BANKA MEVDUAT HESABI HACZİ

Başlatan By-leyl-i Lal, 04 Temmuz 2015, 14:31:16

« önceki - sonraki »
avatar_By-leyl-i Lal
Borçlunun üçüncü kişideki alacağı (bankadaki mevduatı), alacaklının haciz talebi üzerine, icra dairesi tarafından haczedilir. Fakat, borçlunun üçüncü kişideki alacağının (bankadaki mevduatının) haczedilebilmesi için, borçlunun hangi kişide   (bankada) ne kadar   alacağı   (mevduatı) olduğunun bilinmesi gerekir. Bunun tespiti ise zordur. Bu konuda iki ihtimal hatıra gelebilir :

1)   Borçlu mal beyanında bulunurken (m.74-75), bir bankada mevduatı olduğunu bildirmiş ise, yapılacak iş kolaydır. İcra müdürü, borçlunun o bankadaki mevduatının haczine karar verir ve bankaya birinci haciz ihbarnamesi gönderir. Borçlu mal beyanında bankadaki hesap numarasını da bildirmiş ise, haciz kararına ve ihbarnamesine hesap numarası da yazılır. Fakat, hesap numarasının yazılması haciz için bir geçerlik şartı değildir.

2)   Borçlu mal beyanında bulunurken bankadaki mevduatını bildirmemiş veya hiç mal beyanında bulunmamış ise, o zaman alacaklının borçlunun mevduatının bulunduğunu bildirdiği bankadaki mevduat haczedilir. Banka sırrı nedeniyle, alacaklının, borçlunun hangi bankada ne kadar mevduatı bulunduğunu bilmesi güçtür. Bu nedenle, icra dairesi, alacaklının borçlunun mevduatının bulunduğunu bildirdiği (tahmin ettiği) bankadaki mevduatı (alacaklının talebi üzerine) haczeder. Borçlunun o bankada gerçekten mevduatının bulunup bulunmadığı, ancak birinci haciz ihbarnamesinden sonra belli olacaktır; misal:

"Borçlunun mal beyanında bulunurken bankadaki mevduatını bildirmemiş veya hiç mal beyanında bulunmamış olması hallerinde, alacaklının, borçlunun mevduatının bulunduğunu bildirdiği bankadaki mevduatın haczi mümkündür. Banka sırrı nedeniyle alacaklının hangi bankada borçluya ait hesap olduğunu bilmesi mümkün değildir. Bu nedenle icra dairesi, alacaklının, borçlunun mevduatının bulunduğunu bildirdiği (tahmin ettiği) bankadaki mevduatı alacaklının talebi üzerine haczeder. Borçlunun o bankada gerçekten mevduatının bulunup bulunmadığı, ancak birinci haciz ihbarnamesinden sonra belli olacaktır (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflâs Hukuku -El Kitabı-, 2004 Baskı, s.405). Kendilerine haciz ihbarnamesi veya ücret haczi bildirilen üçüncü kişiler, meslek veya banka sırrına dayanarak cevaptan kaçmamazlar, cevap vermeye ve borçlunun mevcudunu (parasını, ücretini, malını) icra dairesine teslime mecburdurlar (Prof. Dr. Baki Kuru, adı geçen eser s.436)" .

Borçlunun üçüncü kişilerdeki (bankadaki) alacağı menkul (taşınır) hükmündedir (m. 106,11). Bu nedenle, bankadaki mevduatın haczi taşınır haczi gibi yapılır ; misaller :

Misaller: "Borçlunun üçüncü kişideki nakit para alacağı taşınır hükmünde olup, bir alacağın gerek İİK'nun 89 uncu maddesinde öngörülen usulle ve gerek taşınır haczinin tâbi olduğu usulle haczedilmesi mümkündür (bkz: Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, İstanbul 2004, s.405 vd)" .

"Borçlunun bankadaki mevduatı, üçüncü şahıslardaki alacak niteliğinde olup, İİK'nun 106/2 maddesi gereğince menkul (taşınır) hükmündedir. Dolayısıyla, bu mevduatın haczi de menkul haczi gibi gerçekleştirilir" .

Ancak, bankadaki mevduat hakkında haciz tutanağı düzenlenmesi için mahalline (karş : m. 102,1), yani bankaya gidilmesine gerek yoktur; haciz tutanağı icra dairesinde düzenlenir ; misal:

"Ne var ki, özelliği gereği banka mevduatı üzerine haczin tatbiki ve haciz tutanağının düzenlenmesi için mahalline (yani ilgili bankaya) gidilmesine gerek bulunmamaktadır. Borçlunun bankadaki mevduatının haczedilmesi için, haciz tutanağının icra dairesinde düzenlenerek haczi yapan memur ile alacaklı ve borçlu tarafça imzalanması yeterli olup ; bu işlemlerin tamamlanması ile birlikte borçlunun bankadaki mevduatının haczi gerçekleşmiş olur. Haczin tekemmülü için bankaya ayrıca İİK'nun 89. maddesi gereğince düzenlenecek haciz ihbarnamesinin tebliğ edilmiş olması şart değildir" .

