YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 27.06.2019 tarihli ve 310-509 sayılı

Başlatan İçtihat, 04 Şubat 2021, 20:44:30

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat

İfade veya sorgu için çağrı
MADDE 145. - (1) İfadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır, çağrılma nedeni
açıkça belirtilir, gelmezse zorla getirileceği yazılır.
Zorla getirme
MADDE 146. - (1) (Değişik: 06.12.2006-5560/20 md.)177Hakkında tutuklama kararı verilmesi veya
yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan veya 145 inci maddeye göre çağrıldığı halde
gelmeyen şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir.
(2) Zorla getirme kararı, şüpheli veya sanığın açıkça kim olduğunu, kendisiyle ilgili suçu, gerektiğinde
eşkâlini ve zorla getirilmesi nedenlerini içerir.
(3) Zorla getirme kararının bir örneği şüpheli veya sanığa verilir.
177
19.12.2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 06.12.2006 tarihli ve 5560
sayılı Kanun’un 20. maddesi ile değiştirilen madde başlığı ve birinci fıkra metni,
'Şüpheli veya sanığın zorla getirilmesi
(1) Hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan şüpheli veya sanığın
zorla getirilmesine karar verilebilir.' şeklindedir.
(4) (Değişik: 06.12.2006-5560/20 md.)178Zorla getirme kararı ile çağrılan şüpheli veya sanık derhal,
olanak bulunmadığında yol süresi hariç en geç yirmidört saat içinde çağıran hâkimin, mahkemenin veya
Cumhuriyet savcısının önüne götürülür ve sorguya çekilir veya ifadesi alınır.
(5) (Değişik: 06.12.2006-5560/20 md.)179 Zorla getirme, bunun için haklı görülecek bir zamanda
başlar ve hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından, sorguya çekilmenin veya ifade almanın
sonuna kadar devam eder.
(6) Zorla getirme kararının yerine getirilememesinin nedenleri, köy veya mahalle muhtarı ile kolluk
görevlisinin birlikte imzalayacakları bir tutanakla saptanır.
(7) (Ek fıkra: 06.12.2006-5560/20 md.)180 Çağrıya rağmen gelmeyen tanık, bilirkişi, mağdur ve
şikâyetçi ile ilgili olarak da zorla getirme kararı verilebilir.
İfade ve sorgunun tarzı
MADDE 147. - (1) Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya çekilmesinde
aşağıdaki hususlara uyulur:
a) Şüpheli veya sanığın kimliği saptanır. Şüpheli veya sanık, kimliğine ilişkin soruları doğru olarak
cevaplandırmakla yükümlüdür.
b) Kendisine yüklenen suç anlatılır.
c) Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade
veya sorgusunda hazır bulunabileceği, kendisine bildirilir. Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir
müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir.
d) 95 inci madde hükmü saklı kalmak üzere, yakalanan kişinin yakınlarından istediğine yakalandığı
derhâl bildirilir.
e) Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu söylenir.
f) Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine
var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır.
g) İfade verenin veya sorguya çekilenin kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alınır.
h) İfade ve sorgu işlemlerinin kaydında, teknik imkânlardan yararlanılır.
i) İfade veya sorgu bir tutanağa bağlanır. Bu tutanakta aşağıda belirtilen hususlar yer alır:
1. İfade alma veya sorguya çekme işleminin yapıldığı yer ve tarih.
2. İfade alma veya sorguya çekme sırasında hazır bulunan kişilerin isim ve sıfatları ile ifade veren veya
sorguya çekilen kişinin açık kimliği.
3. İfade almanın veya sorgunun yapılmasında yukarıdaki işlemlerin yerine getirilip getirilmediği, bu
işlemler yerine getirilmemiş ise nedenleri.
4. Tutanak içeriğinin ifade veren veya sorguya çekilen ile hazır olan müdafi tarafından okunduğu ve
imzalarının alındığı.
5. İmzadan çekinme hâlinde bunun nedenleri.
178
19.12.2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 06.12.2006 tarihli ve 5560
sayılı Kanun’un 20. maddesi ile değiştirilen fıkra metni,
'(4) Zorla getirme kararı ile çağrılan şüpheli veya sanık derhâl, olanak bulunmadığında yol süresi hariç en geç yirmidört saat
içinde çağıran hâkimin, mahkemenin veya zorla getirmeyi isteyen Cumhuriyet savcısının önüne götürülür ve sorguya çekilir
veya ifadesi alınır.' biçimindedir.
