8. Hukuk Dairesi 2018/12114 E. , 2018/19431 K

Başlatan İçtihat, 04 Nisan 2021, 05:05:07

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat
8. Hukuk Dairesi         2018/12114 E.  ,  2018/19431 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalı alacaklı vekili tarafından istenmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27.11.2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı alacaklı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı 3. kişi vekili Avukat ... geldi. Başka gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı üçüncü kişi vekili, ... İcra Müdürlüğünün 2012/10093 sayılı takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, ... İcra Müdürlüğünün 2013/26 sayılı talimat dosyasında yapılan 07.02.2013 günlü hacze konu iş makinelerinin tescile tabi araçlardan olduğunu ve üçüncü kişi Şirket adına tescil kaydının yapıldığını, hacizli makinelerin borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, resmi kayıtların aksinin kanıtlanamadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, İİK'nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunu, borçlunun da 04.02.2013 tarihli evrakta makinelerin kendisine ait olduğunu kabul ve beyan ettiğini, kaldı ki hacizden haberdar edildikten sonra da bir itirazda bulunmadığını, ispat yükü altında olan 3. kişinin taşınmazları leasing yolu ile elinde bulundurduğunu beyan ettiğini, dolayısıyla mülkiyet hakkını kanıtlayamadığını, sonradan makineleri dava ve takip dışı bir şirkete sattıklarını, ancak fatura düzenlenmediğini, mülkiyeti davacıda olmadığı için tescil de yaptırılamadığını, borcun doğumundan sonra yapılan tescil işleminin ise muvazaaya dayandığını, davacının makinelerin haciz mahallinde bulunma nedenini açıklayamamasının da bunu kanıtladığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı 3. kişi vekilince temyizi üzerine, Dairemizin 23.10.2014 tarih ve ... Esas, 2014/19044 Karar sayılı ilamı ile dosya içindeki bilgi ve belgelerden hacizli eşyaların bir kısmının ya da tamamının Fınansal Kiralama Sözleşmesine konu olduğu, Mahkemece taraflardan sorulmak suretiyle Leasing Sözleşmesine konu mahcuzların tek tek tespit edilerek, bunlara ilişkin Fınansal Kiralama Sözleşmelerinin getirtilmesi, kiracının ikametgahındaki noter özel siciline tescil edilip edilmediğine bakılması, keşif ve bilirkişi incelemesi ile mahcuzlara uygunluğunun saptanarak, sözleşme süresinin dolup dolmadığının, satın alma hakkının kullanılıp kullanılmadığının, mülkiyetin kimde olduğunun belirlenmesinin gerektiği, diğer yandan üçüncü kişi ve borçlu Şirketler ile Makro-Tel İletişim ünvanlı firmanın ilk kuruluşlarından itibaren tüm ortakları ile hisse devirlerini ve faaliyet adreslerini gösterir ticaret sicil kayıtları incelenerek aradaki organik bağın araştırılmasından sonra alacaklıdan mal kaçırmak için muvazaalı işlemler yapılıp yapılmadığının, tek şirket gibi yönetilip yönetilmediklerinin de karar yerinde tartışılıp değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile karar bozulmuş; Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda hüküm kurmaya elverişli kabul edilen bilirkişi raporu doğrultusunda mahcuzların başka takip dosyalarından satılıp bedellerinin alacaklı tarafa ödendiği, bu takipler yönünden de 3. kişi tarafından açılan davaların kabulüne karar verildiği gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş,karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3. kişinin İİK'nin 96 vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Dava konusu iş makinelerinin ikisi istihkak iddiası ile aynı gün, iki iş makinesi ise 2012 yılında borcun doğumundan sonra davacı adına tescil ettirilmiştir. Davacı, bunları Fınansal Kiralama Sözleşmesi uyarınca aldığını bu nedenle geç tescil yaptırdığını iddia etmektedir.
Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamından sonra getirtilen Noter Satış Sözleşmeleri ve kiralayan şirketin 06.08.2014 tarihli yazı cevabı bunu doğrulamaktadır. Ticaret sicil kayıtlarına göre davacı ve borçlu şirketler arasında organik bağ olmadığı gibi muvazaalı olarak istihkak iddiasında bulunulduğu yönünde delil de bulunmamaktadır.
Bununla birlikte davacı mahcuzların borçlunun elinde bulunma nedenini açıklayamadığı gibi buna ilişkin delilleri de sunamamıştır. Borçlu şirket ise mahcuzların kendilerine ait olmadığını savunmakla birlikte oturumlara katılmamış iş makinelerinin zilyetliklerinde bulunma nedenini ve buna ilişkin delilleri bildirmemiştir.
Davalı alacaklının dayandığı 07.02.2012 ve 05.05.2012 tarihli adi nitelikteki satış protokollerine konu iş makinelerinin şase seri numaraları mahcuzlara uymaktadır. Ne var ki buradaki satıcı firma üçüncü kişi ya da fınansal kiralama sözleşmesindeki kiralayan şirket değildir.
O halde, öncelikle davalı alacaklı vekilinin aşamalardaki beyanlarında dava konusu iş makinelerinin borçlu şirketin ihale ile iş gördüğü ... Termik Santralinde haczedildiğini, delil olarak ibraz olunan 07.02.2012 ve 05.05.2012 tarihli satış protokollerinin borçlu şirketçe ... Termik Santrali İşletme Müdürlüğüne ibraz edildiğini beyan ettiği anlaşılmakla bu hususta ilgili İşletme Müdürlüğü'nden alınacak yazı cevabından sonra, HMK'nin 221. maddesi de nazara alınarak borçlu şirket ve dava dışı ... Makineleri Limited Şirketinin ticari defterleri getirtilerek, dosyanın yeniden mali müşavir bilirkişiye tevdii ile; ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı, alacaklı tarafın dayanağı satış protokolleri ve bu protokoller uyarınca kararlaştırılan bedel ödemelerine ilişkin kayıt bulunup bulunmadığı (fatura, çek vs.), hacizli malların demirbaş olarak kayıtlı olup olmadığı, leasing borcunun ödenmesi hususunda kayıt bulunup bulunmadığının hususlarında rapor aldırılması, bu rapor ve dosya içerisindeki tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekmektedir.
Belirtilen hususlar dikkate alınmadan sadece davacı 3. kişi şirketin kapanış tasdikleri bulunmayan ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile yetinilerek eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
Kabule göre de; Mahkemece her ne kadar dava konusu mahcuzların başka takip dosyalarından haczedilerek satışlarının yapıldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de satış ve bedele ilişkin takip dosyaları getirilip incelenmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nin 366 ve 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davacı 3. kişiden alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı alacaklıya verilmesine,
taraflarca İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 28/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)