Menfi Tespit Davasının İstirdata Dönüşmesi Halinde İcrası İçin İlam Kesinleşmeli

Başlatan Özgür KOCA, 03 Temmuz 2015, 23:23:09

« önceki - sonraki »
avatar_Özgür KOCA
T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/12501
Karar: 2003/15403
Karar Tarihi: 27.06.2003


ŞİKAYET DAVASI - KESİNLEŞMEDEN İCRA - MENFİ TESPİTİN İSTİRDATA DÖNÜŞMESİ HALİ - DAVANIN KABUL VEYA RED TEFRİKİ YAPILMAKSIZIN KESİNLEŞMEDEN TAKİP KONUSU YAPILAMAYACAĞI

ÖZET: Menfi tespit davaları kabul veya red tefriki yapılmaksızın kesinleşmeden takip konusu yapılamaz. Menfi tespitin istirdata dönüşmesi halinde dahi aynı kural geçerli olup kesinleşmeden takip konusu yapılamaz.

(2004 S. K. m. 16, 72)

Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Dairemiz süregelen içtihatlarında da benimsendiği üzere, menfi tespit davaları kabul veya red tefriki yapılmaksızın kesinleşmeden takip konusu yapılamaz. Menfi tespitin istirdata dönüşmesi halinde dahi aynı kural geçerli olup kesinleşmeden takip konusu yapılamaz. Mercice aksine düşüncelerle İİK.nun 72/5. maddesinin hatalı yorumu ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27.06.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.



T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/5808
Karar: 2007/7969
Karar Tarihi: 24.04.2007


ŞİKAYET DAVASI - MENFİ TESPİT İLAMININ KESİNLEŞMEDEN TAKİBE KONULAMAYACAK OLMASI - ALACAKLI YARARINA HÜKMEDİLEN VEKALET ÜCRETİ VE İCRA İNKAR TAZMİNATININ TALEP EDİLMESİ MÜMKÜN OLMAMASI

ÖZET: Somut olayda Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/898 esas, 2006/99 karar sayılı 06.04.2006 tarihli menfi tespit kararının kesinleşmediği anlaşılmakla, menfi tespit ilamında alacaklı yararına hükmedilen vekalet ücreti ve icra inkar tazminatının talep edilmesi mümkün değildir.


(2004 S. K m. 72)

Dava: Mahalli mahkemesinden verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Menfi tespit ilamının İcra ve İflas Kanunu'nun 72/5. maddesi karşısında kesinleşmeden takibe konulması olanaklı değildir. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu ola*mayacaktır.

Diğer bir anlatımla; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi (olumsuz) tespit davası sonunda alınan ilamın yargılama gideri ve tazminata ilişkin bölümleri, davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümü ile bir bütündür. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez (HGK 05.10.2005 tarih ve 12-534, 2005/554 sayılı kararı).

Somut olayda Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/898 esas, 2006/99 karar sayılı 06.04.2006 tarihli menfi tespit kararının kesinleşmediği anlaşılmakla, menfi tespit ilamında alacaklı yararına hükmedilen vekalet ücreti ve icra inkar tazminatının talep edilmesi mümkün değildir.

O halde mahkemece, borçlu vekilinin 12.09.2006 tarihli hesap tablo*suna yönelik şikayetinin yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle incelenmesi ve muhtırada belirlenen alacak miktarının düzeltilmesi yerine yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 24.04.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.


T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/24238
Karar: 2010/6010
Karar Tarihi: 16.03.2010


ŞİKAYET DAVASI - KESİNLEŞMEDEN İCRA - İSTİRDATA DÖNÜŞEN İSTEMİN TEMELİNİN MENFİ TESPİT DAVASI OLDUĞU - İLAM KESİNLEŞMEDEN TAKİP KONUSU YAPILAMAYACAĞI - ŞİKAYETİN KABULÜ GEREĞİ

ÖZET: İstirdada dönüşen istemin de temeli menfi tespit davası olduğu için ilamda yer alan alacağın da ilam kesinleşmeden takip konusu yapılmasına olanak yoktur. Somut olayda takip dayanağı ilamınin incelenmesinde davanın menfi tespit olarak açıldığı ve yargılama sırasında istirdada dönüştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda anılan ilamın icraya konulabilmesi için kesinleşmesi zorunlu olduğundan mahkemece şikayetin kabulü yerine reddi isabetsizdir.

(2004 S. K. m. 16, 72, 366) (1086 S. K. m. 428) (YHGK 05.10.2005 T. 2005/12-534 E. 2005/554 K.)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Menfi tespit ilamının İİK. nun 72/5 maddesi uyarınca kesinleşmeden takibe konulması olanaklı değildir. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir ilamda yer alan tüm alacak kalemlerin in ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu olamayacaktır.

Diğer bir anlatımla; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi (olumsuz) tespit davası sonunda alınan ilamın yargılama gideri ve tazminata ilişkin bölümleri davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümü ile bir bütündür Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır Dolayısıyla ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez. (HGK 5.10.2005 tarih ve 12-534 2005/554 sayılı kararı)

Öte yandan İİK. nun 72/6 maddesi gereğince istirdada dönüşen istemin de temeli menfi tesbit davası olduğu için yukarıdaki kural gereği bu ilamda yer alan alacağın da ilam kesinleşmeden takip konusu yapılmasına olanak yoktur.

Somut olayda takip dayanağı Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/246 esas 2009/277 karar sayılı 28.05.2009 tarihli ilamın in incelenmesinde davanın menfi tesbit olarak açıldığı ve yargılama sırasında istirdada dönüştüğü anlaşılmaktadır.

Bu durumda yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda anılan ilamın icraya konulabilmesi için kesinleşmesi zorunlu olduğundan mahkemece şikayetin kabulü yerine reddi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
Hepsihukuk: Hesaplamalar: Mobil Hesaplama ve İçtihat Programı

İcra Hesapmatik: Masaüstü Bilgisayarlar için Hesap Programı

Benzer Konular (10)

1497

Yanıtlar: 1
Gösterim: 4784