YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 07.05.2019 tarihli ve 95-380 sayılı

Başlatan İçtihat, 04 Şubat 2021, 20:47:05

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat

Karar ve hükümlerde gerekli oy sayısı
MADDE 224. - (1) Mahkemece karar ve hükümler oybirliği veya oyçokluğuyla verilir.
(2) Karşı oya tutanakta yer verilir, gerekçesi de tutanakta gösterilir.
Hükmün konusu ve suçu değerlendirmede mahkemenin yetkisi
MADDE 225. - (1) Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında
verilir.
(2) Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir.
KARARLAR
-1
ÖZET: A. Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 22.03.2012 tarihli iddianamenin başlığında,
suç kısmına 'Mala Zarar Verme' yazılarak sanıkların işledikleri iddia edilen suçun ne olduğunun
açıkça belirtildiği, yine sevk maddeleri kısmında da 'TCK’nın 151/1' ibaresine yer verilmek suretiyle
sanıkların cezalandırılmaları istenen Kanun maddesinin gösterildiği, olayın anlatıldığı bölümde
ise olay yerinde far kırıkları olduğundan bahsedildikten sonra iddianamenin sonuç bölümde '...
Delillerin yok edilmesi maksadıyla, yol kenarından aracı T. Çayına attıkları...' şeklindeki anlatım ile
yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiilin nelerden ibaret olduğunun açıklandığı, Yargıtay Ceza
Genel Kurulunun duraksamaya yer vermeyen kararlarında, bir olayın açıklanması sırasında bir başka
olaydan söz edilmesinin, o olay hakkında dava açıldığı anlamına gelmeyeceği belirtilmiş olmakla
birlikte, söz konusu kararlara ilişkin iddianamelerde suçun adının ve sevk maddesinin yazılı olmadığı,
sadece bir olay açıklanırken başka bir olaydan bahsedildiği, uyuşmazlık konusu iddianamede ise,
suçun adı ile sanıkların cezalandırılmaları istenilen sevk maddelerinin açıkça yazılı olduğu, öte
yandan mala zarar verme suçunun genel kast ile işlenebilen bir suç olduğu da gözetildiğinde delillerin
yok edilmesi maksadıyla yapılmış olsa dahi bir aracın uçurumdan aşağı atılmasının doğal olarak o
aracın zarar görmesine neden olacağı anlaşıldığından, her iki sanık hakkında mala zarar verme
suçundan usulünce açılmış bir kamu davası bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
Sanık Ş.M. hakkında suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan kurulan mahkûmiyet
hükmü temyiz edilmeksizin, sanık Y.K. hakkında kasten öldürme suçundan verilen mahkûmiyet kararı
sanığın temyiz isteminden vazgeçmesi suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme,
sanıklar Ş.M. ve Y.K. hakkında mala zarar verme suçundan verilen karar verilmesine yer olmadığına dair
kararlarla sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken
uyuşmazlık, sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan usulüne uygun olarak açılmış bir kamu davası
bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından,
A. Cumhuriyet Başsavcılığının 22.03.2012 tarihli ve … sayılı iddianamesiyle, sanık Y.K. hakkında kasten
öldürme ve mala zarar verme suçlarından TCK’nın 81 ve 151/1. maddeleri uyarınca, sanık Ş.M. hakkında
ise suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme ve mala zarar verme suçlarından TCK’nın 281/1 ve
151/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmesi istemiyle kamu davası açıldığı,
Mala zarar verme suçuyla ilgili olarak iddianamede delillerin anlatıldığı bölümde, olay yerinde far
kırıkları olduğundan bahsedildiği, iddianamenin sonunda ise '...Delillerin yok edilmesi maksadıyla, yol
kenarından aracı T. Çayına attıkları, böylece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde
şüphelilerin üzerine atılı suçları işledikleri' cümlesine yer verildiği, iddianame başlığında suç kısmına 'Mala
Zarar Verme' yazılarak sanıkların işledikleri iddia edilen suçun ne olduğunun belirtildiği, sevk maddeleri
kısmına ise 'TCK’nın 151/1' ibaresine yer verilerek sanıkların cezalandırılmaları istenilen sevk maddelerinin
gösterildiği,
Anlaşılmaktadır.
Ceza muhakemesi hukukumuzda mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm
kurulabilmesi için yargılamaya konu edilecek eylemle ilgili usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası
bulunması gerekmektedir. 5271 sayılı CMK’nın 170. maddesinin 1. fıkrası uyarınca ceza davası, dava açan
