Son İletiler
#91
Genel İcra Hukuku / Haciz talebi içermeyen, UYAP s...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 01 Mart 2025, 12:41:53İİK'nın 78/2. maddesi gereğince, alacaklının haciz isteme hakkı, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl geçmekle düşer. Bu durumda takip dosyası işlemden kaldırılır (md. 78/4). Bir yıllık süre (md.78/2) içinde haciz talebinde bulunan alacaklı, haciz talebini geri alabilir. Bu halde yeniden bir yıllık haciz isteme süresi işlemeye başlamaz. Alacaklı ancak, ödeme emrinin tebliğinden itibaren işlemeye başlamış olan bir yıllık sürenin, varsa kalan kısmında, yeniden haciz talebinde bulunabilir (md. 78/5). Anılan sürelerin geçirilmesi halinde alacaklının "haciz isteme hakkı" düşer. Alacaklı, yeniden haciz isteyebilmek için yenileme talebinde bulunmalı ve bu talep borçluya tebliğ edilmelidir.
İİK'nın 78. maddesi gereğince, alacaklı ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde haciz talebinde bulunduğuna göre, bu haczin düşmesinden sonra takibe devam edebilmek için takibin yenilenmesine ve yenileme harcı ödenmesine gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle alacaklının haciz talebi içermeyen 04.10.2013 tarihli yenileme talebi icra takip işlemi niteliğinde olmadığından, zamanaşımını kesmez. (Yargıtay 12 Hukuk Dairesi' nin 2015/18921 Esas - 2015/29088 Karar sayılı ve 2022/9703 Esas - 2023/2558 Karar sayılı kararı )
Haciz talebi içermeyen, UYAP sisteminden araç, SGK ve tapu kaydı sorgulanması talebi, takibi ilerletici nitelikte takip işlemi olmadığından zaman aşımı süresini kesmez. (Yargıtay 12 Hukuk Dairesi 2016/32908 Esas - 2017/214 Karar sayılı kararı)
Somut olayda, alacaklı vekili, ödeme emri tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde haciz talep ettiğinden, alacaklının, takibin yenilenmesi ile birlikte doğrudan haciz talep etme hakkı doğmuştur. Borçluya yenileme emri tebliği zorunlu değildir. Alacaklı vekili 29.01.2016 tarihli dilekçesi ile dosyanın yenilenmesini, borçlu adına kayıtlı araç ve taşınmazlar ile SGK kaydının sorgulanmasını, adına kayıtlı araç ve taşınmaz bulunması halinde haczini, çalıştığı iş yeri tespit edildiği takdirde maaş haciz müzekkeresi yazılmasını talep etmiştir. Borçlu adına kayıtlı, araç ve taşınmazların haczi UYAP sistemi üzerinden icra müdürlüğünce yerine getirildiğinden, ayrıca, yapılan sorgulamada borçlu adına kayıtlı mal varlığı tespit edilemediğinden, alacaklı vekilince masraf yatırılmamış olsa bile haciz talebi zaman aşımı süresini keser. Mahkemece, şikayetin reddine karar verilmiş olması doğrudur (Antalya BAM 12. HD. T:16/10/2024 E:2024/98, K:2024/2325).
İİK'nın 78. maddesi gereğince, alacaklı ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde haciz talebinde bulunduğuna göre, bu haczin düşmesinden sonra takibe devam edebilmek için takibin yenilenmesine ve yenileme harcı ödenmesine gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle alacaklının haciz talebi içermeyen 04.10.2013 tarihli yenileme talebi icra takip işlemi niteliğinde olmadığından, zamanaşımını kesmez. (Yargıtay 12 Hukuk Dairesi' nin 2015/18921 Esas - 2015/29088 Karar sayılı ve 2022/9703 Esas - 2023/2558 Karar sayılı kararı )
Haciz talebi içermeyen, UYAP sisteminden araç, SGK ve tapu kaydı sorgulanması talebi, takibi ilerletici nitelikte takip işlemi olmadığından zaman aşımı süresini kesmez. (Yargıtay 12 Hukuk Dairesi 2016/32908 Esas - 2017/214 Karar sayılı kararı)
Somut olayda, alacaklı vekili, ödeme emri tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde haciz talep ettiğinden, alacaklının, takibin yenilenmesi ile birlikte doğrudan haciz talep etme hakkı doğmuştur. Borçluya yenileme emri tebliği zorunlu değildir. Alacaklı vekili 29.01.2016 tarihli dilekçesi ile dosyanın yenilenmesini, borçlu adına kayıtlı araç ve taşınmazlar ile SGK kaydının sorgulanmasını, adına kayıtlı araç ve taşınmaz bulunması halinde haczini, çalıştığı iş yeri tespit edildiği takdirde maaş haciz müzekkeresi yazılmasını talep etmiştir. Borçlu adına kayıtlı, araç ve taşınmazların haczi UYAP sistemi üzerinden icra müdürlüğünce yerine getirildiğinden, ayrıca, yapılan sorgulamada borçlu adına kayıtlı mal varlığı tespit edilemediğinden, alacaklı vekilince masraf yatırılmamış olsa bile haciz talebi zaman aşımı süresini keser. Mahkemece, şikayetin reddine karar verilmiş olması doğrudur (Antalya BAM 12. HD. T:16/10/2024 E:2024/98, K:2024/2325).
