Son İletiler
#51
Soru & Cevap Bölümü / Genel Kredi Sözleşme Alacağı v...
Son İleti Gönderen bLackcadiLLac - 03 Mayıs 2025, 23:40:07Merhaba,
Bankaların Örnek 7 olarak koyduğu kredi alacaklarında "değişen oranlarda temerrüt faizi" şerhi olması durumunda dosya hesabında hangi faiz türünü seçilmelidir?
Takibi başlatırken alacak kalemine sayısal oran giriyorlar ama takip talebi açıklamasında değişen oranlarda temerrüt faizi istiyorlar. Bu durumda ticari temerrüt faizi olan reeskont avansı mi seçilmeli? Genel kredi sözleşmeleri, tüketici kredileri ticari iş mi ki avans faiz uygulayalım sorunu doğuyor bu sefer.
Bankaların Örnek 7 olarak koyduğu kredi alacaklarında "değişen oranlarda temerrüt faizi" şerhi olması durumunda dosya hesabında hangi faiz türünü seçilmelidir?
Takibi başlatırken alacak kalemine sayısal oran giriyorlar ama takip talebi açıklamasında değişen oranlarda temerrüt faizi istiyorlar. Bu durumda ticari temerrüt faizi olan reeskont avansı mi seçilmeli? Genel kredi sözleşmeleri, tüketici kredileri ticari iş mi ki avans faiz uygulayalım sorunu doğuyor bu sefer.
#52
Harç & Vergi Uygulamaları / Satıştan Gelen Paradan % 11,38...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 26 Nisan 2025, 10:24:38Borçlu adına kayıtlı ....... 2 Parselde bulunan taşınmazın tapu kaydına şikayete konu . İcra Müdürlüğünün 2022/9885 Esas sayılı dosyasında 24/06/2022 tarihinde, . İcra Müdürlüğünün 2022/12237 Esas sayılı dosyasında ise 04/08/2022 tarihinde haciz uygulanmıştır. Taşınmazın kamu haczi nedeniyle . Vergi Dairesince 20/07/2022 tarihinde satışı yapılmıştır. . Vergi Dairesince . İcra Müdürlüğünün 2022/9885 Esas sayılı dosyasına yazı yazılarak borç miktarı ile hesap bilgilerinin gönderilmesi istenmiş, sonrasında ise vergi dairesince 06/09/2022 tarihinde taşınmazın satış bedelinin artan kısmından borca yetecek kadar miktar bu takip dosyasına gönderilmiştir.
Her ne kadar, şikayete konu . İcra Müdürlüğünün 2022/9885 Esas sayılı takip dosyasında satış gerçekleştirilmemiş ise de, söz konusu dosyaya aktarılan para satış sonunda elde edilen paradır. Satıştan gelen para söz konusu olmakla, 492 sayılı Harçlar Kanunu ekli 1 sayılı tarifenin B.I/3-c bendine göre %11,38 oranında tahsil harcı alınması gerekir.
Eğer, satıştan sonra fakat satıştan elde edilmeyen bir para dosyaya girmişse, örneğin; borçlu gelip satış parasının karşılamadığı bakiye borcunu dosyaya yatırmışsa, bu kez satıştan elde edilmiş bir para söz konusu olmadığından aynı tarifenin B.I/3-b bendine göre hacizden sonra tahsilat sayılarak buna göre tahsil harcı almak gerekecektir. Burada, sadece satıştan gelen para söz konusu olmasına göre alınacak tahsil harcı oranı belli olmakla, yasada mutlaka satışın alacaklının icra takibi yürüttüğü dosyadan yapılması gerektiği ayrımına gidilmemiştir. Aksi uygulama satışın yapıldığı dosya alacaklısı ile sıra cetveline göre para tahsil eden diğer dosya alacaklılarının farklı tahsil harç oranlarına tabi olması gibi bir sonuç doğuracaktır.
Diğer yandan, devletin cebri icra organları vasıtasıyla yapılan satış sonunda para tahsil edildiği halde sanki satış yapılmamış gibi belirlenecek oran üzerinden harç alınması Devletin harç kaybına da neden olacaktır. Bu durumda, bu takip dosyasında icra müdürlüğünce %11,38 oranında tahsil harcı alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmayıp, borçlunun bu hususa ilişkin istinaf nedeni yerinde değildir.
