YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 07.03.2019 tarihli ve 563-173 sayılı

Başlatan İçtihat, 04 Şubat 2021, 20:55:05

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat

Eski hale getirme müddeti içinde temyiz müddetinin cereyanı
MADDE 311 – (3006 sayılı Kanun ile değişik) Sanık aleyhine gıyaben sadır olan hükümlerde
eski hale getirme talebinin müddeti içinde temyiz müddeti de cereyan eder. Sanık, eski hale getirme
talebinde bulunur ise bu talebin reddi ihtimalini nazara alarak müddeti içinde dilekçe vermek veya zabıt
kâtibine bir beyan yapmakla temyiz talebinde bulunmalıdır. Bu halde temyize taallûk eyleyen işler, eski
hale getirme talebi hakkında karar verilinceye kadar tehir olunur.
(Bu maddenin 2. fıkrası 3206 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır.)
Eski hale getirme talebinde bulunmaksızın temyiz yoluna gidilmiş ise bu muamele, eski hale getirmek
talebi hakkından vazgeçmeyi gösterir.
Temyiz dilekçesinin tesiri
MADDE 312 – (3006 sayılı Kanun ile değişik) Müddeti içinde verilen temyiz dilekçesi hükmün
kat’ileşmesine mani olur.
Hüküm, temyiz eden tarafa gerekçesiyle tefhim edilmemişse temyiz olunduğuna mahkemenin
ıttılaından bir hafta içinde tebliğ edilir.
Temyiz dilekçesi ve ihtiva edeceği noktalar
MADDE 313 – (3006 sayılı Kanun ile değişik) Temyiz eden taraf, hükmün hangi cihetine itiraz
ve neden dolayı bozulmasını talep etmekte olduğunu temyiz dilekçesinde veya beyanında veyahut
layihasında gösterir.
Temyiz için istinat edilen sebeplerde muhakeme usulüne müteallik hukuki bir kaideye mi yoksa
kanuni diğer hükümlere mi muhalefet edilmiş olmasından dolayı itiraz olunduğu gösterilir. Birinci halde
kanuna muhalif olan vakıalar izah olunur.
İhtiyari temyiz layihası
MADDE 314 – (3006 sayılı Kanun ile değişik) (3206 sayılı Kanun ile değişik fıkra) Temyiz
dilekçesinde veya beyanında temyiz sebepleri gösterilmemişse temyiz dilekçesi için belirlenen sürenin
bitmesinden yahut gerekçeli karar henüz tebliğ edilmemişse tebliğinden itibaren bir hafta içinde hükmü
temyiz olunan mahkemeye bu sebepleri ihtiva eden bir lâyiha da verilebilir. Cumhuriyet Savcısı temyiz
dilekçesinde temyiz sebeplerini göstermemiş ise, temyiz isteğinin sanığın lehinde veya aleyhinde
olduğunu açıkça belirtmesi gerekir.
Layihanın verilmemesi veya dilekçe veya beyanda temyiz sebeplerinin gösterilmemesi temyiz
tetkikatı yapılmasına mani değildir.
Temyiz sanık tarafından yapılmış ise bu layihalar kendisi veya müdafii tarafından imza edilerek verilir.
Müdafii yoksa sanık bu hususta bir tutanak tutulmak üzere zabıt kâtibine yapacağı bir beyanla
gerekçesini dermeyen edebilir. Bu tutanak reis veya hâkime tasdik ettirilir.
Temyiz talebinin kabule şayan olmamasından dolayı hükmü veren mahkemece reddi
MADDE 315 – (3006 sayılı Kanun ile değişik) (3206 sayılı Kanun ile değişik fıkra) Temyiz isteği
kanuni sürenin geçmesinden sonra yapılmış veya temyiz edilemeyecek bir hüküm temyiz edilmişse veya
temyiz edenin buna hakkı yoksa hükmü temyiz olunan mahkeme bir karar ile temyiz dilekçesini reddeder.