#92
Haciz ve Kıymet Takdiri & Hapis Hakkı İşlemleri / Ödeme/İcra Emrinin Tebliğinden...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 01 Mart 2025, 12:36:41İİK'nun 78/2. maddesi gereğince, alacaklının haciz isteme hakkı, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl geçmekle düşer. Bu durumda takip dosyası işlemden kaldırılır (md. 78/4). Bir yıllık süre (md.78/2) içinde haciz talebinde bulunan alacaklı, haciz talebini geri alabilir. Bu halde yeniden bir yıllık haciz isteme süresi işlemeye başlamaz. Alacaklı ancak, ödeme emrinin tebliğinden itibaren işlemeye başlamış olan bir yıllık sürenin, varsa kalan kısmında, yeniden haciz talebinde bulunabilir (md. 78/5).
Anılan sürelerin geçirilmesi halinde alacaklının "haciz isteme hakkı" düşer. Alacaklı, yeniden haciz isteyebilmek için yenileme talebinde bulunmalı ve bu talep borçluya tebliğ edilmelidir. İlâma dayalı olmayan takiplerde, yenileme talebi üzerine harç alınır (md.78/5).
Somut olayda; şikayetçi borçlu F.D.'a ödeme emrinin 01.05.2007 tarihinde tebliğ edildiği, İİK'nun 78. maddesi gereğince, 1 yıllık süre geçtikten sonra 29.06.2011 tarihinde şikayetçi borçlu hakkında haciz talebinde bulunduğu görülmektedir. Buna göre İİK'nun 78/2. maddesi uyarınca borçluya yenileme emri tebliğ edilmeden ve yenileme harcı yatırılmadan yapılan haciz işlemleri usulsüzdür (Yargıtay 12. HD. T:02.06.2016, E:2016/2018, K:2016/15612).
Anılan sürelerin geçirilmesi halinde alacaklının "haciz isteme hakkı" düşer. Alacaklı, yeniden haciz isteyebilmek için yenileme talebinde bulunmalı ve bu talep borçluya tebliğ edilmelidir. İlâma dayalı olmayan takiplerde, yenileme talebi üzerine harç alınır (md.78/5).
Somut olayda; şikayetçi borçlu F.D.'a ödeme emrinin 01.05.2007 tarihinde tebliğ edildiği, İİK'nun 78. maddesi gereğince, 1 yıllık süre geçtikten sonra 29.06.2011 tarihinde şikayetçi borçlu hakkında haciz talebinde bulunduğu görülmektedir. Buna göre İİK'nun 78/2. maddesi uyarınca borçluya yenileme emri tebliğ edilmeden ve yenileme harcı yatırılmadan yapılan haciz işlemleri usulsüzdür (Yargıtay 12. HD. T:02.06.2016, E:2016/2018, K:2016/15612).
#93
Genel İcra Hukuku / İtirazın İptali İlamının Fer'i...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 01 Mart 2025, 12:33:15İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca, ilamsız icra takibinin başlatıldığı dosya üzerinden, takipte istenip de mahkemece de takibin devamına karar verilen asıl alacak ve faizi hakkında takibe devam edilmesine engel yoktur. Bunun için icra emri gönderilmesine de gerek bulunmamaktadır. Ancak, aynı ilamın fer'ilerinden kaynaklanan alacak, ilama dayandığından, borçluya aynı dosya üzerinden icra emri düzenlenerek tebliğ edilmesi gerekmekte olup, icra emri gönderilmeden alacaklının talebi ile bakiye borç hesabı yapılmak sureti ile itirazın iptali ilamının fer'i niteliğindeki tazminat, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderinin talep edilmesi mümkün değildir (Yargıtay 12. HD. T:28/04/2016 E:2015/33789, K:2016/12588).
#94
Genel İcra Hukuku / Ynt: Duran takibin kısa karar ...
Son İleti Gönderen alicengizhankilic - 12 Şubat 2025, 17:09:05Gaziantep bam kararına hiçbir yerden ulaşamıyorum pdf halini paylaşabilir misiniz
#95
Haciz ve Kıymet Takdiri & Hapis Hakkı İşlemleri / Yetkisi Olmayan Kişinin Yaptığ...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 11 Şubat 2025, 14:04:53İstihkak iddiasına ilişkin şikayetin dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz.
