YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 19.06.2018 tarihli ve 282-287 sayılı

Başlatan İçtihat, 04 Şubat 2021, 20:59:50

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat

-2
ÖZET: 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 'İştirak hâlinde işlenen suçlar' başlıklı 17.
maddesindeki düzenlemeye göre birleştirmenin ancak genel mahkemedeki dosya üzerinden
yapılabileceği, yetişkinlerin yargılandığı Asliye Ceza Mahkemesinin, Çocuk Ağır Ceza Mahkemesine
göre alt mahkeme olması nedenleriyle davalarının birleştirilmesi mümkün değil ise de ergin sanıkların
olayla ilgili beyanlarının tespit edilip, haklarında görülen 17. Asliye Ceza Mahkemesindeki dava
dosyasının getirtilerek onaylı örneği dosya içerisine konulduktan sonra sanığın hukuki durumunun
tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizdir.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken
uyuşmazlık, sanık hakkında eksik araştırmayla mahkûmiyet hükmü kurulup kurulmadığının
belirlenmesine ilişkindir.
...
5271 sayılı CMK’nın 'Bağlantı kavramı' başlıklı 8. maddesinde,
'(1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık
bulunursa bağlantı var sayılır.
(2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de
bağlantılı suç sayılır',
'Davaların birleştirilerek açılması' başlıklı 9. maddesinde,
'Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek
suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir',
'Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması' başlıklı 10. maddesinde,
'(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına
yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.
(2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü uygulanır.
(3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur',
'Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme' başlıklı 11. maddesinde,
'Mahkeme, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görürse, bu bağlantı 8 inci maddede
gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar
verebilir',
Şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
Öte yandan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 'İştirak hâlinde işlenen suçlar' başlıklı 17.
maddesinde,
'(1) Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturma ayrı yürütülür.
(2) Bu hâlde de çocuklar hakkında gerekli tedbirler uygulanmakla beraber, mahkeme lüzum gördüğü
takdirde çocuk hakkındaki yargılamayı genel mahkemedeki davanın sonucuna kadar bekletebilir.
(3) Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi hâlinde, genel mahkemelerde, yargılamanın
her aşamasında, mahkemelerin uygun bulması şartıyla birleştirme kararı verilebilir. Bu takdirde birleştirilen
davalar genel mahkemelerde görülür.' hükümleri getirilmiştir.
Ceza muhakemesinde kural, açılan her dava üzerine ayrı bir yargılama yapılmasıdır. Ancak
uyuşmazlıklar arasında bağlantı bulunduğunda, somut olayın ve bağlantının özellikleri göz önüne
alınarak bu kuraldan ayrılınabilmektedir. Genel prensipten uzaklaşmayı gerektiren istisnai hâllerden
birisi yargılamaların birleştirilmesidir. Yargılamaların birleştirilmesi maddi gerçeğe ulaşma konusunda
kolaylık düşüncesine dayanmakta olduğundan, herhangi bir fayda varsa davaların birleştirilmesi yoluna
gidilmeli, yoksa birleştirilmemelidir. Kanun koyucu da birleştirmede fayda bulunup bulunmadığının
her olayda araştırılmasını kural olarak hâkimin takdirine bırakmış, istisnaen yargılamaların birleştirilip
birleştirilmeyeceğini kendisi tayin etmiştir. Bu durum karşısında öğreti ve uygulamada yargılamanın
birleştirilmesi konusunda, ihtiyari birleştirme, birleştirme mecburiyeti ve birleştirme yasağı olarak üç
ilke bulunduğu görülmektedir. Bu düzenleme ile aralarında şahsi ya da fiili bağ bulunan davaların hem
kısa sürede sonuçlandırılması, hem de aynı sanık ya da eylemle ilgili delillerin bir arada toplanıp bütün
olarak değerlendirilmesi suretiyle maddi gerçeğin en doğru şekilde ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu
durumda, ceza muhakemesinin amacı olan somut gerçeğe doğru bir biçimde ulaşma konusunda zaman
ve emek yönünden fayda umulduğu hâllerde bağlantılı davalar birleştirilmelidir.
Diğer yandan ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usule uygun olarak toplanan
delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu
düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek
1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK, adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle
maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp
değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi
gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Uyuşmazlık konusu bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde,
Sanık M.T.’nin, babası F.T.’ye ait inşaat malzemeleri satılan iş yerinde ağabeyi H.T. ile birlikte çalıştığı,
F.’ye parke döşemesi yaptıran mağdur H.G. ile F. arasında, yapılan işin bedelinin ödenmemesinden
kaynaklanan uyuşmazlık çıktığı, F.’nin alacağını istemek için mağdur H...’i telefonla aradığı, olay günü
saat 21.00 sıralarında mağdur H.’nin oğlu dava dışı sanık S.G. ile birlikte sanığın da bulunduğu F.’ye ait
iş yerine gittiği, burada çıkan kavga sırasında mağdur H.’in, bıçak ve ateşli silahla yaşamını tehlikeye
sokacak, dava dışı sanık S.’nin ise ateşli silahla kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandıkları, F.’nin dava dışı
sanık S. ve mağdur H. tarafından darbedilip iş yeri dokunulmazlığının ihlâl edildiği iddiasıyla şikâyetçi
olduğu, suç tarihinde 17 yaşında olması nedeniyle sanık M. hakkındaki soruşturma dosyasının ergin
sanıkların evrakından ayrılarak 01.03.2011 tarihinde sanık hakkında Ü... Çocuk Ağır Ceza Mahkemesine
kasten öldürme suçuna teşebbüsten kamu davası açıldığı, ergin sanıklar F.T., H.G. ve S.G. hakkında ise
kasten yaralama, geceleyin iş yeri dokunulmazlığının ihlâli ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından
cezalandırılmaları talebiyle İ. A. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı anlaşılan olayda, 5395 sayılı
Çocuk Koruma Kanunu’nun 'İştirak hâlinde işlenen suçlar' başlıklı 17. maddesindeki düzenlemeye göre
birleştirmenin ancak genel mahkemedeki dosya üzerinden yapılabileceği, yetişkinlerin yargılandığı Asliye
Ceza Mahkemesinin Çocuk Ağır Ceza Mahkemesine göre alt mahkeme olması nedenleriyle davalarının
birleştirilmesi mümkün değil ise de, ergin sanıklar S.G., F.G. ve H.T.’nin olayla ilgili beyanlarının tespit
edilip, haklarında görülen İ. A. Asliye Ceza Mahkemesindeki dava dosyasının getirtililerek onaylı örneği
dosya içerisine konulduktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin
eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizdir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemece eksik araştırmaya dayalı olarak verilen direnme kararına konu hükmünün
bozulmasına karar verilmelidir.
   YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 19.06.2018 tarihli ve 282-287 sayılı
Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)