Bankadaki mevduatın haczine ilişkin haciz tutanağının da haczi yapan memur, alacaklı ve borçlu tarafından imza edilmesi gerekir (Y m.41,11). Ancak, borçlu bankadaki mevduatının haczi için haciz tutanağı düzenlendiği sırada icra dairesinde olmayacağından, bankadaki mevduatının haczedildiğinin borçluya bildirilmesi gerekir. Bu bildiri ile, aynı zamanda borçluya, alacaklının muvafakati ve icra müdürünün müsaadesi alınmaksızın haczedilen mevduat üzerinde tasarruf edemeyeceği, hilâfına hareketin cezaî sorumluluğu gerektireceği (TCK m.289) ihtar edilmelidir (İİK m.86,I). Haciz, ancak alacağın ana, faiz ve masraflarına yetecek kadar bir miktar üzerine konulabileceğinden (İİK m.85,1), haciz tutanağında borçlunun bankadaki mevduatının ancak bu miktar için haczedildiğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Böylece, borçlunun bankadaki mevduatının, alacaklıya borçlu olduğu miktardan fazlasının haczedilmesi önlenmiş olur.

Borçlunun belli bir bankada mevduatı olduğu ve bunun alacaklının (faiz ve masraflar dahil) alacağını karşılamaya yeteceği kesin olarak bilinmiyorsa, o zaman, alacaklının talebi üzerine, icra müdürü birden fazla bankadaki aynı miktar alacağın haczine karar verip, aynı alacak için birden fazla bankaya haciz ihbarnamesi göndermelidir. Bunun üzerine birden fazla banka borçlunun kendilerinde istenilen kadar mevduatı olduğunu bildirirlerse, o zaman, icra müdürünün ilk cevap veren bankadaki mevduatın haczi ile yetinmesi ve diğer bankalardaki mevduat üzerine konulan haczi kaldırması gerekir.

Borçlunun bankadaki mevduatının haczi için haciz tutanağı düzenlenmesi (borçlunun bankadaki mevduatının haczine karar verilmesi) ile, borçlunun bankadaki mevduatı haczedilmiş olur (haciz konulmuş sayılır). Bunun (yani haczin tekemmülü) için, bankaya birinci haciz ihbarnamesinin de gönderilmiş (tebliğ edilmiş) olması şart değildir. İİK m.88'in kenar başlığının üstündeki üst başlıkta da açıkça belirtildiği gibi, bankaya haciz ihbarnamesi gönderilmesi, bankadaki mevduatın borçluya ödenmesini önleyen bir muhafaza tedbiridir; misaller:

"Borçlunun 3.kişi Bankadaki alacağı-mevduatı İİK'nun 106/2.maddesi gereğince menkul hükmündedir. Bu nedenle bankadaki mevduatın haczi menkul haczi gibi icra müdürlüğünce Bankaya yazılacak yazı ile de haczedilebilir (H.G.K. 1.12.1999 tarih 1999/12-1003/1017 sayılı karan). İİK'nun 88.maddesinin üst başlığında da açıkça belirtildiği gibi bankaya haciz ihbarnamesi gönderilmesi bankadaki mevduatın borçluya ödenmesini önleyen muhafaza tedbiridir. Bu nedenle mevduatın haczi için haciz yazısı dışında bankaya ayrıca İİK'nun 89.maddesi gereğince haciz ihbarnamesi tebliği şart değilse de mevduatın 3.kişi nezdinde alacak niteliğini de arz etmesi sebebi ile sözü edilen madde doğrultusunda haciz ihbarnamesi gönderilmesi sureti ile haczedilmesine de yasal bir engel bulunmamaktadır. Bu işlem yapıldığı taktirde İİK'nun 89 ve bunu izleyen maddelerindeki hukuki sonuçlar doğar" .

"Zira, İcra ve İflâs Kanunu'nun 88. maddesinin üst başlığında da açıkça belirtildiği gibi bankaya haciz ihbarnamesinin gönderilmesi haczi tamamlayan bir işlem değil, bankadaki mevduatın borçluya ödenmesini önleyen bir muhafaza tedbiridir. Bu özelliği nedeniyledir ki, borçlunun bankada mevduatı varsa, bankaya gönderilen haciz yazısı birinci haciz ihbarnamesindeki şartlan ihtiva etmese dahi geçerli ve yeterli olup, borçlunun haczedilmiş mevduatının borçluya ödenmesini önlemeye yeterli muhafaza tedbiri işlevini görür. Haciz tebliğ yazısını alan banka, artık borçluya ödeme yapamaz ve sadece icra dairesine ödemede bulunabilir" .