Somut olayda, şikayete konu haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan şirket çalışanı M. Yılmaz'ın üçüncü kişi şirketin ortağı ya da temsil yetkilisi olmadığı, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK'nın 96/3. maddesinde belirtilen yedi günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. O halde alacaklının şikayet talebinde bulunmasında hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nın 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekir. (Yargıtay 12. HD. T:18.12.2024, E:2024/5196, K:2024/10708)
Somut olayda, şikayete konu haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan şirket çalışanı M. Yılmaz'ın üçüncü kişi şirketin ortağı ya da temsil yetkilisi olmadığı, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK'nın 96/3. maddesinde belirtilen yedi günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. O halde alacaklının şikayet talebinde bulunmasında hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nın 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekir. (Yargıtay 12. HD. T:18.12.2024, E:2024/5196, K:2024/10708)
#96
Harç & Vergi Uygulamaları / Kambiyo Takibi Yapıp İPÇY ile ...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 09 Şubat 2025, 22:21:13İcra Müdürlüklerinde çok sık karşılaşılan tereddütlü durumlardan biri, ipotek (rehin) alacaklısının muaccel alacağı için ipoteğin (rehnin) paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçmeyip bu alacağı için borçludan aldığı kambiyo senedini takibe koyarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe geçmesi ve ipotekli (rehinli) malın satışı sırasında ipotek alacaklısı sıfatıyla alacağına mahsuben ihaleye katılması ya da mahcuzun üçüncü bir kişiye ihalesi sonrası alacaklıya ipotek (rehin) alacaklısı sıfatıyla ödeme yapılması sırasında harcın hangi oran (% 2,27 veya %11,38) üzerinden alınması gerektiği hususudur. Bu konuya ilgili gerekçeli değerlendirmemiz aşağıdaki gibidir.
*İcra ve İflas Kanunu M. 45 "Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoliyle takip yapabilir. .... Police ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki 167 nci madde hükmü mahfuzdur."
*İcra ve İflas Kanunu M. 167 "Alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senete müstenit olan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yolu ile veya borçlu iflasa tabi şahıslardan ise iflas yolu ile takipte bulunabilir."
*İcra ve İflas Kanunu M. 125/3 "Taşınmaz rehinle temin edilmiş muaccel borçlar, müşteriye devredilmeyip satış bedelinden tercihen ödenir"
*Harçlar Kanununa ekli (1) Sayılı Tarife B-1-3e göre "Takip talebi bulunmayan alacaklılara İcra ve İflas Kanununun 125 inci maddesinin 3 üncü fıkrası gereğince ödenen paralardan %2,27" oranında harç alınır.
*Harçlar Kanununa ekli (1) Sayılı Tarife B-1-3c göre "Haczedilen veya rehinli malların satılıp paraya çevrilmesi suretiyle tahsil olunan paralardan %11,38" oranında harç alınır.
Yukarıda yer verdiğimiz Kanun maddelerinden yola çıkarak aşağıdaki şekilde değerlendirme yapabiliriz.
Takip talebi BULUNMAYAN alacaklıya taşınmaz rehniyle (ipotek) temin edilen muaccel alacağı ödenirken %2,27 oranında harç alınması gerekir ancak takip talebi BULUNAN alacaklıya taşınmaz rehniyle temin edilen muaccel alacağı ödenirken (satış bedelinden) %11,38 oranında harç alınması gerekir.
Kanunda "Takip talebi bulunmayan alacaklılara..." şeklinde bir ifade kullanılmıştır. Diğer bir ifadeyle "rehnin (ipoteğin) paraya çevrilmesi yolu ile takip talebi bulunmayan" şeklinde takip türü kısıtlamasına yer verilmemiş daha genel bir ifadeye yer verilmiştir. Satış bedeli ödenirken %2,27 oranında harç alınması için alacaklıya taşınmaz rehniyle temin edilen alacağının ödenmesi yanında alacaklının bu alacağı için takip talebinde bulunmamış olması gerekir. KANUN, alacaklıya taşınmaz rehniyle teminat altına alınan alacağı için yalnızca İPÇY ile takip yapma zorunluluğu getirmemiş, (İİK m. 167) elinde bu alacak için kambiyo senedi bulunan alacaklının seçimlik hakkını kullanarak kambiyo senetlerine özgü takip de yapabileceğini düzenlemiştir. Ancak rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra gözetilmeksizin hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamaz (Yargıtay İBBGK T:20/01/2023, E. 2021/2 K. 2023/1). Bu nedenle aynı alacak için ya İPÇY ile takip ya da kambiyo senetlerine özgü takip türlerinden birinin seçilmesi gerekir.
SONUÇ olarak taşınmaz rehniyle temin edilen alacak yönünden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapan alacaklıya satış sonrası ipotek alacaklısı sıfatı ile ödeme yapılırken (yada alacağa mahsuben alışta) -bu alacak için kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte bulunulduğundan- Harçlar Kanununa ekli (1) Sayılı Tarife B-1-3e göre (%2,27) değil de B-1-3c' ye göre %11,38 oranında harç alınması gerekir.
Bu konuda yerleşik yargı içtihatları %2,27 oranında harç alınması yönünde idi ancak biz yukarıda açıkladığımız gerekçelerle bu içtihatlara katılmıyoruz. Ayrıca bu konuda gerekçesi farklı ancak sonucu aynı olan Yargıtay 12. HD'nin güncel bir kararı ise şöyledir. "Alacaklı Ş.... T.A.Ş. tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte hacizli taşınmazın 4.430.000,00 TL bedelle alacağa mahsuben ihale edildiği, icra müdürlüğünce satış bedeli üzerinden %11,38 oranında tahsil harcı alındığı, alacaklının 26.07.2021 tarihli talebi ile taşınmazda banka lehine 18.450.000,00 TL bedelli ipotekler bulunması ve taşınmazın ipotek alacağına mahsuben alınması nedeniyle tahsil harcının %2,27 oranında alınması gerektiğinden fazladan alınan 403.573,00 TL tahsil harcının iadesi isteminin icra müdürlüğünün 13.08.2021 tarihli kararı ile reddedildiği görülmüştür. Her ne kadar ALACAKLI TARAFINDAN İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP YAPILMAMIŞ İSE DE elde edilen para Devletin cebri icra organları vasıtasıyla yapılan satıştan elde edilmiş olduğundan, 492 sayılı Harçlar Kanunu ekli 1 sayılı tarifenin B.I/3-c bendine göre %11,38 ORANINDA TAHSİL HARCI alınması gerekir." (Yargıtay 12. HD. T:02.10.2024, E:2024/2566, K:2024/8025 bu karar dikkate alınarak verilen kararlar Adana BAM 10. HD. T:24/12/2024, E:2023/249, K:2024/2737, İstanbul BAM 21. HD. T:04/02/2025, E:2024/3496, K:2025/174)
Özgür KOCA
İcra Müdürü
*İcra ve İflas Kanunu M. 45 "Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoliyle takip yapabilir. .... Police ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki 167 nci madde hükmü mahfuzdur."
