TAPU İPTAL VE TESCİL EDİLEN TAŞINMAZIN SATIŞI

Başlatan nihatkaradas, 08 Ağustos 2015, 15:37:45

« önceki - sonraki »
avatar_nihatkaradas
elimizde ki dosyada taşınmazlar borçlu adına kayıtlı iken haczedilmiş ve sonrasında açılan tapu iptal ve tescil davası ile 3. kişi lehine karar çıkmıştır. Tapu müdürlüğü üzerinde haciz olduğu gerekçesi ile tapu 3. kişiye devretmemiş. Alacaklı bu taşınmazların satışıni istiyor, bunula ilgili bilgisi veya karar olan varsa paylaşırsa sevinirim.

avatar_rambetiko
müdürüm aşağıda birkaç Yargıtay kararı ve makaleden alıntılar vardır. Yargıtay kararlarının hepsi aynı doğrultuda. benim anladığım kadarıyla, haciz zamanında borçluya ait olan taşınmaz üzerindeki haciz, 3. kişi lehine tapu iptali ve tescili kararı verilmesi halinde bile kaldırılmamakta, 3. kişi tarafından genel mahkemede haczin fekki yönünde dava açılması gerekmektedir. Dolayısıyla hacizli bir malın da satışı istenebilir. Eğer dosyaya tapu iptali ve tescil davası ile ilgili olarak bilgi verilmişse malik değiştiğinden bu kişiye satış ilanı tebliğ etmek de gerekir. aslında satış ilanı tebliği ile ilgili bir karar da vardı ancak almayı unuttum. UYAP da çıkıyor.

aşağıdaki kararlarda görüleceği üzerine taşınmazların satışı bile yapılmış. başıma gelmediği için net bir bilgim de yok müdürüm.


T.C
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO: 13022,
KARAR NO: 15198
KARAR TARİHİ:26.06.2003

"Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

KARAR : Hacze konu taşınmazla ilgili 30.11.1998 tarihinde tapu iptal ve tescil davası açılmış ise de haczin konulduğu 21.5.2001 tarihinde taşınmazın tapuda borçlu adına kayıtlı olduğu dolayısı ile İcra Müdürünün haciz işlemi uygulamasında yanlışlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Tapu iptal ve tescile ilişkin mahkeme kararının hacizden sonra kesinleştiği görüldüğünden ve 1.12.1998 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararında da cebri icrayı engelleyici ibare görülmediğinden 3. kişinin genel mahkemelere başvurarak haciz tarihi itibarı ile taşınmazın kendisine ait olduğu hususunu ispat etmek sureti ile haczin kaldırılmasını istemesi gerekir. Mercii Hakimliğince denetlenen İcra Müdürlüğü kararında yanlışlık bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi."


Talih Uyarın makalesinden
√ «Tapuda borçlu adına kayıtlı olan taşınmazlar hakkında, «tapu iptal ve tescil davası» devam ederken, alacaklı tarafından takip yapılıp bu taşınmazlar üzerine haciz konulursa; daha sonra tapu iptali ve tescili davasının üçüncü kişi lehine sonuçlanması halinde, taşınmazların hacizle yükümlü olarak üçüncü kişiye intikal edeceğini»(9)belirtmiştir.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/4573
Karar No : 1998/4959
Tarih : 5.5.1998