Şikayete konu . İcra Müdürlüğünün 2022/12237 Esas sayılı dosyası yönünden ise; bu takip dosyasında taşınmaz üzerine haciz . Vergi Dairesince taşınmazın 20/07/2022 tarihinde satışından sonra 04/08/2022 tarihinde konulmuş, icra müdürlüğünce . Vergi Dairesine İİK 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmiş ve satıştan artan paranın gönderilmesi istenmiş, . Vergi Dairesince 20/03/2023 tarihinde bu takip dosyasına satıştan artan para gönderilmiştir. Bu dosyaya gönderilen para, İİK 89/1 haciz ihbarnamesi nedeniyle gönderildiğinden satıştan sonra fakat satıştan elde edilmeyen bir paradır. Bu nedenle tarifenin B.I/3-b bendine göre hacizden sonra tahsilat sayılarak buna göre tahsil harcı alınması gerekir. İcra müdürlüğünce bu takip dosyasına gelen paradan % 9,10 oranında tahsil harcı alınması gerekirken % 11,38 oranında fazla tahsil harcı alınması doğru değildir (Yargıtay 12. HD. E:2024/8371, K:2025/1672)
Her ne kadar, şikayete konu . İcra Müdürlüğünün 2022/9885 Esas sayılı takip dosyasında satış gerçekleştirilmemiş ise de, söz konusu dosyaya aktarılan para satış sonunda elde edilen paradır. Satıştan gelen para söz konusu olmakla, 492 sayılı Harçlar Kanunu ekli 1 sayılı tarifenin B.I/3-c bendine göre %11,38 oranında tahsil harcı alınması gerekir.
Eğer, satıştan sonra fakat satıştan elde edilmeyen bir para dosyaya girmişse, örneğin; borçlu gelip satış parasının karşılamadığı bakiye borcunu dosyaya yatırmışsa, bu kez satıştan elde edilmiş bir para söz konusu olmadığından aynı tarifenin B.I/3-b bendine göre hacizden sonra tahsilat sayılarak buna göre tahsil harcı almak gerekecektir. Burada, sadece satıştan gelen para söz konusu olmasına göre alınacak tahsil harcı oranı belli olmakla, yasada mutlaka satışın alacaklının icra takibi yürüttüğü dosyadan yapılması gerektiği ayrımına gidilmemiştir. Aksi uygulama satışın yapıldığı dosya alacaklısı ile sıra cetveline göre para tahsil eden diğer dosya alacaklılarının farklı tahsil harç oranlarına tabi olması gibi bir sonuç doğuracaktır.
Diğer yandan, devletin cebri icra organları vasıtasıyla yapılan satış sonunda para tahsil edildiği halde sanki satış yapılmamış gibi belirlenecek oran üzerinden harç alınması Devletin harç kaybına da neden olacaktır. Bu durumda, bu takip dosyasında icra müdürlüğünce %11,38 oranında tahsil harcı alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmayıp, borçlunun bu hususa ilişkin istinaf nedeni yerinde değildir.
Şikayete konu . İcra Müdürlüğünün 2022/12237 Esas sayılı dosyası yönünden ise; bu takip dosyasında taşınmaz üzerine haciz . Vergi Dairesince taşınmazın 20/07/2022 tarihinde satışından sonra 04/08/2022 tarihinde konulmuş, icra müdürlüğünce . Vergi Dairesine İİK 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmiş ve satıştan artan paranın gönderilmesi istenmiş, . Vergi Dairesince 20/03/2023 tarihinde bu takip dosyasına satıştan artan para gönderilmiştir. Bu dosyaya gönderilen para, İİK 89/1 haciz ihbarnamesi nedeniyle gönderildiğinden satıştan sonra fakat satıştan elde edilmeyen bir paradır. Bu nedenle tarifenin B.I/3-b bendine göre hacizden sonra tahsilat sayılarak buna göre tahsil harcı alınması gerekir. İcra müdürlüğünce bu takip dosyasına gelen paradan % 9,10 oranında tahsil harcı alınması gerekirken % 11,38 oranında fazla tahsil harcı alınması doğru değildir (Yargıtay 12. HD. E:2024/8371, K:2025/1672)
#53
Genel İcra Hukuku / İİK M. 275 Uyarınca Verilen İt...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 25 Nisan 2025, 11:09:14Somut olayda, müdürlükçe verilen 21/07/2023 tarihli mehil vesikasının Muğla İcra Hukuk Mahkemesinin 2023/331 Esas 2023/442 Karar sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş ise de, Muğla İcra Hukuk Mahkemesinin 17/10/2023 tarihli, 2023/852 D.İş, 2023/853 D.İş sayılı kararı ile verilen icranın geri bırakılması kararının geçerli olduğu, heniz iptal edilmediği, 28.11.1956 tarih ve 15/15 Sayılı İ.B K. ve H.G.K.nun 17.3.1954 tarih ve 3/40-49 sayılı kararı gereğince, her dava açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre hükme bağlanacağından, tahliye işleminin yapıldığı 09/02/2024 tarihinde alacaklılar vekili tarafından tehiri icra kararının iptalinin talep edilmemesi nedeniyle ortada mahkemece verilmiş ve iptal edilmemiş icranın geri bırakılması kararı olduğundan, mahkemece de şikayetin kabulüne ve tahliye işleminin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.