*İcra ve İflas Kanunu M. 167 "Alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senete müstenit olan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yolu ile veya borçlu iflasa tabi şahıslardan ise iflas yolu ile takipte bulunabilir."
*İcra ve İflas Kanunu M. 125/3 "Taşınmaz rehinle temin edilmiş muaccel borçlar, müşteriye devredilmeyip satış bedelinden tercihen ödenir"
*Harçlar Kanununa ekli (1) Sayılı Tarife B-1-3e göre "Takip talebi bulunmayan alacaklılara İcra ve İflas Kanununun 125 inci maddesinin 3 üncü fıkrası gereğince ödenen paralardan %2,27" oranında harç alınır.
*Harçlar Kanununa ekli (1) Sayılı Tarife B-1-3c göre "Haczedilen veya rehinli malların satılıp paraya çevrilmesi suretiyle tahsil olunan paralardan %11,38" oranında harç alınır.
Yukarıda yer verdiğimiz Kanun maddelerinden yola çıkarak aşağıdaki şekilde değerlendirme yapabiliriz.
Takip talebi BULUNMAYAN alacaklıya taşınmaz rehniyle (ipotek) temin edilen muaccel alacağı ödenirken %2,27 oranında harç alınması gerekir ancak takip talebi BULUNAN alacaklıya taşınmaz rehniyle temin edilen muaccel alacağı ödenirken (satış bedelinden) %11,38 oranında harç alınması gerekir.
Kanunda "Takip talebi bulunmayan alacaklılara..." şeklinde bir ifade kullanılmıştır. Diğer bir ifadeyle "rehnin (ipoteğin) paraya çevrilmesi yolu ile takip talebi bulunmayan" şeklinde takip türü kısıtlamasına yer verilmemiş daha genel bir ifadeye yer verilmiştir. Satış bedeli ödenirken %2,27 oranında harç alınması için alacaklıya taşınmaz rehniyle temin edilen alacağının ödenmesi yanında alacaklının bu alacağı için takip talebinde bulunmamış olması gerekir. KANUN, alacaklıya taşınmaz rehniyle teminat altına alınan alacağı için yalnızca İPÇY ile takip yapma zorunluluğu getirmemiş, (İİK m. 167) elinde bu alacak için kambiyo senedi bulunan alacaklının seçimlik hakkını kullanarak kambiyo senetlerine özgü takip de yapabileceğini düzenlemiştir. Ancak rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra gözetilmeksizin hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamaz (Yargıtay İBBGK T:20/01/2023, E. 2021/2 K. 2023/1). Bu nedenle aynı alacak için ya İPÇY ile takip ya da kambiyo senetlerine özgü takip türlerinden birinin seçilmesi gerekir.
SONUÇ olarak taşınmaz rehniyle temin edilen alacak yönünden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapan alacaklıya satış sonrası ipotek alacaklısı sıfatı ile ödeme yapılırken (yada alacağa mahsuben alışta) -bu alacak için kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte bulunulduğundan- Harçlar Kanununa ekli (1) Sayılı Tarife B-1-3e göre (%2,27) değil de B-1-3c' ye göre %11,38 oranında harç alınması gerekir.
