8. Hukuk Dairesi 2015/16193 E. , 2018/176

Başlatan İçtihat, 04 Nisan 2021, 00:37:45

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat
8. Hukuk Dairesi         2015/16193 E.  ,  2018/176 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet


Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


KARAR

... ve ... vekili takip tarihinden itibaren vekil edeni ve diğer borçlu tarafından icra dosyasına ödemeler yapıldığını, 20.09.2010 tarihli dosya hesabında bakiye borç miktarının fazla olduğunu, müteselsil borçlulardan ... ... Sigorta A.Ş.'nin 16.09.2010 tarihli toplu ödemesinin dikkate alınmadığını açıklayarak, bakiye borç bulunmadığı için dosyanın infazen işlemden kaldırılması talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda 15.09.2014 tarihi itibariyle 9.868,74 TL bakiye borç bulunduğundan şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Takip dayanağı ilamda; davalı ....Sigorta yönünden açılan davanın zamanaşımı nedeni ile reddine, 14.477,42 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 26.07.2002 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... ve ...'tan tahsiline, 8.000, TL manevi tazminatın ise kaza tarihi olan 26.07.2002 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... ve ...'tan tahsiline karar verilmiş, anılan bu ilamın bozulması üzerine bozma sonrası verilen kararda; ''Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 14.477,42 TL'nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen maddi tazminat tutarına, davalı sigorta şirketi bakımından dava tarihi olan 25.06.2007, diğer davalılar bakımından olay tarihi olan 26.07.2002'den itibaren yasal faiz yürütülmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 8.000,00 TL'nin olay tarihi olan 26.07.2002'den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Serbülent ve ...'dan müteselsilen tahsiline, yargılama giderlerinin davalı sigorta şirketi bakımından kabul edilen miktar ile orantılı olarak tahsiline, yine maddi tazminat talebinin kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan vekalet ücretinin, davalı sigorta şirketi bakımından kabul edilen miktar ile orantılı olarak tahsiline, manevi tazminat bakımından hesaplanan vekalet ücretinin davalılardan Serbülent ve ...'tan tahsiline karar verilmiş olup, anılan bu ilamda davalıların tazminat alacaklarına ilişkin müteselsil sorumlulukları yargılama gideri ve vekalet ücreti alacaklarından dolayı sorumlu tutuldukları miktarlar belirlenmiştir.
Bu durumda TBK'nun 100. maddesi nazara alınarak borçluların ilamdan kaynaklı borçlarının tespiti gerekir. İlam hükmü gereği; 14.477,42TL maddi tazminatın faizinden Serbülent ve ... olay tarihi olan 26.07.2002, borçlu ... Sigorta AŞ. ise dava tarihi olan 25.06.2007 tarihinden itibaren müteselsilen olup, manevi tazminatlardan ise sadece borçlular .... ve ... sorumludur. O halde maddi tazminatta Sigorta Şirketinin sorumluluğunun müteselsilen sorumlu olduğu, sadece faiz alacağı yönünden Sigorta Şirketinin sorumlu olduğu faiz başlangıç tarihi ayrıca belirtildiğinden, faiz yönünden sorumlu olduğu matrah olarak 14.477,42 TL esas alınarak faiz sorumluluğu belirtilen tarihten itibaren hesaplanmalıdır. Borçlular maddi tazminat, maddi tazminata ilişkin vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden müteselsilen sorumlu oldukları için borç miktarı bu şekilde hesaplanmalı ödemeler öncelikle tüm borçluların müteselsilen sorumlu oldukları miktarlar yönünden kabul edilip müteselsilen sorumlu olunan alacak kalemleri için ayrıca hesap yapılmalıdır. Borçlulardan Serbülent ve ...'ın manevi tazminata yönelik yaptığı 8.400 TL ödemenin manevi tazminat ve manevi tazminata ilişkin vekalet ücreti yönünden yapılacak ayrı bir hesaplamada mahsubunun yapılması maddi tazminat için yapılan ödemelerde nazara alınmaması gerekir. Buna göre borçlular Serbülent ve ... yönünden bakiye borç bulunup bulunmadığı hesaplanmalıdır. Mahkemece bu hususlar göz önünde bulundurularak bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 10.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)