İcra Mahkemesi Kararlarının İnfazı İçin Kesinleşmesinin Zorunlu Bulunmadığı

Başlatan Özgür KOCA, 20 Şubat 2016, 23:17:31

« önceki - sonraki »
avatar_Özgür KOCA
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2009/3626
KARR NO. 2009/11774
KARAR TARİHİ. 2.6.2009


> İCRA MAHKEMESİ KARARLARININ İNFAZI ( Temyizi Kabil Olanlar Belirlenmiş Bunların İnfaz Edilebilmesi İçin Kesinleşmesi Gerektiğine Dair Bir Hükme Yer Verilmediği )

< HACZİN KALDIRILMASI ( İcra Mahkemesi Kararlarının İnfazı İçin Kesinleşmesinin Zorunlu Bulunmadığı - Mahkemece Şikayetin Kabulü İle Hacizlerin Kaldırılmasına Karar Verilmesi Gerektiği )

> KESİNLEŞME ŞARTI ( İcra Mahkemesi Kararlarının İnfazı İçin Kesinleşmesinin Zorunlu Bulunmadığı )

2004/m.40, 363, 366


ÖZET : İcra Mahkemesince verilecek kararlardan temyizi kabil olanlar belirlenmiş, bunların infaz edilebilmesi için kesinleşmesi gerektiğine dair bir hükme yer verilmemiştir. Bir başka deyişle, icra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi zorunlu bulunmamaktadır. O halde, mahkemece şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken somut olayda uygulama yeri olmayan İİK. nun 40. maddesine dayalı olarak takibin iptali kararının kesinleşmediği gerekçesi ile istemin reddi isabetsizdir.


DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Borçlu vekilinin aşkın hacze dayalı olarak hacizlerin kaldırılması talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK.nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararlan kesindir. Yargıtay'ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin ( REDDİNE ),

2-Borçlu vekilinin memurluk kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Alacaklı vekili tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, Mersin l.İcra Mahkemesinin 14.08.2008 tarih ve 2008/581-600 sayılı kararı ile borçlunun şikayetinin kabul edilerek takibin iptaline karar verildiği görülmektedir.

İİK. nun 363 ve sonraki maddelerinde, İcra Mahkemesince verilecek kararlardan temyizi kabil olanlar belirlenmiş, bunların infaz edilebilmesi için kesinleşmesi gerektiğine dair bir hükme yer verilmemiştir. Bir başka deyişle, icra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi zorunlu bulunmamaktadır.

O halde, mahkemece şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken somut olayda uygulama yeri olmayan İİK. nun 40. maddesine dayalı olarak takibin iptali kararının kesinleşmediği gerekçesi ile istemin reddi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda ( 2 ) maddede yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyannca ( BOZULMASINA ), 02.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.




İİK-MADDE 40
İCRANIN İADESİ :
(Değişik birinci fıkra: 2/3/2005-5311/7 md.) Bir ilâmın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durdurur.

(Değişik ikinci fıkra: 2/3/2005-5311/7 md.) Bir ilâm hükmü icra edildikten sonra bölge adliye mahkemesince kaldırılır veya yeniden esas hakkında karar verilir ya da Yargıtayca bozulup da aleyhine icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilâmla tahakkuk ederse, ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski hâline iade olunur.

Ancak üçüncü şahısların hüsnü niyetle kazandıkları haklara halel gelmez

İİK-MADDE 363
KANUN YOLLARINA BAŞVURMA VE SON MADDELER

İSTİNAF YOLUNA BAŞVURMA VE İNCELENMESİ:
(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/140 md.;Değişik madde: 02/03/2005-5311 S.K./24.mad)

İcra mahkemesince 85 inci maddenin uygulanma biçimi, icra dairesi tarafından hesaplanan vekâlet ücreti, 103 üncü maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği, yediemin ücreti, yediemin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, kıymet takdirine ilişkin şikâyet, ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satışın durdurulması, satış ilânının iptali, süresinde satış istenmemesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263 üncü maddenin uygulanma biçimi, iflâs idaresinin oluşturulması, icra mahkemesinin iflâs idaresinin işlemleri hakkında şikâyet üzerine verdiği kararlara karşı, iflâs idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulası ve 36 ncı maddeye göre icranın geri bırakılmasına ilişkin kararları dışındaki kararlarına karşı, ait olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarının bin lirayı geçmesi şartıyla istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvuru süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren on gündür.