Bu konuda yerleşik yargı içtihatları %2,27 oranında harç alınması yönünde idi ancak biz yukarıda açıkladığımız gerekçelerle bu içtihatlara katılmıyoruz. Ayrıca bu konuda gerekçesi farklı ancak sonucu aynı olan Yargıtay 12. HD'nin güncel bir kararı ise şöyledir. "Alacaklı Ş.... T.A.Ş. tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte hacizli taşınmazın 4.430.000,00 TL bedelle alacağa mahsuben ihale edildiği, icra müdürlüğünce satış bedeli üzerinden %11,38 oranında tahsil harcı alındığı, alacaklının 26.07.2021 tarihli talebi ile taşınmazda banka lehine 18.450.000,00 TL bedelli ipotekler bulunması ve taşınmazın ipotek alacağına mahsuben alınması nedeniyle tahsil harcının %2,27 oranında alınması gerektiğinden fazladan alınan 403.573,00 TL tahsil harcının iadesi isteminin icra müdürlüğünün 13.08.2021 tarihli kararı ile reddedildiği görülmüştür. Her ne kadar ALACAKLI TARAFINDAN İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP YAPILMAMIŞ İSE DE elde edilen para Devletin cebri icra organları vasıtasıyla yapılan satıştan elde edilmiş olduğundan, 492 sayılı Harçlar Kanunu ekli 1 sayılı tarifenin B.I/3-c bendine göre %11,38 ORANINDA TAHSİL HARCI alınması gerekir." (Yargıtay 12. HD. T:02.10.2024, E:2024/2566, K:2024/8025 bu karar dikkate alınarak verilen kararlar Adana BAM 10. HD. T:24/12/2024, E:2023/249, K:2024/2737, İstanbul BAM 21. HD. T:04/02/2025, E:2024/3496, K:2025/174)
Özgür KOCA
İcra Müdürü
#97
Satış (ihale) & Paraların Paylaştırılması / İİK'nın 150/ı Maddesi Kapsamı...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 08 Şubat 2025, 21:06:18Dairemizde, asıl borçlu ve/veya ipotekli taşınmaz malikine icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekmekle birlikte İİK'nın 16/2. maddesi gereğince kat ihtarı tebliğ işlemi usulsüz ise süreli; hiç gönderilmemiş veya tebligat yapılmamış ise süresiz şikayete tabi olduğu yönünde uygulama yapılmakta iken İİK 150/ı maddesinde yapılması belirtilen tebligat İLAMLI TAKİPTE TAKİP ŞARTI kabul edilip, usulsüz yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu şikayetinin İİK 16/2 kapsamında süresiz olarak incelenmesi ve usulsüz tebliğ nedeni ile takibin iptali gerektiği kanaatine varılarak görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 12. HD. T:22.10.2024, E:2024/3473, K:2024/8913)
İCRA VE İFLAS KANUNU
Madde 150/ı
Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdî veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse icra müdürü 149 uncu madde uyarınca işlem yapar. Şu kadar ki, krediyi kullanan tarafın hesap özetine ve borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, kendisine tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde noter aracılığıyla itiraz etmiş olduğunu ispat etmek suretiyle icra mahkemesine şikâyette bulunmak hakkı saklıdır. Bu takdirde krediyi kullandıran taraf alacağını 68/b maddesi çerçevesinde diğer belgelerle ispatlayabiliyorsa, krediyi kullanan tarafın şikâyeti reddedilir. İcra mahkemesi nde yapılan inceleme sırasında, borçlu, borcun sona erdiğine veya ertelendiğine ilişkin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge sunmadıkça takibin durdurulmasına karar verilemez. Hesap özetinin, tazmin talebinin veya ihtarın ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması Türk Medenî Kanununun 887 nci maddesinde öngörülen ödeme istemi yerine geçer.
Madde 68/b
Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. (Değişik son cümle: 17/7/2003-4949/18 md.) Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi hâlinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi hâlinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.
Süresi içinde gönderilen hesap özetinin muhtevasına, alındığından itibaren bir ay içinde itiraz etmeyen krediyi kullanan taraf, hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten sonra dava edebilir.
Kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler ve krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar bu Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerden sayılırlar. Krediyi kullanan taraf, itiraz etmediği hesap özetinin dayandığı belgelerde kendisine izafe edilen imzayı kabul etmiş sayılır. Bu hüküm bu Kanunun 150/a maddesinin söz konusu olduğu hallerde de aynen uygulanır.
Krediyi kullanan tarafın kredi hesabının kesilmesine veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarname içeriğine itiraz etmiş olması, kredi hesabının kesilmesi ve borcun ödenmesine ilişkin ihtarnameden önce tebliğ edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşmiş bulunan faiz tahakkuk dönemlerine ilişkin hesap özetlerinin muhtevasına itiraz edilmemiş olmasının sonuçlarını ortadan kaldırmaz. Bu durumda, önceki dönemlere ilişkin kesinleşmiş hesap özetleri hakkında ikinci fıkra hükümleri uygulanır.
Madde 149
İcra memuru, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir.
Bu icra emrinde borcun otuz gün içinde ödenmesi ve bu müddet içinde borç ödenmez ve icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmezse, alacaklının taşınmazın satışını istiyebileceği bildirilir.
İCRA VE İFLAS KANUNU
Madde 150/ı
Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdî veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse icra müdürü 149 uncu madde uyarınca işlem yapar. Şu kadar ki, krediyi kullanan tarafın hesap özetine ve borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, kendisine tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde noter aracılığıyla itiraz etmiş olduğunu ispat etmek suretiyle icra mahkemesine şikâyette bulunmak hakkı saklıdır. Bu takdirde krediyi kullandıran taraf alacağını 68/b maddesi çerçevesinde diğer belgelerle ispatlayabiliyorsa, krediyi kullanan tarafın şikâyeti reddedilir. İcra mahkemesi nde yapılan inceleme sırasında, borçlu, borcun sona erdiğine veya ertelendiğine ilişkin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge sunmadıkça takibin durdurulmasına karar verilemez. Hesap özetinin, tazmin talebinin veya ihtarın ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması Türk Medenî Kanununun 887 nci maddesinde öngörülen ödeme istemi yerine geçer.
Madde 68/b
Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. (Değişik son cümle: 17/7/2003-4949/18 md.) Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi hâlinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi hâlinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.
