Teminatın iadesine

Başlatan Deniz034, 05 Haziran 2016, 18:27:40

« önceki - sonraki »
avatar_Deniz034
15. Hukuk Dairesi         2015/1410 E.  ,  2015/6623 K.

"İçtihat Metni"
Mahkemesi   :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, haksız ihtiyati tedbir sonucu kur farkı ve mahrum kalınan faiz kaybından oluşan zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince ve karardan sonra teminatın iadesi ile ilgili davalının talebiyle verilen ek karara karşı, davacının itirazı üzerine oluşturulan 09.03.2015 günlü davacının itirazının esas hükümle birlekte Yargıtay incelemesiyle değerlendirilebileceği gözönüne alınarak mahkemece karar verilmesine yer olmadığına dair ikinci ek karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davanın esası ile ilgili davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunu'un yabancı para borcunda faiz başlıklı 4/a maddesinde; sözleşmede daha yüksek akdî veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacağı hükmü mevcuttur. Kanun 1 yıl vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz oranını esas aldığından, uygulanması gereken faiz, faizin işletilmeye başladığı tarihten itibaren ve birer yıllık dönemlerin başlangıç tarihleri itibariyle tesbit edilecek faiz oranıdır (Yargıtay 15. HD.'nin 02.07.2015 gün 2015/1149 Esas, 2015/3897 Karar sayılı ilamı). Hükme esas alınan bilirkişi kurulunca faizin başlangıç tarihinden itibaren yıllık dönem dikkate
alınmaksızın değişen oranlara göre ve 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesindeki ifadeye aykırı hesaplama yapılmıştır.
Bu durumda mahkemece Amerikan Doları cinsinden devlet bankalarınca 1 yıllık vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranları dikkate alınmak ve temerrüdün gerçekleştiği tarihten başlamak sureti ile birer yıllık dönemlerin başlangıç tarihinde uygulanması gereken faiz oranlarına göre davacı iş sahibinin istemekte haklı olduğu haksız ihtiyati tedbir sonucu mahrum kalınan faiz alacağı nedeniyle oluşan zararın hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla hesaplattırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı miktar alacağa hükmedilmesi doğru olmamıştır.
3-Davacının, ihtiyati tedbir kararı nedeniyle teminat olarak gösterilen taşınmazın tapu kaydına konulan şerhin kaldırılmasına dair mahkemenin 03.03.2015 gün 2014/1069 Esas 2014/431 Karar sayılı ek kararına karşı itiraz üzerine verilen 09.03.2015 gün aynı tarih ve sayılı 2. ek karara yönelik temyiz itirazlarına gelince; bu ek kararın esas kararla birlikte temyizi mümkün olduğu kabul edilerek incelenmiştir.
03.04.2012 gün 28253 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği'nin, teminatların iadesi başlıklı 59. maddesinde ihtiyat tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde teminat olarak yatırılan para ......... veya benzeri evrakın iadesinin istenmesi halinde yazılı işleri müdürünün teminatın iadesi için kanuni şartların gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırıp bu hususu belgelendirerek görüşü ile birlikte hakim ya da daire başkanına sunacağı, teminat gösterilmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalktığının anlaşılması halinde mahkemece teminatın iadesine karar verileceği düzenlenmiştir. İadesi istenilen teminat (kaldırılması istenen teminat maksatlı şerh), davanın dayanağını oluşturan ve geri verilmesi gereken teminat mektuplarının paraya çevrilmesini önlemek için Asliye Hukuk Hakimliği'nin 28.02.2001 gün 2001/7 Esas 2001/7 Karar D.iş sayılı kararıyla verilen ihtiyati tedbir kararının infazı için gösterilmiş olup ve hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında bu ihtiyati tedbir nedeniyle davacının tazminat isteyebileceği benimsenmiştir. Haksız ihtiyati tedbir nedeniyle eldeki dava açılıp derdest olduğu ve kısmen de olsa dava kabul edildiğine göre anılan yönetmeliğin 59. maddesi hükmünce teminatın iadesi (somut olayda teminat olarak gösterilen taşınmazın tapu kaydındaki şerhin kaldırılması) şartları oluşmamıştır. Davalının, kararın icraya konulması üzerine İİK'nın 36. maddesi gereğince mehil vesikası alabilmek üzere icra müdürlüğüne teminat mektubu vermiş olması veriliş sebepleri farklı olduğundan mükerrer teminat sayılmaz.
Bu halde haksız ihtiyati tedbir sonucu uğranılan zararın tazmini ile ilgili açılan dava henüz derdest olduğundan, bu ihtiyati tedbir kararının uygulanabilmesi için gösterilen teminatın (tapu kaydına konulan şerh suretiyle) kaldırılması ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği'nin 59. maddesindeki teminatın iadesi koşulları oluşmadığından davacının itirazı kabul edilerek bu teminatın iadesinde tapu kaydındaki şerhin kaldırılmasına dair 03.03.2015 günlü ek kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak itiraz üzerine yazılı şekilde karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Kararın belirtilen sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3. bentler uyarınca kabulü ile hükmün ve mahkemenin 09.03.2015 gün 2014/1069 Esas, 2014/431 Karar sayılı ikinci ek kararının BOZULMASINA, 1.350,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay'daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 24.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.





''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)