İcra mahkemesi kararları aleyhine işlemleri uzatmak gibi kötüniyetle istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılırsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 422 nci maddesi hükmü uygulanır.

Kesin bir karara karşı kötüniyetle istinaf yoluna başvuranlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

İstinaf yoluna başvuru satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. İcranın devamı için gereken evrak alıkonularak bunların birer örneği bölge adliye mahkemesine gönderilecek dosyaya konulur.
Hepsihukuk: Hesaplamalar: Mobil Hesaplama ve İçtihat Programı

İcra Hesapmatik: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

avatar_Özgür KOCA
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

2008/16170 E.N.
2008/16127 K.N.

İCRA HUKUKU
İLAMLARIN İCRASI
KESİNLEŞME KOŞULU
İCRA MAHKEMESİ KARARI

(İİK m. 361,; HUMK m. 443/4)

Özet
Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara ve aile ve şahsın hukukuna ait ilamlar kesinleşmedikçe infaz olunamaz. İcra Mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşme koşulu aranmaz.



Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü;

İcra Mahkemesince 11.07.2007 tarihinde dosya üzerinde karar verilmiş olup, anılan karar borçlu vekiline 20.07.2007 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu vekilinin ise İzmir 9.1cra Mahkemesine 25.07.2007 tarihinde temyiz dilekçesini verdiği ve anılan mahkemece aynı gün 2007/212 muhabere numarası ile muhabere defterine kaydının yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda alacaklı vekilinin 25.07.2007 tarihli temyiz istemi 10 günlük yasal sürededir. Dairemizce maddi yanılgı sonucu süre aşımı nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmesi doğru olmadığından borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemiz 30,11.2007 tarih ve 2007/19570-22541 sayılı temyiz isteminin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra 11.07.2007 tarih ve 2007/101-94 sayılı mahkeme kararma yönelik temyiz incelemesine geçildi;
İİK.'in 361. maddesi gereğince icra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır.
Somut olayda alacaklı vekili tarafından ilama dayalı olarak ilamlı icra takibi yapıldığı, borçlunun itirazı takibi durdurmadığı için adı geçenin dosya borcunu ödediği daha sonra Bergama İcra Mahkemesinin 08.03.2007 tarih ve 2006/152 esas, 2007/31 karar sayılı karan ile borçlunun şikâyetinin kabul edilerek takibin İptaline karar verildiği görülmektedir.

HUMK'un 443/4. Maddesi gereğince gayrimenkule ve buna müteallik ayni haklara ve aile ve şahsın hukukuna mütedair hükümler kesinleşmedikçe infaz olunamaz. Ayrıca, İİK'in 363 ve sonraki maddelerinde, İcra Mahkemesince verilecek kararlardan temyizi kabil olanlar belirlenmiş, bunların infaz edilebilmesi için kesinleşmesi gerektiğine dair bir hükme yer verilmemiştir. Bir başka deyişle icra mahkemesi kararlarının infazı
için kesinleşmesi zorunlu bulunmamaktadır.

Bu durumda, İİK'in 361. Maddesinde belirtilen koşullar oluşmuş ve borçlu ödenmemesi gereken parayı ödemiş olduğundan bu meblağı herhangi bir hükme hacet kalmadan alacaklıdan ve bu takip dosyasında isteyebilir. (HGK.nun 06.12.1995 tarih ve 1995/12-860E. 1995/1078K). O halde, Mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken takibin iptali kararının kesinleşmediği gerekçesi ile istemin reddi isabetsizdir.

SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'un 428. Maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Hepsihukuk: Hesaplamalar: Mobil Hesaplama ve İçtihat Programı

İcra Hesapmatik: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

avatar_rambetiko
ödeme emrinin tebliği tarihinin değiştirilmesine ilişkin icra mahkemesi kararının kesinleşmesi gerekmektedir diye bir kararı var. bunun özelliği nedir?

Benzer Konular (10)