Her ne kadar davalılar vekilinin istinaf dilekçesinde de belirttiği üzere İİK'nın 275. maddesi uyarınca verilen itirazın kaldırılması kararları tehiri icra verilebilecek kararlardan değilse de, ortada icra mahkemesi tarafından verilen bir tehiri icra kararı olduğu ve iptal edilmediği sürece tahliye işlemlerinin yapılması mümkün değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalılar vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir (İzmir BAM 8. HD. T:19/12/2024, E:2024/1109, K:2024/2954).
*********
Dava İİK'nun 275 maddesi uyarınca açılan itirazın kaldırılması ve tahliye istemi olduğundan ve İİK'nun 36. maddesine göre tehiri icra kararı verilebilecek kararlardan olmadığından tehiri icra isteminin reddine karar vermek gerekmiş .... (Adana BAM 10. HD. T:03/02/2020, E:2019/3147, K:2020/218)
Her ne kadar davalılar vekilinin istinaf dilekçesinde de belirttiği üzere İİK'nın 275. maddesi uyarınca verilen itirazın kaldırılması kararları tehiri icra verilebilecek kararlardan değilse de, ortada icra mahkemesi tarafından verilen bir tehiri icra kararı olduğu ve iptal edilmediği sürece tahliye işlemlerinin yapılması mümkün değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalılar vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir (İzmir BAM 8. HD. T:19/12/2024, E:2024/1109, K:2024/2954).
*********
Dava İİK'nun 275 maddesi uyarınca açılan itirazın kaldırılması ve tahliye istemi olduğundan ve İİK'nun 36. maddesine göre tehiri icra kararı verilebilecek kararlardan olmadığından tehiri icra isteminin reddine karar vermek gerekmiş .... (Adana BAM 10. HD. T:03/02/2020, E:2019/3147, K:2020/218)
#54
Genel İcra Hukuku / İcra Hukuk Mahkemesinin İtiraz...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 24 Nisan 2025, 10:45:34HMK'nın 331. maddesi gereği Dairemizce yapılan değerlendirmede ise; alacaklının itirazın kaldırılmasına dair İcra Mahkemesi kararı ile takibe devam etmesi mümkün olup tahliye yönünden İİK'nın 269/c maddesinin 3. fıkrasında yer alan "İcra mahkemesinin tahliyeye mütedair kararının infazı için kesinleşmesi beklenmez. Ancak tahliye için, kararın borçluya tefhimi veya tebliği tarihinden itibaren ongün geçmesi lazımdır. Borçlu tahliye kararı hakkında 36 ncı madde hükmünden faydalanabilir." düzenlemesinin dikkate alınması gerektiği, somut olayda borçlu tarafından mehil vesikası talep edilmekle birlikte icra mahkemesince sadece tahliye yönünden İİK'nın 269/c maddesine uygun olarak icranın geri bırakılmasına karar verildiği, itirazın kaldırılmasına karar verilen kira alacağı yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilemeyeceğinden teminat yatırılarak ek mehil vesikası verilmiş olmasının, tahliye yönünden yatırılan teminat haricinde dosyaya yatırılan paranın alacaklı tarafa ödenmesine engel olmayacağı, bu nedenle alacaklının şikayetinde haklı olup şikayetin kabulü gerektiği, ancak iş bu şikayete konu kararın alacaklı talebi üzerine müdürlükçe verilmiş olup söz konusu karar yönünden borçluya atfedilecek kusur bulunmadığı anlaşılmakla yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerekmiştir (İstanbul BAM 21. HD. T:18/03/2025, E:2023/3463, K:2025/634).