Süresi içinde gönderilen hesap özetinin muhtevasına, alındığından itibaren bir ay içinde itiraz etmeyen krediyi kullanan taraf, hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten sonra dava edebilir.
Kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler ve krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar bu Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerden sayılırlar. Krediyi kullanan taraf, itiraz etmediği hesap özetinin dayandığı belgelerde kendisine izafe edilen imzayı kabul etmiş sayılır. Bu hüküm bu Kanunun 150/a maddesinin söz konusu olduğu hallerde de aynen uygulanır.
Krediyi kullanan tarafın kredi hesabının kesilmesine veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarname içeriğine itiraz etmiş olması, kredi hesabının kesilmesi ve borcun ödenmesine ilişkin ihtarnameden önce tebliğ edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşmiş bulunan faiz tahakkuk dönemlerine ilişkin hesap özetlerinin muhtevasına itiraz edilmemiş olmasının sonuçlarını ortadan kaldırmaz. Bu durumda, önceki dönemlere ilişkin kesinleşmiş hesap özetleri hakkında ikinci fıkra hükümleri uygulanır.
Madde 149
İcra memuru, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir.
Bu icra emrinde borcun otuz gün içinde ödenmesi ve bu müddet içinde borç ödenmez ve icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmezse, alacaklının taşınmazın satışını istiyebileceği bildirilir.
#98
Harç & Vergi Uygulamaları / Alacağa Mahsuben İhalede İPÇY ...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 07 Şubat 2025, 21:36:41"Alacaklı Ş.... T.A.Ş. tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte hacizli taşınmazın 4.430.000,00 TL bedelle alacağa mahsuben ihale edildiği, icra müdürlüğünce satış bedeli üzerinden %11,38 oranında tahsil harcı alındığı, alacaklının 26.07.2021 tarihli talebi ile taşınmazda banka lehine 18.450.000,00 TL bedelli ipotekler bulunması ve taşınmazın ipotek alacağına mahsuben alınması nedeniyle tahsil harcının %2,27 oranında alınması gerektiğinden fazladan alınan 403.573,00 TL tahsil harcının iadesi isteminin icra müdürlüğünün 13.08.2021 tarihli kararı ile reddedildiği görülmüştür. Her ne kadar ALACAKLI TARAFINDAN İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP YAPILMAMIŞ İSE DE elde edilen para Devletin cebri icra organları vasıtasıyla yapılan satıştan elde edilmiş olduğundan, 492 sayılı Harçlar Kanunu ekli 1 sayılı tarifenin B.I/3-c bendine göre %11,38 ORANINDA TAHSİL HARCI alınması gerekir." (Yargıtay 12. HD. T:02.10.2024, E:2024/2566, K:2024/8025)
".... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasından ihalesi yapılan ... 149 ada 1,3,5,6,7,8,9 parsel sayılı taşınmazları 1.297.000,00 TL bedelle satın aldığını, müvekkilinin ipotekle temin edilen alacak miktarının 1.200.000,00 TL olduğunu, müvekkili tarafından icra takibi yapılmadığını, müvekkilinin ipotek alacağına mahsuben taşınmazları aldığını, müvekkilinin sadece %2 oranındaki tapu harcından sorumlu olduğunu, satıcıdan alınan satış harcından ve emlak vergisinden sorumlu olmadığını, bu nedenle müvekkiline yatırttırılan 53.511,00 TL harcın 25.940,00 TL'sinin iadesinin gerektiğini, yine müvekkiline yatırttırılan 27.240,00 TL tahsil harcı, 24.000,00 TL cezaevi ile 130.160,00 TL emlak vergisinin iadesinin gerektiğini belirterek icra müdürlüğünün 20/07/2022 tarihli kararı ile 14/08/2022 tarihli kararının 1. ve 2. maddelerinin kaldırılmasına, 11/08/2022 ve 21/06/2022 tarihli talepleri gibi işlem yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
......
......
Her ne kadar alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmamış ise de elde edilen para Devletin cebri icra organları vasıtasıyla yapılan satıştan elde edilmiş olduğundan, 492 sayılı Harçlar Kanunu ekli 1 sayılı tarifenin B.I/3-c bendine göre %11,38 oranında tahsil harcı alınması gerekir (Yargıtay 12. Hukuk dairesinin 2024/2566 E, 2024/8025 K. sayılı emsal kararı).
2548 sayılı Cezaevleri ile Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1.maddesi uyarınca icra dairelerince miktar ve kıymeti belirli olan ilamlı ve ilamsız alacaklardan tahsil olunan paranın %2'si oranında harç alınır.
