İş sahibinin başka bir avukata vekalet vermek için muvafakat istemesi-istifa -haklı sebep

Başlatan Deniz034, 23 Mayıs 2016, 20:22:12

« önceki - sonraki »
avatar_Deniz034
İş sahibinin başka bir avukata vekalet vermek için muvafakat istemesi-istifa -haklı sebep

   Özet:
Davalı, Avukatlık Kanunu'nun 172.maddesi gereğince davacının yazılı muvafakatini almadan, davacının takip ettiği davaya bakma görevini başka bir avukata vermiş, davacının iddiasına göre de 02.11.2004 tarihli duruşma öncesinde kendisini durumdan telefon ile haberdar etmiştir. Bu durum davacının işi bırakması için haklı bir neden oluşturmaktadır.



Fıkra:Tümü


T.C.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
Esas No:2012/691
Karar No:2013/173


Esas No:2012/691
Karar No:2013/173



Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 05.10.2006 gün ve 2005/202 E.-2006/442 K. sayılı kararın incelenmesinin davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 22.05.2009 gün ve 2009/718 E-7021 sayılı ilamı ile;

(...Davacı, 11.02.2004 tarihli vekaletname ile davalının vekili olarak davalı aleyhine açılan tapu iptali davasında 06.04.2004 ile 13.07.2004 tarihli duruşmalara girdiğini, 02.11.2004 tarihli duruşmada tanık listesini bildirmek için davalıya telefon ettiğinde, başka avukatın görevlendirildiğinin ve kendisinin takip etmesinin istenmediğinin bildirdiğini, davayı gereği gibi takip ettiğini, oluru alınmadan başka avukatın atanması ve işi bırakmasının istenmesi nedeniyle kendisinin davayı takip etmediğini, davalının ücretini ödemediğini, yapılan icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile inkar tazminatını talep etmiştir.

Davalı, davacıyı azletmediğini, diğer avukata davacıdan önce vekaletname verdiğini, davacının durumu bildiğini, davayı kendisinin takip etmediğini, davacıyla 1.000,00 YTL ye anlaştıklarını, 500,00 YTL sini verdiğini, borcu olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davacının izni olmaksızın haksız olarak davalının ikinci bir avukatı görevlendirmesi nedeniyle davadan çekilip takip etmemesinin haklı olup, ücrete hak kazandığı gerekçesi ile davanın kabulüne, itirazın iptali ile inkar tazminatına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacının, 11.02.2004 tarihli vekaletname ile 07.01.2004 tarihinde davalı aleyhine açılmış olan tapu iptali-tescil davası için görevlendirildiği, 06.04.2004 tarihli ilk celse ile, 13.07.2004 tarihli 2.celseye girdiği, 02.11.2004 tarihli 3.celse öncesi yaptığı telefon konuşması ile başka avukatın görevlendirildiğinin öğrenildiği, buna rağmen 02.11.2004 tarihli celseye diğer avukat ile birlikte girdikleri ve davacı tarafından itiraz edilmeksizin davalıyı birlikte temsil ettikleri, davacının kabulü ve dosya içeriği ile sabittir. Davalı diğer avukatın davacıdan önce 03.02.2003 tarihinden buyana vekili olduğunu, davacının davayı birlikte takip edeceklerini bildiğini ileri sürmekte ise de; diğer avukatta daha önceden vekaletnamesinin olması bu davayı birlikte takip edeceklerini ve davacının baştan beri bu durumu bildiğini göstermeyeceği gibi, davacı da bunu kabul etmemektedir. Dayalı bu iddiasını yasal delillerle ispatlayamamıştır. Avukatlık Kanununun 172.maddesi gereğince " iş sahibi ilk avukatın yazılı olurunu alarak başka bir avukatı görevlendirebilir." Eldeki davada davalı, davacının yazılı olurunu almaksızın başka bir avukatı davacı tarafından takip edilen davada görevlendirmiştir. Bu durum davacının işi bırakması için haklı bir neden oluşturmaktadır. Ancak davacı başka bir avukatın görevlendirildiğini bildiği halde 02.11.2004 tarihli celseye görevlendirilen yeni avukat ile birlikte girmiş, duruşma sırasında da ikinci avukata onayının olmadığını bildirmemiştir. Bu durumda davacının ikinci avukata zımni olarak muvafakat vermiş olduğunun kabulü gerekmektedir. Davacı, 02.11.2004 tarihli celse sonrası duruşmalara katılmamış ve 12.01.2005 tarihinde avukatlık ücreti için icra takibinde bulunmuştur. Davacı ihtirazi kayıtsız diğer vekil ile duruşmaya katılmakla, kendisinin yazılı oluru alınmadan ikinci bir vekil tutulmuş olduğu için davayı takip etmediğini bildirerek ücretini isteme hakkını kaybetmiş bulunmaktadır. Bu durumda davacı haklı sebep olmaksızın davalının davasını takip etmemiş konumuna düştüğünden davalıdan vekalet ücreti isteyemez. Mahkemece davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, vekalet ücretinin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı vekili, müvekkilinin avukat olup, davalı aleyhine açılan 2003/927 E. numaralı tapu iptal davasında davalıyı temsil etmek üzere davalı tarafından 11.02.2004 tarihinde vekil tayin edildiğini, müvekkilinin bu dosyada 06.04.2004 ve 13.07.2004 tarihlerindeki duruşmalara girdiğini, davalının gayrimenkulü üzerine konulan ihtiyati tedbire itiraz ettiğini, delil listesi verdiğini, ancak 02.11.2004 tarihli duruşmadan önce davalıyla yaptığı telefon görüşmesinde, davalının bu dava için başka bir avukatı görevlendirdiğini, dolayısıyla davayı artık takip etmesini istemediğini ve vekalet ücretini de ödemeyeceğini öğrendiğini, vekalet ücretinin tahsili için davalı hakkında icra takibi başlattığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline ve borçlunun haksız itirazlarından dolayı %40 'tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacı ile Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde halen derdest olan 2003/927 E. sayılı dosyaya vekaleten bakması için 1.000.-YTL karşılığında anlaştığını, ücretin yarısının peşin olarak diğer yarısının ise ilk duruşma günü kendisine ödendiğini, davacının anlaşma gereği belirtilen davayı diğer Avukat birlikte takip edip neticelendireceğini, ancak davacının belirtilen davada sadece iki duruşmaya katılıp bundan sonraki duruşmalara katılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar; Özel Daire'ce yukarıda başlık bölümünde yazılan gerekçe ile bozulmuş; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.

