YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 21.02.2017 tarihli ve 23-82 sayılı

Başlatan İçtihat, 04 Şubat 2021, 20:43:20

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat

-11
ÖZET85: Asayiş Büro Amirliğine kimlik bilgilerini vermek istemeyen bir şahıs tarafından telefonla
yapılan ihbarda, 'Çakır' lakaplı 'Süleyman' adlı bir kişinin Ümraniye ilçesinin çeşitli semtlerinde 34
DE .... plakalı araçla uyuşturucu madde sattığının bildirildiği, ancak bu bilgiyi destekleyen emarelerin
bulunmaması nedeniyle doğruluğunun araştırılması için çalışma yapılmaya başlandığı, bu nedenle
suç şüphesinin henüz Cumhuriyet savcısına bildirilmediği ve soruşturma evresine başlanmadığı,
ayrıca mevcut bilgilerle arama kararı veya arama emrinin düzenlenmesinin mümkün olmadığı
aşamada, Ç. Köprüsü girişinde ve çevresinde gözlem yapıldığı esnada, sanığın yönetimindeki ihbarda
belirtilen aracın tesadüfen görevlilerce görülerek durdurulduğu, açık kimliği tespit edildikten sonra
sanığın araçtan indirildiği, yapılan üst yoklamasında 20 paket uyuşturucu maddenin ele geçirildiği
olayda, 2559 sayılı PVSK’nın Ek 4. maddesi uyarınca, bir suçla karşılaştığında hizmet branşına bağlı
olmaksızın suça el koymak ve delilleri tespit edip, muhafaza altına almak ile görevli ve yetkili olan
görevlilerin, mesleki tecrübelerine ve içinde bulundukları durumdan edindikleri izlenime göre,
sanığın yönetimindeki araçtan şüphelendikleri, bu makul sebep nedeniyle durdurulan aracın plakası
ile kimlik tespiti yapılan sanığın adının ihbardaki bilgiler ile uyumlu olmasının işlenmekte olan bir
suçun varlığına ilişkin şüpheyi daha da arttırdığı, sanığın üzerinde silah veya tehlike oluşturan diğer
bir eşyayı bulundurabileceği hususunda yeterli şüphenin oluşması üzerine PVSK’nın 4/A maddesinin
verdiği yetkiye dayalı olarak alınması gereken tedbirler kapsamında, giysileri çıkartılmaksızın elle
yoklama biçiminde kontrol yapıldığında, suç konusu uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği, sanığın
temadi eden satmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği şüphesiyle yakalandığı,
bu durumda CMK’nun 2. maddesinin (j) bendi ile Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 4.
maddesinde tanımı yapılan 'suçüstü' halinin mevcut olduğu, somut emarelere dayanmayan ve
sanığın açık kimlik bilgilerinin de bulunmadığı soyut ihbar hakkında araştırma yapıldığı aşamada
görevlilerin, işlenmekte olan bir suçla diğer bir anlatımla 'suçüstü' hali ile karşılaşması nedeniyle
CMK’nun 90/4. maddesi ile PVSK’nın 13/1-A ve Ek 6. maddelerinin verdiği yetkiye dayanarak, suç
delillerinin kaybolmaması için derhal gerekli tedbirleri alıp uyuşturucu maddeleri muhafaza altına
aldıktan sonra, uyguladığı tedbirler ile somut olay hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi verdiği,
müteakiben alınan emirler doğrultusunda soruşturma işlemlerinin başladığı, yine PVSK’nın Ek
6. maddesini açıklayıcı nitelikte olan Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 8. maddesinin (f)
bendindeki düzenlemeye göre de, suçüstü halinde ayrıca bir arama emri ya da karar alınmasına gerek
bulunmadığı, dolayısıyla suçun delili ve konusunu oluşturan uyuşturucu maddelerin ele geçirilip
muhafaza altına alınmasının hukuka uygun olduğu ve hukuka aykırı bir delilden söz edilemeyeceği
anlaşıldığından, Özel Daire bozma kararında isabet bulunmamaktadır.
   YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 21.02.2017 tarihli ve 23-82 sayılı
Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)