8. Hukuk Dairesi 2018/2285 E. , 2018/17509 K.

Başlatan İçtihat, 04 Nisan 2021, 04:34:24

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat
8. Hukuk Dairesi         2018/2285 E.  ,  2018/17509 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ......... ......... Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi



Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ......... 8. Asliye Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda ......... ......... Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nce istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş, bu kez ......... Adliye Mahkemesi kararının Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17/10/2018 ...... günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekili Av. ...... Uslu Güleç geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili, vekil edeninin 254 ada 36 parsel numaralı taşınmazın maliki olduğunu, davalı ile vekil edeni arasında 01/04/2009 tarihinde 1 yıllık adi ortaklık sözleşmesi yapıldığını, ortaklık neticesinde ilgili taşınmazda davalının denetim ve gözetimi altında............konfeksiyon işi yapıldığını, ortaklık sonucu karşılığında kira bedeli ve %10 kâr payının kendisine verileceğini kararlaştırdıklarını, ortaklık sözleşmesinin 31/03/2010 tarihi itibariyle kendiliğinden fesh olduğunu, ancak davalının sözleşmenin sona ermesine rağmen taşınmazı tahliye etmediğini belirterek, vekil edenine ait taşınmazın davalı tarafınca fuzuli olarak işgal edildiğini belirterek müdahalenin meni'ne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili,vekil edeninin dava konusu taşınmazı 08/05/2009 tarihli kira sözleşmesine dayanarak kullandığını, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, taşınmazda başka maliklerin de bulunduğunu, davacının tek başına meni müdahale davası açamayacağını, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, taraflar arasında yapılan adi ortaklık sözleşmesinin 1 yıl süreli olduğu, kendiliğinden fesih olunacağının sözleşmede belirtildiği ve davalı tarafından akdi bir sebep olmadan dava konusu yerin kullanıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile, 254 ada 34 parselde davacı payına davalı tarafından yapılan müdahalenin men'ine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiş, ......... ......... Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nce, işyeri olarak işletildiği anlaşılan bir taşınmazın uzun süre işgal edildiği iddia edilmesine rağmen, davacı tarafça davalının tahliyesi yönünde bir girişimde bulunulmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, öte yandan, davalı tarafından sunulan dekontlardan anlaşıladığı üzere davalı tarafça davacının eşi adına kira ödemesi altında 03.01.2011, 13.02.2012, 08.02.2013, 02.10.2014, 08.07.2015 tarihli havaleleri mevcut olup, davacı vekili bu ödemelerin dava tarihinden sonra yapıldığını iddia etmiş ise de son dekont dışındakilerin 2010-2015 tarihleri arasında olduğu, paranın kira ilişkisi kapsamında havale edildiğinin kabulü gerektiği, kira ilişkisinin varlığı halinde ise, davalının taşınmazı haksız olarak işgal ettiğinin kabulünün mümkün olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesinin kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesi üzerine bu defa hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, el atmanın önlenmesine istemine ilişkindir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 254 ada 36 parsel sayılı taşınmazın kagir dükkan vasfı ile 9/20 hissesinin davacı ... adına tapuda kayıtlı olduğu, davalının taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, taşınmazda müşterek mülkiyet hükümlerine göre dava dışı maliklerin bulunduğu, davacı tarafından, 01/04/2009 tarihli adi sözleşmenin dosyaya sunulduğu, incelenmesinden, sözleşmenin taraflarının eldeki davanın tarafları olduğu, 7. Maddesinde sözleşmenin 1 yıllık olduğunun, başlangıç tarihinin 01/04/2009 bitiş tarihinin 31/03/2010 olduğunun, bu tarih sonunda hiçbir ihtara ve ihbara gerek duyulmaksızın sözleşmenin sona ereceğinin belirtildiği, 8. Maddede ise taşınmazın süre bitiminde boş teslim edileceğinin belirtildiği, davalı tarafından da dosyaya, davalı ile davacı arasında düzenlenmiş dava konusu yere ilişkin aylık 300 TL bedelli 08/05/2009 tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesinin sunulduğu, davacının sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olmadığı hususunda itirazının bulunduğu, adli tıp uzmanı bilirkişi incelemesinde; kira sözleşmesi fotokopisinde davacıya atfen atılmış imzanın mukayese imzalarına kıyasla davacı ...'nun eli ürünü olmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; paylı mülkiyet üzere olan bir taşınmazda geçerli bir kira akdinden sözedilebilmesi için, Türk Medeni Kanununun 691. maddesi hükmü ve 6.5.1955 tarih 12/18 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca; sözleşmenin pay ve paydaş çoğunluğunca gerçekleştirilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Somut olayda, davalı savunmasında, dosyasına sunduğu yazılı kira sözleşmesine dayanmış ve delil olarak sözleşme metnini dosyaya sunmuştur. Az yukarıda bahsedilen ilke ve kanun maddeleri uyarınca, söz konusu kira sözleşmesi pay ve paydaş çoğunluğunu taşımadığından kira sözleşmesinin geçersiz olduğu ortadadır. Davalı bahsi geçen kira sözleşmesinden başka bir hakka da dayanmamıştır. Kaldi ki, davalı tarafından dosyaya sunulan ve kira bedeli olduğu iddia edilen paraların ödenmesine ilişkin makbuzların da (bir tanesi dışında) davacı adına olmadığı da sabittir. O halde, dava konusu yerde davalının işgali haklı bir nedene dayanmamaktadır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, ......... Adliye Mahkemesince verilen istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine dair karar doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle ......... Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine dosyanın ......... Adliye Mahkemesine gönderilmesine, karardan bir suretin de ilk derece mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)