Temyiz eden taraf red kararının kendisine tebliğinden itibaren bir hafta içinde Yargıtaydan bu hususta
bir karar verilmesini talep edebilir. Bu takdirde dosya Yargıtaya gönderilir. Şu kadar ki, bu sebepten dolayı
hükmün infazı tehir olunmaz.
Temyiz dilekçe ve layihasının tebliği ve cevabı
MADDE 316 – (3006 sayılı Kanun ile değişik) 315’inci maddeye göre hükmü veren mahkemece
reddedilmeyen temyiz talebine dair dilekçe ve varsa yalnız lâyihanın bir sureti temyiz talebinde bulunan
tarafın hasmına tebliğ olunur. Hasım tarafı, bir hafta içinde yazı ile cevabını verebilir.
Temyiz eden tarafın hasmı sanık ise bu hususta bir tutanak tutulmak üzere zabıt kâtibine yapılacak
bir beyanla da cevabını verebilir. Cevap layihası verildikten veya bunun için muayyen müddet bittikten
sonra dava dosyası Cumhuriyet Savcısı tarafından Yargıtaya verilmek üzere Cumhuriyet Başsavcılığına
gönderilir.
(Ek fıkra: 02.01.2003-4778/2, Değişik 19.03.2003-4829/20 sayılı Kanun) Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığınca düzenlenen tebliğname, hükmü temyiz etmeleri veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek
görüş içermesi halinde sanık veya müdafii ile müdahil, şahsî davacı veya vekillerine dairesince tebliğ
olunur. İlgili taraf tebliğden itibaren yedi gün içinde yazılı olarak cevap verebilir.7
(Ek fıkra: 19.03.2003-4829/20 sayılı Kanun) Üçüncü fıkra uyarınca yapılacak tebligatlar, Tebligat
Kanununun 35 inci maddesine göre ilgililerin dava dosyasından belirlenen son adreslerine yapılmasıyla
geçerli olur.8
KARARLAR
-1
ÖZET: Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün katılan Tütün ve Alkol Piyasası
Düzenleme Kurumu vekili ile şikâyetçi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi
üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tebliğname düzenlenmiş ise de bu tebliğnamede
şikâyetçi vekili tarafından gerçekleştirilen temyiz istemi ve nedenleri değerlendirilmiş değildir.
Yargıtay Kanunu’nun 28 ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 37. maddeleri uyarınca Yerel Mahkemece
verilen kararların temyiz yoluyla incelenmesinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, tüm temyiz
edenlere yönelik hukuki görüşün açıklandığı bir tebliğnamenin düzenlenmesi zorunludur.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken
uyuşmazlıklar,
1- Şikâyetçi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı vekilinin hükmü temyiz etme hak ve yetkisinin bulunup
bulunmadığının,
2- Sanığa atılı suçun unsurları itibarıyla sabit olup olmadığının,
Belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, Gümrük ve
Ticaret Bakanlığı vekilinin temyiz talebi hususunda mevcut tebliğnamede bir görüş bildirilmediğinden,
bu hususta ek görüş bildirilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesinin
gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından,
Yerel Mahkemenin sanığın beraatine dair ilk hükmünün, katılan Tütün ve Alkol Piyasası Kurumu vekili
ile İzmir Gümrük Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edildiği, Özel Dairece Gümrük İdaresi vekilinin temyiz
talebinin reddine, katılan vekilinin temyizi ile sınırlı olarak yapılan incelemede hükmün bozulmasına
7 4778 sayılı Kanun 11.01.2003 gün ve 24990 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
8 4829 sayılı Kanun 27.03.2003 gün ve 25061 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
karar verildiği, Yerel Mahkemenin ilk hükmünde direndiği, direnme kararına konu bu hükmün de katılan
Tütün ve Alkol Piyasası Kurumu vekili ile şikâyetçi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı vekili tarafından temyiz
edilmesi üzerine düzenlenen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.12.2017 tarihli ve 141839 sayılı
tebliğnamesinde yalnızca katılan vekilinin temyiz itirazlarının değerlendirildiği, şikâyetçi vekilinin temyiz
talebi hususunda ise bir görüş bildirilmediği anlaşılmaktadır.