179
19.12.2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 06.12.2006 tarihli ve 5560 sayılı
Kanun’un 20. maddesi ile değiştirilen fıkra metni,
'(5) Zorla getirme, bunun için haklı görülecek bir zamanda başlar ve hâkim, mahkeme veya zorla getirmeyi isteyen Cumhuriyet
savcısı tarafından, sorguya çekilmenin veya ifade almanın sonuna kadar devam eder.' şeklindedir.
180 19.12.2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 06.12.2006 tarihli ve 5560
sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenmiştir.
KARARLAR
1
ÖZET: Sanık hakkında kamu malına zarar verme ve tehdit suçlarından düzenlenen iddianamenin
Yerel Mahkemece sanığın hazır bulunduğu duruşmada sorgusuna geçilmeden önce okunmadığı
ve atılı kamu malına zarar verme ve tehdit suçları ile ilgili olarak CMK’nın 147. maddesindeki
hakları konusunda bilgilendirilmediği anlaşıldığından, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu
doğuran bu usule aykırılıklar nedeniyle Yerel Mahkeme hükümlerinin, diğer yönleri incelenmeksizin
bozulmasında zorunluluk bulunmaktadır.
İtirazın kapsamına göre inceleme sanık Z.T.’nin 09.02.2011, 24.02.2011 ve 15.03.2011 tarihlerinde
işlediği kamu malına zarar verme, 14.02.2011 tarihinde işlediği kamu malına zarar vermeye teşebbüs
ve 24.02.2011 tarihinde işlediği tehdit suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik olarak
yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi
gereken uyuşmazlıklar,
1- 24.02.2011 tarihinde işlediği kamu malına zarar verme suçundan dolayı sanık hakkında açılan
kamu davasına ilişkin iddianame okunup atılı suçla ilgili yasal hakları da hatırlatılmadan sorgusu yapılmak
suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 176/1, 191/3-b-c ve 147. maddelerine aykırı davranılıp davranılmadığı,
2- Davranılmadığı sonucuna ulaşılması hâlinde, ayrıca, 09.02.2011, 14.02.2011, 24.02.2011 ve
15.03.2011 tarihlerinde işlediği kamu malına zarar verme suçlarından dolayı sanık hakkında açılan kamu
davalarına ilişkin iddianame tarihleri göz önüne alındığında bu suçların kendi içlerinde zincirleme suç
oluşturup oluşturmadıkları ve bu bağlamda sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinin uygulanmasının
mümkün olup olmadığı,
Hususlarının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden,
K. Cumhuriyet Başsavcılığınca, sanığın 09.02.2011 tarihinde işlediği kamu malına zarar verme suçuna
ilişkin olarak 22.03.2011 tarihli ve ... sayılı, 24.02.2011 tarihinde işlediği kamu malına zarar verme ve
tehdit suçlarına ilişkin olarak 24.03.2011 tarihli ve ... sayılı, 15.03.2011 tarihinde işlediği kamu malına zarar
verme suçuna ilişkin olarak 16.01.2012 tarihli ve ... sayılı, 14.02.2011 tarihinde işlediği kamu malına zarar
vermeye teşebbüs suçuna ilişkin olarak ise 22.03.2011 tarihli ve ... sayılı iddianameler ile kamu davası
açıldığı, açılan kamu davalarının sanığın savunması alınmadan K. Asliye Ceza Mahkemesinin ... esas sayılı
dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, birleşen bu dava dosyasına ilişkin olarak Yerel Mahkemece
06.10.2011 tarihinde yapılan oturumda hazır bulunan sanığa söz konusu iddianameler okunmadan ve
yasal hakları da hatırlatılmadan sanığın savunmasının alındığı anlaşılmaktadır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 176. maddesinin birinci fıkrasında iddianamenin çağrı
kağıdı ile birlikte sanığa tebliğ edileceği hükme bağlanmış, aynı maddenin son fıkrasında da iddianamenin
tebliği ile duruşma günü arasında en az bir hafta süre bulunması gerektiği belirtilmiştir.
