini teyit eden usulüne uygun delillerle ispatlamalıdır. Senetler ancak tarafları ve onların cüzi ve külli haleflerine karşı ileri sürüleceğinden, davacı üçüncü kişi bakımından bir ispat vasıtası olamazlar. Somut olayda davalı borçluya borç para verdiğini savunduğuna göre, bu savunmasını yukarda gösterilen şekilde ispatlamalıdır. Davalının takip, kesinleşme ve haciz tarihlerinin önce olması tek başına yeterli olmayıp, her zaman düzenlenebilecek nitelikteki bono bakımından borcun doğumu tarihinin HUMK'nun 299. maddesi de gözönüne alınarak belirlenmesi gerekir. Öte yandan tanık beyanına dayanılarak hüküm kurulması da hatalıdır" .

"Muvazaa iddiasına dayalı olarak açılan sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıdadır. Her zaman düzenlenmesi mümkün olan bono, alacağın varlığını üçüncü kişilere karşı ispata yeterli değildir"51*.

Bazı istisna hallerinde, ispat yükü davacı alacaklıya düşer ; misaller :

"Davacı, davalının alacağının muvazaalı olduğunu değil, ödeme ile sona erdiğini, bu nedenle (davalıya) pay ayrılamayacağını ileri sürerek sıra cetveline itiraz etmiştir, bu itirazda alacağın sona erdiğini ileri süren davacının bu iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlaması" gerekir .

"Davacı alacaklı sıra cetvelinde 1 .sırada yer alan davalı alacaklının alacağının esasına itiraz etmiştir. Sıra cetveline itiraz davasında kural olarak ispat yükü davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı takip konusu meblağ kadar alacaklı olduğunu kanıtlamalıdır. Somut olayda takip dayanağı belgelerden davacı alacaklının takip dosyasına konu alacağının davalının alacağından daha sonra doğduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacıdan davalının takip tarihinden önce takip borçlusu ile aralarında borç doğuracak bir hukuki işlemin varlığı konusunda delilleri sorulup, davalıdan daha önce takip borçlusu ile aralarında ilişki bulunduğunu ispat ederse davanın kabulüne aksi halde davanın reddine karar verilmelidir" .

Davacı davayı kazanırsa , sonucundan sadece kendisi (davacı) yararlanır . Yani, dava sonucuna göre davalıdan indirilecek miktar, davacının alacağının tamamen ödenmesine tahsis edilir; geriye para artarsa, artan para, alacağı itiraza uğramış olan alacaklıya (davalıya) verilir .

III - Sıra cetveline karşı (icra mahkemesinde) şikayet veya (mahkemede) itiraz yoluna başvurulursa, paylaştırma işleminin bunların sonuçlanmasına kadar durdurulması ve sıra cetvelinin kesinleşmesinin beklenmesi gerekir (az sonra incelenecek olan m,142/a hükmü, bu kuralın bir istisnasıdır) .

IV- Sıra cetveline karşı yedi gün içinde hiçbir şikayet ve itiraz yapılmazsa, sıra cetveli gene kesinleşir ve ancak bundan sonra (kesinleşen) sıra cetveli gereğince paraların paylaştınlmasına geçilebilir.
Gülüşlerim yüregimin sessiz cıglıklarının imzasıdır..Elinde ne varsa hayata dair,ötesi hiçbir şey ya da vesair...Hani demiş ya şair: Mutluluğu sende bulan senindir; ötesi misafir...
BY-KA-DE-ME

Benzer Konular (10)