#55
Soru & Cevap Bölümü / Haberimiz olmadan Yediemin e ç...
Son İleti Gönderen Deepblue - 30 Mart 2025, 21:25:44İyi günler bu yazıyı bir tanıdığım adına yazıyorum ve bilgi edinmek istiyorum. Hanımefendin Babası 2015 yılında vefat ediyor. Abisiden başka bir yakını bulunmamakta. Çoğu vefat etmiş. Kendisi bir kız çocuğu ile babasından almış olduğu yetim maaşı ile hayatını idame ettirmektedir. Babasının 98 model elden düşme arabası vefat ettiği halasının evinin önünde durmaktaydı. Üç beş sene orda durmaktan zaten hurda bir araç olmuştu. Geçen süre zarfında bu araba ordan kayboluyor. Bu hanımefendi zaten oradan çok uzakta yaşamakta. Araba kaybolunca birisi aldı hurdalığa attı yada hurdacı birisi aldı götürdü vb herhalde diye düşünüyor. Fakat bir kaç gün önce yedieminden kendisine icra mektubu geliyor ve 84 bin tl otopark ücreti isteniyor. Arabanın ruhsatı babasının yıllar önce kapattığı şirket üzerine kayıtlı ve bu kişi varis olduğu için bu hanımefendiyi buluyorlar. Bu borcu ödemesi çok zor. Buna nasıl itiraz edebilir yada nasıl bir yol izlemeli. Yardımcı olursanız sevinirim. Çok teşekkürler. İyi bayramlar``
#56
Haciz ve Kıymet Takdiri & Hapis Hakkı İşlemleri / İhtiyati Haciz Kararına İtiraz...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 28 Mart 2025, 11:54:04Mahkemece dosyaya ödeme yapıldığı ve takibin durdurulduğu gerekçesiyle hacizlerin aşkın haciz niteliğinde bulunduğundan şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün 08/04/2022 tarihli işleminin iptali ile aşkın haciz nitelindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş ise de, davacı borçlunun İİK'nun 62.maddesi gereğince yetkiye, borca ve ferilere itirazda bulunması üzerine takibin durdurulmasına ilişkin icra müdürlüğünce karar verildiği, yine takibe dayanak Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1** D.İş Esas 2022/1** Karar sayılı ihtiyati haciz kararına da itiraz edildiği ve takip dosyasından yapılan ödemenin de ihtirazi kayıtla yapılmış olduğu ve alacaklının alacağına kavuşmamış olması birlikte değerlendirildiğinde takip dosyasından konulan hacizlerin kaldırılması talebinin reddine ilişkin şikayet konusu müdürlük kararının usul ve yasaya uygun olduğundan.... (Kayseri BAM 5. HD. T:07/06/2022, E:2022/1073, K:2022/1060 - Yargıtay 12. HD. T:13.03.2023, E:2022/8516, K:2023/1621)
#57
Soru & Cevap Bölümü / Ynt: Velayet
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 25 Mart 2025, 21:52:46Dava ve takip ehliyeti, kişinin kendisi veya temsilcisi aracılığıyla bir davada veya takipte usul veya takip işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olan bütün gerçek veya tüzel kişiler, dava ehliyetine de sahiptir. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, bazı istisnai hallerde dava ve takip ehliyetine sahiptirler. Bu durumlar dışında ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların, dava ve takip ehliyeti yoktur. İstisnai haller dışındaki dava ve takiplerde, kanuni temsilcileri tarafından temsil olunurlar.
HMK'nun 124/3. maddesi uyarınca maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabulü için, karşı tarafın rızası aranmaz. Aynı maddenin 4. fıkrasında da; "Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir" düzenlemesi yer almaktadır. Anılan hükmün icra takiplerinde de uygulanması gerekir.
Vesayet kararından sonra kısıtlı doğrudan taraf gösterilerek icra takibine başlandığında, alacaklı tarafından kısıtlı borçlunun vasisi yerine kıstlı hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK.nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesi mümkündür.