Taşınmazlar borçlu adına tapuda kayıtlı olduğu sırada haczedilmiştir. Tapu kaydının iptali ve şikayetçi adına tesciline dair ilamda, hacizlerin fekkine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Alacaklı banka da davada taraf değildir. Mahkemece verilen tedbir kararında ise taşınmazların 3.kişilere devredilmemesi öngörülmüş olup, hacze engel değildir. 3.Kişinin haczin fekki için dava açmakta muhtar olmak üzere şikayetin reddine karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazının Kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA), 5.5.1998 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Pamukbank A.Ş. tarafından. G... Çelikler inşaat Ticaret Sanayi Ltd.Şti. hakkında 14.1.1993 tarihinde yapılan takip nedeniyle adı geçen borçlu şirket adına kayıtlı 843 ve 221 parsel nolu taşınmazlara 29.1.1993 tarihinde haciz konmuştur.
3.Kişi  Bekir H...  Ç...  inşaat  Sanayi Ticaret  A.Ş.vekili, 8.7.1996 tarihinde icra Müdürlüğüne yaptığı başvuruda; haciz konulan  taşınmazlar hakkında, icra takibinden ve haczin konulmasından önce 16 9.1991 tarihinde borçlu şirket hakkında tapu iptali ve tescil davası açtığını ve sözü edilen taşınmazların devrine engel olmak için aynı tarihte ihtiyati tedbir koydurduğunu yargılama sonundada bu iki parsel ve diğer 5 parça parsel hakkında borçlu tapularının iptali ile müvekkili şirket adına tesciline karar verildiğini belirterek hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini ister. icra Müdürlüğünün, istemin reddine ilişkin kararına yönelik şikayet. Tetkik Merciince kabul edilerek hacizlerin fekkine karar verilir.
Alacaklı vekilinin temyizi üzerine dairemiz;
Tapu kaydının iptali ile şikayetçi adına tescile dair ilamda hacizlerin fekkine dair hüküm bulunmadığı, tedbir kararının hacze engel olmadığı, alacaklı bankanında davada tarat olmadığından ve 3.Kişinin haczin fekki için dava açmakta muhtar olmak üzere şikayetin ceddine Karar verilmek gerektiğinden bahisle merci kararını bozmuştur.
Taşınmazların borçlu adına tescilli bulunduğu sırada alacaklının yaptığı takip ile tapu kaydına, haciz konulmuş ise de; taşınmazda borçlunun mülkiyet hakkı bulunmadığı ve gerçek hak sahibinin müşteki 3 kişinin olduğu tapu iptali ve tescil davası sonunda verilen karardan anlaşılmıştır. Bu durumda davadan sonra yapılan icra takibinde konulan haczin, hukuken geçerliliği kalmayacağından kaldırılması gerekir.
Tapu iptali ve Tescil davası açıldığı sırada taşınmazlar üzerinde haciz bulunmadığından, olmayan haczin kaldırılması elbette istenemezdi. Tapu iptali ve tescil kararında; hacizlerin fekkine dair bir hüküm bulunmadı şeklindeki daire bozması gerekçesinin, bu bakımdan bir anlamı yoktur. Takip alacaklısının bu davada taraf olmaması da çok doğaldır. Çünkü bankanın hacız konusu taşınmazlarla bir mülkiyet ilişkisi bulunmamaktadır.
3.Kişinin haciz kayıtlarının iptali için Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı dava, icra memurluğu kararlarına karşı tetkik inere ine başvuru ima t; ı gerektiğinden bahisle red edilmiştir.
İcra takibinde konulan hacizlerle ilgili şikayetleri inceleme ve sonuçlandırma, öncelikle tetkik merciinin görevi içerisindedir.
Nitekim dairemiz, 5 yıllık süre içinde açılan satış vadi davaları sonunda verilen tescil kararları nedeniyle, bu kararlarda haczin kaldırılmasına dair bir hüküm bulunmadığı halde, konmuş olan hacizlerin kaldırılması gerektiği kabul etmekte bu yolda verilen merci kararlarını onamaktadır. (12.H.D. 12.10.1993 tarih ve 1993/11102-l 5332 sayılı k.ve 12.H.D. 18.5.1992 Tarih 1992/5232-6816, H.G.K. 1997/15-461 k. 24.9.1997 T. )
Yukarıda açıklanan gerekçeler karşısında merci kararının onanması görüşünde olduğumdan, bozulması şeklinde oluşan çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

Talih Uyarın sitesinden, üyelik olmadığından karar numarasını bilmiyorum.
Taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu olduğu, haciz tarihinde taşınmaz borçlu adına kayıtlı olduğundan icra müdürünün haciz işleminde usulsüzlüğün bulunmadığı, sonradan tapu iptal ve tescil kararına dayalı olarak taşınmazın maliki olan 3. kişinin haczin kaldırılması için genel mahkemede mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açmasının gerekeceği-

Açılmış olan tapu iptali ve tescil davası sırasında, borçlu adına tapu sicilinde kayıtlı olan taşınmazın başkalarına satılmaması bakımından mahkemece verilmiş olan tedbir kararının, anılan taşınmazın borçlunun borcundan dolayı icra müdürlüğünce haczedilmesine engel teşkil etmeyeceği; bu taşınmazın mahkemece dava sonunda davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine –tescil kararının, hacizden sonra verilip kesinleşmiş olması nedeniyle- taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasının ancak davacının ayrı bir mahkemede açacağı dava sonucunda verilecek kararla mümkün olabileceği-

böyle bir karar var
T.C.
   YARGITAY
   12. Hukuk Dairesi

ESAS NO   : 2011/5136
KARAR NO   : 2011/21320   Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ   : İzmir 6. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ   : 26/10/2010
NUMARASI   : 2010/789-2010/1098
DAVACI   : BORÇLU: TCT OTOMOTİV GIDA SAN VE TİC LTD ŞTİ
DAVALI   : ALACAKLI: BARBAROS GÜNDAY,METİN SOYCAN