Buna göre, icra dairesince kendisine bankadaki mevduatının haczedildiği bildirilen borçlu, bankaya birinci haciz ihbarnamesi tebliğ edilmeden önce, bankadaki (hacizli) mevduatını çekerse, TCK m.289,Il'ye göre cezalandırılmalıdır. Bu halde, kendisine henüz haciz ihbarnamesi tebliğ edilmemiş olan bankaya bir sorumluluk düşmez ; banka, birinci haciz ihbarnamesini alınca, yedi gün içinde, borçlunun bankadaki mevduatını daha önce çekmiş olduğunu bildirmekle yetinir. Bu sakıncayı, yani borçlunun daha önce bankadaki mevduatını çekmesini önlemek için, icra dairesince, bankadaki mevduatının haczedildiğinin borçluya bildirilmesi için, haciz ihbarnamesinin bankaya tebliğ edilmesini beklemek uygun olur.

Az sonra görüleceği gibi, borçlunun bankadaki alacağının haczine karar veren icra dairesi, bankaya birinci haciz ihbarnamesi gönderir (m.89,1). Fakat, bankaya (üçüncü kişiye) m.89'a göre haciz ihbarnamesi gönderilmesi şart değildir; alacaklı talep ederse, bankaya bir haciz yazısı da (müzekkeresi de) gönderilir veya icra müdürü, borçluya ait paranm fiilî haczi için bankaya da gidebilir ; misaller :

"İİK' nun 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısı gönderilmesi halinde ise anılan maddedeki sonuçlar doğmaz ve borç bankanın zimmetinde sayılmaz. - Alacaklı İcra Müdürlüğünden borçlunun mevduatı olduğunu tespit ettiği bankaya doğrudan haciz müzekkeresi yazdırabileceği gibi, somut olayda gözlendiği gibi 6.2.2003 tarihli alacaklı vekili talebiyle (X) bankası şubesinde bloke edilen borçluya ait paranın fiilen haczi için icra müdürüyle birlikte anılan şubeye gidip fiili haciz yaptırmasında Yasaya aykırı bir yön yoktur. - Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan kurallara aykırı olarak mutlak surette 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesi gerekeceğinden bahisle memur işleminin iptaline karar verilmesi isabetsizdir" .

"Ancak, borçlunun bankada mevduatı olmaması ya da olsa bile borcu karşılamaya yeterli bulunmaması durumu farklı olup, bu durumda haciz yazısı ile 89/1 haciz ihbarnamesi arasında özellik ortaya çıkar ve haciz yazısı eğer İİK'nun 89. maddesindeki koşulları taşımıyorsa bu maddedeki sonuçların doğmasına yeterli olmadığından borç bankanın zimmetinde sayılamaz" .

"Üçüncü kişilerdeki mal ve hakların ne şekilde haczedileceği İİK'nun 89 uncu maddesinde gösterilmiştir. Anılan yasa hükümlerinin uygulanmasmdan vazgeçilerek, bir diğer ifade ile haciz ihbarnamesi göndermek yerine müzekkere ile alacak üzerine haciz konulması aynı yasanın 88 inci maddesinde düzenlenen menkul haczi hükümlerine tabidir. - Haciz müzekkeresi ile ancak mevcut bir mal hak ya da alacak üzerine haciz konulabilir; öte yandan bu yöntemde üçüncü kişinin itirazına ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır. Üçüncü kişideki alacağın 23.3.2010   tarihinde doğduğu belirtildiğine göre bu tarihten önce gönderilen haciz yazılarının bir hüküm ifade etmeyeceği ortadadır. Bu ihtimalde sadece belirtilen tarihten sonra gönderilen haciz yazılarının dikkate alınması gerekir" .

İcra müdürünün borçlunun bankadaki parası (mevduatı) için fiili haciz uygulaması veya haciz yazısı üzerine, banka borçlunun (bankadaki) mevduatı (parası) üzerinde rehin (veya hapis) hakkı olduğunu bildirmesi istihkak iddiası niteliğindedir. Bu durumda, icra müdürünün, bankaya karşı istihkak davası açması için, alacaklıya yedi gün süre vermesi (m.99) gerekir ; misal:

"Olayda icra dairesinin borçlunun bankadaki mevduatının haczi için doğrudan haciz yazısı gönderdiği tespit edilmiştir. İcra dairesinde haciz kararı verildiği tarihte haciz tamamlanmış olacağından 3.kişi durumundaki bankanın haciz yazısına karşı mevduat üzerinde rehin ve hapis hakkının olduğunu ileri sürmesi istihkak iddiası niteliğindedir. Bu durumda icra müdürünün İİK'nun 99. maddesindeki kurallara göre işlem yapması gerekir İİK'nun 99. maddesindeki prosedür izlenmeden hacizli paranın bankadan istenmesi yasaya aykırıdır".
Gülüşlerim yüregimin sessiz cıglıklarının imzasıdır..Elinde ne varsa hayata dair,ötesi hiçbir şey ya da vesair...Hani demiş ya şair: Mutluluğu sende bulan senindir; ötesi misafir...
BY-KA-DE-ME

Benzer Konular (10)

1390

Yanıtlar: 0
Gösterim: 6044