Sıra cetveline göre, taşınmazları alacağına mahsuben satın alan şikayetçinin alacak miktarının 1.200.000,00 TL olduğu, bu durumda şikayetçiden 1.200.000,00 TL x 0,1138 = 136.560,00 TL tahsil harcı alınması gerekirken 1.200.000,00 TL x 0,0227 = 27.240,00 TL tahsil harcı alındığı, dolayısıyla alınan harcın iade edilemeyeceği, yine şikayetçiden 1.200.000,00 x 0,02 = 24.000,00 TL cezaevi harcı alınmasının kanuna uygun olduğu anlaşılmıştır." (Adana BAM T:24/12/2024, E:2023/249, K:2024/2737)
NOT: Adana BAM kararına konu yerel mahkeme kararından bir bölüm "Davacı vekili 14.09.2022 tarihli dava dilekçesi ile; ... İcra Müdürlüğünün ..... Esas savılı dosyasıyla müvekkilinin alacağı sebebiyle borçlu taraf aleyhine yürütülen icra takibinde kaydına icra takip dosyasından haciz konulan borçlu taşınmazının ... İcra Müdürlüğünün .... Talimat sayılı dosyasından 17.04.2015 tarihinde müvekkilinin alacağına mahsuben satışının yapıldığı, Müvekkilinin . İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında ipotek alacaklısı ve aynı zamanda ihale alıcısı olduğu"
Bu konuyla ilgili bizim görüş yazımıza ulaşmak için https://www.forumadalet.net/index.php?topic=111424.0 adresini ziyaret edebilirsiniz.
**************
".... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasından ihalesi yapılan ... 149 ada 1,3,5,6,7,8,9 parsel sayılı taşınmazları 1.297.000,00 TL bedelle satın aldığını, müvekkilinin ipotekle temin edilen alacak miktarının 1.200.000,00 TL olduğunu, müvekkili tarafından icra takibi yapılmadığını, müvekkilinin ipotek alacağına mahsuben taşınmazları aldığını, müvekkilinin sadece %2 oranındaki tapu harcından sorumlu olduğunu, satıcıdan alınan satış harcından ve emlak vergisinden sorumlu olmadığını, bu nedenle müvekkiline yatırttırılan 53.511,00 TL harcın 25.940,00 TL'sinin iadesinin gerektiğini, yine müvekkiline yatırttırılan 27.240,00 TL tahsil harcı, 24.000,00 TL cezaevi ile 130.160,00 TL emlak vergisinin iadesinin gerektiğini belirterek icra müdürlüğünün 20/07/2022 tarihli kararı ile 14/08/2022 tarihli kararının 1. ve 2. maddelerinin kaldırılmasına, 11/08/2022 ve 21/06/2022 tarihli talepleri gibi işlem yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
......
......
Her ne kadar alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmamış ise de elde edilen para Devletin cebri icra organları vasıtasıyla yapılan satıştan elde edilmiş olduğundan, 492 sayılı Harçlar Kanunu ekli 1 sayılı tarifenin B.I/3-c bendine göre %11,38 oranında tahsil harcı alınması gerekir (Yargıtay 12. Hukuk dairesinin 2024/2566 E, 2024/8025 K. sayılı emsal kararı).
2548 sayılı Cezaevleri ile Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1.maddesi uyarınca icra dairelerince miktar ve kıymeti belirli olan ilamlı ve ilamsız alacaklardan tahsil olunan paranın %2'si oranında harç alınır.
Sıra cetveline göre, taşınmazları alacağına mahsuben satın alan şikayetçinin alacak miktarının 1.200.000,00 TL olduğu, bu durumda şikayetçiden 1.200.000,00 TL x 0,1138 = 136.560,00 TL tahsil harcı alınması gerekirken 1.200.000,00 TL x 0,0227 = 27.240,00 TL tahsil harcı alındığı, dolayısıyla alınan harcın iade edilemeyeceği, yine şikayetçiden 1.200.000,00 x 0,02 = 24.000,00 TL cezaevi harcı alınmasının kanuna uygun olduğu anlaşılmıştır." (Adana BAM T:24/12/2024, E:2023/249, K:2024/2737)
NOT: Adana BAM kararına konu yerel mahkeme kararından bir bölüm "Davacı vekili 14.09.2022 tarihli dava dilekçesi ile; ... İcra Müdürlüğünün ..... Esas savılı dosyasıyla müvekkilinin alacağı sebebiyle borçlu taraf aleyhine yürütülen icra takibinde kaydına icra takip dosyasından haciz konulan borçlu taşınmazının ... İcra Müdürlüğünün .... Talimat sayılı dosyasından 17.04.2015 tarihinde müvekkilinin alacağına mahsuben satışının yapıldığı, Müvekkilinin . İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında ipotek alacaklısı ve aynı zamanda ihale alıcısı olduğu"
Bu konuyla ilgili bizim görüş yazımıza ulaşmak için https://www.forumadalet.net/index.php?topic=111424.0 adresini ziyaret edebilirsiniz.
#99
Haciz ve Kıymet Takdiri & Hapis Hakkı İşlemleri / Dosya borcunu yatırmayan kişi ...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 07 Şubat 2025, 13:00:27Takip dosyasında davacı borçlu tarafından dosya borcunun yatırılmadığı, "icra tehdidi altında" şerhiyle dosya borcunu yatıranın diğer borçlu 33... Gıda Maddeleri .... Limited Şirketi olduğu, takibin borçlular ... Şarapçılık Pazarlama ve Ticaret A.Ş. ve Sıfırbir .... Gıda .... Limited Şirketi hakkında durdurulduğu, davacı tarafından borç yatırılmadığından diğer hacizlerin aşkın haciz haline geldiğinin kabul edilemeyeceği, şikayetin bu gerekçe ile reddedilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince farklı gerekçeyle şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, bu durumda davacı tarafından dosya borcu yatırılmadığından hacizler aşkın hale gelmediği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği (Yargıtay 12. HD. T:25/01/2023, E:2022/7830, K:2023/488)
#100
Haciz ve Kıymet Takdiri & Hapis Hakkı İşlemleri / İcra takibinin durdurulması ih...