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK'nun 134. maddesinde ihalenin feshi nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece, BK'nun 226. maddesinde yazılı nedenler de dahil olmak üzere, satış ilanının tebliğ edilmemiş olması, satılan malın esaslı niteliklerindeki hata ve ihaledeki fesat nedenleriyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir.
İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamasında;
1-İhaleye fesat karıştırılmış olması
2-Artırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler
3-İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler
4-Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması şeklinde sıralanmıştır.
Somut olayda, mahkemece, dava açılan taşınmazın ihale tarihinden önce Aile Mahkemesi kararı ile üçüncü kişi adına tapuya tesciline karar verildikten sonra satışa çıkarıldığı gerekçesi ile sair hususlar incelenmeksizin ihalenin feshi isteminin kabul edildiği görülmektedir. Mahkemenin bu yöndeki kabulü yukarıda açıklanan fesih nedenleri arasında bulunmamaktadır.
Öte yandan ihaleye konu taşınmazın icra müdürlüğünce haciz konulduğu 23.01.2008 tarihinde borçlu adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşıldığından, icra memurunun haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmaktadır. Taşınmazın İzmir 11. Aile Mahkemesi'nin 31.03.2009 tarih ve 2008/338 esas, 2009/288 karar sayılı ilamı gereğince, şikayetçi adına tesciline karar verildiği anlaşılmış ve hükmen tescilin hacizden sonra yapıldığı tespit edilmiştir. Sonradan mahkemeden tapu iptal tescil kararı alması hacizlerin fekkine dair karar alınmadığı sürece duruma etkili değildir.
Şikayetçinin dayanak yaptığı İzmir 11. Aile Mahkemesi'nin 31.03.2009 tarih ve 2008/338 esas, 2009/288 karar sayılı ilamında, sadece iptal ve tescil ile yetinilmiş, hacizlerin kaldırılması ile ilgili bir hükme yer verilmemiş bilakis: "taşınmazın tapu kaydı üzerindeki tüm haciz ve takyidatlar korunarak" tapu iptal ve tescil edileceği vurgulanmıştır. İcra müdürü haciz işlemini yaparken bir başka anlatımla haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterlidir. Böyle olduğu takdirde icra müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmadığı sonucuna varılmalıdır.(HGK.nun 13.6.2001 tarih, 2001/12-461 E. -

ESAS NO   : 2011/5136
KARAR NO   : 2011/21320

2001/516 K.) Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3.kişinin açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi halinde dahi, haciz tarihindeki mülkiyet durumuna etkisi olmaz. Tescil kararı hacizden sonra verildiğinden ve tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm taşımadığından haczin kaldırılması istemi 3.kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir ve bu karar sebebiyle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir. O halde mahkemece şikayetçi borçlunun ileri sürdüğü diğer sebepler incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03/11/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

   T.C.
   YARGITAY
   12. Hukuk Dairesi

ESAS NO   : 2009/26802
KARAR NO   : 2010/8766   Y A R G I T A Y   İ L A M I

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXX XXXX XXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXX Şikayeti

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı Yakup Duran vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı Yakup Duran tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak yapılan takibin kesinleşmesi üzerine bir yıllık haciz isteme süresi içinde haciz talep edilmiş, daha sonra 3.12.2004 tarihinde yapılan yenileme talebi üzerine borçlu adına kayıtlı taşınmaza 3.12.2004 tarihli yenileme haczi işlenmiştir. Müştekinin şikayetine dayanak yaptığı satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh verilmemiştir. Bu nedenle alacaklının hakkını önleyici niteliği yoktur.(HGK.nun 13.6.2001 tarih, 2001/12-461 E. - 2001/516 K.sayılı kararı) Her ne kadar yenileme tarihinden önce 15.1.2004 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesince tedbir kararı konulup tapuya bildirilmiş ise de, bu tedbir ayrıca bir açıklık içermediği sürece tapuda yapılacak iradi devirleri engeller, icraca konulacak hacze engel teşkil etmez. İcra müdürü haciz işlemini yaparken bir başka anlatımla haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterlidir. Böyle olduğu takdirde icra müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmadığı sonucuna varılmalıdır.(HGK.nun 13.6.2001 tarih, 2001/12-461 E. - 2001/516 K.) Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3.kişinin açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi halinde dahi, haciz tarihindeki mülkiyet durumuna etkisi olmaz. Tescil kararı hacizden sonra verildiğinden ve tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm taşımadığından haczin kaldırılması istemi 3.kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir. 
Mahkemece yukarıdaki açıklamalar gereğince şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken genel yargılamayı gerektiren konuda mülkiyet iddiasını çözümler biçimde sonuca gidilmesi isabetsizdir.     
SONUÇ :Alacaklı Yakup Duran vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08/04/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

avatar_nihatkaradas
maüdürüm çok teşekkür ederim, o zaman satışı yapacağız biz

Benzer Konular (10)