CMK’nın 'İfade ve sorgunun tarzı' başlıklı 147. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (c), (d), (e), (f ) ve (g)
bentleri,
'(1) Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya çekilmesinde aşağıdaki hususlara
uyulur:
a) Şüpheli veya sanığın kimliği saptanır. Şüpheli veya sanık, kimliğine ilişkin soruları doğru olarak
cevaplandırmakla yükümlüdür.
b) Kendisine yüklenen suç anlatılır.
c) Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade
veya sorgusunda hazır bulunabileceği, kendisine bildirilir. Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi
yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir.
d) 95 inci madde hükmü saklı kalmak üzere, yakalanan kişinin yakınlarından istediğine yakalandığı
derhâl bildirilir.
e) Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu söylenir.
f) Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var
olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır.
g) İfade verenin veya sorguya çekilenin kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alınır.' şeklinde
düzenlenmiştir.
Aynı Kanun’un 'Duruşmanın başlaması' başlıklı 191. maddesinin 3. fıkrasında ise,
'Duruşmada, sırasıyla,
a) Sanığın açık kimliği saptanır, kişisel ve ekonomik durumu hakkında kendisinden bilgi alınır,
b) İddianame veya iddianame yerine geçen belge okunur,
c) Sanığa, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu ve 147 nci maddede
belirtilen diğer hakları bildirilir,
d) Sanık açıklamada bulunmaya hazır olduğunu bildirdiğinde, usulüne göre sorgusu yapılır.'
düzenlemelerine yer verilerek, sanığın sorgusu yapılmadan önce iddianamenin ve iddianame yerine
geçen belgenin okunması gerektiği belirtilmiştir.
AİHS’nin 6/1. maddesinin 1. cümlesinde, 'Herkes, gerek medeni hak veya yükümlülükleriyle ilgili
nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş
bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık
olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir...',
Aynı maddenin 3. fıkrasında ise, 'Her sanık en azından aşağıdaki haklara sahiptir:
a) Kendisine yöneltilen suçlamanın niteliği ve nedeninden en kısa zamanda, anladığı bir dille ve ayrıntılı
olarak haberdar edilmek…' hükümleri yer almaktadır.
Adil yargılama, yalnızca davanın erken sonuçlandırılması olmayıp, sanık ile katılana tüm haklarını
tamamen kullanma imkanı sağlanarak yargılamanın en az giderle ve en kısa zamanda sonuçlandırılması
olduğundan, modern hukuk sistemlerinde sözlülük, doğrudanlık ve yüz yüzelik ilkeleri kabul edilmiştir.
Kanun koyucu da, CMK’nın 176. maddesinde iddianamenin çağrı kağıdı ile birlikte sanığa tebliğini
ve savunması hazırlanmasına imkan sağlanmak üzere tebliğ ile duruşma günü arasında en az bir hafta
süre bulunmasını öngörmüş, ayrıca 191. madde ile sanığın üzerine atılı suçu ayrıntılarıyla öğrenmesi
ve savunma hakkını en iyi şekilde kullanması için iddianamenin okunması zorunluluğunu getirmiştir.
Sözkonusu düzenlemeler savunma ve yapılan isnadı öğrenme hakkı kapsamında olup, sanığın hakkındaki
suçlamalardan haberdar olması ve daha etkili savunma yapması amaçlanmaktadır.
Nitekim Ceza Genel Kurulunun 04.06.2013 tarihli ve 1401-277 sayılı ile 04.02.2014 tarihli ve 112-38
sayılı kararlarında da benzer hususlara işaret edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konuları değerlendirildiğinde,
Sanık hakkında kamu malına zarar verme ve tehdit suçlarından düzenlenen 24.03.2011 tarihli
iddianamenin Yerel Mahkemece sanığın hazır bulunduğu 06.10.2011 tarihli duruşmada sorgusuna
geçilmeden önce okunmadığı ve atılı kamu malına zarar verme ve tehdit suçları ile ilgili olarak CMK’nın
147. maddesindeki hakları konusunda bilgilendirilmediği anlaşıldığından, savunma hakkının kısıtlanması
sonucunu doğuran bu usule aykırılıklar nedeniyle Yerel Mahkeme hükümlerinin, diğer yönleri
incelenmeksizin bozulmasında zorunluluk bulunmaktadır.
Bu nedenle, haklı nedene dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar
verilmelidir.
Birinci uyuşmazlık konusunda ulaşılan sonuç karşısında ikinci uyuşmazlık konusu değerlendirilmemiştir.
   YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 27.06.2019 tarihli ve 310-509 sayılı
Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)