Alacaklı tarafından borçlunun kısıtlandığının takip sırasında öğrenilmesi üzerine vasi gösterilmeksizin düzenlenen ilk ödeme emrinin vasiye gönderilmesi usulsüzdür.
HMK.'nun 124. maddesine uygun olarak kısıtlı borçlunun vasisinin ek takip talebi ile takipte gösterilmesi ve buna uygun olarak düzenlenen ödeme emrinin vasiye tebliği zorunludur (Yargıtay 12. HD E:2021/12365, K:2022/4734).
Özgür Koca
(Forum) Adalet, hakkın terazisidir.
HMK'nun 124/3. maddesi uyarınca maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabulü için, karşı tarafın rızası aranmaz. Aynı maddenin 4. fıkrasında da; "Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir" düzenlemesi yer almaktadır. Anılan hükmün icra takiplerinde de uygulanması gerekir.
Vesayet kararından sonra kısıtlı doğrudan taraf gösterilerek icra takibine başlandığında, alacaklı tarafından kısıtlı borçlunun vasisi yerine kıstlı hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK.nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesi mümkündür.
Alacaklı tarafından borçlunun kısıtlandığının takip sırasında öğrenilmesi üzerine vasi gösterilmeksizin düzenlenen ilk ödeme emrinin vasiye gönderilmesi usulsüzdür.
HMK.'nun 124. maddesine uygun olarak kısıtlı borçlunun vasisinin ek takip talebi ile takipte gösterilmesi ve buna uygun olarak düzenlenen ödeme emrinin vasiye tebliği zorunludur (Yargıtay 12. HD E:2021/12365, K:2022/4734).
Özgür Koca
(Forum) Adalet, hakkın terazisidir.
#58
Soru & Cevap Bölümü / Velayet
Son İleti Gönderen Şeyhmus - 25 Mart 2025, 11:24:01Velayet altına alına borçluya takip başlatılmış. Sistemde Velayet altına alındığı uyarısı çıktığından ödeme emri gönderilmedi. Daha sonra dosyaya ilam sunuluyor Veli bilgileri ismi ve TC talepte belirtilerek ödeme emri gönderilmesi talebinde bulunuyor. Takip kesinleşmemiş Yeni bir takip talebi sunması gerekiyor mu?
#59
Haciz ve Kıymet Takdiri & Hapis Hakkı İşlemleri / Ynt: İhtiyati Haciz Aşamasında...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 21 Mart 2025, 09:43:46Uyuşmazlık, icra memur işleminin şikayeti istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK'nın 355. maddesinde istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı ancak kamu düzenine aykırılıkların re'sen gözetileceği düzenlenmiştir.
İhtiyati haciz geçici bir hukuki koruma türüdür. Bu nedenle ihtiyaten haczedilen mallar kesin hacze dönüşmediği sürece satışı istenemeyecektir. İİK'nın 264/5 hükmüne göre ihtiyati haciz takibin kesinleşmesiyle kesin hacze dönüşür. İhtiyaten haczedilen malların satışı istenemeyeceğinden bu mallara yönelik yapılan muhafaza ve satış işlemleri alacağın tahsiline yönelik olduğundan geçici hukuki koruma tedbirlerinden sayılamaz.
Bunun yanında ihtiyati haczin icrası kapsamında İİK'nın 261/2. maddesi atfı ile uygulanması gereken İİK'nın 88/2. maddesinin son cümlesinde hacizli malların muhafazasına yönelik olarak sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından 106. madde hükmünün saklı olduğu düzenlenmektedir. İİK'nın 106/4. maddesine göre de sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından muhafaza, kıymet takdiri ve satış talebinin birlikte yapılması zorunludur. Bu haliyle sicile kayıtlı motorlu kara araçlarına ilişkin muhafaza işlemi yapılması satış aşamasına geçilmediği sürece mümkün değildir.
Somut olayda borçluya ait olan ve ihtiyaten haczedilen motorlu kara araç ve hattı üzerine ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmeden, yani satış aşamasına geçilmeden muhafaza ve satış işlemlerine geçilemeyecek olup bu doğrultudaki mahkeme kararında isabetsizlik görülmemiştir (Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi T:03/12/2024, E:2024/1072, K:2024/656).
6100 sayılı HMK'nın 355. maddesinde istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı ancak kamu düzenine aykırılıkların re'sen gözetileceği düzenlenmiştir.
