YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 15.01.2019 tarihli ve 1059-10 sayılı

Başlatan İçtihat, 04 Şubat 2021, 20:55:50

« önceki - sonraki »
avatar_İçtihat

-2
ÖZET: Sanık hakkında kurulan ilk hükmün bozulmasından sonra Yerel Mahkemece, bozma
kararında tartışılması gerektiği belirtilen, ilk hükümde yer almayan ve Özel Daire denetiminden
geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile kurulan hüküm özde direnme kararı değil 'Eylemli uyma
neticesi verilen yeni bir hüküm' niteliğinde olup, dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel
Daireye gönderilmelidir.
Özel Daireyle Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık,
sanığa atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkin
ise de, Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, Yerel Mahkemece verilen direnme kararına
konu hükmün 'yeni hüküm' niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi,
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile
hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni
bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi
tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından,
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan ilk mahkûmiyet hükmünün, Özel Dairece, '...
Sanığın, katılan H. Tarım Ürünleri Ltd. Şti. firmasından aldığı mısır ürününe karşılık 17.11.2005 tarihli ve 30.000
TL bedelli, 22.11.2005 keşide tarihli ve 50.000 TL bedelli, 28.11.2005 keşide tarihli ve 30.000 TL bedelli suça
konu çekleri verdiği, sanığın alış verişe konu olan malları teslim almış olmasına rağmen, son sevk irsaliyesinin
düzenlendiği 31.10.2005 tarihinde bankaya başvurarak çeklerin rızası dışında elinden çıktığını ileri sürerek
ödeme yasağı konulması için talimat vererek çeklerin ödenmemesini sağlamak suretiyle dolandırıcılık suçunu
işlediği iddia edilen olayda, suça konu çeklerin sahteliğinin ileri sürülmemesi karşısında, sanık tarafından
çeklerin katılana verilmesinden sonra ödeme yasağı konulmasının tek başına dolandırıcılık suçunun hile
unsurunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması,' isabetsizliğinden
bozulmasından sonra Yerel Mahkemece, '...Sanık satın aldığı ürün bedeline karşı verdiği çekleri rızası ile
ticari alış veriş nedeniyle vermiş olmasına rağmen kötü niyetli olarak sırf çek bedellerinin ödenmesini önlemek
ve katılanın parasını almasını engellemek amacıyla hiçbir haklı ve hukuki sebebi bulunmaksızın ödeme
yasağı koyarak satın aldığı ürünlerin bedelini ödememek amacıyla kötü niyetli davrandığı, rızasıyla teslim
ettiği çeklerin elinden rızası hilafında çıktığına dair iddialarının iyi niyetli kabul edilemeyeceği ve hukuken
korunamayacağı, sanığın bu davranışı ile alacaklının alacağının tahsilini imkansızlaştırdığı ya da en azından
zorlaştırdığı göz önüne alındığında dolandırıcılık kastı ile hareket ettiği kanaatine varıldığı,' biçiminde,
bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen, ilk hükümde yer almayan ve Özel Daire denetiminden
geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin son uygulaması özde direnme kararı niteliğinde olmayıp, bozma
ilamında tartışılması gerektiği belirtilen hususlar tartışıldıktan sonra 'Eylemli uyma neticesi verilen yeni bir
hüküm' niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine
karar verilmelidir.
   YARGITAY CEZA GENEL KURULU, 15.01.2019 tarihli ve 1059-10 sayılı
Mesele yorum yapmakta değil, Mesele o yorumu gerekçelendirmekte. ÖKC (Özgür KOCA)

Benzer Konular (10)