Ön sorunun çözümünde isabetli bir hukuki sonuca varılabilmesi için öncelikle konu ile ilgili yasal
mevzuat üzerinde durulmalıdır.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 'Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Başyardımcısı ile yardımcılarının
görevleri' başlıklı 28. maddesi,
'Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Başyardımcısı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının veya Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcıvekilinin vereceği görevleri yapar. Özel hükümler saklı kalmak kaydıyla Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı ve Vekilinin yokluğunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına vekillik eder. Başyardımcının
da bulunmadığı zamanlarda bu görevi en kıdemli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıyardımcısı yapar.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıyardımcıları, kendilerine verilen dosyaların tebliğnamelerini, karar düzeltme
ve itiraz yoluna başvurma işlemlerini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı adına düzenler ve onun yerine imza
ederler. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının vereceği diğer işleri görürler.
Zamanaşımı Türk Ceza Kanununun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (5) ve (6) numaralı bentleri
kapsamında olan suçlara ilişkin dava dosyaları temyiz üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca
tebliğname düzenlenmeksizin ilgili daireye gönderilir. Daire kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının
karar düzeltme ve itiraz kanun yollarına başvurma yetkisi vardır.' biçiminde hüküm altına alınmıştır.
Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 37. maddesi ise,
'Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı yardımcılarının görevleri:
1- Verilen işleri süresinde ve eksiksiz inceleyip Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı adına düzenleyecekleri
ve imza edecekleri tebliğnamelere bağlıyarak sonuçlandırmak,
2- Dairelerden çıkan ilâmları uygulama, içtihat ve tebliğnamelere uygunluk açılarından inceleyerek
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının görüşüne göre karar düzeltme veya itiraz yollarına gitmek,
3- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı başyardımcısı tarafından düzenlenecek sıraya göre Ceza Genel Kurulu ile
dairelerin duruşmalarına katılarak düşüncesini bildirmek,
4- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı başyardımcısı tarafından düzenlenecek sıraya göre ceza dairelerinin
günlük çalışmaları sona erinceye kadar çalışma saati dışında nöbet tutmak,
5- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından verilecek ve ayrıca kanun ve yönetmelikle verilen diğer
görevleri yapmaktır.' şeklindedir.
Anılan Kanun ve Yönetmelik maddeleri uyarınca Yerel Mahkemece verilen kararların temyiz yoluyla
incelenmesinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca o konudaki hukuki görüşün açıklandığı bir
tebliğnamenin düzenlenmesi zorunlu olduğu gibi, 1412 sayılı CMUK’un 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi
uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 316. maddesinin 3. fıkrasına göre de hükmün temyiz
edilmesi halinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenecek tebliğnamenin, hükmü temyiz
etmeleri veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi halinde sanık veya katılan ya da vekillerine
dairesince tebliğ olunması da zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde,
Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün katılan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme
Kurumu vekili ile şikâyetçi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığınca 24.12.2017 tarihli ve 141839 sayılı tebliğname düzenlenmiş ise de bu
tebliğnamede şikâyetçi vekili tarafından gerçekleştirilen temyiz istemi ve nedenleri değerlendirilmiş
değildir. Yargıtay Kanunu’nun 28 ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 37. maddeleri uyarınca Yerel Mahkemece
verilen kararların temyiz yoluyla incelenmesinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, tüm temyiz
edenlere yönelik hukuki görüşün açıklandığı bir tebliğnamenin düzenlenmesi zorunludur.
Bu nedenle, katılan vekili ve şikâyetçi vekili tarafından açılmış bulunan temyiz davasına dayalı olarak
Ceza Genel Kurulunca inceleme yapılabilmesi için, öncelikle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca şikâyetçi
vekili tarafından ileri sürülen temyiz nedenlerinin de değerlendirildiği bir ek tebliğnamenin düzenlenmesi
gerektiğinden, dosyanın ek tebliğname düzenlenmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi
edilmesine karar verilmelidir.
   YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 07.03.2019 tarihli ve 563-173 sayılı
Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)