İhtiyati haciz geçici bir hukuki koruma türüdür. Bu nedenle ihtiyaten haczedilen mallar kesin hacze dönüşmediği sürece satışı istenemeyecektir. İİK'nın 264/5 hükmüne göre ihtiyati haciz takibin kesinleşmesiyle kesin hacze dönüşür. İhtiyaten haczedilen malların satışı istenemeyeceğinden bu mallara yönelik yapılan muhafaza ve satış işlemleri alacağın tahsiline yönelik olduğundan geçici hukuki koruma tedbirlerinden sayılamaz.
Bunun yanında ihtiyati haczin icrası kapsamında İİK'nın 261/2. maddesi atfı ile uygulanması gereken İİK'nın 88/2. maddesinin son cümlesinde hacizli malların muhafazasına yönelik olarak sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından 106. madde hükmünün saklı olduğu düzenlenmektedir. İİK'nın 106/4. maddesine göre de sicile kayıtlı motorlu kara araçları bakımından muhafaza, kıymet takdiri ve satış talebinin birlikte yapılması zorunludur. Bu haliyle sicile kayıtlı motorlu kara araçlarına ilişkin muhafaza işlemi yapılması satış aşamasına geçilmediği sürece mümkün değildir.
Somut olayda borçluya ait olan ve ihtiyaten haczedilen motorlu kara araç ve hattı üzerine ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmeden, yani satış aşamasına geçilmeden muhafaza ve satış işlemlerine geçilemeyecek olup bu doğrultudaki mahkeme kararında isabetsizlik görülmemiştir (Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi T:03/12/2024, E:2024/1072, K:2024/656).
#60
Haciz ve Kıymet Takdiri & Hapis Hakkı İşlemleri / Ticaret sicil müdürlüğüne müze...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 13 Mart 2025, 01:14:12T. C.
Y A R G I T A Y
1 2 . H U K U K D A İ R E S İ
Esas No : 2022/9198
Karar No : 2023/2596
*********
*********
*********
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 3. kişinin şirket hissesi üzerine ticaret sicil kaydına haciz şerhinin işlendiği, haciz şerhi sebebiyle tasfiye işlemlerine devam edemediğini beyan ettiğinden şikayetçinin dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, ayrıca müdürlük kararının 10.07.2019 tarihli olduğu, şikayetin 16.07.2019 tarihinde süresi içerisinde yapıldığı, İlk Derece Mahkemesi kararının bu nedenle gerekçelerinin yerinde olmadığını, anonim şirketlerde hisse haczi İİK'nın 94. maddesinde düzenlenmiş olup, ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılarak haciz yapılamayacağından ticaret sicile yapılan bildirim açıklayıcı mahiyette olduğundan, ortada geçerli bir haciz bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken anılan gerekçelerle davanın reddi yerinde olmadığından mahkemenin gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 353/1-b(2) maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına ve şikayetin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi 3. kişi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
İstinaf dilekçesinin tekrar edildiği görülmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra müdürlüğü işlemini şikayete ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 16 ıncı ve 94 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,
******
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Y A R G I T A Y
1 2 . H U K U K D A İ R E S İ
Esas No : 2022/9198
Karar No : 2023/2596
*********
*********
*********
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 3. kişinin şirket hissesi üzerine ticaret sicil kaydına haciz şerhinin işlendiği, haciz şerhi sebebiyle tasfiye işlemlerine devam edemediğini beyan ettiğinden şikayetçinin dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, ayrıca müdürlük kararının 10.07.2019 tarihli olduğu, şikayetin 16.07.2019 tarihinde süresi içerisinde yapıldığı, İlk Derece Mahkemesi kararının bu nedenle gerekçelerinin yerinde olmadığını, anonim şirketlerde hisse haczi İİK'nın 94. maddesinde düzenlenmiş olup, ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılarak haciz yapılamayacağından ticaret sicile yapılan bildirim açıklayıcı mahiyette olduğundan, ortada geçerli bir haciz bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken anılan gerekçelerle davanın reddi yerinde olmadığından mahkemenin gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nın 353/1-b(2) maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına ve şikayetin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi 3. kişi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
İstinaf dilekçesinin tekrar edildiği görülmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra müdürlüğü işlemini şikayete ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 16 ıncı ve 94 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,
******
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.