Son İleti Gönderen Özgür KOCA - 07 Şubat 2025, 12:49:20T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/14139
KARAR NO : 2019/17972
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ,,, tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu hakkında 22.09.2017 tarihinde başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, örnek 7 numaralı ödeme emrinin borçluya 26.09.2017 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/1040 D. İş sayılı dosyasında 06.10.2017 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiği, borçlunun yedi günlük yasal süre dolmadan 02.10.2017 tarihinde icra dairesinde borca itirazı üzerine icra müdürlüğünce borca itiraz dilekçesi hakkında ödeme emri tebligat parçası döndüğünde karar verilmesine karar verildiği ve alacaklı vekilinin İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin anılan ihtiyati haciz kararının infazı isteğiyle 10.10.2017 tarihinde icra dairesine yaptığı başvuru sonucu borçlunun taşınmazları ile banka hesapları üzerine ihtiyati haciz uygulanmasını talep ettiği, borçlunun icra mahkemesine başvurarak, süresinde yapılan borca itiraz üzerine takibin durdurulmuş olmasına rağmen konulan ihtiyati hacizlerin hükümsüz olduğunu belirterek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, takibin durdurulmuş olması nedeniyle dosyada hiçbir işlem yapılamayacağı, durdurmadan sonra sunulan ihtiyati haciz kararı gereğince haciz yapılmasının yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile takibin durmasından sonra hacze yönelik yapılan işlemlerin iptaline hacizlerin fekkine karar verildiği, karara karşı alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk Dairesi'nin 17.07.2018 tarihli ve 2018/1066 E. - 2018/1894 K. sayılı ilamı ile alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İhtiyati haciz; İİK.'nun 257. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş alacaklar ile muayyen ikametgahı bulunmayan ya da mal kaçıran borçlular için vadesi gelmemiş alacakları temin bakımından borçlunun malları ve hakları üzerine konulan tedbir niteliğinde bir işlemdir. Diğer taraftan, İİK.'nun 264. maddesindeki ihtiyati haczi yaptıran alacaklının yedi gün içerisinde takip talebinde bulunmaya veya dava açmaya mecbur olduğuna ilişkin hükümden de anlaşılacağı üzere; ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.'nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlem olduğundan bir takip muamelesi sayılamaz. Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, icra takibinin durdurulması ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmez.
O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi ile istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nin 17.07.2018 tarih ve 2018/1066 E. - 1894 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 04.12.2017 tarih ve 2017/1173 E. - 2017/948 K. sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 17.12.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/14139
KARAR NO : 2019/17972
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ,,, tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu hakkında 22.09.2017 tarihinde başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, örnek 7 numaralı ödeme emrinin borçluya 26.09.2017 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/1040 D. İş sayılı dosyasında 06.10.2017 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiği, borçlunun yedi günlük yasal süre dolmadan 02.10.2017 tarihinde icra dairesinde borca itirazı üzerine icra müdürlüğünce borca itiraz dilekçesi hakkında ödeme emri tebligat parçası döndüğünde karar verilmesine karar verildiği ve alacaklı vekilinin İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin anılan ihtiyati haciz kararının infazı isteğiyle 10.10.2017 tarihinde icra dairesine yaptığı başvuru sonucu borçlunun taşınmazları ile banka hesapları üzerine ihtiyati haciz uygulanmasını talep ettiği, borçlunun icra mahkemesine başvurarak, süresinde yapılan borca itiraz üzerine takibin durdurulmuş olmasına rağmen konulan ihtiyati hacizlerin hükümsüz olduğunu belirterek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, takibin durdurulmuş olması nedeniyle dosyada hiçbir işlem yapılamayacağı, durdurmadan sonra sunulan ihtiyati haciz kararı gereğince haciz yapılmasının yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile takibin durmasından sonra hacze yönelik yapılan işlemlerin iptaline hacizlerin fekkine karar verildiği, karara karşı alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk Dairesi'nin 17.07.2018 tarihli ve 2018/1066 E. - 2018/1894 K. sayılı ilamı ile alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İhtiyati haciz; İİK.'nun 257. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş alacaklar ile muayyen ikametgahı bulunmayan ya da mal kaçıran borçlular için vadesi gelmemiş alacakları temin bakımından borçlunun malları ve hakları üzerine konulan tedbir niteliğinde bir işlemdir. Diğer taraftan, İİK.'nun 264. maddesindeki ihtiyati haczi yaptıran alacaklının yedi gün içerisinde takip talebinde bulunmaya veya dava açmaya mecbur olduğuna ilişkin hükümden de anlaşılacağı üzere; ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.'nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlem olduğundan bir takip muamelesi sayılamaz. Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, icra takibinin durdurulması ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmez.
O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi ile istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nin 17.07.2018 tarih ve 2018/1066 E. - 1894 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 04.12.2017 tarih ve 2017/1173 E. - 2017/948 K. sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 17.12.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.