İşçi alacağına dayalı ilamsız takipte İflas erteleme nedeniyle takibin durdurulması gerektiği

Başlatan Deniz034, 08 Nisan 2016, 21:43:21

« önceki - sonraki »
avatar_Deniz034
12. Hukuk Dairesi         2013/11245 E.  ,  2013/21729 K.

"İçtihat Metni"
ESAS NO : 2013/11245
KARAR NO : 2013/21729
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
    Alacaklı tarafından borçluya karşı bir kısım işçilik  alacakları  için yapılan ilamsız     takipte borçlu; kendilerine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin şirket yetkilisine yapılmadığını,  tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ve haklarında Gebze 2. Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi'nin iflasın ertelenmesi davasında 16.02.2009  tarihli verilen tedbir kararı olduğunu  bu nedenle  takibin durdurulmasını talep ettiği anlaşılmaktadır. 
       7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır. Tebligat Kanunu'nun uygulanmasına dair yönetmeliğin 21. maddesinde de selahiyetli (yetkili) kişilerin bulunmadığının tebliğ mazbatasında gösterilmesi lüzumu hüküm altına alınmıştır.
    Somut olayda borçluya yapılan tebligat evrakı incelendiğinde "şirketin daimi ve yetkili çalışanı D..B.. imzasına" 02.03.2012 tarihinde tebliğ edildiği, tebligatın borçlu A... Et Entegre Tic. Ve San. Ltd.Şti'ni temsile yetkili olanların o sırada orada bulunup bulunmadıkları belirlenmeden doğrudan şirketin daimi ve yetkili çalışanı imzasına tebliğ edildiği, tebliğ işleminin  bu hali ile 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13.maddelerine aykırı yapıldığı  anlaşılmıştır.
      Öte yandan  Gebze 2. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi'nin 2009/118 Esas sayılı dosyası ile borçlu tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasında mahkemece 16.02.2009  tarihinde; "....şirket hakkında yapılmış ve yapılacak İİK 206 maddesi 1.sırasında yazılı alacaklara ilişkin  olanlar hariç  olmak ve 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hangi sebebe dayanırsa dayansın  icra takipleri ile  ihtiyati haciz ve  tedbir uygulamalarının, takas–mahsup ve temlik uygulamalarının ve İİK 89/1 madde ihbarnamelerinin tedbiren durdurulmasına  " yönelik ihtiyati tedbir kararı verildiği, bu karardan sonra  borçlu hakkında 28.02.2012 tarihinde  Antalya 1.Noterliğinin 17.02.2012 tarihli  03295  yevmiye numaralı ihtarnamesine dayanılarak bir kısım işçilik  alacaklarının tahsili için  ilamsız haciz yolu ile  takip yapıldığı anlaşılmıştır.

       İİK'nun 206/1. sırasında yazılı alacaklar için erteleme müddetinde takip yapılması mümkündür. Ancak somut olayda kesinleşmiş bir takip bulunmadığı, takibe konu edilen alacağın İİK'nun 206/a maddesinde sayılan 1. sıra alacaklardan olduğu hususunun    kesinleşmediği, takibin ilama dayalı olmadığı  ve takibin  ihtarnameye dayalı işçi alacağı olduğu  anlaşılmıştır.
       O halde mahkemece, borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin kabulü ile  Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin borçlunun bildirdiği öğrenme tarihine göre düzeltilmesine  ve  iflas ertelemesi davasında verilen tedbir kararından  sonra  borçlu hakkında yapılan takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
       Öte yandan HMK'nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/06/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.



''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)

3442

Yanıtlar: 0
Gösterim: 6813