Direnme kararını davalı temyize getirmektedir.

Açıklanan maddi olgu, iddia ve savunma ile bozma ve direnme kararlarının kapsamları itibariyle Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/927 E. Sayılı dava dosyasında, davalının vekilliğini yapan davacı avukatın 11.02.2004 tarihli duruşmaya davalıyı Avukat N. ile birlikte temsil için katılıp katılmadığı; burada varılacak sonuca göre davacının vekalet ücretine yönelik talebinin kabul edilip edilmeyeceği noktalarında toplanmaktadır.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 172.maddesinde, "İş sahibi, ilk anlaşmayı yaptığı avukatının yazılı muvafakatı ile, başka avukatları da işin kovuşturma ve savunmasına katabilir.

İş sahibi, ilk avukatın muvafakatını kendisine tevdi veya tebliğ edilecek bir yazı ile en az bir haftalık süre vererek talep eder. Avukat bu süre içinde cevap vermemişse muvafakat etmiş sayılır.

İlk avukatın muvafakat etmemesi halinde, vekalet akdi kendiliğinden sona erer. İş sahibi, muvafakat etmiyen avukata ücretin tamamını ödemekle yükümlüdür.

İlk avukatın muvafakatı ile işin başka avukatlar tarafından da takibi halinde iş sahibi, ilk avukatın ücretinden kısıntı yapamaz. Bu halde avukatların müvekkile karşı sorumluluğu konusunda 171 inci maddenin üçüncü fıkrası hükmü uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.

Davalının, davacıyı 11.02.2004 tarihinde vekil olarak tayin ettiği, davacının ise, davalıya vekaleten Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/927 E. sayılı dosyasında 06.04.2004 ve 13.07.2004 tarihli duruşmalara katıldığı hususlarında taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Davalı, Avukatlık Kanunu'nun 172.maddesi gereğince davacının yazılı muvafakatini almadan, davacının takip ettiği davaya bakma görevini başka bir avukata vermiş, davacının iddiasına göre de 02.11.2004 tarihli duruşma öncesinde kendisini durumdan telefon ile haberdar etmiştir. Bu durum davacının işi bırakması için haklı bir neden oluşturmaktadır.

Dosya kapsamından davacının 02.11.2004 tarihli duruşmaya hiç katılmadığı, görevlendirilen yeni avukatın davalıyı temsil ettiği de duruşma zabıtlarından açıkça anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacı vekillik görevini gereği gibi yerine getirdiğinden; davalı da haklı bir neden olmaksızın ve anılan kanunun 172.maddesinde belirtilen usule uymaksızın yeni bir avukat görevlendirdiğinden, eldeki davayı açmakta haklıdır. Direnme bu nedenle yerindedir.

Ne var ki, Özel Daire'ce hüküm diğer yönlere ilişkin incelenmemiştir. Bu nedenle dosyanın Özel Daire'ye gönderilmesi gerekmektedir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, direnme uygun olup, davalının işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 13.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen " Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, miktar itibari ile karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 30.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)

1497

Yanıtlar: 1
Gösterim: 4784