8. Hukuk Dairesi 2018/2182 E. , 2018/17176 K.

Başlatan İçtihat, 04 Nisan 2021, 04:29:16

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat
8. Hukuk Dairesi         2018/2182 E.  ,  2018/17176 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.10.2018 ... günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Av. ... ve davalı ... bizzat geldi, karşı taraftan gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, vekil edeninin ve davalının paydaşı bulunduğu, davaya konu edilen ...... parsel sayılı taşınmaz üzerinde dört adet bina mevcut olduğunu, ayrıca ...... işletmesi bulunduğunu, taşınmaz üzerindeki binalardan 107 m2 olan binanın, vekil edeni ... ve dava dışı ...... Şayir'in ortağı olduğu ......... Ltd.Şti tarafından kullanıldığını, binalardan kalan alanın ise ...... olarak davalı tarafından işletildiğini, ...... işletmesinden vekil edenine herhangi bir ödeme yapılmadığını açıklayarak, davalının taşınmaza el atmasının önlenmesine, taşınmazın eski hale getirilmesine ve vekil edeni lehine ecrimisile hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taşınmazda fiili kullanım anlaşması olduğunu, taşınmazın 1325 m2 lik kısmının vekil edeni tarafından ...... olarak kullanıldığını, davacının da payından çok fazlasını kiraya vermek suretiyle kulandığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, “Davanın kabulü ile davalının davacının payına vaki müdahalesinin önlenmesine, 63.547,12 TL ecrimisilin davalıdan alınmasına” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davaya konu 3456 parsel sayılı taşınmazda kat mülkiyetinin ya da kat irtifakının tesis edilmediği, taşınmazda, davacının ve davalının dava dışı başkaca kişiler ile birlikte paylı olarak hisse sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Somut olaya gelince; davalı ... dava konusu edilen ......ı işletmekle beraber, davacının da, davaya konu taşınmazda kullanmakta olduğu kısımların bulunduğu hususu, gerek davacı taraf beyanlarından, gerekse de tanık beyanlarından anlaşıldığı gibi, dosya arasında bulunan ......... A.Ş ile yapılan kira sözleşmesi de bizzat davacı ... tarafından imzalanmıştır.
Hâl böyle olunca, dava konusu taşınmazda davacının da kullanımında olan bölümler olduğundan, az yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere kabul kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nin 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine
taraflarca HUMK'nin 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)