belge niteliğindeki icra ceza mahkemesine verilen şikâyet dilekçesi, son soruşturmanın açılması kararı
gibi istisnai hükümler dışında kural olarak Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenecek bir iddianame ile
açılır.
Anılan maddenin 4. fıkrası,
'İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır' şeklinde
düzenlenmiştir.
CMK’nın 225. maddesinde,
'(1) Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.
(2) Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir.' hükmüne yer verilmiştir.
Bu madde gereğince hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise, ancak o fail ve fiili hakkında yargılama
yapılarak hüküm verilebilecektir.
Soruşturma aşamasında elde ettiği delillerden ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli
iddia makamı, düzenlenen iddianame ile CMK’nın 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının
sınırlarını belirlemektedir. Bu bakımdan iddianamede, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiil/fiillerin
nelerden ibaret olduğunun hiçbir tereddüde yer bırakmayacak biçimde açıklanması zorunludur.
İddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu iddia olunan eylemin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya
konu edilmeyen fiil veya olaydan dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması
kanuna açıkça aykırılık oluşturacaktır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun duraksamaya yer vermeyen kararlarına göre, bir olayın açıklanması
sırasında bir başka olaydan söz edilmesi, o olay hakkında dava açıldığını göstermez. İddianamede dava
konusu yapılan fiilin bir başka olaya dayalı olmadan, bağımsız olarak açıklanması gerekir. Böylelikle
sanık, iddianameden üzerine atılı suçun ne olduğunu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde anlamalı,
buna göre savunmasını yapabilmeli ve delillerini sunabilmelidir. Öğretide 'davasız yargılama olmaz' ve
'yargılamanın sınırlılığı' olarak ifade edilen bu ilke uyarınca hâkim, ancak hakkında dava açılmış bir fiil ve
kişi ile ilgili yargılama yapabilecek ve önüne getirilen somut uyuşmazlığı hukuki çözüme kavuşturacaktır.
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde,
A. Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 22.03.2012 tarihli ve ... sayılı iddianamenin başlığında,
suç kısmına 'Mala Zarar Verme' yazılarak sanıkların işledikleri iddia edilen suçun ne olduğunun açıkça
belirtildiği, yine sevk maddeleri kısmında da 'TCK’nın 151/1' ibaresine yer verilmek suretiyle sanıkların
cezalandırılmaları istenilen Kanun maddesinin gösterildiği, olayın anlatıldığı bölümde ise olay yerinde
far kırıkları olduğundan bahsedildikten sonra iddianamenin sonuç bölümde '...Delillerin yok edilmesi
maksadıyla, yol kenarından aracı T. Çayına attıkları...' şeklindeki anlatım ile yüklenen suçun unsurlarını
oluşturan fiilin nelerden ibaret olduğunun açıklandığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun duraksamaya
yer vermeyen kararlarında, bir olayın açıklanması sırasında bir başka olaydan söz edilmesinin, o olay
hakkında dava açıldığı anlamına gelmeyeceği belirtilmiş olmakla birlikte, söz konusu kararlara ilişkin
iddianamelerde suçun adının ve sevk maddesinin yazılı olmadığı, sadece bir olay açıklanırken başka bir
olaydan bahsedildiği, uyuşmazlık konusu iddianamede ise, suçun adı ile sanıkların cezalandırılmaları
istenilen sevk maddelerinin açıkça yazılı olduğu, öte yandan mala zarar verme suçunun genel kast ile
işlenebilen bir suç olduğu da gözetildiğinde delillerin yok edilmesi maksadıyla yapılmış olsa dahi bir
aracın uçurumdan aşağı atılmasının doğal olarak o aracın zarar görmesine neden olacağı anlaşıldığından,
her iki sanık hakkında mala zarar verme suçundan usulünce açılmış bir kamu davası bulunduğunun
kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnmeye konu karar verilmesine yer olmadığına dair kararlarının,
sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan usulüne uygun olarak açılmış bir kamu davası bulunduğu
ve bu konuda bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar
verilmelidir.
...
   YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 07.05.2019 tarihli ve 95-380 sayılı
Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)