8. Hukuk Dairesi 2018/2160 E. , 2018/17100 K.

Başlatan İçtihat, 04 Nisan 2021, 04:28:00

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat
8. Hukuk Dairesi         2018/2160 E.  ,  2018/17100 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.10.2018 ... günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili, vekil edeni ...'ün 948, 1210, 1168, 1164 parsel sayılı taşınmazların, diğer müvekkili ...'ün ise aynı yer 1357 ve 1416 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, vekil edeni ...'ün eşi, diğer vekil edeni ...'ün babası olan ...... Öztürk ile davalı ... arasında 2010 yılında 3 yıllık kira sözleşmesi yapıldığını ve kira sözleşmesinin 2013 yılında sona erdiğini, ancak davalının haksız işgalinin devam ettiğini belirterek davalının dava konusu taşınmazlara yaptığı müdahalenin men'ine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazların vekil edeni tarafından 2021 yılına kadar kiralanıp ve tüm kira bedellerinin ödendiğini, kira sözleşmelerinin davacıların eşi/babası olan ...... Öztürk tarafından düzenlediğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile; davacı ... adına 948 parselde fen bilirkişisinin 06/11/2015 tarihli krokisinde kırmızı taralı 33.170 m2'lik kısmına, aynı yer 1210 parsel, 1168 parsel, 1164 parsel sayılı taşınmazların tamamına davalının müdahalesinin önlenmesine, davacı ... adına kayıtlı 1357 parselde fen bilirkişisinin krokisinde kırmızı taralı 8.100 m2'lik kısmına aynı yer 1416 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişisinin krokisinde kırmızı taralı 14.625 m2'lik kısmına davalının müdahalesinin önlenmesine karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava tapulu taşınmaza el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu tarla nitelikli taşınmazlardan 948,1164 ve 1210 parsel sayılı taşınmazların 13/07/2007 tarihinde satış ile, 1168 parsel sayılı taşınmazın 22/12/2010 tarihinde tashih ile davacı ... adına, 1357 ve 1416 parsel sayılı taşınmazların 30/04/2014 tarihli satış işlemi ile davacı ... adına tapuda kayıtlı olduğu, davalının kayıttan kaynaklanan bir hakkının olmadığı, davacılardan ...'ün eşi ve ...'ün babası olan ...... Öztürk ile davalı ... arasında 12/06/2010-12/06/2014 tarihleri arasında dava konusu taşınmazların tarımsal amaçlı olarak kullanılması amacıyla kira sözleşmesinin imzalandığı, kira sözleşmesinde ...... Öztürk'ün parasını aldığına dair imzasının da bulunduğu, davalı tarafından sunulan kira sözleşmelerine göre, sonraki yıllar için de yine davalı ile ...... Öztürk arasında bir kısım kira sözleşmelerinin imzalandığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; özel yasa hükümleri saklı kalmak koşuluyla, gerek taşınır gerekse taşınmaz mallara ilişkin kira sözleşmelerinin geçerli olması hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir. Kira sözleşmeleri yazılı veya sözlü yapılabileceği gibi zımni (üstü kapalı) olarakta vücuda getirilebilir. Yeterki taraflar kira sözleşmesinin esaslı unsurlarında anlaşmış olsunlar. Nitekim bu kural18.03.1942 tarih 37/6 sayılı inançları birleştirme kararında açıkça vurgulanmıştır.
Somut olayda, davacılar dava konusu taşınmazların 2013 tarihine kadar kiraya veren ...... Öztürk'ün kendilerini temsilen kiralama yetkisi olduğunu bahsi geçen sözleşmeyi inkar etmeyerek kabul etmişlerdir. 2013 yılından sonra da dava dışı ...... Öztürk dava konusu taşınmazları kiralamaya devam etmiştir.Bu durumda davalının dava konusu taşınmazları kira ilişkisine dayalı olarak kullandığı ve haksız işgalci olmadığının kabulü gerekir.
Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler somut olgularla birlikte değerlendirildiğinde; davalının, çekişmeli yerde haksız işgalci olmadığının, kabulü gerekir. kiracı sıfatı ile taşınmazı kullandığı, davacının kira hükümleri uyarınca dava açabileceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nin 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı vekiline verilmesine,
HUMK'nin 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 10/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)